Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/531 E. 2022/830 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/531 Esas – 2022/830
T.C.
… TÜRK MİLLETİ ADINA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/531 Esas
KARAR NO : 2022/830

DAVA : Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 09/08/2022
KARAR TARİHİ : 27/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkememizin 2022/531 esas sayılı dosyasında
DAVA: :
Davacılar vekili dilekçesinde özetle; ) Müvekkillerin murisi Bektaş Doğan ile Ziraat Bank A.Ş. arasında 01.07.2020 tarihinde Tüketici Kredisi sözleşmesi akdedilmiş ve kredi sözleşmesi gereğince kendisine hayat sigortası yapıldığını, hayat sigortası için kendisinden her ay sigorta primi kesildiğini, murisin 09.08.2020 tarihinde vefat ettiğini, öldüğü tarihte toplam 37.000 TL ‘lik kredinin tamamı ödenmediğini, müvekkilimiz, kredi borcunu ödenmesi için başvuru yaptığında … Anonim Şirketi murisin poliçenin düzenlenmesi sırasında ölümüne neden olan ölümcül hastalığını gizlemiş olduğu sebebine dayanarak ödeme yapmaktan imtina ettiğini beyan ederek müvekkiller murisinin bakiye borcu olan 37.000-TL’nin 20/08/2020 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir
CEVAP :
Davalı vekili dilekçesinde özetle; Dava konusu uyuşmazlık davacılar murisinin tüketici işlemi olan banka kredisi ile birlikte imzalanan hayat sözleşmesinden kaynaklandığından, uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, dava tüm mirasçılar tarafından açılmadığı için davanın reddi gerektiğini, sigorta sözleşmesi uyarınca sigorta öncesinden gelen kalp hastalığı sigorta teminatı kapsamı dışında olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin birleşen 2022/575 Esas sayılı dosyasında
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı murisi… arasında 01.07.2020 tarihinde Tüketici Kredisi sözleşmesi akdedildiğini ve kredi sözleşmesi gereğince kendisine hayat sigortası yapıldığını, hayat sigortası için kendisinden her ay sigorta primi kesildiğini, murisin 09.08.2020 tarihinde vefat ettiğini, öldüğü tarihte toplam 37.000 TL ‘lik kredinin tamamının ödenmediğini, davacının kredi borcunu ödenmesi için başvuru yaptığında … Anonim Şirketinin murisin poliçenin düzenlenmesi sırasında ölümüne neden olan ölümcül hastalığını gizlemiş olması sebebine dayanarak ödeme yapmaktan imtina ettiğini, muris … … kredi kullanırken yapılan hayat sigortası sırasında belirtilen ölümcül hastalıklar nedeniyle vefat etmemiş olduğunu, muris Covid-19 Korona Virüs salgınında akciğer hastalığı nedeniyle vefat ettiğini, sırf yükümlülüğünü yerine getirmemek amacıyla davalının davacıyı geçiştirmesinin kötü niyetli bir tutum olduğunu, murisin poliçeyle bir ilgisi olmayan salgın hastalık nedeniyle vefat ettiğinin epikriz ve ölüm raporlarıyla açıkça görüleceğini, Covid-19 salgınına yakalanması sonucu … Şehir Hastanesi’nde yoğun bakım tedavisi gördüğünü ve burada vefat ettiğini, aynı dava konusu ile ilgili diğer mirasçılar için … 4.Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/531 E sayılı dosyada dava açıldığını, murisinin bakiye borcu olan 37.000-TL’nin 20/08/2020 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsilni, işbu davanın … 4.Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/531 E sayılı dosya ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hayat sigorta poliçesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
14.02.2011 günlü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1. maddesinde; “(1) Türk Ticaret Kanunu, 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun ayrılmaz bir parçasıdır. Bu Kanundaki hükümlerle, bir ticari işletmeyi ilgilendiren işlem ve fiillere ilişkin diğer kanunlarda yazılı özel hükümler, ticari hükümlerdir.”;
3. maddesinde; “(1) Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” belirlemesi yapılarak,
4. maddede de mutlak ticari davalar sayılmıştır.
Buna göre;
“(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26.06.2012-6335 S.K./1.md.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b)Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 96’uncu maddelerinde,
c)11.01.2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580’inci maddelerinde,
d)Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e)Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f)Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde, öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26.06.2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.”.
Öte yandan, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3/1-(k) maddesinde, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiler “tüketici”; 3/1-(l) maddesinde ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemler “tüketici işlemi” olarak kabul edilmiş ve tüketici kanununun kapsamı esaslı şekilde genişletilmiştir.
Aynı Kanunun 73/1. maddesinde, “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda” tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilirken, 83/2. maddesinde de, “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne yer verilmiştir.
Davacılar, davalı sigorta şirketi ile hayat sigorta sözleşmesi imzalayan murisin mirasçılarıdır.
Uyuşmazlık, bir tarafı tüketici olan sigorta sözleşmesinden kaynaklanmakta olup; dava, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra,09.09.2015 tarihinde açılmıştır. Bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra açılan davalarda görevli mahkeme, tüketici mahkemeleri olacaktır.
Bu bağlamda, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; bakılmakta olan davanın davacılar murisi ile davalı sigorta şirketi arasında imzalanan kredi hayat sigorta poliçesinden kaynaklandığı, davanın açıldığı tarihten önce 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı TKHK’nın 3/1-k m. ile 73.m. gereğince sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan davanın tüketici işlemi olarak kabul edildiği ve sözkonusu poliçeden kaynaklanan davaya bakmaya Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla; Mahkememiz yönünden göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)2022/531 asıl dava ile 2022/575 Esas sayılı birleşen davanın; 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c.m. delaleti ile 115/2.m. gereğince Mahkememizin göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın USULDEN REDDİNE,
2-) HMK 20.m. gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde talepte bulunulması halinde dava dosyasının davaya bakmaya yetkili … Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının davacı vekiline ihtarına, (ihtar edilemedi)
3-)Yargılama giderlerinin görevli Mahkeme tarafından değerlendirilerek karara bağlanmasına, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde HMK 331/2.m. gereğince yargılama giderlerinin dosya üzerinden Mahkememiz’ce karara bağlanmasına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nın 6763 sayılı Kanun ile değişik 341 ve 345.m. gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/10/2022