Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/396 E. 2023/527 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/396 Esas
KARAR NO : 2023/527
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACILAR : 1- … – … …
2- … – … …
VEKİLİ : Av. … …
DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – … …
3- … – … …
DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/07/2020
KARAR TARİHİ : 06/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2023
Mahkememize açılan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, davacılar ile davalılar arasında ahır yapımı hususunda sözleşme imzalandığını, davalılar tarafından sözleşmenin ediminin yerine getirtilmediğini beyan ederek fazlaya yönelik hakkımız saklı kalmak kaydı ile şimdilik davacı … ve … için ayrı ayrı 100’er TL’nin yasal faizi ile birlikte müşterek ve müteselsilen davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava ahır yapımı sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Bu bağlamda, somut uyuşmazlığın taraflarının gerçek kişi olduğu da gözetilerek öncelikle davanın her aşamasında re’sen de gözetilmesi gereken görev olgusunun değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bilindiği üzere; 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemeleri ise; özel mahkeme niteliğindedir.
01.07.2012 tarihnde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Bu bilgiler ışığında dosyamıza Vergi Dairesi Başkanlığı, Ticaret ve Esnaf Odasından gönderilen cevabi müzekkerelerden; tarafların tacir sıfatının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Somut olayda uyuşmazlık, taraflar arasında yapılan ahır yapımına ilişkin sözleşmeden kaynaklanmakta olup, bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve asliye ticaret mahkemesi’nin görevli olması için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması ve her iki tarafın da tacir olması zorunludur. Davacı ve davalı bakımından yapılan araştırmada tarafların tacir olmadığı anlaşılmış, taraflar tacir olmadığından görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olmadığı sonucuna varılmıştır.
Mahkemelerin görevi ancak kanunla belirlenir (HMK m.1). Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden sayıldığından yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkilidir (HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, tarafların iddia ve savunmaları, ve diğer belgelerin incelenmesinde taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasında yapılan ahır yapımı sözleşmesinden kaynaklandığı, tarafların 6102 sayılı TTK 12 maddesi kapsamında kalan tacir olmadığı ve ahır yapım sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar da mutlak ticari dava sayılmadığından açılan bu davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle (HMK 114/1-c, 115/2) davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115. m. gereğince dava şartı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2-)HMK 20.m. gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde bulunulması halinde dosyanın davaya bakmaya görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının davacıya ihtarına, (ihtarat yapılamadı)
3-)Yargılama giderlerinin davaya bakmaya görevli Mahkeme tarafından değerlendirilmesine, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde HMK 331/2.m. gereğince talep halinde yargılama giderlerinin Mahkememiz tarafından karara bağlanmasına,
Dair; davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2023
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır