Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/371 E. 2022/550 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/371 Esas
KARAR NO : 2022/550

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … – … …

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/05/2022
KARAR TARİHİ : 23/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacı borçlunun “…” adresindeki dairesini satarak Yenikent’de bir daire almayı düşündüğünü, daha önce ödemelerde gecikme yaşadığı için bankalardan kredi çekemediğini, bu nedenle, işyerinde tanıdığı …’a bu durumu anlatınca … bir arkadaşının yardım edebileceğini söylediğini, 12.04.2022 tarihinde …, borçlu müvekkilimi Yenikent de bulunan Viva isimli pastanede … isimli kişi ile tanıştırdığını, …, davacı borçlu müvekkilime önce bankalarda tanıdığı olduğunu, kredi çektirebileceğini söylediğini, akabinde kredi işinin olmadığını ancak, imam nikahlı eşi olduğunu söylediği … adına kayıtlı Yenikent’de evi olduğunu bu iki evin takas yapılabileceğini, aradaki fark için de kendisine borçlanabileceğini bunun için senet düzenlenebileceğini söylendiğini, …’ın Yenikent’teki evin daha pahalı olduğunu bunun için davacı borçlu müvekkilimin kendisine 200.000,00 TL fark ödemesi gerektiğini, davacı borçlu müvekkilimin Sincan’daki evinin üzerindeki banka rehninin kaldırılması için de 100.000,00 TL. nakit borç vereceğini söyleyerek henüz nakit olarak borç parayı vermeden davacı borçlu müvekkilime 13.04.2022 tarihinde takibe konu edilen 300.000,00 TL.’lik alacaklı kısmı boş olan senedi imzalattırdığını, tapuda evlerin takas işlemi yapılmadan 15.04.2022 tarihinde davacı borçlu müvekkilime imzaladığı senetten dolayı…12. İcra Müdürlüğünden (2022/7242) ödeme emri geldiğini, daha sonra …’ın davacı müvekkilimin telefonlarına çıkmaması üzerine dolandırıldığın anlayan davacı müvekkilim 19.04.2022 tarihinde Sincan ilçesi Fatih semtindeki Şehit Cüneyt Bursa Polis Merkez Amirliği’ne giderek …, … ve … dan şikayetçi olmuştur. Akabinde dosya…BATI CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA geldiğini ve 2022/17826 nolu soruşturma numarasını aldığını beyan ederek, …12. İcra Müdürlüğünün 2022/7242 sayılı takip dosyası ile takibe konan senet, karşılıklı bir borç alacak içermediğinden ve davalı ve ortakları tarafından davacı müvekkilimin hile ve desise ile dolandırılmış olması nedeniyle takibe konu senetten dolayı davacı müvekkilimin borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir
CEVAP VE SAVUNMA :
Davalı vekili dilekçesinde özetle; Davalının iddialarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilinin davacıyı kandırmadığını, senetteki imzalar tamamen davacının el ürünü olduğunu bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
…Cumhuriyet Başsavcılığı Soruşturma dosyası, icra dosyası
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kambiyo senedine dayalı icra takibi nedeni ile menfi tespit istemine lişkindir.
Davacı vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesinde yer alan maddi ve hukuki olgular ceza soruşturmasında yer alan davalının ifade tutanağı dikkate alındığında; dava konusu menfi tespit istemine dayanak ve icra takibine konu edilen bononun taraflar arasındaki taşınmaz satım ilişkisi nedeni ile dosyamız davacısı borçlu tarafından tanzim edilerek davalı alacaklıya verildiği çekişmesizdir.
Bu bağlamda, öncelikle davanın her aşamasında re’sen de gözetilmesi gereken görev olgusunun değerlendirilmesi gerekmektedir
Bilindiği üzere; 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemeleri ise; özel mahkeme niteliğindedir.
01.07.2012 tarihnde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Bu bilgiler ışığında tüm dosya kapsamı ve tarafların iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu bononun illetten mücerret olarak düzenlenmediği, aksine taraflar arasındaki temel borç ilişkisi niteliğindeki taşınmaz satım ilişkisi kapsamında tanzim edilerek davalıya verildiği ceza soruşturma dosyasında davalıya ait ifade tutanağı ile de sabittir. Diğer taraftan, davanın taraflarının tacir olduğu ve bononun tarafların ticari işletmelerini ilgilendiren bir borç nedeni ile düzenlendiği yönünde bir iddia ve delil dosyamızda mevcut bulunmamaktadır. Bu durumda, tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre somut uyuşmazlıkta Mahkememiz görev alanında olan nispi ya da mutlak nitelikteki bir ticari dava mevcut olmadığından, davada görevli mahkeme, Asliye Ticaret Mahkemesi değil, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Açıklanan nedenlerle; emsal nitelikteki Yargıtay 19.H.D. Başkanlığı’nın 02/06/2015 tarih, 2015/3985E.-8195K. ve…Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlığı’nın …H.D. Başkanlığı’nın 04/02/2021 tarih, 2018/3245E.,2021/197K. sayılı ilamları da gözetildiğinde davaya bakmaya Mahkememizin değil; …Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşılmakla; göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c.m. delaleti ile 115/2 .m. gereğince davanın Mahkememizin karşı görevsizliği nedeniyle davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmaya…Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu sebebi ile usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren tarafların 2 hafta içerisinde müracaatı halinde dosyanın görevli…Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerine görevli mahkemece karar verilmesine,
4- Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. md.gereğince bir karar verilmesine,
Dair; taraf vekillerinin ve davacı asilin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/06/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸