Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/903 E. 2023/105 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/903 Esas – 2023/105
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/903 Esas
KARAR NO : 2023/105

HAKİM…
KATİP….

DAVACI ….
DAVALI ….
DAVALI ….

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 07/06/2017
KARAR TARİHİ : 09/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili Av. …. sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacının geçimini ev işlerinde çalışarak sağladığını, 08/04/2017 günü saat 06:40 sıralarında Ankara-Marmaris istikametinde seyir halinde olan … plakalı otobüste yolcu olarak bulunmakta iken otobüsün tek taraflı olarak yaptığı trafik kazası sonucunda müvekkilinin yaralanarak malul kaldığını, karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigorta poliçesinin davalı sigorta şirketi tarafından yapıldığını ve diğer davalı şirketin ise; aracı işleten firma olarak müvekkilinin maddi ve manevi zararında hukuken sorumlu olduğunu beyanla belirli alacağa ilişkin değer artırım hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL maddi ve 50.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 08/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ve yargılama giderleri ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Dava dilekçesi davalılara açıklamalı davetiye ile yöntemine uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı … Otobüsleri AŞ vekili Av. … sunduğu cevap dilekçesinde özetle; trafik kazasına karışan otobüsün maliki ve işleteninin müvekkili şirket olmadığını, malikinin Kurtuluş Kara olup davanın öncelikle husumet yönünden reddi gerektiğini, dava tarihinden önce müvekkiline yazılı olarak başvuruda bulunulmadığı için dava şartının yokluğu sebebi ile davanın reddini talep ettikleri, davaya bakmaya yetkili Mahkeme’nin müvekkilinin yerleşim yeri olan Bursa Mahkemeleri olduğunu ve dava konusu taleplerin zamanaşımına uğradığını beyanla öncelikle davanın dava dışı araç maliki Kurtuluş Kara ile araç sürücüsü Refik Kozkıran’a ihbarı ile davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalı sigorta şirketi vekili ise; cevap dilekçesinde özetle; davadan önce başvuru şartının yerine getirilmediğini, davada kaza tarihinde yürürlükteki yönetmelik hükümlerine uygun olarak maluliyet raporu aldırılması gerektiğinin ve ayrıca müvekkilinin poliçe teminat limiti dahilinde sorumlu olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-) Davalı sigorta şirketi tarafından açılan hasar dosyası ve ZMMM poliçesi örneği.
2-) Kazazede davacıya ait tedavi belgeleri.
3-) Maluliyet ve ve aktüer hesap bilirkişisi raporları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkememiz tarafından 02/07/2020 tarihli 2017/402 Esas 2020/340 sayılı davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı sigorta şirketi vekili ve davalı … A.Ş. vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir. İş bu karar …BAM 35. Hukuk Dairesinin 2022/519 E- 2022/595 sayılı kararı ile uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden bahisle kaldırılmıştır.
Somut uyuşmazlıkta ileri sürülen maddi ve hukuki olgular ile dosya kapsamı dikkate alındığında; işbu davanın dayanağı olan davacının, yolcu olarak bulunduğu otobüsün gerçekleştirdiği tek taraflı kazada yaralandığı, davanın otobüs firması ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısına karşı açıldığı, bu hali ile davanın taşıma sözleşmesinden kaynaklanan tazminat davası olduğu anlaşılmaktadır.
Taşıma sözleşmesi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiş ise de, 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/k maddesinde tüketici; “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi”, 3/ı maddesinde tüketici işlemi ise; “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir.
HMK’nın 1. maddesinde, görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği belirtilmiştir. Ayrıca HMK’nın 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevli olması dava şartları arasında sayılmış olup, HMK’nın 115. maddesi hükümleri gereğince dava şartlarının mevcut olup olmadığı, yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkate alınması gereken hususlardandır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 30. maddesinde usul ekonomisi ilkesi düzenlenmiş, hâkimin, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Aynı Kanun’un 57. maddesinde “ihtiyari dava arkadaşlığına” yer verilmiş, 166/4. maddesinde “davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantının varsayılacağı” hükme bağlanmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 61. maddesinde ise “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde aralarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda, davanın açıldığı tarih itibariyle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, buna göre yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca işbu davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu açıktır. Dava konusu olayda davalı sigorta şirketi ile davacı arasındaki uyuşmazlığı inceleme görevi ticaret mahkemesine ait ise de işbu dava, taşıyan olan diğer davalıya karşı birlikte açılmıştır. Bu durumda davalılar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği de muhtemeldir. Hal böyle olunca usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın da ticaret mahkemesine göre daha özel nitelikteki tüketici mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir.
Bu durumda davanın, davacı yolcunun, davalı … firması adı altında yolcu taşıyan otobüsün tek taraflı trafik kazası yapması sonucunda yaralanmasından doğan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olması, taraflar arasındaki ilişkinin taşıma sözleşmesinden kaynaklanması ve davacının da tüketici vasfına sahip olması, davacı yolcu ile davalı taşıyan arasındaki temel ilişki olan taşıma sözleşmesinin dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kalması nedeniyle, davaya bakma görevinin Tüketici Mahkemesine ait olması ve uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Bu itibarla; açıklanan gerekçelerle davaya bakmaya Mahkememizin değil; …Nöbetçi Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu kanaatine varılmakla HMK 114/1-c ve 115/2 m. gereğince davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-6100 sayılı HMK’nın 114/1-c.m. delaleti ile 115/2.m. gereğince davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20.m. gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde talepte bulunulması halinde dava dosyasının davaya bakmaya …Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının davacı vekiline ihtarına, (ihtar edildi)
3-Yargılama giderlerinin görevli Mahkeme tarafından değerlendirilerek karara bağlanmasına, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde HMK 331/2.m. gereğince yargılama giderlerinin dosya üzerinden Mahkememiz’ce karara bağlanmasına,
Dair; davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı sigorta vekilinin yokluğunda 6100 sayılı HMK’nın 6763 sayılı Kanun ile değişik 341 ve 345.m. gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile …Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim….
¸e-imzalıdır