Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/780 E. 2022/890 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/780 Esas – 2022/890
T.C.
… TÜRK MİLLETİ ADINA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/780 Esas
KARAR NO : 2022/890

HAKİM : …….

DAVACI :….
DAVALI :…

DAVA : İtirazın İptali ( Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/11/2022
KARAR TARİHİ : 23/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkil şirket arasında akdedilmiş olan abonelik sözleşmesi kapsamında, müvekkil şirket tarafından davalıya mobil telefon hizmeti sağlanacağı konusunda sözleşme düzenlendiğini, müvekkil şirket tarafından; mobil telefon hizmeti kullanımı sebebiyle 7.2849786 abone/müşteri nolu davalı adına tanzim edilmiş olan faturaların ödenmemesi üzerine davalı taraf aleyhine … 33. İcra Müdürlüğü 2021/107176 E. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını davalının itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu beyan ederek itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
YARGILAMA GEREKÇE :
Davadaki uyuşmazlığın, taraflar arasında yapılan abonelik sözleşmesine istinaden davacının sözleşme kapsamında yükümlülüklerini yerine getirdiği halde davalının fatura konusu borcun ödenmediği iddiasıyla yapılan takibe davalının vaki itirazının iptali konularına ilişkin olduğu anlaşıldı.
Eldeki davada öncelikle, mahkememizin görevli olup olmadığı hususu irdelenmiştir. Davalı dernek olup, davacı tacir olmakla birlikte bu haliyle davanın ticari dava olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
Davacı vekili, 22/11/2022 tarihli dava dilekçesinde de iddialarını taraflar arasında yapılan “abonelik sözleşmesine” dayandırmış ve davalının fatura konusu borcu ödememesi nedeniyle icra takibinin yapıldığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK m. 5/1. fıkra hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
A- Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
B- Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6102 sayılı m. TTK 19/2 fıkrası uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez.
C- Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda, davacı tarafın davalı aleyhine başlatılan takibin dayanağının abonelik sözleşmesinden kaynaklandığı, Öte yandan davalı da tacir olmadığından görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olmadığı sonucuna varılmıştır.
Mahkemelerin görevi ancak kanunla belirlenir (HMK m.1). Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden sayıldığından yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115).
Dosya içerisinde bulunan tüm delillerin incelenmesinde davalı dernek olup, ticari işletme işletmediği, düşünce temelli dernek olduğu, iktisadi bir işletmesinin bulunmadığı, dolayısıyla somut olayda davalının tacir sıfatını haiz olmadığının anlaşılması, bu itibarla davanın, nispi ticari dava niteliğinde bulunmadığı gibi, TTK’nın 4. maddesinde belirtilen mutlak ticari davalardan da olmaması, tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre nispi ya da mutlak nitelikteki bir ticari dava söz konusu olmadığından, davada görevli mahkemenin, Asliye Ticaret Mahkemesi değil, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olması gerektiği anlaşılmış olup, açılan bu davada Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle (HMK 114/1-c, 115/2) usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmaya … Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu sebebi ile usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren tarafların 2 hafta içerisinde müracaatı halinde dosyanın görevli … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerine görevli mahkemece karar verilmesine,
4- Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. md.gereğince bir karar verilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/11/2022

Katip …
¸

Hakim ….
¸