Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/477 E. 2022/624 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/477 Esas
KARAR NO : 2022/624

HAKİM :… …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …….
DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – …..

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/07/2022
KARAR TARİHİ : 07/07/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/08/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :
Davacı vekili, davalılardan …Rent A Car Otomv. Eml. Gayr. Dan. İth. İhr. San. Ve Tic. Ltd. Şti. adına kayıtlı ve kaza esnasında davalı …’nun sevk ve idaresinde bulunan dava dışı … Katılım Sigorta A.Ş.’nin sigortalısı bulunan … plaka sayılı aracın 21/04/2022 tarihinde, müvekkiline ait olan ve … kontrolündeki 06 BVU 482 plakalı araca seyir halinde iken, 2918 sayılı K.T.K’nın 56/1-c maddesini ihlal ederek çarpması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazada %100 oranında … plakalı araçta olduğunu belirterek davanın kabulü ile araç değer kaybı, hasar bedeli ve ikame araç bedeli olmak üzere şimdilik 300,00 TL tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Tensiben karar verilmiş olup, dava dilekçesi davalılara gönderilmemiştir.
YARGILAMA GEREKÇE :
Dava, davalı şirketin işleteni ve diğer davalı gerçek kişinin sürücüsü olduğu araç ile davacıya ait aracın çarpışması sonucu meydana gelen kaza sebebiyle, davacı araç malikinin karşı taraf araç sürücüsü ve işleteni aleyhine açtığı değer kaybı, hasar bedeli ve ikame araç bedeli istemlerine ilişkindir.
6102 sayılı TTK m. 5/1. fıkra hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
A- Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
B- Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6102 sayılı m. TTK 19/2 fıkrası uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez.
C- Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda davacı taraf, mülkiyeti kendisine ait olan aracın yapmış olduğu kazada aracın hasar ve değer kaybına uğradığını belirterek tazminat talebinde bulunmaktadır ve taraflar arasındaki uyuşmazlık temelde haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Önemle ifa etmek gerekir ki, davacı eldeki davada karşı tarafın aracı için sigorta poliçesi tanzim eden sigorta şirketine karşı dava açmamıştır, sigorta şirketine husumet yöneltmemiştir ve bu sebeple dava sigorta hukukundan kaynaklanmamaktadır ve yukarıdaki açıklamalar ışığında da mutlak ticari dava değildir. Öte yandan; davacı ve davalı araç sürücüsü de tacir konumunda değildir.. Bu bilgiler ışığında, görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olmadığı sonucuna varılmıştır.
Mahkemelerin görevi ancak kanunla belirlenir (HMK m.1). Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden sayıldığından yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115).
Dosya içerisinde bulunan tüm deliller ile dava dilekçesinin incelenmesinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı, sigorta şirketine husumet yöneltilmediği ve buna göre davanın sigorta hukukundan kaynaklanmadığı ve davacı ile davalı sürücünün de tacir olmadığı hususları birlikte değerlendirilmiş ve eldeki davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle (HMK 114/1-c, 115/2) davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmaya Ankara Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu sebebi ile usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren tarafların 2 hafta içerisinde müracaatı halinde dosyanın görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerine görevli mahkemece karar verilmesine,
4- Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. md.gereğince bir karar verilmesine,
Dair dosya üzerinden, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/07/2022

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.