Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/807 E. 2022/976 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/807 Esas – 2022/976
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.

4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/807 Esas
KARAR NO : 2022/976

HAKİM :…
KATİP :….

DAVACI :….
DAVALI : ….

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/12/2022
KARAR TARİHİ : 12/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :
Davacı vekili, müvekkilinin kardeşi müteveffa…’un karaciğer rahatsızlığından dolayı ve organ nakli işlemleri için davalı … Üniversitesi … Hastanesi’ne yatırıldığını, tedavi süresi içerisinde müteveffa…’un kronik solunum yetmezliği, karaciğer yetmezliği, akut böbrek yetmezliği, siroz gibi rahatsızlıkların teşhisinin konulduğunu, müteveffanın yaklaşık 40 gün kadar hastanede yattığını ve bu süre zarfında yapılması gereken ve zorunlu olarak söylenen herhangi bir organ nakli işleminin gerçekleştirilmediğini ve sonrasında da vefat ettiğini, …’un vefatından sonra … Üniversitesi … Hastanesi yetkililerinin, hastane tedavi masrafları, organ nakli masrafları adları altında müvekkili ile ölen hasta yakınlarından para istediğini, SGK’nın organ nakline ilişkin yönetmeliğine göre organ nakli ve buna ilişkin tedavi gider ve masraflarının tamamının SGK tarafından karşılandığını ve hastanenin hasta veya hasta yakınlarından herhangi bir ücret talep edemeyeceğini, bu düzenlemelere rağmen davalı hastanenin davacıdan haksız ve yasaya aykırı bir biçimde nakil ve tedavi bedeline karşılık 28.05.2022 tanzim tarihli ve 03.06.2022 vade tarihli, 24.616,00 TL, 45.539,00 TL ve 17.994, TL bedelli senetleri imzalamadıkları takdirde müteveffanın cenazesinin verilmeyeceğinin söylendiğini, bunun üzerine davacının zor altında bu senetleri imzalamak zorunda kaldığını, davacının imzalamak durumunda kaldığı, 45.539 TL bedelli senedin davalı tarafından takibe konulduğunu, takip dosyasının da … 15. İcra Dairesi’nin 2022/10645 E. Sayılı dosyası olduğunu, davacı tarafça imzalanan senetlerin gerçek bir para borcunu ifade eden, kayıtsız ve şartsız borç ikrarını içeren senetler olmadığını, imzalanmaması halinde kardeşi mütevaffa…’un cenazesinin teslim edilmeyeceği tazyiki altında imzalandığını, her ne kadar davalı rektörlükçe, bu senetlerin verilen hastane hizmetinin karşılığı olduğu ileri sürülmüş ise de, ilgili Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği hükümlerine göre herhangi bir ilave ücret alınmayacağını, ikrah altında, kardeşinin cenazesinin verilmeyeceği tehdidi ile davacı müvekkilce imzalanan senetlerin geçersiz olduğunu, borç tutarının fahiş olduğunu belirterek davanın kabulü ile dava konusu, alacaklısı davalı, borçlusu davacı olan 28.05.2022 tanzim tarihli ve 03.06.2022 vade tarihli, 24.616,00 TL, 45.539,00 TL ve 17.994, TL bedelli senetler yönünden DAVACININ BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,. … 15. İcra Dairesi’nin 2022/10645 esas sayılı kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile TAKİBİN İPTALİNE, Davalının, müvekkil aleyhine başlatmış olduğu kötü niyetli takip sebebi ile davalının en az %20 tazminata mahkum edilmesine,avacı aleyine … 15. İcra Dairesi’nin 2022/10645 esas sayılı takip dosyası üzerinden yürütülen takibe ilişkin, davacı müvekkilin uğraması muhtemel maddi ve manevi zararların önlenmesi adına İCRA DOSYASINDAN TAHSİL EDİLECEK PARALARIN DAVALI ALACAKLIYA ÖDENMEMESİ YÖNÜNDE TEMİNATSIZ OLARAK VEYA SAYIN MAHKEMENİN UYGUN GÖRECEĞİ TEMİNAT MUKABİLİNDE İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA, Davalı tarafça henüz icraya konu edilmeyen 28.05.2022 tanzim tarihli ve 03.06.2022 vade tarihli, 24.616,00 TL ve 17.994, TL bedelli senetler yönünden ise icra takibine konulmaları halinde Sayın Mahkeme’ye numaralarını bildireceğimiz icra takiplerinin TEDBİREN TEMİNATSIZ OLARAK DURDURULMASINA, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Tensiben karar verildiğinden dava dilekçesi davalıya gönderilmemiştir.

YARGILAMA GEREKÇE :
Dava, menfi tespit davası olup, davadaki uyuşmazlık, taraflar arasında yapılan vekalet sözleşmesine istinaden davalı tarafından davacıya zorla düzenletildiği iddia edilen senetler sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ilişkindir.
Davacının tacir olmadığı açık olup bu konuda ayrıca bir tacir araştırması yapılmasına ihtiyaç duyulmamıştır.
6102 sayılı TTK m. 5/1. fıkra hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
A- Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
B- Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6102 sayılı m. TTK 19/2 fıkrası uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez.
C- Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Öte yandan;
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3.maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Yasanın 73. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Her ne kadar davacı, davalıya verdiği bono sebebiyle menfi tespit isteminde bulunmuşsa da Somut olayda, davacı ile davalı özel hastane arasındaki ilişki vekalet akdi niteliğindedir ve Vekalet akdi ise 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa kapsamına alınmış olup, 28.05.2014 tarihinden sonra açılan davalarda, Tüketici Mahkemeleri görevlidir.
Mahkemelerin görevi ancak kanunla belirlenir (HMK m.1). Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden sayıldığından yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115).
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, dava dilekçesindeki anlatımlar ve diğer belgelerin incelenmesinde taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasında yapılan vekalet sözleşmesinden kaynaklandığı, eldeki davadaki uyuşmazlığın doğrudan bonodan kaynaklanmadığının görüldüğü de nazara alınarak, davacının 6102 sayılı TTK 12 maddesi kapsamında kalan tacir olmadığı, bilakis davacının tüketici olduğu ve taraflar arasındaki vekalet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar da mutlak ticari dava sayılmadığından açılan bu davada Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu sonucuna varılmış ve davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle (HMK 114/1-c, 115/2) usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. (Görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğuna dair emsal kabul edilen kararlar; Yargıtay … Hukuk Dairesinin, 2020/7380 Esas, 2021/808 K. Sayılı kararı, Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin, 2020/7538 Esas, 2021/2487 K. Sayılı kararı, )

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmaya … Tüketici Mahkemesinin görevli olması nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu sebebi ile usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren tarafların 2 hafta içerisinde müracaatı halinde dosyanın görevli … Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerine görevli mahkemece karar verilmesine,
4- Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. md.gereğince bir karar verilmesine,
Dair, dosya üzerinden, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 12/12/2022

Katip…
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.