Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/482 E. 2022/774 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
… TÜRK MİLLETİ ADINA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/482 Esas
KARAR NO : 2022/774

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/07/2022
KARAR TARİHİ : 13/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 17/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan alacak(Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkil ile davalı arasında, müvekkilin ihtiyaç duyduğu mobil uygulama tasarımının ve yazılımının geliştirilmesi, sistemin yönetilmesini sağlayacak admin panelin tasarlanması ve yazılımının geliştirilmesi,… … entegrasyonlarının sisteme eklenmesi işini “Yazılım Gereksinim Raporu -Karşılıklı Uzaktan Eğitim Platformu”na uygun şekilde yapılması amacıyla 01/04/2021 tarihinde “Uygulama Geliştirme ve Entegre Etme Hizmet Sözleşmesi” (Sözleşme) akdedildiğini, davacı tarafından sözleşmeye konusu hizmetin bedeli ödenmesine rağmen davalı tarafından işin süresinde teslim edilmediğini, bu nedenle sözleşmenin haklı feshedildiğini, bu kapsamda ödenen ücretin iadesini istediklerini ve maddi zararlarının bulunduğunu beyanla 100,00-USD alacağın sözleşmenin fesih tarihi olan 29/03/2022 tarihinden itibaren işleyecek bankaların yabancı paralara uyguladığı en yüksek reskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Davalı vekili dilekçesinde özetle; İş sahibi tarafından gerekli işlemlerin yapılamaması entegresi talep edilen sistemlerin tedarik edilmemesi sebebiyle yapım süreci aksadığını, iş sahibinin tedarik ve bilgi sunumu noktasında sorumluluğunu yerine getirememesi sebebiyle taraflar yaptıkları görüşmelerde sürecin süresiz olarak uzatılmasına karar verdiğini, yine yapım işlerinin tamamlanma sürecinde iş sahibince yeni taleplerde bulunulmuş sözleşmede belirtilen haricinde yeni işlemler talep edildiğini, yapılacak yeni işler için taraflar ilk sözleşmede belirlenen tutar haricinde 1.115,10 USD bedelde anlaşmış, proforma düzenlenmiş, 2021 kasım ayında faturalandırılarak 1.115,10 USD ödeme yapıldığını, tarafların sistemin test işlemlerini yaptığını, çalışmayan, hatalı özelliklerin tespiti yapıldığını, bu süreçte video görüşmelerinde “ios” işletim sistemini kullanan donanımların video görüşme katılımında sistemin hata verdiği anlaşılmış bu hususun giderilmesi için araştırmalar yapıldığını, yapılan araştırma ve sorunun çözümü aşamasında bu sorunun “ios” işletim sisteminin sağlayıcısı olan Apple şirketinden kaynaklı olduğu anlaşıldığını, davacı iş sahibince sözleşme yükümlülüklerine aykırı davranıldığını, davacının tedarik yükümlülüğüne aykırılığı sebebiyle işlemlerin sürecinin uzatılması devamında taraflar sözleşmeyi süresiz hale getirdiklerini, ifa sürecinin uzamasında davacı sorumlu olduğunu, müvekkilinin sözleşmeye uygun hareket edilmiş edimi tamamlanmıştır buna karşın davacı tarafça sözleşme sonlandırıldığını, müvekkilin tamamladığı sözleşme konusu işten kaynaklı bakiye alacağı bulunmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
Fatura, dekont, sözleşme
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı ile davalı arasındaki “Uygulama Geliştirme ve Entegre etme hizmet sözleşmesi” kapsamında davacının edimini yerine getirmesine rağmen davalının edimini yerine getirmemesi sonucu sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle ödenen ücretin iadesi ve maddi zararların tazmini istemine ilişkin olduğu anlaşıldı.
Davacı vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyamızda tarafların gerçek kişi olması nedeni ile öncelikle Mahkememizin davaya bakmaya görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Tarafların tacir sıfatının araştırılması için ilgili yerlere müzekkere yazılmıştır. Ticaret sicil müdürlüğünden, esnaf odasından ve vergi dairesinden gelen bilgilere göre tarafların tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Bu bağlamda, bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.
Ticari davalar ise; aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın sözkonusu düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Bu bağlamda, ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Nispi ticari davalar ise; her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre; bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Üçüncü grup ticari davalar ise; yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda davacı taraf, sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle ödediği ücretin iadesi ve maddi tazminat talep etmektedir ve taraflar arasındaki uyuşmazlık Uygulama Geliştirme ve Entegre etme hizmet sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve asliye ticaret Mahkemesi’nin görevli olması için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması ve her iki tarafın da tacir olması zorunludur. Taraflar bakımından yapılan araştırmada tarafların tacir olmadığı anlaşılmış, taraflar tacir olmadığından görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olmadığı sonucuna varılmıştır.
Mahkemelerin görevi ancak kanunla belirlenir (HMK m.1). Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden sayıldığından yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115).
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, tarafların iddia ve savunmaları, ve diğer belgelerin incelenmesinde taraflar arasındaki uyuşmazlığın hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı, tarafların 6102 sayılı TTK 12 maddesi kapsamında tacir olmadığı ve hizmet sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar da mutlak ticari dava sayılmadığından açılan bu davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle (HMK 114/1-c, 115/2) davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiğinden HMK 114/c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine.
2-HMK 20.maddesi uyarınca kararının kesinleşmesini müteakip iki hafta içerisinde talep halinde dosyanın yetkili ve görevli … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin davacı vekiline ihtarına(ihtar edildi)
3-Yargılama giderlerinin davaya bakmaya görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde, HMK 331/2. Maddesi gereğince talep halinde yargılama giderlerinin mahkememiz tarafından karara bağlanmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.13/10/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸