Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/161 E. 2022/716 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/161 Esas – 2022/716
T.C.
… TÜRK MİLLETİ ADINA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/161 Esas
KARAR NO : 2022/716

HAKİM :…
KATİP :….

DAVACI ….
DAVALI :….

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 25/08/2017
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/10/2022

Mahkememizin yukarıdaki esasına kayden açılan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE İSTEK :
Davacı yan vekili Av…. sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı Şirket ile müvekkili Şirket arasında imzalanan davalı Şirketin Karayolları Genel Müdürlüğünden ihale ile aldığı Kadirli-Osmaniye Liman bağlantı yolu OrtaköyAksaray Temel-Alt Temel- Bükümlü Temel-Binder ve Aşınma Tabakası Yapım ve Üst Yapı işlerinin yapımının davalı yüklenici tarafından taraflar arasında imzalanan alt yüklenici sözleşmesine istinaden müvekkiline verildiği, müvekkilinin sözleşme kapsamındaki edimini ifa etmesine rağmen düznelediği 2 adet fatura konusu hak ediş bedeli alacaklarının ödenmediğini, bu nedenle … 10.İcra Müdürlüğü’nün 2017/8399E. ve … 15.İcra Müdürlüğü’nün 2017/8265E. sayılı takip dosyalarında başlatılan icra takiplerine davalının haksız yere itiraz ettiğini beyanla davalı Şirketin anılan icra takiplerine vâki haksız itirazlarının ayrı ayrı iptali ile; takiplerin devamına, %20 oranında icra-inkâr tazminatının davalılardan yargılama giderleri ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Dava dilekçesi davalı yana açıklamalı davetiye ile yöntemine uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı yan sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının alacaklı olduğu yönündeki iddialarının hukuki bir dayanağının bulunmadığını, taraflar arasında imzalanan sözleşme çerçevesinde davacı alt yüklenici şirketin tüm hakedişlerinin müvekkili tarafından ödendiğini, buna rağmen davacı Şirket tarafından dava konusu takiplere dayanak faturaların tanzim edilerek müvekkiline tebliğ edildiğini, davacının faturalandırma yaptığı tarih aralığına denk gelen 4 ay 12 günlük sürenin davacı Şirketin mücbir sebeple işi ifa etmediği ve çalışamadığı günler olduğunu, sözleşmenin 23.maddesinde mücbir sebep oluşturabilecek durumlar hariç her 30 gün için madddede belirtilen miktarda hakediş düzenleneceği açıkça öngörüldüğünü, bu nedenle mücbir sebebin varlığı halinde hak ediş alacağı talep edilememesinin sözleşmenin açık hükmü gereği olduğunu, sözleşmenin 19.m. gereğince sözleşmenin münfesih olduğunun kabulü gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
1-) Taraflar arasında imzalanan 12/07/2016 tarihli Alt Yüklenici Sözleşmesi.
2-) … 10.İcra Müdürlüğü’nün 2017/8399E. ve … 15.İcra Müdürlüğü’nün 2017/8265E. sayılı takip dosyaları.
3-) Dava konusu takibe dayanajk fatura örnekleri.
4-) Bilirkişi kurulu raporları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 vd. maddelerde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir.
Kaldırma kararı öncesi alınan 15/11/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporunda özetle; davalı Şirketin dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olarak 2016-2017-2018 yıllarına ilişkin yevmiye defter dökümlerinin bir kısmının dosyaya sunulduğu ancak ,defteri kebir, dökümleri ve envanter defterlerinin davalı tarafından dosyaya sunulmadığı, taraflar arasında ihtilaf konusu faturanın 13/07/2016-25/11/2016 tarihleri arasındaki 136 günlük süreden 4 günlük bayram tatilinin düşülmesi ile 132 günlük sözleşmenin 23.maddesine göre davlı yüklenicinin davacı alt yükleniciye 132/30*50.000=220.000,00-TL hak ediş alacağını garanti etmekte olduğunu, davalı tarafından davacıya ödenen tutarın defter kayıtlarında da yer aldığı üzere 158.748,00-TL olduğu, bu nedenle 220.000,00-TL-158.748,00-TL= 61.252,00-TL davacı alacağının bulunduğu, dosyaya celp edilen ihale konusu işe ait belgeler incelendiğinde; hakedişlerin yapıldığı süre uzatımına keşif artışı haricinde gerek duyulmadığından davalının mücbir sebep savunmasının yerinde olmadığı, davalı Şirketin davacıya davacının ihtarına kadar sözleşmenin 19.m. gereğince yaptığı infisah bildirimi mevcut olmamakla işlerin davalının ihtarına kadar devam ettiğini, dava dilekçesi ekinde yer alan takibe dayanak faturaların suretler üzerine düşülen aslı gibidir şerhleri üzerinde yer alan imzaların içerisine neden iptal yazıldığının anlaşılamadığı belirtilerek … 10.İcra Müdürlüğü’nün 2017/8399E.sayılı takip dosyasında takibe dayanak fatura nedeni ile takibin 23.512,28-TL, … 15.İcra Müdürlüğü’nün 2017/8265E. sayılı takip dosyasında takibe dayanak fatura nedeni ile ise; 26.487,72-TL asıl alacak üzerinden takibe devam edilebileceği mütalaa edilmiştir.
Dosyamıza sunulan SMMM bilirkişisi Zekeriya Gülüm tarafından sunulan bilirkişi raporunda ise özetle; davacının dava konusu uyuşmazlık ile ilgili olarak yerinde incelenen ticari defterlerinin eksiksiz ve kanuna uygun olarak tutulduğu belirtilerek davacının 31.12.2016 tarih ve 155 no’lu yevmiye kapanış kaydına göre davalı yüklenici Şirketten 112.000,00-TL hak ediş alacağının mevcut olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizin 21/10/2019 tarihli 2017/568 Esas-2019/715 sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş. Taraf vekillerinin istinaf başvurusu üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 2020/17 esas-2022-55 sayılı kararı ile; davalı tarafın süresi içerisinde ticari defter ve kayıtlarını bulunduğu yer adresini bildirdiği anlaşıldığından 15/01/2019 tarihli bilirkişi raporun sunan bilirkişi kurulundan davalının ticari defterlerini mahallinde incelenmesi için yetki verilerek ve davalının bilirkişi raporuna yaptığı itirazları da karşılayacak şekilde ek rapor alınması ve dosyadaki davacı defterlerinin incelenmesi sonucu alınan bilirkişi raporu ve diğer deliller de değerlendirilmek suretiyle sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği” şeklindeki gerekçe ile Mahkememizin kararı kaldırılmıştır.
Dosyamızın 15/01/2019 tarihinde rapor sunan bilirkişi heyetine tevdii ilerek … BAM 27. Hukuk Dairesinin 2020/317 E. 2022/55 K. Sayılı kaldırma kararı, davalının bilirkişi raporuna yaptığı itirazları karşılar nitelikte, özellikle davalının ticari defterlerinin bulunduğu mahalde yerinde inceleme yapılarak ek rapor tanziminin istenilmiş. Alınan 18/07/2022 tarihli ek raporda ise özetle; – 15/01/2019 tarihli Kök Raporda da belirtildiği üzere, taraflarca düzenlenen ihtarnamelerden, davacı Şirket tarafından keşide edilen 01.11.2016 tarihli, A-1260 seri-sıra no.lu ve 50.000,00-TL bedelli fatura ile 01.12.2016 tarihli, A-1261 seri-sıra no.lu ve 62.000,00-TL bedelli faturaların toplamda 86.666,84-TL’lik kısmının davalı Şirket tarafından kabul edilmediğinin anlaşıldığı, davalı Şirkete ait dosya içerisinde yer alan ticari defter kayıtları üzerinden mali açıdan gerçekleştirilen inceleme neticesinde, 01.11.2016 tarihli, A-1260 seri-sıra no.lu ve 50.000,00-TL bedelli faturanın davalı kayıtlarında yer aldığı ve bu faturadan sonra başkaca herhangi bir fatura kaydının yapılmadığı anlaşıldığından, davalı Şirket tarafından 01.12.2016/A-1261 tarih ve seri sıra no.lu 62.000,00-TL bedelli faturanın tamamının, 01.11.2016 tarihli, A-1260 seri-sıra nolu ve 50.000,00-TL bedelli faturanın ise (86.666,84 – 62.000,00—) 24.616,84-TL’nın kısmının kabul edilmediğinin anlaşıldığı, davalı Şirket’in adresinde 23/05/2022 tarihinde ticari defter ve belgeler üzerinde yapılan incelemeler sonucunda, davalı Şirket’in 2016 ve 2017 yılına ait Yevmiye ve Kebir defterlerinin açılış ve kapanış onaylarına ilişkin BERAT dosyalarının süresi içerisinde GİB sistemine yüklenip onaylandığı, yine 2016 ve 2017 yılı Envanter defterlerinin açılış onaylarının süresinde yapıldığı, nihayetinde davacı Şirket’in 2016 ve 2017 yılı ticari defter tasdiklerinin süresinde usule uygun olduğunun tespit edildiğinin anlaşıldığı, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/44 Talimat dosyası kapsamında aldırılan 27/05/2019 tarihli Bilirkişi Raporunda ise, davacı Şirket’in 2016 yılı defterlerinin sahibi lehine delil olma vasfını haiz olduğu ve defterlerin incelenmesi neticesinde 120.01 Alıcılar hesabında davalı Şirket’ten (50.000,00 * 62.000,00 —)112.000,00-TL alacaklı olduğunun tespit edildiğinin anlaşıldığı, her ne kadar davalı Şirket 01.11.2016 tarihli, A-1260 seri-sıra no.lu ve 50.000,00-TL bedelli faturanın bir kısmını kabul etmediğini iddia etse de, mali inceleme ve değerlendirme kısmında ayrıntısıyla belirtildiği üzere, davalı tarafın ticari defterlerine fatura bedelinin tamamını borç olarak işlediği, 2016 yılı kapanış ve 2017 yılı açılış kayıtlarını bu fatura bedeli bakiyesini dikkate alarak gerçekleştirdiği ve kalan bakiye 23.512,28-TL’nın ödendiğini gösterir herhangi bir belge sunamadığı hususları ile teknik inceleme ve değerlendirme kısmında belirtilen taahhüt hususu da ayrıca dikkate alındığında, 01.11.2016 tarihli, A-1260 seri-sıra no.lu ve 50.000,00-TL bedelli faturaya istinaden davalı şirketin mali kayıtlarına göre davacı şirkete 23. 512,28 TL bakiye borcu olduğu, davalı Şirket tarafından kabul edilmeyen ve mali kayıtlara hiç işlenmeyen 01.12.2016 tarihli, A-I261 seri-sıra no.lu ve 62.000,00-TL bedelli faturadan kaynaklı bir borcun var olup olmadığı hususunda ise, mali müşavir bilirkişilerce gerçekleştirilen incelemeler neticesinde, uyuşmazlığın her iki tarafının da ticari defterlerinin usulüne uygun tasdik ettirildiği ve/veya GİB sistemine yüklendiği tespit edildiğinden, mezkur fatura açısından bu aşamadan itibaren ancak teknik açıdan gerçekleştirilen inceleme ve değerlendirme neticesinde bir sonuca varılabileceğinin anlaşıldığı, buna göre yukarıda teknik inceleme ve değerlendirme kısmında bu hususun ayrıntıyla irdelendiği ve en nihayetinde, davalı tarafın mali defter kayıtlardaki davacı tarafın bakiye alacağının (23.512,28-TL) yanı sıra, 12.07.2016 tarihli Sözleşme’nin 23. maddesinde geçen taahhüt gereği (220.000,00- 158.748,00X) 61.252,00-TL daha alacak hakkı hesaplandığı dikkate alındığında, 01.12.2016 tarihli, 62.000,00-TL bedelli fatura alacağına istinaden davacı Şirkete 61.252,00-TL bakiye borçlu olduğu mütalaa edilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 12/07/2016 tarihinde imzalanan “Alt Yüklenici Sözleşmesi” kapsamında davalı yüklenici Şirketin dava dışı Karayolları Genel Müdürlüğünden ihale ile aldığı Kadirli-Osmaniye Liman bağlantı yoluna ait Ortaköy Aksaray Temel-Alt Temel- Bükümlü Temel-Binder ve Aşınma Tabakası Yapım ve Üst Yapı işlerinin yapımını davacı alt işverene verdiği çekişmesiz olup somut uyuşmazlık davalının dava konusu edimini ifa edip etmediği ve davalı yükleniciden bakiye hak ediş alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Bu bağlamda, taraflar arasında imzalanan “Alt İşveren sözleşmesi” incelendiğinde; sözleşmenin “Hak edişler ve ödeme” başlıklı 10.maddesinde ; “Alt yüklenici, ödeme tahakkuku yüklenicinin idare’ye yapacağı hak edişe paralel olarak gerçekleştirilecektir. Alt yüklenicinin puantajlı hak ediş raporu Alt yüklenici tarafından aylık olarak (her ayın 30’una kadar) yüklenicinin idare’ye yaptığı hak edişe paralel olarak hazırlanarak ve imzalanarak yükleniciye tevdi olunacaktır. Yüklenici kendisine usulen tevdi olunacak hak edişleri kontrol ettikten ve bu hak edişlere dahil iş kalemlerinin bedelini işverenden tahsil ettikten sonra Alt yükleniciye ait hak ediş bedelini KDV dahil olmak üzere (sözleşmede belirtilen tüm kesintiler ve KDV tevkifatı yapıldıktan sonra %25’i peşin, kalanı ise; 90 ve 120 gün vadeli çek ile ödeneceği” açıkça öngörülmektedir.
Yine, sözleşmenin 16.maddesinde “süre uzatım” halleri tek tek belirtilmiş olup doğal afetler (sel, yangın, deprem gibi) söz konusu sınırlı hallerin varlığı durumunda alt yüklenici tarafından ek süre verilmesi talebi ile mücbir sebebin işin ifasına tesir gerekçelerini de belirterek 5 iş günü içerisinde davalı yükleniciye başvuruda bulunulacağı ve yüklenicinin kabulü halinde alt yükleniciye yüklenici tarafından bu nedenle ek süre verilebileceğinin düzenlendiği tartışmasızdır.
Dosyamızda davalı Şirket tarafından dava konusu işin ifası sırasında mücbir sebep ortaya çıktığı için takibe dayanak faturalara konu 132 günlük dönemde davacı alt yüklenici tarafından çalışılmadığı ve bu nedenle de davacının hak ediş alacağının bulunmadığı ileri sürülmüştür. Ancak davalı Şirketin söz konusu iddiasını iddia eden taraf, usulüne uygun yazılı deliller ile kanıtlaması gerekmektedir. Hal böyle iken, davalı yan tarafından sözleşmenin 16.maddesi kapsamında davacı alt yüklenici Şirketin başvurusuna istinaden kendisine mücbir sebep nedeni ile ek süre verdiği iddiasına ilişkin yazılı bir delil dosyamıza sunulmamıştır. Bu nedenle, davalının soyut ve hukuki dayanaktan yoksun mücbir sebep savunmasına itibar edilmesi hukuken mümkün görülmemiştir.
Diğer taraftan, davalı Şirketin taraflar arasındaki sözleşmenin 19.m. gereğince sözleşmenin münfesih olması nedeni ile davacının hak ediş alacağının bulunmadığına ilişkin savunması da hukuken itibar edilebilir olarak görülmemiştir. Zira, anılan sözleşmenin 19.maddesinde aynen; “Tarafların sui taksiri haricinde işin başlatılmaması, durdurulması veya mücbir sebeplerin işyerinde çalışanların durması halinde işbu Sözleşme kendiliğinden münfesih olur, infisahı durumunda taraflar karşılıklı olarak zarar, ziyan ve kâr mahrumiyeti talebinde bulunamazlar.” hükmüne yer verilmiştir. Ancak dosyamıza davalı yan tarafından değinilen düzenleme kapsamındaki sınırlı hallerin sözleşme konusu iş yönünden gerçekleştiğine ilişkin somut ve yazılı hiçbir delil sunulmamıştır. Bu durumda açıklanan nedenle, sözleşmenin münfesih olmadığı ortada olup aksi yöndeki iddia hukuken geçersizdir.
Tüm bu açıklamalar çerçevesinde … 10.İcra Müdürlüğünün 2017/8399 sayılı icra takibine konu 50.000,00-TL bedelli faturanın davalı kayıtlarında yer aldığı, 50.000,00-TL bedelli faturaya istinaden davalı şirketin mali kayıtlarına göre davacı şirkete 23.512,28 TL bakiye borcu olduğu, davalının bu borcu ödediğine dair kanıt sunmadığı, davacının … 10.İcra Müdürlüğünün 2017/8399 sayılı icra takibine konu faturadan kaynaklı 23. 512,28 TL alacaklı olduğu davalının defterleri ile de doğrulandığı, yine … 15. İcra Müdürlüğünün 2017/8265 Esas sayılı icra dosyasına konu 62.000,00-TL bedelli faturanın ise davacı defterlerinde yer almasına rağmen davalının mali kayıtlarında yer almadığı, ancak teknik bilirkişi tarafından yapılan incelemeler neticesinde taraflar arasındaki 12.07.2016 tarihli Sözleşme’nin 23. maddesinde geçen taahhüt gereği (220.000,00- 158.748,00X) 61.252,00-TL daha alacak hakkı hesaplanması nedeniyle davalının 01.12.2016 tarihli, 62.000,00-TL bedelli fatura alacağına istinaden davacı Şirkete 61.252,00-TL bakiye borçlu olduğu kabul edilerek davanın bilirkişi raporunda hesaplanan miktar doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile kabul edilen miktarlar üzerinden davalının dava konusu takiplere vâki haksız itirazlarının kısmen ayrı ayrı iptaline, her bir takip yönünden kabul edilen miktar üzerinden davacı lehine ayrı ayrı %20 oranında icra-inkâr tazminatının davalıdan tahsiline, davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
Davalının … 10.İcra Müdürlüğü’nün 2017/8399 E. sayılı takip dosyasına vâki haksız itirazının KISMEN İPTALİNE, takibin 23.512,28-TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık % 9 oranındaki ticari faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin reddine
2-) Davalının … 15.İcra Müdürlüğü’nün 2017/8265 E. sayılı takip dosyasına vâki haksız itirazının KISMEN İPTALİNE, takibin 61.252,00-TL asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık % 10,50 oranındaki ticari faizi ile birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin reddine
3-) İİK 67.m. gereğince hüküm altına alınan alacağın % 20 ‘si oranında 4.702,45-TL icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-) İİK 67.m. gereğince hüküm altına alınan alacağın % 20 ‘si oranında 12.250,4-TL icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5)Davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
6-Alınması gereken 5.790,24TL harçtan peşin alınan 1.352,68TL harcın düşümü ile eksik alınan 4.437,56 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-1.352,68 TL Peşin harç, 4,60 TL vekalet ve 31,40TL başvurma harcı olarak alınan 1.388,68TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
8-Davacının dosya, pul, davetiye, yazışma ve bilirkişi ücreti olarak sarf ettiği 7.092,20 TL’nin haklılık oranına göre belirlenen 5.367,54TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
9-A.A.Ü.T.’nin 13/2 uyarınca hesaplanan 13.562,28 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10- Reddedilen miktar yönünden, A.A.Ü.T.’nin 13/2 uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda 6100 sayılı HMK’nın 6763 sayılı Kanun ile değişik 341.m. gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile … Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/09/2022

Katip …

Hakim….
¸