Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/182 E. 2023/258 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/182 Esas
KARAR NO : 2023/258

HAKİM :… …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ :…
Av. … –
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/04/2018
KARAR TARİHİ : 06/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE İSTEK :
Davacı yan vekili Av. … sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı Şirket arasındaki ticari ilişki gereğince müvekkili tarafından davalı Şirkete irsaliyeli fatura konusu elektrik malzemelerinin satılarak teslim edildiğini, ancak davalının fatura konusu borcunu ödemediği gibi alacağın tahsiline yönelik olarak başlattıkları icra takibine de haksız yere itiraz ettiğini beyanla davalının Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün 2017/21190E. sayılı takip dosyasına vâki haksız itirazının iptali ile takibin devamına, % 20 oranında icra-inkâr tazminatının yargılama giderleri ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Dava dilekçesi davalı yana açıklamalı davetiye ile tebliğ edilmiş, davalı yan vekili Av. … sunduğu cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın usul ve yasaya aykırı olarak müvekkili Şirket aleyhine açıldığını, taraflar arasındaki ticair ilişki gereğince düzenlenen faturalara karşılık davacıya çek keşide edilerek verildiğini, bu nedenle davacının müvekkilinden alacağının bulunmadığını, müvekkilinin takibe dayanak irsaliyeli fatura konusu malları davacıdan satın ve teslim almadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-) Ankara 25. İcra Müdürlüğü’nün 2017/21190E. sayılı takip dosyası.
2-)Tarafların Ticari defter kayıtları ve BA formları.
3-) SMMM Bilirkişi raporu.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ticari satımdan kaynaklanan fatura konusu alacağa ilişkin takibe vâki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizin 26/12/2019 tarihli 2018/264 Esas 2019/986 Karar sayılı ilamı ile davanın kısmen kabulüne verilmiş olup davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine söz konu karar Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. HD’nin 20/02/2023 tarihli 2020/544-E-2023/176K ile kısa karar ve gerekçeli karar arasındaki çelişki bulunması nedeniyle kaldırılmıştır.
Dosyamız arasına celp edilen Ankara 25.İcra Dairesi’nin 2017/21190E. sayılı takip dosyasının incelenmesinde; dosyamızda takip alacaklısı olan davacı tarafından dosyamız davalısı aleyhine takibe konu fatura konusu alacağına istinaden 129.800,00-TL asıl alacak, 2.144,37-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 131.944,37-TL alacak yönünden başlatılan ilamsız icra takibi olduğu, borçlu davalının itirazı üzerine yasal 1 yıllık süresinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyamızda taraf delilleri toplandıktan sonra re’sen seçilen SMMM bilirkişisinden alınan bilirkişi raporunda ise; taraflar arasında sözleşmeye dayanmayan bir ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacı yanın Kalatepe Vergi Dairesinin 316 973 94530 sicil no’lu mükellefi olduğu, davacı Şirketin tutulması ve tasdiki zorunlu olan ticari defterlerden envanter defterini dosyaya sunmadığı gibi yevmiye defterinin de kapanış tasdikini yaptırmadığı, bu nedenle davacının ticari defterlerinin kendisi lehine delil niteliğini taşımayacağı, davacı tarafından davalı Şirkete elektrik malzemesi satımı nedeni ile düzenlenen bir kısım faturaların davalının ticari defterlerine kaydedilerek fatura bedellerinin davacıya ödendiği, bu ticari ilişki kapsamında davacı tarafından davaya ve takibe konu edilen 10/09/2017 tarih ve 003080 seri no’lu faturanın ödendiğine davalı yan tarafından Eylül-2017 ayı Form Ba ile vergi dairesine bildirildiği ancak söz konusu faturanın davalının ticari defterlerine işlenmediği, e-defter mükellefi olan davalı Şirketin Ocak-2017, Aralık-2017 ve Oack-2018 aylarına ait yevmiye defteri ve defter-i kebir beratlarını yasada belirlenen süreden sonra oluşturduğu, bu nedenle davalının ticari defterlerinin lehine delil niteliği taşımayacağı, tarafların tacir olması nedeni ile 350 sıra no’lu Vergi Uusl Kanunu Genel Tebliği hükümlerine göre ödemelerini mutlak surette Banka, PTT veya Finans kurumları aracılığı ile yapması gerektiği, davalının 2017 yılı Eylül ayı Ba formu ile vergi dairesine bildirdiği fatura tutarını ödediğini ispatlayamaması durumunda sözkonusu fatura nedeni ile davacıya boçlu olabileceği mütalaa edilmiştir.
Bu bağlamda yapılan yargılama ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; somut uyuşmazlık, takibe dayanak fatura konusu malların davalıya teslim edilip edilmediği, davalının takip tarihi itibariyle faturadan kaynaklı olarak borcunun mevcut olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bilirkişi raporu ve dosyamıza sunulan Ba formu ile davalı yanın takibe dayanak sözkonusu faturayı Vergi Dairesine bildirdiği sabittir. Konu ile ilgili olarak emsal nitelikteki Yargıtay 19.H.D. Başkanlığı’nın 23/03/2017 tarih, 2016/12244E., 2017/2368K. sayılı ilamında da vurgulandığı üzere; dava konusu takibe dayanak faturalar davalı alıcı Şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmaması durumunda davalı Şirket tarafından BA formu ile vergi dairesine bildirilmiş ise; (daha sonra somut uyuşmazlıkta olduğu gibi davalı Şirket tarafından aynı fatura konusu mallar yönünden düzeltme beyannamesi verilmiş olsa dahi) fatura konusu malların davalı tarafından teslim alındığının kabulü gerekmektedir.
Dosyamıza sunulan bilirkişi raporu dikkate alındığında her iki taraf Şirketin ticari defterlerinin HMK 222/1.m. gereğince kanuna uygun olarak tutulmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, taraf Şirketlerin ticari defterlerinin kendileri lehine değil; ancak aleyhlerine delil teşkil etmesi hukuken mümkündür. Bu durumda, davacı Şirketin fatura tanzimine dayanak malların davalıya teslimi ve bu suretle de takip tarihi itibariyle alacağının varlığını usulen kanıtladığı tartışmasızdır. Ancak ispat yükü kendisine düşen davalı Şirket, fatura bedelini ödediğini usulüne uygun yazılı deliller sunarak kanıtlayamamıştır. İlaveten mahkememizce davalı yana yemin delili hatırlatılmasına ve yemin metni sunması için süre verilmesine rağmen davalı vekilinin yemin metnini dosyaya sunmadığı anlaşılmıştır.
Davada takip öncesinde davalı Şirket temerrüde düşürülmediğinden, takibe konu işlemiş faiz alacağının davacı lehine hüküm altına alınması mümkün değildir.
Açıklanan gerekçelerle; haklılığı kanıtlanan davanın kısmen kabulü ile davalının takibe vâki itirazının bilirkişi raporu doğrultusunda 129.800,00-TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin rapora konu asıl alacak ve asıl alacak üzerinden işleyecek yıllık % 9 oranındaki yasal faizi ile birlikte devamına, takibe konu faturadan kaynaklanmakla ve likit olmakla %20 oranında icra-inkâr tazminatının davalıdan tahsiline, davacı yan takibinde haklı olup kötüniyeti sabit olmamakla davalının kötüniyet tazminatı isteminin ve davacının fazlaya ilişkin isteminin ayrı ayrı reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KISMEN KABULÜ İLE; dava konusu Ankara 25.İcra Müdürlüğü’nün 2017/21190E. sayılı takip dosyasına vâki davalının haksız itirazının KISMEN İPTALİNE, takibin 129.800,00-TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık % 9 oranındaki değişen oranlardaki yasal faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-) İİK 67.m. gereğince hüküm altına alınan alacağın %20’si oranında 25.960,00-TL icra-inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-)Davalının yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteminin REDDİNE,
4-) Alınması gerekli karar ve ilam harcı 8.866,63-TL olup davacı tarafından peşin yatırılan 2.253,28-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.613,35-TL harcın davalıdan alınarak Maliye Hazinesine gelir kaydına,
5-) Davacı tarafından yatırılan 35,90-TL başvurma harcı, peşin yatırılan 2.253,28-TL harç olmak üzere toplam 2.289,18-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-) Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT 13/1.m. gereğince nisbi 20.470,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-) (Reddine karar verilen alacak miktarı yönünden) Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT 13/1.m. gereğince nisbi 2.144,37-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
😎 Bu dava kapsamında davacı tarafından yatırılan toplam 1.083,00-TL yargılama giderinin HMK 326/2.m. gereğince red-kabul oranı (0,98) gözetilerek 1.065,39-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
9-) HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
10-) Dosyamız arasındaki Ankara 25.İcra Müdürlüğü’nün 2017/21190E. sayılı takip dosyasının karar kesinleştiğinde İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK’nın 6763 sayılı Kanun ile değişik 341/3 .m. gereğince davacı yönünden miktar itibariyle kesin, davalı yönünden ise; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır