Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/36 E. 2022/727 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/36 Esas – 2022/727
T.C.

4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2022/36 Esas
KARAR NO : 2022/727

HAKİM :…
KATİP : ….

DAVACI ….
DAVALI ….
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/01/2022
KARAR TARİHİ : 30/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı Kasım Subaşı’nın elektrik dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde Muş İl Müdürlüğünde hizmet akdi ile çalıştığı sırada 12.04.2005 tarihinde geçirdiği iş kazasında yaralanması sebebiyle … İş Mahkemesi’nde davacı şirket aleyhine açtığı davada 01.10.2014 tarih ve 2008/404 E. 2014/415 K. sayılı kararıyla 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiğini, kararın davacı şirket tarafından Temyiz edildiğini, Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiğini, karara dayalı davacı şirket aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2014/24381 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacı şirketin 27.01.2015 tarihinde icra tehdidi atında 10.107,42 TL ödemek zorunda kaldığını, Özelleştirme Yüksek Kurulunun 02.04.2004 tarih ve 2004/22 sayılı kararı ile davalı … A.Ş’nin ilk önce özelleştirme kapsamına alındığını, daha sonra özelleştirme kapsamına alınan KİT’lerin anonim şirkete dönüştürüldüğünü ve yine Özelleştirme İdaresi Başkanlığı kararı ile …’ın % 100 Hissesine sahip olduğu 21 elektrik dağıtım şirketinin kurulduğunu, kurulan 21 dağıtım şirketinden biri olan davacı … Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve Şirket Ana Sözleşmesine göre sermayesinin tamamı davalı … A.Ş.’ne ait bağlı ortaklık konumunda bir devlet kuruluşu iken 26.07.2013 tarihinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile … Enerji Yatırım A.Ş. arasında imzalanan Hisse Satış Sözleşmesi ile %100 oranındaki hissesinin tamamının Türkerler Holding bünyesinde kurulan … Enerji Yatırım A.Ş.’ne satılarak özelleştirildiğini, taraflar arasında imzalanmış 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7. maddesinde, dağıtım faaliyetinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen iş ve işlemlerden kaynaklanan olaylarda sorumluluğunun dönemsel olarak paylaştırıldığı ve davacı şirket ile …’ın ayrı ayrı ve dönemsel olarak sorumluluklarının belirlendiğini, davacı Kasım Subaşı tarafından mahkeme kararına dayanılarak başlatılan icra dosyasına davacı şirket tarafından icra tehdidi altında ödenen 10.107,42 TL’nin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.4 ve 7.6 maddeleri kapsamında … A.Ş. tarafından davacı şirkete ödenmesi için 16.11.2015 tarih ve 213 sayılı 48 adet dosyaya ilişkin talep yazısı içinde 38. sırada başvuru yapıldığını, yazının … Evrak Kayıt Tarihi 16.11.2015 olduğunu, … Evrak Kayıt Numarasının da 64529 olduğunu ancak … A.Ş.’nin 25.12.2015 tarih ve 41344 sayılı cevabi yazısının ekindeki Tablo’nun Liste No:3 kısmında dava konusu işlem hakkında davacının üçüncü şahıs olmaması nedeniyle sorumluluğun şirkete ait olduğu ifade edilerek ödeme yapılmadığını, … A.Ş.’nin 25.12.2015 tarih ve 41344 sayılı cevabi yazısı her ne kadar davacının üçüncü kişi olmaması nedeniyle sorumluluğun davacı şirkete ait olduğu iddia ve ifade edilmiş ise de ekte sunulan aynı konuda davacı ile davalı arasında açılmış davalara ilişkin … 6. 7. ve 8. Ticaret Mahkemeleri’nin kararları ile yine başka bir dağıtım şirketi tarafından davalı …’a karşı açıldığını, … 6, 7 ve 8. Ticaret Mahkemeleri ile yerleşmiş Yargıtay kararlarında davacının savunmasına itibar edilmeyerek iş kazasının gerçekleştiği olay tarihi davacı şirketin … tarafından işletildiği İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin (İHDS) imza tarihinden önce gerçekleştiğinden İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince dava konusu olaydan … A.Ş.’nin sorumlu olduğu belirtilerek dağıtım şirketi tarafından ödenen bedellerin ticari avans faizi ile birlikte … A.Ş.’den tahsiline karar verildiğini, davacı şirketin, … A.Ş. tarafından ödenmeyen 10.107,42 TL rücuen alacağının ödenmesi hususunda uzlaşma sağlanması için 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi gereğince zorunlu arabuluculuğa başvuru yapıldığını, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığını, bu nedenle dava açma zorunluluğu doğduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; davacı şirkete, davalı Kurum tarafından ödenmeyen 10.107,42 TL’nin davacı şirketin ödeme tarihi olan 27.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek T.C. Merkez Bankası avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının, aynı alacak için daha önceden dava açmış olma ihtimali bulunduğunu, aynı konuda dava açıldığının tespiti ve açılmış olması halinde davanın derdestlikten reddine karar verilmesini; aynı konuda verilmiş kesin hüküm olması durumunda bu yönden davanın reddine karar verilmesini, dava zamanaşımına uğradığından zamanaşımından reddine karar verilmesini gerektiğini, devre esas bilanço düzenlemesi ile her türlü borç ve alacak işlemleri kesinleştiğinden davanın kabulü yönünde bir karar verildiği takdirde … tarafından mükerrer olarak ödeme yapılacağına ilişkin emsal karar teşkil eden … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1006 Esas sayılı dosyada vermiş olduğu davanın reddi kararının Yargıtay … Hukuk Dairesinin 2017/192 E. ve 2020/1718 K. sayılı kararı ile onandığını, bu kapsamda huzurdaki davanın da bilançoların kesinleşmiş olması nedeniyle reddi gerektiğini, rücu davasına dayanak gösterilen özelleştirme süreci ile sözleşmeleri incelendiğinde … A.Ş.’ye bağlı ortaklığı olan … Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin Özelleştirme Yüksek Kurulunun 22.04.2004 tarih ve 2004/22 sayılı kararı ile özelleştirme kapsamına alındığını, elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesinde, bir dağıtım bölgesinde dağıtım varlıklarının kullanım hakkına ve dağıtım ile perakende satış lisansına sahip şirketin hisselerinin blok olarak satışı öngörüldüğünü, faaliyetlerine devam eden elektrik dağıtım şirketinin hisselerinin, belli bir tarihte alıcıya devrinin yapıldığını, bu yönteme göre, özelleştirme öncesinde ve sonrasında şirketin hak, borç ve yükümlülüklerinde herhangi bir değişiklik söz konusu olmadığını, şirketin faaliyetlerini rutin olarak yürüttüğünü ve tahsilat ve ödemelerinin de rutin olarak yapıldığını, yöntemde, devir işlemi (Hisse Satış Sözleşmesinin imzalanması), devir tarihinden önce kamuya ait olan şirket hisselerinin devir tarihinden itibaren özel sektöre geçmesini sağladığını, devir tarihi itibariyle endeks okuma, stok sayımı gibi uygulamaların, Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca 4046 sayılı Yasa çerçevesinde gerçekleştirilen elektrik dağıtım özelleştirmelerinde geçerli olmadığını, bu uygulamalara bağlı olarak devir ve satış yapılmadığını, elektrik dağıtım şirketinin tüzel kişiliği, hakları, borçları ve yükümlülüklerinde herhangi bir değişiklik olmaksızın sadece hisselerinin el değiştirmesinin söz konusu olduğunu, davalı kurumun bağlı ortaklığı olan tüm elektrik dağıtım şirketlerinin yukarıda belirtilen Özelleştirme Yüksek Kurulunun 22.04.2004 tarih ve 2004/22 sayılı kararı ile özelleştirme kapsamına alındığı ve tüm bu dağıtım şirketleri ile … arasında 24.07.2006 tarihinde İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi imzalandığını, ihalesi yapılan ve fiili devri gerçekleşen dağıtım şirketleri ile davalı kurum arasındaki işlemlerin bu sözleşmeye tabi olduğunu, davalara ilişkin ayrımda da anılan sözleşme ele alınarak tarafların sorumluluğunda olacak dava dosyalarının tespit edildiğini, dava konusu uyuşmazlığın davacının yaptığı ödemenin davalı kurum ile davacı arasında akdedilen 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi gereğince davalıdan istenip istenemeyeceğine ilişkin olduğunu, davacı şirket vekili İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi 7. maddesi uyarınca sorumluluğun davalı kurumda olduğunu belirterek huzurdaki davayı ikame ettiklerini dilekçesinde ifade ettiğini, “ Üçüncü Kişilerin Hak İddiaları” Başlıklı 7. Maddenin 2. Bendinde “İşletme Hakkı … tarafından devredilen dağıtım tesisleri’nin mülkiyetine ilişkin olarak, Sözleşme’nin imza tarihinden sonra ortaya çıkacak idari ve hukuki ihtilaflar Şirket tarafından derhal …’a bildirilir. Söz konusu Dağıtım Tesisleri’nin mülkiyetine dair bu idari veya hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bunlardan doğacak her türlü yükümlülük …’a aittir. Şirket gecikmesinde tehlike olan durumlarda, …’a bildirimde bulunmakla birlikte … adına ve/veya hesabına gerekli tedbirleri almak ve işlemleri yapmakla yükümlüdür. Şirket tarafından alman tedbirler ve gerçekleştirilen işlemlere ilişkin masraflar belgelendirilmek ve makul olmak şartıyla … tarafından karşılanır.” ifadelerine yer verildiğini, maddenin 3. bendinde ise 4628 sayılı Kanun’un 15. maddesinin (c) bendinde yer alan düzenleme saklı kalmak kaydıyla, şirket yatırımları çerçevesinde oluşan Dağıtım Tesisleri’nin mülkiyetine ilişkin olarak ortaya çıkacak idari ve hukuki ihtilafların … tarafından takip edilerek çözüme kavuşturulacağını, bunlardan doğacak her türlü mali yükümlülük Şirkete ait olup …’ın buna ilişkin rücu hakkına sahip olduğunu, bu ihtilafların Dağıtım Tesisleri’nin geri devri sırasında devam ediyor olması halinde, …’ın Şirket’ten muhtemel yükümlülüklerini karşılayacak tutarda ve nitelikte teminat talebinde bulunabileceğini, bunlara karşılık olmak üzere Şirket’e karşı olan yükümlülüklerini yerine getirmekten kaçınabileceğini, …’m muhtemel zararları nedeniyle Şirket’ten tazminat talep etme hakkı saklıdır İfadelerine yer verilerek şirket yatırımları çerçevesinde oluşan dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin her türlü idari ve hukuki ihtilafın … tarafından yürütüleceğini ancak her türlü mali külfetin Şirket tarafından karşılanması gerektiğinin açık bir dille ifade edildiğini, 4628 sayılı Kanunla, enerji sektöründeki özelleştirmelerin 4046 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından gerçekleştirileceği hükmü getirildiğini, Yüksek Planlama Kurulunun 17.03.2004 tarih, 2004/3 sayılı kararı ile kabul edilen “Elektrik Enerjisi Reformu ve Özelleştirme Stratejisi Belgesi çerçevesinde … 02.04.2004 tarih, 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile özeleştirme kapsam ve programına alındığını, davacı şirketin de dahil olduğu 20 şirketin, Türkiye’ deki dağıtım bölgelerinde dağıtım lisansına sahip olarak 01.03.2005 tarihi itibariyle sermayesinin tamamının davalı kuruma ait olmakla birlikte davalı kurumdan ayrı birer tüzel işiliğe sahip olarak faaliyet göstermeye başladığını, davacı … …da elektrik dağıtım lisansına sahip olan … Genel Müdürlüğünden ayrı bir tüzelkişiliğe sahip bir anonim şirket olduğunu, Özelleştirme İdaresince, dağıtım bölgelerinde gerçekleştirilecek özelleştirme uygulaması da dahil elektrik özelleştirilmelerinde izlenecek modelin belirlenebilmesi açısından, elektrik üretim tesislerinden hidroelektrik ve akarsu santralleri ile termik santrallerin ve …’a ait elektrik dağıtım bölgelerinin mülkiyetinin devri suretiyle özelleştirilmesinin hukuken mümkün olup olmadığı hususunda Danıştay 1. Dairesinden görüş istenildiğini, Danıştay 1. Dairesinin 05.03.2004 tarih ve E:2004/17, K:2004/24 sayılı kararı ile dağıtım bölgelerinin mülkiyetinin devri dışında işletme hakkının devir suretiyle özelleştirilmesinin mümkün bulunduğunun belirtildiğini, bunun üzerine dağıtım bölgesi sınırları içerisinde dağıtım hizmetlerini görmek üzere dağıtım şirketi kurularak bu şirkete 49 yıl süre ile dağıtım lisansı ve işletme hakkı verilmesinin, dağıtım tesisleri dışında kalan duran varlıkların (araç, bina, taşıt, demirbaş v.b.) da bu şirkete devir edilmesinin ve söz konusu bu şirketin hisselerinin satışı suretiyle özelleştirilmesinin mümkün olup olmadığı hususunda Danıştay … Dairesinden görüş sorulduğunu, Danıştay … Dairesinin 26.11.2004 tarih ve E:2004/444, K:2004/409 sayılı kararı ile bahsedilen özelleştirme modelinin uygun bulunduğunu, Danıştay 1. Dairesinin 26.11.2004 tarih ve E:2004/444, K:2004/409 sayılı kararı ile kabul edilen özelleştirme modeline uygun olarak, 4628 sayılı Kanunun 14’üncü maddesinin ikinci fıkrası “…’ın faaliyet alanında yer alan ve dağıtım faaliyeti için gerekli olan işletme varlıkları üzerinde, mülkiyeti saklı kalmak kaydı ile … ile belirlenen dağıtım bölgelerinde faaliyet göstermek üzere kurulan elektrik dağıtım şirketleri arasında işletme hakkı devir sözleşmesi düzenlenebilir.” hükmünü amir olduğunu, söz konusu düzenlemeye istinaden gerekli işlemlerin tamamlanmasını (mülkiyetin …’a aktarılması vs.) müteakiben … ile %100 hisselerine sahip olduğu 20 elektrik dağıtım şirketi arasında dağıtım varlıklarının işletilmesine ilişkin “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” imzalandığını, bilanço düzenlemeleri çerçevesinde; Özelleştirme İdaresi Başkanlığının 25.05.2006 tarihli ve 5013 sayılı talimatı doğrultusunda 31.03.2006 tarihi baz alınarak … …ve … arasında kısmi bölünme işlemleri gerçekleştirilerek bilançoları yeniden yapılandırıldığını, söz konusu yapılandırma neticesinde dağıtım şirketinin aktifinde yer alan bazı alacaklar resmi daireler, belediyeler (iç tüketim ve içme suyu tesislerinden kaynaklanan alacaklar), genel aydınlatma, ibadethaneler ve tarımsal sulama ile dağıtım şirketinin muhasebe kayıtlarında yer alan son ay faturası dışında kalan TETAŞ ve TEİAŞ’a olan ticari borçları ve ticari borç ve alacaklar dışındaki diğer borç ve alacakların …’la ilişkili olanlarının …’a devredildiğini, bu bilanço kalemleri dışındaki diğer kalemlerin Dağıtım Şirketinin bilançosunda bırakıldığını, özelleştirme kapsam ve programında bulunan … ve bağlı şirketler, 4046 sayılı Kanun’un 37. Maddesi’nde yer alan; “Bu Kanun hükümleri gereğince özelleştirme programına alınan kuruluşlar özel hukuk hükümlerine tabi olup, bunlar hakkında varsa kendi kuruluş kanunları ile diğer kanunlarda yer alan bu Kanun’a aykırı hükümler ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uygulanmaz” hükmüne tabi, tüzel kişiliğe sahip olarak faaliyetlerini sürdürdüğünü, özelleştirme uygulamalarıyla ilgili olarak; Özelleştirme İdaresi Başkanlığının 08.04.2011 tarih ve 2443 sayılı (EK-2) yazısında; “…elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesinde, bir dağıtım bölgesinde dağıtım varlıklarının kullanım hakkına ve dağıtım ile perakende satış lisansına sahip şirketin hisselerinin blok olarak satışı öngörülmüştür. Şirketlerin özelleştirilmesinde blok hisse satış yöntemi uygulandığını, faaliyetlerine devam eden Elektrik Dağıtım Şirketi’nin hisselerinin, belli bir tarihte alıcıya devri yapıldığını, özelleştirme öncesinde ve sonrasında Şirket’in hak, borç ve yükümlülüklerinde herhangi bir değişiklik söz konusu olmadığını, şirket faaliyetlerini rutin olarak yürütüldüğünü, tahsilat ve ödemelerin de rutin olarak yapıldığını, anılan yöntemde, devir işlemi (Hisse Satış Sözleşmesi’nin imzalanması), devir tarihinden önce kamuya ait olan şirket hisselerinin devir tarihinden itibaren özel sektöre geçmesini sağladığını, Elektrik Dağıtım Şirketleri’nin özelleştirme metodu ve devir sürecine ilişkin bazı konularda ortaya çıkan farklı yorum ve değerlendirmeleri gidermeye yönelik Özelleştirme İdaresi Başkanlığının TBMM KİT Komisyonu Başkanlığı, Sayıştay Başkanlığı, ETKB, EPDK ve Hazine Müsteşarlığına dağıtımlı ekte birer sureti yer alan 22.04.2011 tarih ve 2705 sayılı yazısında şirketlerin özelleştirmesinde blok hisse satış yöntemi uygulandığını, burada faaliyetlerine devam eden elektrik dağıtım şirketinin hisselerinin belli bir tarihte alıcıya devri yapıldığını, bu yönteme göre özelleştirme öncesinde ve sonrasında şirketin hak, borç ve yükümlülüklerinde herhangi bir değişikliğin söz konusu olmadığını, şirketin faaliyetlerini rutin olarak yürütmekte ve tahsilat ve ödemelerinin de rutin olarak yapıldığını, anılan yöntemde devir işleminin (Hisse Satış Sözleşmesi’nin imzalanması) devir tarihinden önce kamuya ait olan şirket hisselerinin devir tarihinden itibaren özel sektöre geçmesini sağlamak olduğu, ihale sürecinde yatırımcılar tarafından teklife ilişkin değerlendirmelerin de bu esaslar çerçevesinde yapıldığı ifade edildiğini, Özelleştirme İdaresi Başkanlığının Genel Müdürlüğünün 16.11.2012 tarihli ve 7690 sayılı yazılarında konuya dair ayrıntılı açıklamaların yer aldığını, dağıtım şirketlerinin ayrı tüzel kişilikler altında EPDK tarafından verilen lisanslar çerçevesinde faaliyet gösterdikleri, yatırımlarını ve diğer harcamalarını kendi gelirlerinden karşıladıklarını, 4046 sayılı Kanun çerçevesinde yürütülen elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirilmesinde dağıtım sisteminin işletme hakkına ve dağıtım ve perakende satış lisansına sahip şirketin %100 hissesinin blok olarak satışı yöntemi uygulandığı, bu yönteme göre faaliyetlerini rutin olarak yürüten, tahsilat ve ödemelerine rutin olarak devam eden şirketin alacak, hak ve borçlarıyla birlikte bilanço mevcutlarıyla özel sektöre devredildiği, buna göre devir (Hisse Satış Sözleşmesi’nin imzalanması) işleminin devir tarihinden önce kamuya ait olan şirket hisselerinin devir tarihinden itibaren özel sektöre geçmesinden ibaret olduğunu, ihale şartnamelerinde yer alan istisna hükmü çerçevesinde devir tarihinden bir önceki ay sonu itibariyle şirket bilançolarında yer alan birikmiş kamu ve tarımsal sulama alacakları ile enerji borçlarının şirket bilançosundan çıkarılarak … bilançosuna aktarıldığını, bu bilanço kalemleri dışında diğer kalemlerin dağıtım şirketinin bilançosunda kaldığını, şirketin mevcut bilançosuyla ve alacak, borç, hak ve yükümlülükleriyle birlikte özel sektöre devredildiğini, bu hususların yatırımcılar tarafından teklif öncesi yaptıkları fizibilite çalışmalarında dikkate alındığını ve buna göre teklif verdikleri yani dağıtım şirketinin bilançosundaki tüm unsurların özelleştirme bedeli içerisinde değerlendirilmekte olduğu ifadelerinin yer aldığını, yazımız ekinde de yer alan Özelleştirme İdaresi Başkanlığının talimatı, yazıları ve diğer bilgi ve belgeler çerçevesinde yukarıda açıklandığı üzere; özelleştirme sürecinde, blok hisse satış yöntemi ile söz konusu şirketlerin özel sektöre devrinin gerçekleşmesi aşamasında, son bir kez daha bilanço düzenlemesi yapılarak mizan kayıtları esas alındığını, söz konusu bilanço kayıtlarında yer alan bazı borç ve alacak bakiyeleri dikkate alınarak alacak devri ve borç nakli işlemleri sonucu oluşan aktif değerlerin şirket sermayesine ilave edilerek sermaye düzeltilmesi yoluyla devir işlemlerinin tamamlandığını, kaydi sermaye ilave edilmek suretiyle ikmal edilen borç-alacak düzenlemelerinden sonra bilanço kalemlerinde bir değişikliğe gidilmesi mümkün olmadığını, devre esas bilanço düzenlemesi ile her türlü borç ve alacak işlemleri kesinleştiğini, 24.07.2006 tarihinden önceki dönemde dağıtım faaliyetleriyle ilgili gerçekleştirilen iş ve işlemlerle ilgili olarak, hisselerin el değiştirmesinden önce (devre esas bilanço düzenlemesinden önce) bitmiş ve neticelenmiş her türlü işlemin sorumluluğu Şirket’e ait olup …’tan herhangi bir hak talep edilemeyeceğini, özelleştirme modeli gereği bilanço çalışmaları yapılarak Şirket tarafından devre esas mizan düzenlendiği ve beyan edilen mizan kayıtları esas alınarak “devre esas bilanço” düzenlendiğinden ve bu suretle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiğinden …’tan herhangi bir talepte bulunulması İhale Şartnamesi ve Hisse Satış Sözleşmesi hükümlerine ters düştüğünü, dağıtım Şirketleri’nin özelleştirilmelerine ilişkin uygulamalarda Hisse Satış Sözleşmesi’nin imzalanması ile hisseleri el değiştirerek özel sektöre devredilen Şirketin tüzel kişiliği, hakları, borçları ve yükümlülüklerinde herhangi bir değişiklik olmadığını, Şirket’in hisse devri öncesi ve sonrasına ilişkin sorumlulukları aynen devam ettiğini, özelleştirme işlemlerine ilişkin düzenlemeler gereği Şirket’in tüzel kişiliğinde herhangi bir değişiklik olmaksızın sadece hisse devri yapılmakta olduğundan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi, İhale Şartnamesi ve Hisse Devri Sözleşmesi hükümlerinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, bu durum Şirket’in %100 hissesini …’tan devir almış olan davacı Şirket tarafından Hisse Devri Sözleşmesi imzalanarak kabul edildiğini, … ile Elektrik Dağıtım A.Ş.’leri arasında 24.07.2006 tarihinde imzalanan ve halen yürürlükte olan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin; “Diğer Hususlar” başlıklı 18.6 maddesinde; “Şirket, yürürlükteki mevzuata göre kurulmuş ve faaliyetlerini yürüten bir anonim şirket olduğunu, …’ın ayrı ve bağımsız bir tüzel kişiliği bulunduğunu, … hisselerinin kamuya ait olmasının, başka bir kamu kurum veya kuruluşunun fiillerinin …’a izafe edilmesi neticesini doğurmayacağını, Kurum ve/veya Kurul kararlarından …’ın hiçbir şekilde sorumlu tutulamayacağını bu kararlar gerekçe gösterilerek …’tan talepte bulunulamayacağını, genel olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti de dahil olmak üzere herhangi bir kamu kurum veya kuruluşunun iş ve işleminden …’ın sorumlu tutulamayacağını, bu Sözleşme’ye dayanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti de dahil olmak üzere başkaca bir kamu kurum veya kuruluşundan talepte bulunulamayacağını, …’ın belirli iş ve işlemlerinin idari yargının denetimine tabi olmasından ve bunun sonucu idari yargıda verilecek bir yürütmeyi durdurma veya iptal kararı neticesinde …’ın Sözleşme’den doğan yükümlülüklerini hiç veya gereği gibi yerine getirememesinden, bu Sözleşme’nin veya Sözleşme’nin dayanağını oluşturan herhangi bir işlemin yürütmesinin durdurulması veya iptalinden dolayı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, …’tan masraf, zarar veya herhangi bir isim altında hiçbir talepte bulunmayacağını gayrikabili rücu ve kayıtsız şartsız olarak beyan, kabul ve taahhüt eder.” hükümlerine yer verildiğini, ihale şartnamesi’nin “Diğer Hususlar” başlıklı 22. Maddesi’nin (d) bendinde; “Alıcı, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle Şirket ile ilgili gerekli gördüğü her türlü teknik, hukuki, finansal, vergisel ve diğer bütün incelemeleri yaparak ve Şirket’in Hisse Satış Sözleşmesi tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir teslim aldığını, Şirket hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığını veya benzer iddiaları ileri sürmeyeceğini; hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili ve/veya hukuki nedene dayanarak idare’ den veya …’tan talepte bulunmayacağını kabul ve taahhüt eder.”, (f) bendinde; “Alıcı, ihale konusu hisseleri devraldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ndeki hükümler saklı kalmak kaydıyla, Şirkette yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi Şirket’in sorumlu olduğunu, bu hususlarda, alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak kendisinin veya Şirket’in İdare’yi ve …’ı ilzam edecek hiçbir başvuru rücu hakkının bulunmadığını kabul eder”, (p) bendinde “Alıcı, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nden doğan bütün yükümlülükleri Şirket’in zamanında ve gereği gibi yerine getireceğini kabul, taahhüt ve garanti eder.” hükümlerinin yer aldığını, şirketlerin özelleştirilmesine ilişkin Hisse Satış Sözleşmesi’nin “Alıcının Taahhütleri” başlıklı 9. Maddesi’nin 3. bendinde; “alıcı, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle şirket ile ilgili gerekli gördüğü her türlü teknik, hukuki, finansal, vergisel ve diğer bütün incelemeleri yaparak ve şirket’in sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığını, şirket hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığını veya benzer iddiaları ileri sürmeyeceğini, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili ve/veya hukuki nedene dayanarak, idareden veya …’tan talepte bulunmayacağını kabul ve taahhüt eder”, 4. bendinde; “alıcı, ihale konusu hisseleri devraldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak şirketin … ile 24.07.2006 tarihinde imzalamış olduğu İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ndeki hükümler saklı kalmak kaydıyla, şirkette yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketin sorumlu olduğunu… kabul ve taahhüt eder.”, 11. bendinde; “Alıcı, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinden doğan bütün yükümlülükleri Şirket’in zamanında ve gereği gibi yerine getireceğini kabul, taahhüt ve garanti eder.” hükümleri bulunduğunu, rücu davasına konu mahkeme kararında bahsi geçen alacak türü …’a bırakılan alacaklardan olmadığını, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin (bundan sonra İHDS olarak anılacaktır) “Üçüncü Kişilerin Hak İddiaları” başlıklı 7. maddesinin alt bentlerinde müvekkil kurumun sorumluluğu düzenlendiğini, İHDS’nin 7.4 maddesinin devamında dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyet nedeniyle oluşacak 3. Kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğunun belirtildiğini, İHDS, bilanço düzenlemeleri ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’nın talimatları doğrultusunda dağıtım şirketinin aktifinde yer alan bazı alacaklar (resmi daireler, belediyeler (iç tüketim ve içme suyu tesislerinden kaynaklanan alacaklar, genel aydınlatma, ibadethaneler ve tarımsal sulama) ile dağıtım şirketinin muhasebe kayıtlarında yer alan son ay faturası dışında kalan ….. … ‘a olan ticari borçları ve ticari borç ve alacaklar dışındaki diğer borç ve alacakların …’la ilişkili olanları …’a devredildiğini, bu bilanço kalemleri dışındaki diğer kalemlerin dağıtım şirketinin bilançosunda bırakıldığını, dava dışı şahıs davacı yanın iddia ettiği gibi 3. kişi konumunda olmadığını, dava dışı şahısın, işçi olup İHDS’nin de unsurlarından olduğunu, davaya konu karardan anlaşıldığı üzere; söz konusu dosyasının konusu iş kazasından kaynaklanan alacak talebi olduğunu, bu talebin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin 7. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceğini, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin 7. maddesinin başlığı 3. Kişilerin hak iddiaları olup, dava konusu olayda iş kazasına dayandığından bu davada 3. Kişi zararından söz edilemeyeceğini, davaya dayanak olarak gösterilen İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin ilgili maddelerinin ana başlığı üçüncü kişilerin hak ve iddiaları olduğunu, başlığın yeterince açık olduğunu, işletme hakkı devredilirken, şirketlere yalnızca isim hakkı ya da telif hakkı devredilmediğini ya da içi boş bir tabela şirket devredilmediğini, aboneleri ile, araç ve gereçleri de dahil olmak üzere ekipman ve taşınmazları ile, işçileri ile bir devir söz konusu olduğunu, davanın dayanağı kök davada, dava dışı şahsın hizmet akdi ile çalışan taşeron firma personeli olduğu, dava dışı şahsın hangi taşeron şirketin personeli olduğunu, iş bu şirket ile yapılan sözleşmede huzurdaki dava konusu uyuşmazlığın üstlenilip üstlenilmediğini, davacı şirketin bu firmadan herhangi bir tahsilat yapıp yapmadığı hususlarında müzekkere yazılmadı gerektiğini, davacı vekili tarafından … 2. İş Mahkemesinde açılan dava sonucunda verilen karara istinaden davacıya ödenmesine hükmedilen bedelin iadesi istemi dava açıldığını, karara ilişkin olarak icra dosyasına ödenen bedel göz önünde bulundurulduğunda; bu bağlamda bir an için davacının haklı olduğu düşünülse dahi davalı kurumun yalnızca mahkeme kararında belirtilen tutardan sorumlu olduğunu, davalı kurum icra takibine ilişkin giderlerden, vekalet ücretinden, karara ilişkin olarak yapılan diğer masraflardan ve faizden sorumlu olmadığını, Merkez Bankasınca uygulanan avans faizi talep edilmesinin hakkaniyetle bağdaşmadığını bildirmiş, haksız ve yersiz olarak açılan iş bu davanın öncelikle usulden reddine; usulden reddedilmemesi halinde davanın esas yönünden reddine, davacı şirkete müzekkere yazılmasına, delil ve karşı delil ibraz ve ikame etme hakkımızın saklı tutulmasına yargılama giderleriyle ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; dava dışı işçi tarafından davacı aleyhine açılan iş kazasına dayalı tazminat davası sonucunda davacı tarafından ödenen tazminatın taraflar arasındaki işletme hakkı devir sözleşmesi uyarınca davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Talep, cevap, … İş Mahkemesi’nin 2008/404 Esas-2014/415 Karar sayılı ilamı, … 2.İcra Dairesi’nin 2014/13765 Esas sayılı icra takip dosyası, 24/06/2022 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte göz önünde bulundurulduğunda; öncelikle davanın niteliği gereği özel bir dava şartı olarak düzenlenen arabuluculuk sürecinden tarafların netice alamadıkları anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve beyanlarında ileri sürülen hususların değerlendirilmesi için dosyanın rapor düzenlenmek üzere bilirkişiye tevdi edildiği, 24/06/2022 tarihli raporda Kasım Subaşı’nın, Elektrik Dağıtım Faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde Muş İl Müdürlüğü’nde hizmet akdi ile çalıştığı sırada 12.04.2005 tarihinde geçirdiği iş kazasında yaralanması sebebiyle … İş Mahkemesi’nde davacı şirket aleyhine açtığı davada 01.10.2014 tarih ve 2008/404 E. 2014/415 K.sayılı kararıyla 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedildiğini, davacı şirket tarafından karar Temyiz edilmiş ise de Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiğini, … İcra Müdürlüğü’nün 2014/24381 E.sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, 27.01.2015 tarihinde icra tehdidi altında 10.107,42 TL ödendiği, davacı tarafından 16.11.2015 tarih ve 2015/213 sayılı yazısında; bu tutarın banka hesabına ödenmesi talep edilmiş olup, davalı (…’ın 25.12.2015 tarih E.41344 sayılı cevap yazısında davacının üçüncü şahıs olmaması nedeniyle işletme hakkı devir sözleşmesinin ilgili maddeleri gereği sorumluluğun davacı şirkete ait olduğunun belirtildiğini, somut olayda gerek işletme hakkı devir sözleşmesinin üçüncü kişilerin hak ve iddiaları bölümünde 7.4 maddesinde; dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğunun …’a ait olduğunu, 7.6 maddesinde; üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı … olduğunun belirtildiğini, dava dışı şahsın işçi olduğunu, işletme hakkı devri sözleşmesinde kimlerin 3.kişi kapsamında oldugunun belirtilmediğini, yine de somut uyuşmazlıkta davacı tarafından yapılan ödemenin İşletme Hakkı Devir Sözlşemesinin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayandığını, rücuen alacağa dayanak olan … İş Mahkemesindeki davanın davacısı olan işçi bu sözleşme çerçevesinde üçücü kişi konundu olduğunu, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının ödediği bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmadığını, Hisse Satış Sözleşmesinin 9.4 maddesi gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin öncelikle uygulanacağı hususunun mahkemenin takdirinde olduğunu, sorumluluğunun davalı tarafa ait olduğunun kabulü halinde, 27.01.2015 ödeme tarihi ile 14.01.2022 dava tarihi arası işleyen yasal faizine ilişkin yapılan hesaplamalar sonucunda; davacı tarafın 10.107,42 TL asıl alacak, 8.607,23 TL işleyen yasal faiz olmak üzere toplam alacağının 18.714,65 TL olduğunu bildirmiştir.
Yukarıda bahsi geçen bilirkişi raporu içeriği ve 26/07/2013 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi’nin 8.6.maddesi ile 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin Üçüncü Kişilerin Hak İddiaları başlığı altındaki 7.maddesi hükümleri dikkate alındığında; davacı tarafından yapılan ödeme kapsamında sorumluluğun davalı şirkete ait olduğu ciheti ile yapılan hesaplama doğrultusunda haklı davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
10.107.42 TL ‘nin ödeme tarihi olan 27/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek Merkez Bankası avansı faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 690,44 TL harçtan peşin alınan 172,61 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 517,83 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 80,70 TL başvurma harcı, 172,61 TL peşin harç, 11,50 TL vekalet harcı, tebligat ve müzekkere gideri 67,50 TL, bir bilirkişi ücreti 1.000,00 TL, olmak üzere toplam ‭1.332,31‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-6201 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Kullanılmayan gider avansı var ise karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/09/2022

Katip …
E-imzalı.

Hakim …
E-imzalı.