Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/460 E. 2023/443 K. 02.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2022/460 Esas
KARAR NO : 2023/443

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVALI : … – … …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/06/2022
KARAR TARİHİ : 02/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 19/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili bila tarihli dava dilekçesinde özetle, davalı/borçlu tarafından… 31.İcra Müdürlüğü’nün 2022/8559 E. sayılı dosyası kapsamında tebliğ edilen ödeme emrine karşı süresi içerisinde yapılan itiraz üzerine İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, söz konusu karar ve borçlu tarafın itiraz dilekçesinin taraflarınca öğrenilmiş olup; 1 yıllık yasal süre içerisinde işbu itirazın iptali davasının ikame edilmesi zarureti hasıl olduğunu, davalının İcra Müdürlüğü’ne yapmış olduğu itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, şöyle ki davalı/borçlu tarafın geçirmiş olduğu trafik kazası sebebiyle TOFAŞ-FIAT marka 2001 model Şahin 1.6 İE tip 40 KL 592 plakalı araçta meydana gelen hasar müvekkil yanca işletilen işletmeye hasar onarımının sağlanması adına davalı/borçlu tarafından getirildiğini, davalı/borçlu tarafından aracın getirilmesini takiben sigorta şirketi tarafından ekspertiz gönderildiğini; ekspertiz incelemesi sonucunda çıkarılan hasar durumuna dayanarak müvekkili yanca aracın yapım işlemlerinin gerçekleştirildiğini, bunun üzerine müvekkili yanca aracın onarımına ilişkin fatura kesildiğini, aracın hasar onarımına ilişkin Türkiye Sigorta A.Ş. tarafından ödenecek bedelin davalı/borçlu yana ödenmiş olmasına karşın davalı/borçlu yanca müvekkil yana herhangi bir ödeme gerçekleştirilmediğini, müvekkili yanca davalı/borçlu tarafla yapılan görüşmeler neticesinde dahi davalı/borçlu yan ödeme yapmaktan imtina ettiğini; herhangi bir şekilde müvekkili yana ödeme gerçekleştirmemiş olduğundan söz konusu fatura bedelinin taraflarınca icra takibine konu edildiğini ancak ne var ki davalı/borçlunun …31. İcra Dairesi 2022/8559 E. sayılı dosyadan yapılan takibe haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz ettiğini, taraflarınca itirazın iptali davası açmadan evvel arabuluculuk görüşmesi ile anlaşma yolu sağlanmaya çalışılmış olsa da davalı/borçlu taraf sağduyulu anlaşma çabalarını karşılıksız bıraktığını, arabuluculuk sürecinin anlaşmama ile sonuçlanarak huzurdaki davayı ikame etme zorunluluğu hasıl olduğunu, yukarıda arz ve izah edilen nedenler ve Mahkememizce re’ sen dikkate alınacak hususlara binaen; davalarının kabulüne, itirazın iptaline ve takibin devamına, asıl alacağın %20’ sinden aşağı olmamak üzere, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, her türlü yargılama gideri, harç ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine bırakılmasını karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
GEREKÇE:
Dava,” Davacının, meydana gelen kaza nedeni ile davalıya ait araçtaki hasar onarımını yapmasına ve davalının sigortacısı tarafından hasar onarım bedelinin davalıya ödenmesine ve davalıya verilen onarım hizmet bedeline yönelik fatura kesilmesine rağmen ödenmeyen araç onarım bedelinin tahsili için davalı aleyhine başlatılan icra takibine itirazın iptali “istemine ilişkindir.
Talep, …31. İcra Müdürlüğü’nün 2022/8559 Esas sayılı icra takip dosyası, …Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 04/01/2023 tarihli yazı cevabı, …Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 09/01/2023 tarihli yazı cevabı, Yenimahalle Veri Dairesi Müdürlüğü’nün 06/01/2023 tarihli yazı cevabı, Türkiye Sigorta ‘nın 30/01/2023 tarihli yazı cevabı, …Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği ‘nin bila tarihli yazı cevabı ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dosyamızda davacı tarafın gerçek kişi olması nedeni ile öncelikle Mahkememizin davaya bakmaya görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda, bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.
Ticari davalar ise; aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın sözkonusu düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Bu bağlamda, ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Nispi ticari davalar ise; her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre; bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Üçüncü grup ticari davalar ise; yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
Bu bilgiler ışığında dosyamıza Vergi Dairesi Başkanlığı, Ticaret ve Esnaf Odası’ndan gönderilen cevabi müzekkerelerden; davacının tacir sıfatının bulunmadığı anlaşılmıştır.
Somut olayda uyuşmazlık, taraflar arasında yapılan hizmet sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olması için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması ve her iki tarafın da tacir olması zorunludur. Davacı bakımından yapılan araştırmada davacının tacir olmadığı anlaşılmış, davacının tacir olmadığından görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olmadığı sonucuna varılmıştır.
Mahkemelerin görevi ancak kanunla belirlenir (HMK m.1). Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden sayıldığından yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkilidir (HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, tarafların iddia ve savunmaları, ve diğer belgelerin incelenmesinde taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasında yapılan hizmet sözleşmesinden kaynaklandığı, davacının 6102 sayılı TTK 12 maddesi kapsamında kalan tacir olmadığı ve satım sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar da mutlak ticari dava sayılmadığından açılan bu davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle (HMK 114/1-c, 115/2) davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmaya… Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu sebebi ile usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren tarafların 2 hafta içerisinde müracaatı halinde dosyanın görevli… Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerine görevli mahkemece karar verilmesine,
4- Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. md.gereğince bir karar verilmesine,
Dair davacı vekilinin ve davalının yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/06/2023

Katip …
E-imzalı.

Hakim …
E-imzalı.