Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/489 E. 2022/677 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/489 Esas
KARAR NO : 2022/677

HAKİM :… …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – […
DAVALI : … – …

DAVA : Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 19/07/2022
KARAR TARİHİ : 13/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, 02/04/2022 tarihinde davalı … şirketine zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalı aracın davacının sevk ve idaresindeki araca çarparak davacıya ait araçta değer kaybı oluşmasına neden olduğunu, meydana gelen kazada davacının kusurunun bulunmadığını, yapılan başvuruya rağmen sigorta şirketince de ödeme yapılmadığını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00-TL araç değer kaybı zararının davalıdan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usul ekonomisi gereğince tebligat yapılmamıştır.
Dava, davalı … tarafından ZMMS ile sigortalanan aracın davacıya ait araca çarpması sonucu meydana gelen kazada aracı hasar gören davacının sigorta şirketine karşı açtığı değer kaybı zararının tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemenin davanın esası hakkında yargılama yapabilmesi için varlığı veya yokluğu gerekli olan hallere dava şartı denir. Dava şartları, dava açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi için gerekli olan şartlardır. Buna davanın dinlenebilmesi şartları da denilmektedir. Dava şartlarından biri olmadan açılan dava da açılmış (var) sayılır, yani derdesttir. Ancak mahkeme, dava şartlarından birinin bulunmadığını tespit edince, davanın esası hakkında inceleme yapamaz, bu durumda davayı dava şartı yokluğundan (usulden) reddetmekle yükümlüdür. Dava şartlarının bulunup bulunmadığı davada hakim tarafından re’sen gözetilir. Taraflar bir dava şartının noksan olduğu davanın görülmesine muvafakat etseler bile, hakim davayı usulden reddetmekle yükümlüdür.
6100 sayılı HMK’nın 114/1 maddesinin birinci fıkrasında, tüm davalar bakımından geçerlilik taşıyan dava şartlarının neler olduğu hususu açıkça hükme bağlanmış, HMK 114/2 maddesinde ise, diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin ise saklı olduğu belirtilmiştir.
7155 Sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu hale gelmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.
Yukarıda belirtilen yasal mevzuat hükümleri doğrultusunda gerçekleşen somut olay değerlendirildiğinde;
Dava dilekçesi içeriğine göre, davacı vekili, davacı aracında meydana gelen değer kaybının tazminini talep etmektedir. Davacının anılan talebi kanunda düzenlenen alacak talebi kapsamında kalmaktadır.Bu kabulden hareketle;
17/01/2020 tarihli tensip tutanağının 1. maddesi ile davacı vekiline, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrası gereğince, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini bir haftalık kesin süre içerisinde mahkememize sunması, aksi taktirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtarını içerir davetiye çıkartılmış, davacı vekilince dava tarihinden (19/07/2022) sonra 04/08/2022 tarihinde arabuluculuğa başvurulduğuna dair belgeleri ibraz edildiği görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nun 5/A maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrası birlikte değerlendirildiğinde, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması tek başına yeterli olmayıp, arabuluculuk faaliyetinin sonuçlanması ve anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanak aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dava dilekçesine eklenmesi gerekmektedir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 2. fıkrası gereğince davacı vekiline verilen bir haftalık kesin süre, arabuluculuğa başvuru için değil, dava öncesi olumsuz neticelenmiş arabuluculuk faaliyeti sonunda düzenlenen son tutanak aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemeye sunumu için öngörülmüş bir süredir. Davacı vekili tarafından ihtar gereği yerine getirilmemiş, hal böyle olunca, dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava şartı noksanlığı bulunduğundan, 6100 Sayılı HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince davanın USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 13/09/2022

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.