Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/429 E. 2022/813 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. …4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/429 Esas – 2022/813
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/429 Esas
KARAR NO : 2022/813

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 20/06/2022
KARAR TARİHİ : 25/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, Müvekkil Afife ERTONGA’nın kızı…’ün , 02/10/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu vefat ettiğini, tek taraflı olarak meydana gelen kazada müteveffanın yolcu konumunda olduğunu, davacının müteveffanın desteği dışında geçimini sağlayacak başkaca bir gelirleri bulunmadığını, ölümle birlikte müvekkilinin, kızının hem manevi varlığından hem de sağladığı maddi olanaklardan yoksun kaldığını, davalı aleyhine Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/ 281 E. Sayılı dosyası ile dava açıldığını ve bu davanın. …14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/14 E. Sayılı dosyası ile birleştirildiğini, yapılan yargılama neticesinde …14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/02/2022 tarihli 2021/79 E. 2022/75 K. Sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verildiğini, … A.Ş. Aleyhine açılan davada alınan bilirkişi raporunda kızı…’ün vefatı nedeniyle müvekkilinin destekten yoksun kalma zararının 28.664,07 TL olduğunun tespit edildiğini, ancak Türk Nippon A.Ş.’nin poliçe limiti nedeniyle sorumlu olduğu miktarın 23.202,25 TL’ olduğunu ve b nedenle bakiye 5.460 TL için kaza nedeniyle sorumlu diğer sigorta şirketi olan davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, davalının takibe haksız itirazı ile takibin durduğunu, belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı, usulune uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir,
Ancak, davanın dayanağı olan takip dosyasına sunulan 17/05/2022 tarihli itiraz dilekçesinde davalının yetki itirazında bulunduğu ve yetkili icra dairesini … İcra Dairesi olarak belirttiği görülmüştür.
NİTELEME:
Dava, destekten yoksun kalma sebebiyle tek taraflı kaza yapan aracın kasko poliçesini düzenleyen sigorta şirketi aleyhine, oluştuğu iddia edilen destekten yoksun kalma tazminat alacağının tahsili amacıyla yapılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davalı taraf, yapılan takipte icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiş olup, bu sebeple, öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın değerlendirilmesi elzemdir.
İcra Dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olmayıp, alacaklının yetkisiz bir icra dairesinde takip yapması halinde, icra dairesi kendiliğinden yetkisizliğini gözetemeyeceği için borçlunun itiraz yolu ile bunu ileri sürmesi gerekir.
Davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine itiraz etmesi durumunda 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenmelidir.
Bilindiği üzere; 6100 Sayılı HMK ‘nun 6/1.maddesinde; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişiliğin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” hükmü yer almaktadır.
Trafik kazası aynı zamanda haksız fiil teşkil eden bir eylem olduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 16.maddesinde ise; “Haksız fiilden doğan davalarda haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesidir yetkilidir” hükmü yer almaktadır.
Konu ile ilgili olarak 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 110. maddesinde yer alan yetki kuralında ise; “Motorlu araç kazalardan dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar sigortacının merkez veya şubesinin, veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinin birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” hükmü ile sigortanın merkez ve şubeleri, sigorta sözleşmesini yapan acenta veya kazanın meydana geldiği yerin yetkili kabul edilmiş, İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel şartlarında da aynı hüküm tekrar edilmiştir.
Bir davada birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa davacı bu mahkemelerden birinde dava açma hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa o zaman seçme hakkı davalı tarafa geçmektedir. (aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 23/09/2013 tarih 2013/9042 Esas 2013/12620 Karar)
Somut olayda yukarıda belirtilen yetki kuralları tek tek değerlendirildiğinde; öncelikle HMK’nun 6.maddesi gereğince davalı sigorta şirketinin yerleşim yerinin takip dosyasında mevcut vekaletnameye göre; yerleşim yerinin Ümraniye/İstanbul olduğu anlaşılmıştır.
Bu bağlamda, değinilen yetki kuralları ışığında dosya kapsamına göre; davalı sigorta şirketinin HMK’nın 6. maddesi bağlamında ticaret sicilinde kayıtlı yerleşim yerinin İstanbul Anadolu Adliyesi yargı çevresinde olduğu tartışmasızdır.
Yine, haksız fiile ilişkin olarak 6100 Sayılı HMK’nın 16. maddesinde yer alan haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi kuralı dikkate alındığında ise; dosyada mevcut kaza tespit tutanağına göre trafik kazası Şırnak ili sınırları içerisinde meydana geldiği anlaşılmakla, kazanın meydana geldiği yer itibariyle yetkili mahkeme ise; Şırnak Mahkemeleridir.
Dava dilekçesine ve ekindeki vekaletnameye göre davacının yerleşim yeri Kurtalan/Siirt olup bu yetki kurallarına göre de davaya bakmaya yetkili Mahkeme; Kurtalan/Siirt Mahkemeleridir.
Diğer taraftan, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110/2. maddesinde düzenlenen yetki kuralı bağlamında … mahkemesi dava dosyasına sunulan kasko poliçesi incelendiğinde de; poliçeyi tanzim eden acentenin Siirt ilinde olduğu görülmekte olup bu yetki kuralı çerçevesinde de Mahkememizin davaya bakmaya yetkili olmadığı ortadadır.
Bu açıklamalardan sonra şubenin bulunduğu yer veya sigorta şirketinin bölge müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu iddia edilebilir ise de; Yukarıda açıklandığı üzere gerek şube gerekse acenteye ilişkin hükümler TTK ve diğer özel kanunlarda açıkça düzenlenmiş olup yasada düzenlenmeyen görev ve yetkilerinin ne olduğu, hangi bölgede bulunduğu bilinmeyen veya varsa adresi, ancak internet üzerinden yapılacak arama ile bulunabilecek, bölge müdürlüğünün bulunduğu yerin yasada düzenlenen şube ve acenteye kıyasla yetkili olarak kabul edilmesi Anayasanın 142. maddesinde düzenlenen mahkemelerin görev ve yetkilerinin ancak kanunla düzenleneceğine ilişkin Anayasa hükmüne açıkça aykırıdır.
Nitekim, konu ile ilgili olarak Yargıtay Hukuk genel Kurulunun 14.03.2018 tarih 2017/17-1092 E- 2018/463 K. sayılı sigorta şirketlerinin bölge müdürlüklerinin bulunduğu yer mahkemelerinin yetkisi ile ilgili olan ilamında da aynı tespitlere yer verilerek başlıbaşına sigorta şirketinin bölge müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemelerinin davaya bakmaya yetkili mahkeme olarak kabul edilemeyeceği sonucuna varılmıştır . Her ne kadar HGK ca bu karardan sonraki tarihleri taşıyan kararlarında bu görüşten dönülmüşse de mahkememizce, anılan kararın isabetli olduğu kabul edilmiş ve mahkememizin konuyla ilgili genel uygulaması da anılan karar doğrultusunda şekillenmiştir.
Bu bağlamda, yukarıda değinilen dolayısıyla yukarıda anlatılan yasal hükümlere ve kanunda belirlenen yetki kurallarına göre: davacının yerleşim yeri ile kazanın meydana geldiği yer ile acenteyi düzenleyen yer yetki kurallarına göre yetkili mahkemenin Siirt ve Şırnak Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemeleri, davalı tüzel kişi sigorta şirketinin yerleşim yeri yetki kuralına göre ise; yetkili mahkemenin… Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle dava konusu uyuşmazlıkta, 2918 sayılı KTK.nın 110. maddesi ile HMK.nın 14/1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde dava konusu uyuşmazlığın davalının Ankara’da bulunan şubesinin işleminden kaynaklanan bir uyuşmazlık olduğu da iddia ve ispat edilemediğinden, sigorta şirketinin her şubesinin bulunduğu yer Mahkemesinin yetkili olarak kabul edilemeyeceği, davacının kanun ile belirlenen tüm yetki kurallarına uymadan tüm bu yetki kuralları bertaraf edilerek kanunen belirlenen yetkili icra dairesinden hiçbirinden takip yapmadığı anlaşılmakla; davalı tarafın icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının kabulü ile seçim hakkı davalıya geçtiğinden, davalının seçtiği yer olan …İcra Dairesinin yetkili icra dairesi olmadığı sonucuna varılmakla; Yetkili İcra Dairesinde usulüne uygun bir icra takibi bulunmadığından geçersiz takibe dayalı olarak açılan itirazın iptali davasının usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-Yetkili İcra Dairesinde usulüne uygun bir icra takibi bulunmadığından geçersiz takibe dayalı olarak açılan itirazın iptali davasının USULDEN REDDİNE,
2-Yeterince harç alındığından harç ikmaline yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekillinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 25/10/2022