Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/577 E. 2022/864 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/577 Esas – 2022/864
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/577 Esas
KARAR NO : 2022/864

HAKİM ….
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av…..
DAVALI : …..
VEKİLİ : Av. …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/09/2022
KARAR TARİHİ : 08/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili, müvekkili tarafından işletilen köprü ve otoyoldan davalıya ait aracın ihlalli geçişleri nedeniyle ödenmeyen geçiş ücreti ile yasadan kaynaklanan para cezalarının tahsili amacıyla müvekkilinin … E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının takibe haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetkili mahkemenin … mahkemeleri olduğunu, ayrıca davalı tarafından davacıya 722,50 (144,50 TL geçiş ücreti, 578,00 TL ceza gecikme bedeli) TL ödeme yapıldığını, davalının toplam 722,50-TL’yi Davacı adına icra dosyasına gönderdiğini, fakat davacı tarafın bu dekontları da mahkemeye sunmadığını ve bu ödenen paraları görmezden gelerek haksız ve kötüniyetli bir şekilde icra takibi yaptığını savunarak davanın reddi ile davacının kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :
Dava; davacı şirket tarafından işletilen köprü ve otoyoldan davalı şirkete ait aracın ihlalli geçişleri nedeniyle doğan ve yasal süresi içerisinde ödenmeyen geçiş tutarları ve yasadan kaynaklı para cezası bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
… E. sayılı dosyasının incelenmesinden davacı tarafından davalı aleyhine ihlalli geçiş eyleminden kaynaklanan asıl alacak ve gecikme bedeline istinaden 144,50 TL asıl alacağın ve 578,00 TL cezanın tahsili amacıyla icra takibi yapıldığı, davalı tarafça 06.07.2021 tarihli itiraz dilekçesiyle borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, itirazın ve iş bu itirazın iptali davasının süresinde olduğu tespit edilmiştir.
Davalının ödeme iddialarının değerlendirilmesi için davaya dayanak takip dosyası getirtilmiş olup, yapılan incelemede ilgili takibin 01.05.2021 tarihinde yapıldığı, itirazın 06/07/2021 de yapıldığı, borçlu vekili tarafından akabinde 19/08/2021 tarihli beyan dilekçesi ile ödemenin yapıldığı bilgisinin dosyaya bildirildiği, ayrıca eldeki dava dosyasına davalı vekilince sunulan cevap dilekçesi ekinde de ödemeyi gösterir dekontların sunulduğu, buna göre 29/07/2021 tarihinde ödeme emrinde belirtine 722,50 TL lik borcun ödendiği, eldeki davanın ise 01/09/2022 tarihinde açıldığı tespit edilmiştir.
Bu bilgilere göre;
İtirazın iptali davası, müddeabihi takip konusu yapılmış ve borçlunun itiraz etmiş olduğu alacak olan, bir eda davasıdır. Mahkemenin davanın reddi ya da kabulü yönünde verdiği karar, maddi anlamda kesin hüküm teşkil edeceğinden; davanın reddi halinde alacaklı, borçluya karşı aynı alacaktan dolayı yeni bir alacak davası açamayacağı gibi, davanın kabulü halinde borçlu da, alacaklıya karşı bir menfi tespit veya istirdat davası açamayacaktır.
Bu nedenledir ki, mahkeme itirazın iptali davasında tarafların iddia ve savunmalarını genel hükümlere göre inceleyerek, borcun varlığını ve miktarını araştırmak zorundadır.
Yasal dayanağını İİK’nın 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. Takip hukukundan doğan bu davada tespit edilecek husus, borçlunun icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığının belirlenmesidir.
Bu dava, yargılama usulü bakımından genel hükümlere tabidir (İİK. m.67/1). Alacaklı, alacağının varlığını Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre caiz olan her türlü delil ile ispat edebilir.
Dava, özünde tahsil istemini de barındırmakla, burada borçlunun takip sonrası yaptığı ödeme savunmasının da nazara alınması zorunludur. Borçlu, ödeme emrine itiraz ederken bildirmiş olup olmamasına bakılmaksızın, bütün itiraz sebeplerini ileri sürebileceğinden; mahkemenin, borcun sonradan ödendiği itirazını araştırarak, ödemenin takip konusu alacakla ilgili olduğunu belirlemesi halinde, alacaklının dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarı üzerinden hüküm kurması gerektiğinde duraksama bulunmamaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, alacak miktarının, takip ya da dava tarihindeki koşullara göre belirlenmesinin, itirazın iptali davasında hükmolunan miktar üzerinden tahsiline karar verilebilecek bir tazminat türü olan ve bağımsız bir dava konusu yapılamayan icra inkâr tazminatının miktarına da etkili olacağı açıktır.
Henüz alacaklı tarafından itirazın iptali davasının açılmadığı bir evrede, borçlunun, itiraza konu borcu kısmen veya tamamen ödemesi mümkündür ve bunu engelleyen herhangi bir yasa hükmü yoktur. Borçlu, itirazın iptali davası açılmamış iken, itirazına konu borcu tamamen öderse, alacaklının itirazın iptali davası açmasına gerek kalmayacak ve böyle bir davayı açmakta hukuki yararı bulunmayacaktır. Zira, itirazın iptali davası açılmasında amaç, itiraz nedeniyle kanun gereğince kendiliğinden durmuş olan takibin devamını sağlamaktır. Takibin devamı yoluyla elde edilecek olan sonuç (alacağın tahsili), borçlunun tüm borcu ödemesiyle zaten gerçekleşmiş olacağına göre, gerçekleşmiş olan bu sonucu sağlamak üzere bir dava açılmasında hukuki yarar bulunmayacaktır. Bunun gibi, takibe konu borcun kısmen ödendiği durumlarda da, ödenmeyen borç tutarına yönelik itirazın iptali davasında, itirazdan sonra ödenmiş olan miktar bakımından itirazın iptalinin istenilmesinde hukuki yararın mevcut olmayacağı kuşkusuzdur.
İcra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce borçlu tarafından ödeme yapılması halinde, yapılan bu ödeme düşüldükten sonra kalan miktar üzerinden dava açılması gerekir. Dolayısıyla, takipten sonra, ancak dava açılmadan önce yapılmış olan ödeme yönünden dava açılmasında, davacı tarafın hukuki yararı bulunmamaktadır. (Alıntılanan karar … K. Sayılı karar)
Eldeki davada da davalı borçlu takipten sonra ancak dava açılmadan önce ödeme emrindeki miktarı ödediğinden ve davacı vekilince kapak hesabı çıkartılarak yapılan ödemeler mahsup edildikten sonra kalan feriler bakımından dava değeri belirlenip dava açılmadığından, eş anlatımla ödeme miktarı nazara alınarak itirazın iptali davası açıldığından eldeki davanın açılmasında davacının hukuki yararının bulunmadığı sonucuna varılmış ve neticede hukuki yarar yokluğundan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. (Konuyla ilgili diğer emsal kararlar:..Hukuk Dairesinin … K. Sayılı kararı, … K. Sayılı kararı, )
HÜKÜM : Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-) HMK 114/1-h.m. delaleti ile 115.m. gereğince hukuki yarar dava şartı yokluğundan davanın usulden REDDİNE,
2-)Yeterince harç alındığından harç ikmaline yer olmadığına,
3-) Davacı tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-) A.A.Ü.T. nin 13/2 maddesi uyarınca hesaplanan 722,50 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5- HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.08/11/2022

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.