Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/358 E. 2023/294 K. 25.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/358 Esas – 2023/294
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/358 Esas
KARAR NO : 2023/294

HAKİM :…
KATİP :….

DAVACI :….

DAVALI ….

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/05/2022
KARAR TARİHİ : 25/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, 14/02/2022 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından sigortalanan, maliki …, sürücüsü … olan … plakalı aracın, Abidinpaşa Mahallesi, 315. Sokak istikametinden ana yola kontrolsüz ve hızlı bir şekilde çıktığını, yolun kaygan olması nedeniyle sürücünün aracın kontrolünü yitirerek müvekkiline ait 06 T 2555 plakalı ticari taksiye sol yan tarafından çarpması suretiyle maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza nedeniyle müvekkilinin aracında sol ön kapı, sol arka kapı, sol dış dikiz aynası başta olmak üzere birçok parçanın hasar aldığını, aracın tavan hava yastıklarının patladığını ve yaklaşık 50.000,00-TL civarında hasar oluştuğunu, kazanın oluşumunda 06 BHU 914 plakalı aracın %100 kusurlu olduğunu, oluşan hasar nedeniyle 31/03/2022 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuru yapmalarına rağmen davalı şirketin hasarı ödemediğini, zaten müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybının oluşan hasardan daha yüksek olduğunu beyan ederek sigorta limitleri dahilinde müvekkilinin aracında meydana gelen hasar ve değer kaybının tespitinin yapılarak, davalıdan tazmin edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 10/03/2023 tarihli bedel artırım dilekçesi ile dava değerini 32.067,00 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili,müvekkili şirketin poliçe kapsamında sorumluluğunun poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesi söz konusu olmayıp, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusuru oranında işbu gerçek zararın tazminin esas olacağını, ayrıca şirketlerince yapılan incelemede işbu kazanın kurgulandığı sonucuna ulaştıklarını zira kaza olayının aydınlatılabilmesi için mağdur ve sigortalı araç sürücülerinde telefon görüşme kayıtları ve kaza anındaki adresi belirten konum ekran görüntüleri istenildiğinde tekliflerinin kabul edilmediğini ve bu belgelerin temin edilemediğini, kaza hakkında yapılan araştırma, soruşturma, yapılan görüşmeler, araç sürücüsü ve sahibi ile yapılan görüşme, servis ile yapılan görüşme, kaza resimleri ve araç üzerinde yapılan inceleme, resmi kurumlar ve hastanelerde yapılan inceleme kazanın tutanakta belirtilen tarih ve bölgede meydana gelmediği olay yeri incelemesi sonucu tespit edildiğini, kaza noktası olarak belirtilen sokakta araç sürücülerinin sözlü olarak anlaşmalı tutanakta belirtilen şekilde kazanınmeydana gelmediğinin araç üzerinde yapılan inceleme neticesinde tespit edildiğini, mağdur araçtaki hasara bakıldığında, sigortalı aracın iki kapı ortasına çarpması gerektiğini ancak bu tür kazanın oluşması nedeniyle sigortalı araçta hasar gözükmediğinin tespit edildiğini, bu nedenle kaza kurgusu bulunan olaya ilişkin müvekkili şirketin hiçbir sorumluluğunun bulunmadığını, kaldı ki müvekkili şirketin zorunlu mali mesuliyet sigortasından doğan sorumluluğunun, sigortalısının kusuru oranında olduğunu, dava konusu kazada müvekkili şirket sigortalısının herhangi bir kusurunun bulunmadığını, mahkemece en doğru ve geçerli tespitin yapılabilmesi için Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesinden ve Karayolları fen heyetinden seçilecek uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasının zaruri olduğunu, dava konusu olayda kazanın oluşumunda etki edebilecek Karayolları Genel Müdürlüğünden kaynaklanan, trafik güvenliğini tehlikeye atacak yol kusuru ya da teknik konuların (trafik işaret ve levhaları, aydınlatma, trafik ışıkları vb.) aydınlatılması gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte; davacı tarafından sunulan ekspertiz raporunda belirtilen araç hasarına ve değer kaybına ilişkin tutarların son derece fahiş olduğunu, ayrıca değer kaybı hesaplaması sırasında 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartlar kapsamı dahilinde hesaplama yapılması gerektiğini, bu kapsamda değer kaybı talebinde bulunulan aracın önceki kazalarının bulunup bulunmadığının tespitinin gerektiğini, yine kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin faiz yönünden sorumluluğunun sınırlı olduğunu, sigorta poliçesi kapsamında müvekkilinin ikame araç bedelinde sorumlu tutulamayacağını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.

GEREKÇE :
Dava, davalı sigorta şirketi tarafından ZMMS ile sigortalanan aracın davacıya ait araca çarpması sonucu meydana gelen kazada aracı hasar gören davacının sigorta şirketine karşı açtığı değer kaybı ve hasar bedeli istemlerine ilişkindir.
Davalı Sigorta şirketi tarafından gönderilen hasar dosyasının incelenmesinde; kazaya karışan 06 BHU 914 plakalı aracın 25/12/2021- 25/12/2022 tarihleri arasında davalı sigorta şirketince ZMMS poliçesiyle sigortalandığı ve limitin 43.000,00 TL olduğu davacıya ödeme yapılmadığı görülmüştür.
Değer kaybı talepleri bakımından;
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının “sigortanın kapsamı” başlıklı A.1. maddesi uyarınca, sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder. Yani araçta meydana gelen değer kaybı gerçek zarar kapsamı içinde olup davalı taraf aracının trafik sigortası şirketinin de değer kaybı zararından sorumlu bulunduğu açıktır.(Yargıtay 17.H.D. 05/04/2010 T. 2009/9892 E. 2010/3124 K.) Değer kaybının poliçe teminatı kapsamındadır.
Tüm deliller toplandıktan sonra, Mahkememizce bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup, hazırlanan 17.11.2022 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinden davalı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün meydana gelen kazada %100 oranında kusurlu olduğu, davacının kusursuz olduğu, araçta değer kaybının 6754,90 TL olduğu, araç hasar bedelinin 21.450,94 TL olduğu bildirilmiştir.
Bu bağlamda, yapılan yargılama ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; dosyamıza sunulan ve Mahkememiz’ce de kazanın oluşu ile uyumlu kusur dağılımı tespit etmekle denetime elverişli görülen Bilirkişi raporundaki tespitler benimsenerek hükme esas alınmak gerektiği, davacının davalı sigorta şirketi ile sigortalı arasındaki sigorta akdi ilişkisinde taraf konumunda olmayıp zarar gören 3.kişi konumunda bulunduğundan, davacının araç değer kaybı zararının dava tarihi itibariyle mevcut olan ZMMS Poliçe genel şartları ekindeki formüle göre hesaplanamayacağı, ayrıca Anayasa Mahkemesinin 17/07/2020 tarihli iptal kararı sebebiyle Sigorta Genel Şartları ekindeki formüle göre Değer Kaybı hesaplanmasının da mümkün olmadığı, zararın reel piyasa koşullarına göre tespit edilmesi gerektiği, buna göre de; aracın kaza öncesindeki marka, model yılı, km.si ve daha önceden kazaya karışıp karışmadığı, kaza nedeni ile onarım gören parçaların ve hasarlı kısımların yeri gibi olgulara göre tespit edilecek kaza öncesindeki değeri ile kaza sonrasındaki değeri arasındaki farkın araç değer kaybı olarak kabulü gerektiği, bu durumda ise; raporda hesaplamaya konu 6754,90-TL’nin davacının aracının değer kaybı olarak kabulü gerektiği ve ayrıca araçta 21.450,94 TL tutarında da hasarın olduğu, bu tutara KDV ilave edildiğinde araç hasar bedelinin, 25.312,10 TL ile sınırlı olduğu, araç değer kaybı alacağından ve hasar bedeli alacağından davalı sigorta şirketinin sorumlu ve davacıya karşı tazminle yükümlü olduğu kanaatine varılmakla; davanın 10/03/2023 tarihli değer artırım talebi gözetilerek kabulü ile; 25.312,10 TL hasar bedeli tazminatı ile 6.754,90 TL değer kaybı tazminatı toplamı olan 32.067,00 TL tazminatın , temerrüdün davalı sigorta şirketi açısından, bildirimde bulunulduğu tarihten itibaren 8 iş günü sonu olan 13/04/2022 tarihinde oluştuğu ve aracın da ticari araç olduğu dikkate alınarak 13/04/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
Davanın KABULÜ İLE,
25.312,10-TL hasar bedeline yönelik tazminatın ve 6.754,90-TL değer kaybı tazminatının 13/04/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 2.190,49 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL ile ıslah ile alınan 543,44 TL harcın düşümü ile kalan 1566,35 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça sarf edilen başvurma harcı, peşin harç, vekalet harcı ile tamamlama harcı olarak alınan toplam 716,34 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacının müzekkere gideri, posta-davetiye gideri, bilirkişi gideri olarak sarf ettiği toplam 1.092,00TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak davacıya iadesine
5-A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Ara buluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/04/2023

Katip…
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.