Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/39 E. 2022/439 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/39 Esas – 2022/439
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/39 Esas
KARAR NO : 2022/439

BAŞKAN :…
KATİP :….

DAVACI ….
DAVALI : ….

DAVA : İtirazın İptali (Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/01/2022
KARAR TARİHİ : 01/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kendisinin sahip olduğu Şirketlerin tanıtımını yapması için … Limited Şirketi ile anlaşma yaparak kendisine ödeme yapmasına rağmen anılan Şirket tarafından müvekkiline reklam hizmeti verilmediğini,…. Şirketinin ınternet üzerinden arama hizmeti veren ve sosyal medya alanında faaliyet gösteren uluslararası bir şirket olduğunu, … ve Pazarlama Ltd. Şirketi,… Ekonomik bütünlük olması nedeni ile grup Şirketine yapılan ödeme sonrasında oluşan zarardan grup şirketine dahil tüm şirketlerin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, sözkonusu Şirketler arasında organik bağ bulunduğu tespitine Rekabet Kurumu kararında da yer verildiğini, müvekkili tarafından yapılan ödeme konusu alacağın tahsiline yönelik olarak davalı aleyhine başlattıkları icra takibine davalının haksız yere itiraz ettiğini beyanla davalının Ankara … Müdürlüğü’nün 2021/7276E. sayılı takip dosyasına vâki haksız itirazının iptali ile takibin devamına, % 20 oranında icra-inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu talebin muhatabı olmadığını, bu nedenle davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, müvekkili Şirketin … hizmetinin sahibi, işleticisi ya da sağlayıcısı olmadığını, … hizmetini Türkiye’deki kullanıcılara sağlayan … Limited şirketinin Türkiye’deki acentesi, çalışanı, ortağı ya da franchise alanı olmadığını, müvekkili Şirketin … Limited şirketinin şubesi, irtibat bürosu, acentesi veya tüzel kişi temsilcisi olmaması sebebiyle … platformunun sağlanmasına ilişkin olarak müvekkili Şirkete herhangi bir sorumluluk yüklenmesinin mümkün olmadığını beyanla davanın reddine verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
– Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü ile Esnaf Odası müzekkere cevapları
-Elmadağ Vergi Dairesi cevabi yazısı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, reklam hizmet bedeline ilişkin icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama konusu somut uyuşmazlıkta davacının gerçek kişi olduğu gözetilerek Mahkememizin davaya bakmaya görevli olup-olmadığının öncelikle değerlendirilmesi zorunludur.
Bilindiği üzere; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.
Ticari davalar ise; aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın söz konusu düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Bu bağlamda, ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır.Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Nispi ticari davalar ise; her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre; bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Üçüncü grup ticari davalar ise; yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
Dosyamızda davacı gerçek kişi yönünden usulüne uygun olarak tacir araştırması yaptırılmış, dosyamıza intikal eden yazı cevapları incelenmiştir.
Bu bilgiler ışığında dosyamıza Elmadağ Vergi Dairesi ile Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü ve Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliğinden gönderilen cevabi müzekkerelerden; davacının gerçek kişi olarak tacir veya esnaf sicil kayıtlarının mevcut olmadığı, Ankara Ticaret Sici müdürlüğü yazısında bildirilen Şirketlerde ortaklıklarının bulunduğu, bu nedenle de davacının tacir olarak kabulüne hukuken olanak bulunmadığı, tarafların sıfatına ve uyuşmazlığın niteliğine göre somut olayda Mahkememiz görev alanında kabul edilen bir mutlak ya da nispi nitelikte ticari davanın söz konusu olmadığı, bu durumda ise; davaya bakmaya görevli Mahkemenin Mahkememiz değil; HMK 2/1.m. gereğince genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kanaatine varılmıştır.
Açıklanan gerekçelerle; Mahkememiz yönünden göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-6100 sayılı HMK’nın 114/1-c.m. delaleti ile 115/2.m. gereğince davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20.m. gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde talepte bulunulması halinde dava dosyasının davaya bakmaya ANKARA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının davacı vekiline ihtarına, (ihtar edildi)
3-Yargılama giderlerinin görevli Mahkeme tarafından değerlendirilerek karara bağlanmasına, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde HMK 331/2.m. gereğince yargılama giderlerinin dosya üzerinden Mahkememiz’ce karara bağlanmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nın 6763 sayılı Kanun ile değişik 341 ve 345.m. gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/06/2022

Başkan …

Katip …
e-imza