Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/179 E. 2023/415 K. 30.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.

4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2023/179 Esas
KARAR NO : 2023/415

HAKİM :… …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … …

DAVALI : … ….
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/09/2022
KARAR TARİHİ : 30/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili, … 7. İcra Dairesi 2022/11414 E. sayılı dosya ile müvekkilİ aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının davalı ile herhangi bir şekilde ticari ilişkisi bulunmadığını, davalıdan herhangi bir mal ya da hizmet satın almadığını belirterek davanın kabulü ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı asıl, görevsizlik kararı veren mahkemece yapılan ön inceleme duruşmasında ise; “Davacı asilden sorulduğunda, davacı asil davalı radyo yayını yapan bir firma olup ben de e ticaret işi ile uğraşmaktayım firmamın reklam işleri için davalı ile sözleşme yapmıştık ve bu kapsamda sözleşmeye istinaden dava konusu teminat senedi vermiştir, davalı sözleşme şartlarına uymamıştır, davalı taraf sözleşmede belirtilen süre kadar reklam hizmeti vermediği halde verilmeyen hizmetleri karşılığı dava konusu senet icraya koyulmuştur borcum yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
SAVUNMA :
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.

YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında yapılan ve davalı tarafça açıkça inkar edilmeyen reklam hizmet sözleşmesi uyarınca verildiği iddia olunan bono sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkememizce düzenlenen tensip zaptı uyarınca Celp edilen kayıtların incelemesinde, davacının ticaret sicil kaydının bulunmadığı, davacının esnaf siciline kaydının bulunduğu ve işletme hesabına göre defter tuttuğu tespit edilmiştir.
Ticaret sicil, esnaf odası ve vergi dairesinden gelen bilgilere göre davacının tacir olmadığı, davacının esnaf olduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK m. 5/1. fıkra hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
A- Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
B- Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6102 sayılı m. TTK 19/2 fıkrası uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez.
C- Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Her ne kadar davacı, taraflar arasında tanzim edilen bono sebebiyle menfi tespit isteminde bulunmuşsa da taraflar arasındaki temel ilişki bir reklam hizmet sözleşmesine dayanmaktadır ve görev hususu irdelenirken taraflar arasındaki temel ilişkinin dikkate alınması gereklidir. Bu doğrultuda; Somut olayda uyuşmazlık, taraflar arasında yapılan reklam hizmet sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve asliye ticaret mahkemesi’nin görevli olması için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması ve her iki tarafın da tacir olması zorunludur. Yapılan araştırmada davacının tacir olmadığı anlaşılmış, davacı tacir olmadığından görevli mahkemenin de ticaret mahkemesi olmadığı sonucuna varılmıştır.
Mahkemelerin görevi ancak kanunla belirlenir (HMK m.1). Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden sayıldığından yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115).
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, tarafların iddia ve savunmaları, ve diğer belgelerin incelenmesinde taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasında yapılan hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı, davacının 6102 sayılı TTK 12 maddesi kapsamında kalan tacir olmadığı ve reklam hizmet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar da mutlak ticari dava sayılmadığından ve davacının iddialarını doğrudan doğruya bonoya dayandırmadığı da görüldüğünden, açılan bu davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu sonucuna varılmış ve davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle (HMK 114/1-c, 115/2) usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. .
Ancak, … 24.Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararı üzerine dosyanın Mahkememize geldiği ve neticede anılan mahkeme ile Mahkememiz arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğu, bu nedenle Mahkememiz kararı kesinleştiğinde, … 24.Asliye Hukuk Mahkemesi ile Mahkememiz arasında oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilerek merci tayini için dosyanın … Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlığı 13.H.D. Başkanlığı’na gönderilmesine de işaret olunarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 sayılı HMK’nın 114/1-c.m. delaleti ile 115/2.m. gereğince davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-)HMK 20.m. gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde talepte bulunulması halinde dava dosyasının davaya bakmaya … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının davacı vekiline ihtarına,
3-)Yargılama giderlerinin görevli Mahkeme tarafından değerlendirilerek karara bağlanmasına, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde HMK 331/2.m. gereğince yargılama giderlerinin dosya üzerinden Mahkememiz’ce karara bağlanmasına,
4-)Mahkememiz kararı kesinleştiğinde … 24. Asliye Hukuk Mahkemesi ile Mahkememiz arasında oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilerek merci tayini için dosyanın … Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlığı 13.H.D. Başkanlığı’na gönderilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/05/2023

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.