Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/230 E. 2023/422 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.

4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/230 Esas
KARAR NO : 2023/422

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ…
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ….

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/04/2012
KARAR TARİHİ : 31/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 31/03/2009 tarihli 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi ile 24/04/2009 tarihli protokol imzalandığını, davalının bayilik ilişkisinden sonra taahhüt ettiği mükellefiyetleri yerine getirmediğini, müvekkilinden temin edilen mal bedellerinin zamanında ödenmediğini ve akaryakıt tesisini dava dışı bir şirkete devredip EPDK’ya müracaat ederek bayilik lisansını iptal ettirdiğini, bu suretle akdi ilişkiyi haksız surette sona erdirdiğini, sözleşmenin 23/11/2010 tarihli ihtarname ile feshedildiğini beyanla 30.987,34-TL kurumsal kimlik giydirme amortisman bedeli, 10.915,00-TL kurumsal kimlik demontaj bedeli, 38.577,50-TL ( 25.000 USD karşılığı) başka dağıtıcının ürününün satılması nedeniyle tazminat, 64.130,86-TL ( 44.05 USD karşılığı) kâr mahrumiyet bedeli, 103.094,72-TL (69.368 USD karşılığı) ürün satış taahhüdünden kaynaklanan cezai şart, 227.438,97-TL sözleşmenin 14.maddesinden kaynaklanan cezai şart alacaklarının tahsili için başlatılan icra takibinin itiraz üzerine durduğunu beyanla davalının takibe vaki haksız itirazının iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde sona erdiğini, bu nedenle sözleşmeye dayanan alacağın bulunmadığını, cezai şartı doğuran olayların gerçekleşmediğini, Mahkeme tarafından kararlaştırılan cezai şart miktarının ekonomik yönden borçlunun yok olmasına neden olacak derecede yüksek ise; borçlu tacir de olsa indirim yapılması gerektiğini, sözleşme sona erdikten sonra işyerinin 3.kişiye satıldığını, teminat mektuplarının nakde çevrildiğinden müvekkilinin alacaklı olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
-Taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi (protokol) ve eki satış taahhütnamesi
-Bilirkişi raporu
-Bilirkişi heyeti asıl ve ek raporları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, bayilik sözleşmesi ve satış taahhütnamesine dayanılarak sözleşmenin haklı sebeple feshi nedeniyle doğduğu ileri sürülen cezai şart, kâr mahrumiyeti ve sözleşmeden kaynaklanan diğer alacaklarının tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile icra-inkâr tazminatı istemine ilişkindir.
Dava konusu isteme dayanak … 11. İcra Müdürlüğü’nün 2011/11094E. sayılı takip dosyası örneği celp edilerek incelenmiş, 30.987,34-TL kurumsal kimlik giydirme amortisman bedeli, 10.915,00-TL kurumsal kimlik demontaj bedeli, 38.577,50-TL ( 25.000 USD karşılığı) başka dağıtıcının ürününün satılması nedeniyle tazminat, 64.130,86-TL ( 44.05 USD karşılığı) kar mahrumiyet bedeli, 103.094,72-TL (69.368 USD karşılığı) ürün satış taahhüdünden kaynaklanan cezai şart, 227.438,97-TL sözleşmenin 14.maddesinden kaynaklanan cezai şart alacağı toplamı olan fatura konusu 475.144,39-TL’nin faizi ile birlikte tahsiline yönelik olarak başlatılan icra takibinin ödeme emrine süresinde yapılan itiraz üzerine durduğu, işbu itirazın iptali davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar’ca dayanılan deliller dosyaya kazandırılmış, davalıya ait ticari defter ve belgeler talimat yolu ile mali müşavir bilirkişiye incelettirilmiş, sunulan bilirkişi raporunda davalı bayi tarafından davacıdan sözleşme süresi içinde 03.08.2009- 07.05.2010 tarihleri arasında toplam 322.26 m3 alım yaptığı belirtilmiştir.
Yine, davacıya ait ticari defter ve belgeler ise Mahkeme tarafından bilirkişi marifetiyle incelenmiş, sunulan bilirkişi raporunda özetle; 14.08.2013 tarihli bilirkişi raporunda davacının ticari defterlerinin usulüne uygun kapanış onaylarının bulunmadığı, davacının bayilik tesisi sırasında kurumsal kimlik bedeli olarak 65.661,15-TL harcama yaptığı 12.06.2009 tarihinde ekip ve ekipmanları davalıya teslim ettiği, bir kısım malzemelerin 13.07.2010 tarihinde sökülerek geri alındığı, dolayısıyla giydirme malzemelerinin davalı istasyonunda bir yıl kaldığı, bu nedenle bir yıllık kullanım bedeli olan 13.130,23-TL talep edilebileceği, kurumsal kimlik ve montaj bedelinin davacının kayıtlarında bulunan 26.07.2010 tarihli fatura karşılığında kurumsal kimlik malzemelerinin söküm ve montajı için 10.915,00-TL ödeme yaptığı, başka dağıtıcının ürününün satılması nedeniyle sözleşmede bir hüküm bulunmadığından bu konudaki talebin yerinde olmadığı, istasyonun faaliyete geçirilmemesi nedeniyle gecikilen günler için kâr kaybı talebinin eksik ürün çekilmesi nedeniyle ödenmesi gereken cezai şart içerisinde değerlendirilmesi gerektiği, ürün satış taahhüdünden kaynaklanan cezai şart olarak 1.333,47 m3 ürün eksik çekilmekle 44.004,51 USD cezai şart alacağının talep edilebileceği, ayrıca 71 günlük gecikme nedeniyle davalı bayinin davacıya ödemesi gereken 11.715,00 USD cezai şart ile birlikte davalıdan toplam 55.719,51 USD cezai şart alacağının talep edilebileceği, sözleşmenin 14.maddesine dayanılarak talep edilen cezai şart tutarının ise, fesihin haklı olup olmamasına göre takdiri mahkemeye ait olmak üzere 200.000,00 USD olduğunu belirtmişlerdir.
Bilirkişi heyeti raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davacı vekilinin gerekçeli itirazları üzerine bilirkişi heyetinden itirazların karşılanmasına yönelik olarak alınan ek raporda ise; eksik ürün çekilmesi ve sözleşmenin ihlali nedeniyle doğan cezai şart alacağının, ilk raporda 2010 yılı yönünden sehven hesaplanmadığı belirtilerek yeniden yapılan hesaplama sonucunda davacının davalıdan 68.262,15 USD alacak talep edebileceği, diğer alacak kalemleri yönünden ise; asıl rapordaki hesaplama ve kanaatlerinde bir değişiklik olmadığı mütalaa edilmiştir.
Mahkememiz’ce yapılan yargılama sonucunda verilen karar temyizen Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 2014/18102 esas 2015/15201 karar sayılı ilamı ile; dava konusu her bir talep kalemi yönünden açıkça ve ayrı ayrı gösterilerek hüküm kurulması gerektiğinden bahisle bozulmakla; Mahkememiz’ce usule ve yasaya uygun görülen bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Bozma ilamı sonrasında Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyularak bozma doğrultusunda oluşturulan bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış, bilirkişi heyeti raporunda özetle; taraflar arasında 31/03/2009 tarihinde 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi 24/04/2009 tarihinde de protokol yapıldığını, protokolün 6.maddesine göre de protokolün taraflar arasında akdedilen bayilik sözleşmesinin ayrılmaz parçası olduğunu, sözleşmeye göre davalının davacı şirketten yılda 2000 m3 beyaz ürün almayı taahhüt ettiğini, bayilik sözleşmesi 5 yıl olup kurumsal kimlik giydirmelerinin yapılarak malzemelerin 12/06/2009 tarihinde teslim edildiğini, bedelin 66.651,15-TL olduğunu, 13/07/2010 tarihinde sökülerek geri alındığını, sözleşme 5 yıl olup beher yıl için %20 amortisman hesabı yapılması gerektiğini, buna göre amortisman bedelinin KDV dahil 15.493,67-TL olduğunu, davalı şirketin bayilik lisansı tesisin …Tüp…Tic.A.Ş.’ye devredilmesi sebebiyle kendi talebi üzerine EPDK’nın 21/05/2010 tarihinde iptal edildiğini, bu durumda davacı şirketin alacak kalemi olarak belirtilen başka dağıtıcının ürünü satması gibi bir durum gerçekleşmediğinden bu kalemden talepte bulunamayacağını, kurumsal kimlik demontaj bedeli için faturaya istinaden 10.915,00-TL davacı tarafından ödendiği, bunun talebinin haklı olduğunu, sözleşmeye göre azami bir ay içerisinde en geç 24/05/2009 tarihinde fiilen akaryakıt satışına başlanması aksi takdirde mahrum kalınan kâr ve fiili zararın cezai şart olarak ödenmesinin kararlaştırıldığını, davalı şirket 03/08/2009 tarihinde akaryakıt satışına başlamış olup gecikme süresinin 71 gün olduğunu, bu kalemden talep edilebilecek meblağın ise 51.676,77-TL olduğunu, satış taahhüdünden dolayı ise davacının talep edebileceği toplam ceza miktarının 92.492,76-TL olduğunu, akde aykırılık nedeniyle cezai şart karşılığı adı altında 200.000 USD karşılığı 291.200,00-TL’den bakiye 227.438,97-TL talep edildiğini, sözleşme ve protokole göre sözleşme ve protokol hükümlerinin bayi tarafından ihlal edilmesi halinde bayinin 200.000 ABD doları tutarında cezai şart ödemeyi kabul ettiğini, 5 yıl süreli bayilik sözleşmesi kurulmasından sonra davacının sözleşmede belirtilen süreden 71 gün sonra akaryakıt satışına başlaması, akaryakıt alımından kaynaklanan borçlarını ödemeyerek davacı şirket nezdindeki teminat mektubunun paraya çevrilmesine sebebiyet vermesi, sözleşmeye aykırı olarak 23/04/2010 tarihinden sonra yeterli mal ve stok bulundurmayarak davacı şirketin bayii olarak faaliyetini tatil etmesi ve akaryakıt istasyonunu başka bir şirkete devrederek lisansını iptal ettirmesinin akde aykırı davranış olarak nitelendirildiğini, davacının bayilik sözleşmesinin feshi ve bayilik sözleşmesi ile protokolde yazılı 200.000 USD cezai şartı talep etmede haklı olduğunu, sözleşmenin feshedildiği 23/11/2010 tarihindeki kur karşılığının 291.200,00-TL olduğunu, davacının bunun 227.438,97-TL tutarındaki kısmını talep ettiğini, teminat mektubu karşılığı yapılan 125.000,00-TL havale neticesinde cari hesap borçlarının mahsubu sonucunda kalan 63.761,03-TL alacak kaldığından davacı tarafın cezai şart alacağından bu miktar mahsup edilmek suretiyle takibe geçildiğinin anlaşıldığını, bu miktarı talep etmede haklı olduğunu belirtmişlerdir.
İtiraz üzerine bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmış, sunulan bilirkişi heyeti ek raporunda özetle; diğer kalemlerdeki görüşlerinin aynen devam ettiğini belirtmiş ancak akde aykırılık nedeniyle cezai şart kaleminden hakkaniyet indirimi yapılarak 118.596,71-TL talep edilebileceğini mütalaa edilmiştir.
Mahkememiz’ce bozma ilamı sonrasında verilen Mahkememizin 06/03/2019 tarih, 2016/98E., 2019/203K. sayılı kararı temyizen 15/03/2021 tarih, 2020/3677E., 2021/2461K. sayılı ilamı ile 2. Kez bozulmakla ve karar düzeltme talebi de reddedilmekle; dosya Mahkememiz yeni esasına kayden ve bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Bu bağlamda, yapılan yargılama, sunulan bilirkişi raporları ve Yargıtay 2. bozma ilamı ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 24/04/2009 tarihinde akaryakıt bayiliğine ilişkin olarak protokol imzalandığı, davalı bayi konumundaki Şirketin aynı tarihte davacıdan satın alması gereken beyaz ürünlere (motorin ve benzin) ilişkin yıllık asgari alım taahhütlerini içeren satış taahhütnamesini davacıya verdiği, ancak davalı bayinin sözleşmede belirtilen 5 yıllık süre henüz dolmadan akaryakıt istasyonunu dava dışı 3.şahsa devrettiği ve sahip olduğu akaryakıt bayilik lisansını iptal ettirdiği, sözkonusu işlemlerin yapılması nedeni ile davacı bayinin muvafakatini aldığı veya tarafların aralarında anlaşarak bayilik anlaşmasını ikale yoluyla ortadan kaldırdıklarına ilişkin bir iddia ve delilin dosyamıza sunulmadığı, bu durumda davalı bayinin bayilik sözleşmesini tek taraflı ve borca aykırı davranışı ile ihlal ettiği sabit olmakla; Mahkememiz’ce 1. Bozma ilamı sonrasında alınan bilirkişi heyeti asıl ve ek raporu gözetilerek sözkonusu raporlarda hesaplanan 1.493,67-TL kurumsal kimlik giydirme amortisman bedeli, 10.915,00-TL kurumsal kimlik demontaj bedeli, 51.676,77-TL faaliyete başlanmamasından kaynaklanan gecikme sebebiyle kâr mahrumiyeti alacağı ve (dosya kapsamında yasal koşulları oluşmadığından hakkaniyet indirimi yapılmasına gerek görülmeksizin) 227.438,97-TL akde aykırılık nedeni ile cezai şart alacağı dahil olmak üzere toplam 305.524,41-TL alacağın davacı tarafından davalıdan talep edilebileceği, bu nedenle sözkonusu toplam alacak yönünden davalının dava konusu takibe vâki haksız itirazının iptali ile likit nitelikteki alacak yönünden davacı lehine icra-inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, diğer taraftan taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi ve eki satış taahhütnamesinde 2 ayrı cezai şart kararaştırılmış ise de; Mahkememiz’ce de benimsenen 2. Yargıtay bozma ilamında da vurgulandığı üzere; davacının davalıdan talep edebileceği cezai şart alacağının sadece sözleşmenin 14.maddesinde düzenlenen maktu cezai şart alacağı olduğu, daha açık bir anlatımla davacının davalıdan sözleşme ve eki taahhütname kapsamında tek cezai şart alacağını talep edebileceği, sözkonusu cezai şart haricinde ayrıca taahhütnamede belirtilen cezai şart alacağını talep edemeyeceği, bu nedenle de dava konusu diğer talep kalemleri ile fazlaya ilişkin istem ile reddedilen kısım yönünden davalının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin ayrı ayrı reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmakla; açıklanan gerekçelerle davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE; davacı tarafından davalı aleyhine … 11. İcra Müdürlüğünün 2011/11094 esas sayılı dosyası ile yapılan takibe vâki davalının haksız itirazının KISMEN İPTALİNE, takibin 15.493,67-TL kurumsal kimlik giydirme amortisman bedeli, 10.915,00-TL kurumsal kimlik demontaj bedeli, 51.676,77-TL istasyonu faaliyete geçirmede gecikilen günler için kâr mahrumiyeti alacağı, 227.438,97-TL akde aykırılık nedeniyle cezai şart bedeli olmak üzere toplam 305.524,41‬‬-TL yönünden iptali ile bu miktar yönünden takip talebindeki koşullarda takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin ve davacının ürün satış taahhüdünden kaynaklanan cezai şart alacağı isteminin reddine,
2-İİK 67.m. gereğince hüküm altına alınan toplam alacağın %40’ı karşılığında 122.209,76-TL icra-inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Reddedilen kısım yönünden yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gerekli 20.870,37-TL harçtan peşin yatırılan 4.509,10-TL harcın mahsubu ile bakiye 16.361,27-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yatırılan 21,15 TL başvurma harcı, 4.509,10 TL peşin/nispi harç olmak üzere toplam 4.530,25 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,

6-Bu dava kapsamında davacı tarafından yatırılan gider avansından karşılanan toplam 3.181,00-TL yargılama giderinin 6100 sayılı HMK 326/2 m.gereğince red ve kabul oranı ( 0,64) dikkate alınarak 2.045,42-TL’lik kısmının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7- Davalı tarafından karşılanan 194,50-TL tebligat posta gideri yargılama giderinin red ve kabul oranı (0,36) dikkate alınarak 70,02-TL’lik kısmının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki A.A.Ü.T.gereğince hesaplanan nispi 45.773,36-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
9-(Reddine karar verilen alacak miktarı üzerinden) Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki A.A.Ü.T.gereğince hesaplanan nispi 26.442,85-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
10-HMK 333 m.gereğince arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/05/2023

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza

YARGILAMA GİDERİ DÖKÜMÜ:
1-Tebligat ve posta gideri : 161,00-TL
2- Bilirkişi gideri : 3.000,00-TL
3-Bozmadan sonra gider : + 20,00-TL
TOPLAM : 3.181,00-TL