Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/378 E. 2023/456 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2023/378 Esas – 2023/456
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/378 Esas
KARAR NO : 2023/456
HAKİM :…
KATİP :….

DAVAC….
DAVALI ….

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 08/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde; 22/07/2015 tarihinde sürücü … ‘ün sevk ve idaresindeki davalı … ’ün maliki olduğu … plakalı kamyon ile davalı …’nun sevk ve idaresindeki davalılardan …. Tur Ltd Şti’nin işleteni olduğu diğer davalılardan… ye kasko poliçesiyle sigortalı olan … plakalı otobüsün çarpması sonucu çift taraflı yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini, kazada …. plakalı araçta yolcu olan davacının yaralandığını, sürekli iş göremez hale geldiğini, … plakalı aracın davalı sigorta şirketine genişletilmiş klasik kasko sigorta poliçesi ile sigortalı olup poliçede yer alan artan mali sorumluluk manevi tazminat klozu ile oluşabilecek manevi tazminat zararının 250.000,00 TL ile teminat altına alındığını, diğer davalıların da meydana gelen kazada kusurlu olduklarını, işleten ve sürücü sıfatıyla sorumlulukları bulunduğunu belirterek davacının geçirdiği trafik kazasından yaralanması nedeniyle 150.000,00 TL manevi tazminat bedelinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … Taşımacılık Turizm Ltd vekili, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacının somutlaştırma yükümlülüğüne aykırı hareket ettiğini, kazaya ilişkin kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğini, sigorta şirketlerince davacıya yapılan ödemelerin mahsubu gerektiğini, manevi tazminat talebinin zenginleşme aracı olarak kullanılamayacağını, davacının emniyet kemeri takmamasının tazminattan indirim sebebi olarak değerlendirilmesi gerektiğini, davacının talebinin zaman aşımına uğradığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı sigorta şirketi vekili, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sorumluluğunun sigorta poliçesindeki limitler ve sigortalıların kusuru ile sınırlı olduğunu, yerleşik Yargıtay içtihatları gereği manevi tazminatın zenginleşme aracı olarak kullanılmamasının esas olduğunu, davacı tarafından işbu dava açılmadan önce müvekkiline herhangi bir başvuru yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, davanın reddini istemiştir.
Davalı Mehmet Eğrigöz, usulune uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir.
Davacı vekili, davalılardan Ahmet Eğrigöz miraçılarına yönelik davayı takip etmemiştir.
GEREKÇE :
Dava; genişletilmiş birleşik kasko sigorta poliçesine dayalı manevi tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının yolcu olarak bulunduğu yolcu otobüsünün diğer davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu kamyon ile çarpışması sonucu meydana gelen kazada davacının yaralandığını belirterek otobüsünün işleteni, sürücüsü, ihtiyari mali sorumluluk sigortacısı ile kamyonun işleteni ve sürücüsüne karşı dava açmıştır.
Bu hali ile davanın taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davası olduğu anlaşılmaktadır.
Taşıma sözleşmesi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiş ise de; 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/k maddesinde tüketici tanımlanmış “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” 3/ı maddesinde ise tüketici işlemi ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği belirtilmiştir. Ayrıca HMK’nın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmış olup, HMK’nın 115. maddesi hükümleri gereğince dava şartlarının mevcut olup olmadığı, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınması gereken hususlardandır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesinde usul ekonomisi ilkesi düzenlenmiş, hâkimin, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 57. maddesinde “ihtiyari dava arkadaşlığına” yer verilmiş, 166/4. maddesinde “davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantının varsayılacağı” hükme bağlanmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61. maddesinde ise “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde aralarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda davanın açıldığı tarih itibariyle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, buna göre yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca işbu davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu açıktır. Dava konusu olayda davalı sigorta şirketi ile davacı arasındaki uyuşmazlığı inceleme görevi ticaret mahkemesine ait ise de işbu dava, taşıyan olan davalıya karşı birlikte açılmıştır. Bu durumda davalılar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği de muhtemeldir. Hal böyle olunca usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın da ticaret mahkemesine göre daha özel nitelikteki tüketici mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir. Bu durumda davanın, davacı yolcunun, davalı sürücü … idaresinde bulunan davalı işleten … Taşımacılık Turizm Ltd. Şti’ ne ait olan yolcu otobüsünün kaza yapması sonucunda yaralanmasından doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olması, taraflar arasındaki ilişkinin taşıma sözleşmesinden kaynaklanması ve davacının da tüketici vasfına sahip olması nedeniyle davacı yolcu ile davalı taşıyan arasındaki temel ilişki olan taşıma sözleşmesinin dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalması nedeniyle davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olması ve uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden müteselsil sorumlu diğer davalılar yönünden de daha özel yetkili mahkeme olan Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Bu itibarla; açıklanan gerekçelerle davaya bakmaya Mahkememizin değil; Ankara Nöbetçi Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu kanaatine varılmakla HMK 114/1-c ve 115/2 m. gereğince davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-6100 sayılı HMK’nın 114/1-c.m. delaleti ile 115/2.m. gereğince davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20.m. gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde talepte bulunulması halinde dava dosyasının davaya bakmaya Ankara Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının davacı vekiline ihtarına, (ihtar edildi)
3-Yargılama giderlerinin görevli Mahkeme tarafından değerlendirilerek karara bağlanmasına, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde HMK 331/2.m. gereğince yargılama giderlerinin dosya üzerinden Mahkememiz’ce karara bağlanmasına,
Dair; Davalı vekilinin yüzüne karşı, davacının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nın 6763 sayılı Kanun ile değişik 341 ve 345.m. gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/06/2023
Katip…
¸e-imzalıdır

Hakim….
¸e-imzalıdır