Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/588 E. 2022/1051 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/590 Esas – 2022/877
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/590 Esas
KARAR NO : 2022/877

BAŞKAN :…
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI …
VEKİLLERİ : Av…
Av. …
DAVALI :…
VEKİLİ : Av. …

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 02/07/2019
KARAR TARİHİ : 16/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili Av. … sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili idarenin kaçak su ekibi tarafından davalıya ait…ili … ilçesi …Mahallesi … sokak adresindeki inşaatta 26/11/2017 tarihinde yaptıkları kontrolde davalının yıkılan gecekondu hattına bağlantı yapılmak suretiyle kaçak su kullandığını tespit ettiklerini, kaçak su bedelinin ödenmemesi nedeni ile nedeni ile ….İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının takibe vâki itirazı üzerine takibin durduğunu beyanla davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına ve davacı yararına %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP VE SAVUNMA :
Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
-Kaçak su tutanağı
-icra takip dosyası örneği
-Bilirkişi raporu .
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, kaçak su kullandığı iddiasıyla tahakkuk ettirilen kaçak su bedeli ve usulsüzlük cezası alacaklarının tahsiline yönelik olarak başlatılan takibe vaki davalının haksız itirazının iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyamız arasına örneği celp edilen….. Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde; alacaklı…Genel Müdürlüğü borçlu …aleyhine 12/10/2019 tarihli kaçak su bedeli olan 1.098.900,51-TL alacak için icra takibi yapıldığı, davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğu, davacının bir yıllık yasal sürede itirazın iptali davası açtığı anlaşılmıştır.
Taraf delilleri toplandıktan sonra uzman bilirkişiden davacı kurumun davalıdan kaçak su tüketimine istinaden alacak miktarı konusunda bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Bu bağlamda, yapılan yargılama sonucunda Mahkememiz’ce de denetime elverişli görülmekle benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne dair verilen Mahkememizin 07/10/2020 tarih, ….K. sayılı kararı vâki istinaf başvurusu üzerine…Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlığı … Başkanlığı’nın 06/04/2021tarih, …, 2021/502K. sayılı kararı ile 7256 sayılı Kanun hükümleri kapsamında davalı tarafından yapılan başvurunun bulunup bulunmadığı ve başvuru mevcut ise; başvuruya istinaden yapılan işlem konusunda araştırma yapılarak karar verilmesi gerektiğinden bahisle kesin olarak kaldırılmakla; dosya Mahkememizin yeni esasına kayden yargılamaya devam olunmuştur.
İstinaf ilamı gereğince davacı kuruma müzekkere yazılarak istinaf ilamında bahse konu ve davalı Şirket vekilinin istinaf dilekçesi ekinde sunduğu başvuru belgesinde numarası belirtilen 29/12/2020 tarihli başvurunun kurum kayıtlarında mevcut olup olmadığı, başvuruya istinaden 7256 sayılı Kanun hükümleri gereğince yapılan işlemler konusunda araştırma yapılmıştır.
Dosyamıza davacı kurumun Abone İşleri Dairesi Başkanlığı tarafından gönderilen 01/11/2021 tarihli cevabi yazıda davalı Şirket tarafından kurumlarına 29/12/2020 tarihinde 7256 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yapılan bir başvurunun bulunmadığı bildirilmiş, sözkonusu müzekkere cevabı ile dosya kapsamı çerçevesinde davanın kabulüne yeniden karar verilmiştir.
Ancak Mahkememizin bahse konu kararı da istinaf incelemesi sonucunda…Bölge Adliye Mahkemesi 24.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 29/06/2022 tarih ve ….. Sayılı ilamı ile davacı kurumdan yapılandırma başvurusu ile ilgili olarak gönderilen cevabi yazılar arasındaki çelişkilerin giderilmediğinden bahisle 2. Kez kaldırılmakla dosya Mahkememizin yeni esasına kaydedilmiştir.
Mahkememiz’ce istinaf ilamı doğrultusunda davacı kuruma yeniden müzekkere yazılması üzerine dosyamıza gönderilen 29/09/2022 tarihli özetle; hakkında kaçak su tüketim tutanağı tanzim edilen davalı Şirketin….. sayılı takip dosyasında takibe konu kaçak su tüketim bedeline ilişkin olarak 7256 sayılı Kanun kapsamında davacı kuruma 29/12/2022 tarihinde … no’lu dilekçesi ile başvuruda bulunduğu, kaçak su tüketiminden dolayı tahakkuk ettirilen 1.098.900,51-TL kurum zararının anılan kanun kapsamında yapılan yapılandırma işlemleri sonucunda 01/03/2021 tarihinde ödenmek üzere 390.318,76-TL olarak yeniden hesaplandığı, yapılandırma işlemleri sonucunda 390.318,76-TL kurum zararı ve 3.943.23-TL icra takip giderleri dahil olmak üzere toplam 394.261,99-TL’nin 26/01/2021 tarihinde defaten davalı Şirket tarafından davacı kuruma ödendiği, ancak borçlunun yapılandırma işlemleri sırasında ilişikte sunulan Taahhütname ile ödeyeceğini taahhüt ettiği halde icra vekalet ücretini ödemediği için alacak dosyasının davacı adına takibini gerçekleştiren sözleşme vekili tarafından davacı kurumun Hukuk Müşavirliğine teslim edilmediği için yapılandırma sürecine ilişkin işlemlerin tamamlanamadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Yargılamanın son celsesinden önce davacı vekili beyan dilekçesini sunarak dava konusu alacağın 7256 sayılı Kanun hükümleri gereğince yapılandırma sonucunda müvekkiline ödendiğini beyanla icra vekalet ücretinin lehlerine hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Dosyamızda somut uyışmazlık, yapılandırma kapsamında yaptığı ödeme sonrasında davalı Şirketin davacıya icra vekalet ücretini de ödemekle yükümlü olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davacı yan, davalı Şirketin yapılandırma kapsamında sunduğu taaahütname kapsamında ödemekle yükümlü olduğu vekalet ücreti alacağının davalıdan tahsilini talep ettiğinden, yapılandırmanın hukuki çerçevesini belirleyen mevzuat hükümleri ile mevzuat hükümleri çerçevesinde taahhütnamenin hukuken geçerli olup olmadığının irdelenmesi zorunludur.
Bu bağlamda, konu ile ilgili olarak 7256 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un “Ortak Hükümler” başlıklı 3. maddesinin 13. Fıkrasında aynen;
“a) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve ilgili maddeler uyarınca dava açmamaları veya açılan davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları gereken borçluların, bu Kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için ilgili maddelerde belirlenen başvuru sürelerinde, yazılı olarak bu iradelerini belirtmeleri şarttır. Borçlularca, Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere davadan vazgeçilmesi hâlinde idarece de ihtilaflar sürdürülmez.
b) Davadan vazgeçme dilekçeleri ilgili tahsil dairesine verilir ve bu dilekçelerin tahsil dairelerine verildiği tarih, ilgili yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı merciine gönderilir. Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince tahsili gerektiği hâlde tahakkuku diğer kamu idarelerince yapılan alacaklara ilişkin ilgili kamu idaresi aleyhine açılmış davalardan vazgeçme dilekçelerinin verileceği idari mercii belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.
c) Bu Kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve açtıkları davalardan vazgeçen borçluların bu ihtilaflarıyla ilgili olarak karar tarihine bakılmaksızın bu Kanunun yayımı tarihinden sonra tebliğ edilen kararlar uyarınca işlem yapılmaz.
ç) Bu Kanun hükümlerinden yararlanılmak üzere vazgeçilen davalarda verilen kararlar ile hükmedilen yargılama gideri, avukatlık ücreti ve fer’ileri talep edilmez ve bu alacaklar için icra takibi yapılamaz. Vazgeçme tarihinden önce ödenmiş olan yargılama giderleri ve avukatlık ücretleri geri alınmaz.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Öte yandan; 6100 sayılı HMK’nın 310. maddesi; “(1) Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.
(2) Feragat veya kabul, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince feragat veya kabul doğrultusunda ek karar verilir.
(3) Feragat veya kabul, dosyanın temyiz incelemesine gönderilmesinden sonra yapılmışsa, Yargıtay temyiz incelemesi yapmaksızın dosyayı feragat veya kabul hususunda ek karar verilmek üzere hükmü veren mahkemeye gönderir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Tarafların, yasa kapsamında yapılandırma sözleşmesi imzalamaları, hukuki niteliği itibariyle davaya son veren sulh işlemi niteliğindedir. Davalı Şirket , Kuruma olan borcunu kabul ederek yapılandırma hükümlerinden yararlanmayı talep etmiş, davacı Kurum ise; alacaklarından kısmen vazgeçmiş; taraflar alacak üzerinde anlaşma sağlayarak alacağın peşin veya taksitler halinde ödenmesini kararlaştırmışlardır. Taraflar arasındaki dava devam ederken borcun yapılandırılması halinde dava konusuz kalacağından davaya bakna Mahkeme tarafından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekir.

Her ne kadar davalı Şirket tarafından davacı kuruma yapılandırma başvurusuna istinaden verilen taahhütname ile icra vekalet ücretinin ödenmesinin talep edildiği ileri sürülmüş ise de; sözkonusu taahhütnamenin icra vekalet ücreti kaleminin davalıya yükletilmesi nedeni ile yukarıda değinilen mevzuat hükümlerine aykırı olduğu ve bu nedenle taahhütnameye kanuna aykırılık nedeni ile hukuken itibar edilemeyeceği kanaatine varılmıştır. Nitekim, aynı konuda farklı bir icra takip dosyası yönünden yine dosyamız tarafları arasında görülen davada yapılandırma nedeni ile ödeme sonrasında yapılan ödeme üzerine davanın esası hakkında karar verilmesine dair verilen Mahkememizin 25/03/2021 tarih, … K. Sayılı kararına yönelik istinaf başvurusu…Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlığı’nın 09/11/2021 tarih, …131 K. sayılı ilamı ile kesin olarak reddedilmiştir.
Yerleşik içtihatlar gereğince de 7256 sayılı Kanun hükümlerinden yararlanılabilmesi amacıyla davanın feragat edilmesi halinde “feragat nedeniyle davanın reddine” veya anılan Kanun hükümlerinden yararlanılarak borcun yapılandırılması halinde “konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verildiğinde, anılan yasal düzenleme uyarınca taraflar lehine yargılama giderine, avukatlık ücretine ve fer’ilerine hükmedilmemesi, tarafların yaptıkları yargılama giderlerinin de kendi üstlerinde bırakılması gerekmektedir. (Nitekim …. Hukuk Dairesinin emsal nitelikteki 15/01/2020 tarihli ve … K. sayılı, 17.09.2019 tarihli ve … K. sayılı kararları da bu yöndedir.)
Bu bağlamda, yapılan yargılama ve toplanan tüm deliller ile davacı kurumun en son tarihli cevabi yazısı birlikte gözetildiğinde; dava konusu takibe dayanak asıl alacak ve işlemiş fer’ilerinin 7256 sayılı Kanun kapsamında dava sürecinde yapılandırma başvurusu yapılarak davalı şirket tarafından ödendiği sabit olmakla ve davacı kurumun icra vekalet ücreti yönünden kanuna aykırı nitelikte olmakla davalı aleyhine hukuki sonuç doğurması mümkün olmayan taahhütnameye dayalı davalıdan icra vekalet ücretini talep etmesinin hukuki dayanağının bulunmadığı anlaşılmakla; değinilen yasal düzenleme ve yerleşik içtihatlar gereğince taraflar lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilmeksizin ödeme nedeni ile konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, likit nitelikte olmadığı anlaşılan alacak nedeni ile davacının icra-inkâr tazminatı ve dava konusu icra takibinde kötüniyeti sabit olmadığından, davalının kötüniyet tazminatı taleplerinin ayrı ayrı reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Konusu kalmayan davanın ESASI HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı maktu 80,70-TL olup davacı tarafından peşin yatırılan 1.185.608,28-TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.185.527,58-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,

3-Alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğinden icra-inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Dava konusu icra takibinde davacı kurumun kötüniyeti sabit olmadığından davacı aleyhine davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
5-Kendisini vekil ile temsil ettiren lehine konusu kalmayan davada vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Taraflar’ca yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
7-HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile…Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/11/2022

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza