Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/440 E. 2023/519 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/440 Esas – 2023/519
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2023/440 Esas
KARAR NO : 2023/519

BAŞKAN :…
KATİP : ….

DAVACI ….
DAVACI …
DAVALI ….

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 09/01/2012
KARAR TARİHİ : 05/07/2023

KARAR Y. TARİHİ : 12/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, taraflar arasındaki sistem kullanım sözleşmesine aykırı davrandığı iddiasıyla davalı tarafından kesilen ceza sebebiyle davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, sistem kullanım anlaşmasına aykırılık nedeni ile kesilen ceza faturaları nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 36 KV üzerindeki gerilim seviyesinden iletim hatlarına bağlı santrallerle ilgili bağlantı ve sistem kullanım anlaşmaları imzalandığı, davalının davacıya 2005 ve 2009 yıllarına ait davacıya bağlı santrallerin sistem kullanım anlaşmasındaki güç değerlerini aştığı gerekçesiyle 28/04/2010 ve 16/12/2010 tarihlerinde ceza faturalarının düzenlendiği, kurumlar arası yapılan görüşmeler sonucunda toplam 1.671.030,89 TL’ lik cezanın bir kısmının iade edilip geriye kalan 1.373.879,01 TL’sinin davalı tarafa ödenmesinin istendiği anlaşılmaktadır.
Dosyamızda davacı taraf, ceza verilirken sistem kullanım anlaşmasındaki şartlara uyulmadığını, cezanın haksız olduğunu ileri sürmektedir. Davalı taraf ise; bağlantı ve/veya sistem kullanım anlaşmalarındaki düzenlemelere uygun işlem yapıldığını savunmaktadır.
Davalı taraf, 24/05/2012 tarihli dilekçesiyle yargı yolu itirazında bulunmuştur.
Mahkememiz’ce yapılan yargılama sonucunda iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin elektrik iletimi faaliyetinde görevlendirilmiş bir iktisadi devlet teşekkülü olduğu, taraflar arasında imzalanmış sistem kullanım anlaşması dikkate alındığında bir kamu tüzel kişiliğine sahip bulunan davalı idare tarafından yürütülen kamu hizmeti sayılan elektrik iletimine ilişkin sistem kullanım anlaşmasının idareye denetim ve anlaşmanın uygulanmasına ilişkin ayrıcalıklı yetkiler tanıdığı, taraflar arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından çözümleneceğinin belirtilmesinin, sözleşmenin idari nitelikli olduğunu gösterdiği, bu haliyle 2576 Sayılı Kanunun 1. maddesindeki düzenleme dikkate alınarak kamu hizmetlerinde birinin yürütülmesi için yapılan idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaların çözüm yerinin idare mahkemeleri olduğu kabul edilerek davanın yargı yoluna ilişkin dava şartı yokluğu sebebiyle Mahkememizin 16/11/2012 tarih, 2012/7E.-2012/531K. sayılı kararı ile reddine karar verilmiş ise de; sözkonusu karar temyizen Yargıtay …H.D. Başkanlığı’nın 20/01/2014 tarih, 2013/7381 E. ve 2014/291K. Sayılı bozma ilamı ile bozulmakla; dosya Mahkememiz yeni esasına kayden ve bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Bozma sonrasında tarafların iddia ve savunmaları ile toplanan deliller çerçevesinde uzman bilirkişi kurulundan rapor alınmıştır.
Dosyamıza sunulan bilirkişi kurulu raporunda özetle; dava konusu ceza faturalarının sistem kullanım anlaşmasındaki güç değerlerinin aşılması nedeniyle 28/04/2010 ve 16/12/2011 tarihli olarak düzenlendiği, cezanın dönem itibariyle 2005-2009 yıllarına ilişkin olduğu, sözleşmenin 10. Maddesine göre davalının tespit ettiği ihlal konusunda davacıyı uyarması gerektiği, uyarıda belirtilen sürede sona erdirilmezse ceza faturası düzenlenmesi gerektiği, dolayısıyla, uyarı yapılmadan düzenlenen ceza faturalarının anlaşmaya uygun olmadığı bildirilmiştir.
Bilirkişi kurulu raporu dosya kapsamına, yasal düzenlemelere uygun ve denetlenebilir olduğundan mahkemece benimsenmiş davalının itirazlarına itibar edilmeyerek davanın kabulüne dair Mahkememiz tarafından verilen 25/11/2015 tarih ve 2014/421 Esas 2015/679 Karar sayılı kararının temyizen onanmasına karar verilmiş ise de; sözkonusu karar karar düzeltme aşamasında Yargıtay … Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 21/03/2023 tarih ve 2023/811 Esas, 2023/1162 Karar sayılı ilamı ile kaldırılarak davada Mahkememiz kararı onandıktan sonra yargı yoluna ilişkin kanun değişikliği olduğu ve idari yargı yolu caiz hale geldiğinden bahisle karar düzeltme talebinin kabulü ile kararın yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememiz’ce bozma ilamı usule ve yasaya uygun görülmekle; bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Bu bağlamda, Mahkememiz kararından sonra yürürlüğe giren 02/12/2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan, 25/11/2020 tarihli 7257 sayılı Kanunun 33. maddesi ile, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununun 8 inci maddesinin ikinci fıkrasına (ç) bendinden sonra gelmek üzere (d) bendi eklenmiş, buna göre “İletim sisteminin normal işletme koşulları içerisinde işletilmesi ile işletme güvenliği ve bütünlüğü üzerinde risk oluşturan durumlara ilişkin olarak bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerinin takibini yapmak, ihlal durumu tespit edilen tüzel kişilere sistem kullanım anlaşmasında düzenlenen cezai şartları ve diğer yaptırımları uygulamak” …’ın görev ve yükümlülükleri arasında gösterildikten sonra 6446 sayılı Kanuna ek madde 3 ile “8 inci maddenin ikinci fıkrasının (d) bendinin uygulamasından kaynaklanan uyuşmazlıklar idari yargıda görülür.” hükmü eklenmiş, 46. madde ile de Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenmiştir.
Bozma ilamında da vurgulandığı üzere; Hukuk yargılamasında usul hükümlerinde yapılan değişiklikler (aksine geçiş ve yürürlük hükmü getirilmediği sürece) derdest davalarda derhal uygulanır. Bilindiği üzere; bir davaya hangi yargı kolunda bakılacağı konusu HMK’nın 114/1-b maddesi gereğince dava şartıdır. HMK’nın 115/1. fıkrası gereğince anılan dava şartı yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Bu nedenle Mahkememizin bozmaya konu kararı ile istinaf mahkemesinin karar tarihinden sonra yürürlüğe giren 7257 sayılı Kanun ile bağlantı ve sistem kullanım anlaşmalarında düzenlenen sistem kullanım ihlallerine ilişkin cezai şartlara ilişkin uyuşmazlıkların idari yargı yolunda görüleceği hükme bağlandığından, değinilen Kanun değişikliği kapsamında uyuşmazlık konusu davanın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği gözetilerek, davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b maddesine göre dava şartı olan “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle usulden reddine, davacının işbu davayı açtığı tarihte yürürlükteki yasal düzenlemeler ve yerleşik içtihatlara göre Mahkememizin davaya bakmaya görevli olup bozmaya konu karar tarihi ile temyiz incelemesinden sonra ancak karar düzeltme incelemesinden önce yürürlüğe giren kanun hükümleri ile davanın Mahkememizin yargı yolu olarak görev alanından çıkartıldığı dikkate alındığında; dava dosyamızda yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddi kararında kusuru bulunmadığı anlaşılan davacı aleyhine kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine vekalet ücreti ve diğer yargılama gideri takdir edilmemesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- 6100 sayılı HMK’nın 114/1-b m. delaleti ile 115/2.m. gereğince yargı yoluna ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile (Yargı yolunun caiz olmaması) davanın USULDEN REDDİNE,
2-Davacının davaya bakmaya görevli İdare Mahkemesine başvurmakta muhtariyetine,
3-Alınması gerekli maktu 179,90-TL olup peşin yatırılan 20.402,15-TL harçtan mahsubu ile bakiye 20.222,25‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı aleyhine vekalet ücreti ve diğer yargılama gideri takdirine YER OLMADIĞINA,
6-HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,

Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/07/2023

Başkan…
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır