Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/672 E. 2022/963 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.
… TÜRK MİLLETİ ADINA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/672 Esas
KARAR NO : 2022/963

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 2- … – … …

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2022
KARAR TARİHİ : 08/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız fiilden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili dilekçesinde özetle; … plakalı 2018 model Skoda marka araç, müvekkil şirket yetkilisi …tarafından 07.03.2022 günü davalı …Otomotiv isimli işyerine tamir için teslim edildiğini, 15.03.2022 tarihinde söz konusu iş yeri tarafından müvekkil şirket yetkilisi …aranmış ve araç tamir işlemlerinin bittiği gerekçesiyle aracın iade edilmesi için iş yerine davet edildiğini, aynı gün içerisinde aracı teslim almaya giden müvekkil şirket yetkilisi, aracı teslim ettiği anda araçta olmayan yeni hasarlar olduğunu fark etmiş ve davalı …Otomotiv’de çalışan Yunus isimli şahsa bu hasarları sorduğunda “aracınızı teslim ettiğinizde de bu hasarlar vardı” şeklinde cevap aldığını, bunun üzerine eksperden gelen resimlerle karşılaştırma yapılmış ve meydana gelmiş olan yeni hasarların araç teslim edildiği anda mevcut olmadığı anlaşıldığını, 16.03.2022 tarihinde müvekkil şirket yetkilisi, aracın bulunduğu iş yerine gittiğinde aracın iş yerinde çalışan davalı … tarafından kullanıldığını ve aracı kullanan davalı işçinin … plakalı araç ile maddi hasarlı trafik kazasına karıştığını öğrendiğini beyan ederek trafik kazası nedeniyle davacı müvekkilin aracında oluşan hasar nedeniyle onarım ve işçilik bedeli olarak ödenmiş olan tutarın şimdilik 1.000,00 TL’lik kısmının, değer kaybının şimdilik 1.000,00 TL’lik kısmının, ikame araç değeri olarak şimdilik 1.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren işleyecek olan yasal temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Davalı … vekili dilekçesinde özetle; Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, diğer davalı …, iş yerinde yalnızken tamamen kendi iradesi ile müvekkilin şahsına ait kilitli çekmeceden aracın anahtarını alarak kazaya karıştığını, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ticaret Odası, Esnaf ve Sanatklarlar Odası ile Vergi Dairesi müzekkere cevapları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava haksız fiilden kaynaklanan davacının aracının hasar görmesine neden olduğu iddiasına dayalı, hasar tazminatı, değer kaybı tazminatı ve ikame araç değeri tazminatı istemine ilişkin olduğu anlaşıldı.
Dosyamızda davalıların gerçek kişi olması nedeni ile öncelikle Mahkememizin davaya bakmaya görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda, bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.
Ticari davalar ise; aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın sözkonusu düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Bu bağlamda, ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Nispi ticari davalar ise; her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre; bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Üçüncü grup ticari davalar ise; yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
Dosyamıza Vergi Dairesi Başkanlığı, Ticaret Odası ve Esnaf Odasından gönderilen cevabi müzekkerelerden; davalıların tacir sıfatının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu bilgiler ışığında dosya kapsamı incelendiğinde; açılan dava mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı gibi davalıların tacir sıfatının mevcut olmaması nedeni ile davanın nispi ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, davanın yukarıda değinilen 3. grup ticari davalar arasında da değerlendirilmesine hukuken olanak bulunmadığı dikkate alındığında; davanın Mahkememiz görev alanında görülerek karara bağlanması gereken bir ticari dava mahiyetinde olmadığı, davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu kanaatine varılmakla; açıklanan gerekçelerle; Mahkememiz yönünden göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir..
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 sayılı HMK’nın 114/1-c. delaleti ile 115/2. maddeleri gereğince davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20. maddesi gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde talepte bulunulması halinde dava dosyasının davaya bakmaya görevli … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının davacı vekiline ihtarına, (ihtar edildi)
3-Yargılama giderlerinin görevli Mahkeme tarafından değerlendirilerek karara bağlanmasına, HMK’nın 20. Maddesi uyarınca süresi içerisinde gönderme talebi olmaması durumunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi hâlinde HMK 331/2.m. gereğince yargılama giderlerinin dosya üzerinden Mahkememiz’ce karara bağlanmasına,
Dair; davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, davalı …’un yokluğunda karşı 6100 sayılı HMK’nın 6763 sayılı Kanun ile değişik 341 ve 345.m. gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır