Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/609 E. 2022/900 K. 22.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/609 Esas – 2022/900
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/609 Esas
KARAR NO : 2022/900

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/03/2017
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili, borçlu olarak gösterdiğini, fakat icra takibinde müvekkilinin adresinin kullanıldığını, müvekkilinin davalı ile hukuki veya borç ilişkisinin bulunmadığını, bu nedenle davalıya borcunun bulunmadığını, davalının alacaklı olduğunu iddia ettiği borcun ile aralarındaki bir konuya dayanmakta olduğunu, bu talep ve borcun kabul edilmediğinin davalı tarafa bildirildiğini, menfi tespit davasında borçlu olduklarının ispatının davalı tarafa düştüğünü, müvekkilinin ödeme emrine 7 gün içinde itiraz etmediğinden ve bundan ötürü hakkında yapılan genel haciz yoluyla takip kesinleştiğinden cebri icra tehdidi altında kaldığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığına, icra veznesine ödenen paranın davalıya ödenmemesi için uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesine, alacaklı olduğunu iddia eden davalının uyuşmazlık konusu takibi kötü niyetle başlatmış olmasından % 20 oranından az olmamak üzere davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, müvekkilinin … satacağı malın karşılığını dava dışı …bankası ödeme taahhüdünde bulunduğunu ve ödeme taahhütlerinden ikincisi olan 22.450,00 Euro’yu ödemediğinden … .’nın icraya verildiğini, müvekkili ile … arasındaki yazışmalarını … adresindeki ofisi ile yapıldığından borçlu … aleyhine yapılan icra takibindeki borçlu adresi de İstanbul’daki ofisin adresi olarak gösterildiğini, … ‘nın İstanbul, Türkiye’deki ve kendi sorumluluğunda bulunan coğrafi alanda yer alan diğer ülkelerdeki muhabir bankalar ile kurduğu banka ilişkilerini yönettiğini ve yürüttüğünü, müvekkilinin … firmasının siparişi ile talep ettiği malları müvekkilinin İstanbul liman teslimi olarak sattığını ve faturası ile İstanbul’da teslim ettiğini, malları satın alan… 25/08/2015 tarihinde ve 23.000,00 Euro’sunu ise 05/09/2015 tarihinde ödeme taahhüdünde bulunduğunu, taahhüt etttiği 2015,03 tarihli fatura bedeli olan 10.012,00 Euro’nun 07/08/2015 tarihinde ödeme teminatını verdiği halde taahhüt etitği ödemeyi 25/08/2015 tarihinde ödemediğini, müvekkilinin malları İstanbul Limanı teslimi alan … firmasının ödemesi ile ilgili olarak … bankası ödemeyi kabul etitği için orjinal evrak müşteri… malzemelerle beraber gönderildiğini, fakat davalının ödemediğini, müvekkili firma tarafından davalı banka Türkiye temsilcisine 08/09/2015 tarihinde gönderilen e-maillerle 22.450,00 Euro’yu 25/08/2015 tarihlerinde ödemeyi taahhüt ettiği ve temerrüde düştüğünü belirterek icra takibinde kötü niyet olmadığından müvekkili aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmemesine, müvekkilinin haklı alacağı nedeniyle borçlu aleyhine açılan … Müdürlüğünün 2017/17488 Esas sayılı takip dosyasının durdurulması nedeniyle alacaklı müvekkili şirket lehine % 20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE :
Dava; davalı aleyhine yapıldığı, davacının dava konusu icra takibinde taraf olmadığı, borçlu aleyhine yapılan takipte tebligatın davacının adresine gönderilmiş olduğu, tebligatın davacının adresine gönderilmesinin davacıyı icra takibinde taraf haline getirmeyeceği, bunun haricinde davalı tarafından dava konusu takipten dolayı davacıya herhangi bir haciz ihbarnamesinin de gönderilmediği, bu durumda dava konusu icra takibinin tarafı olmayan ve kendisinden herhangi bir alacak talep edilmeyen davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince istinaf edilmiş ve Sayılı kararıyla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay sayılı ilamı ile “…Dava, davalı tarafından İspanya’da bulunan merkez borçlu gösterilerek ve temsilciliğin adresi belirtilerek başlatılan takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece temsilciliğin adresinin takipte belirtilmesinin onu icra takibinde taraf haline getirmediği, başka bir anlatımla icra takibinin tarafı yapmadığı gerekçesiyle temsilciğilin aktif husumeti olmadığından davanın reddine karar verilmiş, temsilciliğin istinaf yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince temsilci vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir. Kanuni temsilin söz konusu olduğu hallerde temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması HMK m.114/1-d hükmünde belirtildiği üzere dava şartıdır. Mahkeme dava şartı eksikliğini tespit ederse, davanın usulden reddine karar verir; ancak dava şartı eksikliğinin giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verilir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği giderilmemişse HMK m.115/2 gereğince davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, davayı yurt dışı şirketi adına Türkiye temsilciliği açmıştır. Türkiye temsilciliğinin ise yurt dışı şirketi temsil yetkisi bulunmamakta ve yurt dışı şirketin Türkiye temsilcisinin temsilci için aranan gerekli niteliğe sahip olmadığı anlaşılmaktadır. Bu husus HMK m.114/1-d hükmünde düzenlenen dava şartı eksikliği olup dava şartı eksikliğinin yurt dışı şirketten vekalet alınması ile giderilmesi mümkündür. Bu nedenle dava şartı eksikliğinin giderilmesi için kesin süre verilmesi ve bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken doğru olmayan gerekçe ile davanın aktif dava ehliyeti nedeniyle reddi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir. ” gerekçesi ile bozulmuştur.
Yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere, Yüksek Dairece karar, davacı yönünden giderilmesi mümkün dava şartı eksikliği bulunduğu, bunun da yurt dışından vekalet alınarak giderilebileceği gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Ancak; mahkememizce verilen ve direnmeye konu 16/10/2018 tarihli kararda da belirtildiği üzere davacı, davanın dayanağı icra takip dosyasında taraf değildir, tebligatın davacının adresine gönderilmesi de davacıyı takibin tarafı haline getirmeyecektir. Bozma ilamında bahsi geçen hususlar, davayı açmakta aktif dava ehliyetine sahip bir davacının HMK nın 114/1- f bendindeki hüküm sebebiyle 115/2 maddesi uyarınca eksikliği girebileceği durumda değerlendirilebilecektir. Oysa ki mahkememizce dava 114/1-d maddesindeki hüküm sebebiyle usulden reddedilmiş olup, bu bentte düzenlenen ve dava açma ehliyetine isabet eden bir durumun sonradan giderilebilmesi mümkün değildir.
Bu doğrultuda; davacının eldeki davayı açmakta ehliyeti bulunmadığından ve bu eksikliğin bozma ilamında bahsi geçen şekilde vekalet sunularak giderilmesi de mümkün olmadığından ve dava konusu olayda HMK nın 115/3 maddesi hükmünün de uygulanması imkanı olmadığından bozma ilamına karşı, direnme kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-Mahkememizin 2017/230 E. Ve 2018/800 K. Sayılı 16/10/2018 tarihli kararında DİRENİLMESİNE,
2-Davacının davalı aleyhine açtığı davanın 6100 Sayılı HMKnın 114/1-d ve 115/2 m uyarınca aktif dava ehliyeti yokluğundan USULDEN REDDİNE,
3-Alınması gerekli 80,70 TL harcın peşin alınan 1.453,05 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.372,35TL harcın kararın kesinletiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4- Masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan tebligat gideri 28,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T’nin 7/1 maddesi uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa ödenmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde verilecek dilekçe ile Yargıtay Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/11/2022