Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/130 E. 2022/719 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/130 Esas – 2022/719
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/130 Esas
KARAR NO : 2022/719

KATİP….
….
DAVALI ….

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 22/02/2022
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 03/10/2022

Mahkememizin yukarıdaki esasına kayden açılan taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkile ait işletme olan… isimli iş yerinden 3.944 Euro bedelli ürünler PTT aracılığıyla Fransa’ya gönderildiğini, alıcı olan … tarafından kargonun teslim alındığında alıcı tarafından iş bu teslim edilen kargoların kırık, dağılmış ve kullanılamaz olduğunu tarafımıza bildirildiğini, alıcının mağdur olmaması için yeniden ürün gönderildiğini, bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığından bahisle ticari faaliyet kapsamında davalı firma aracılığı ile yurt dışına gönderilen malların kargo aşamasında kırılması nedeni ile uğranılan zararların tazminini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin talep sonucunu açıklamak için verdiği dilekçesinde özetle; Müvekkilin, davalının kusurundan dolayı uğramış olduğu zarar tutarı yabancı para cinsinden olup 3.944 Euro olduğunu, . dava ikame tarihimizde 3.944, Euro tutarın TL karşılığı olan 60.950 TL tutar üzerinden ortaya çıkan harç tarafımızca yatırıldığını, uğramış olduğumuz zarar Euro cinsinden olduğundan döviz kurundaki dalgalanmalardan kaynaklı zarara uğramamamız adına tazminat tutarının fiili ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden .Euro nun TL tutara çevrilerek belirlenesini talep ettiklerini, 2.750 Euro zararımızın karar tarihindeki döviz kuru üzerinden TL tutara çevrilerek, ihtar sayılan arabuluculuğa başvuru tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davamızın kabulüne ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Davalı vekili dilekçesinde özetle; görev itirazında bulunduklarını, zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, müvekkil İdare tarafından ürünlerin sorunsuz bir şekilde sevkinin sağlandığı ve Fransa posta idaresince tam ve sağlam olarak alıcısına teslim edildiği görüldüğünü, dava konusu fatura konusu ürünlerin içeriğinin net olarak bilmediklerini, davacının dava tarihi itibariyle doğmuş zararının bulunmadığını, dava konusu olay ile ilgili, gerekli dikkat ve özen gösterildiğini, müvekkil İdareye ithaf edilecek bir kusur bulunmadığını, davacının iddia ettiği zarar ile idare eylemi arasında nedensellik bağı da bulunmadığını, dava konusu 10 adet gönderiye ilişkin kayıtlar incelendiğinde, gönderilerin farklı tarihlerde, alıcı tarafından itirazsız olarak kabul edilerek teslim alındığını, Mevzuat gereği, davacının iddia ettiği hasar gerçekleşmiş olsa dahi, gönderinin hak sahibi tarafından itirazsız teslim alınması halinde, Müvekkil İdareye sorumluluk yüklenmesi mümkün olmadığını, hayatın olağan akışı içinde, farklı günlerde teslimi gerçekleşen 10 adet kargo gönderisinin tamamının, taşıyanın kusuru ile kullanılmaz halde hasara uğraması imkansız olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
-Kargo teslim belgesi ve fatura
-Bilirkişi raporu.
-Fotoğraf
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taşıma sözleşmesine aykırılık nedeni ile uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davacının dava konusu ürünleri tüketici sıfatıyla değil gönderime konu ürünlerin satış sözleşmesi nedeniyle gönderdiği anlaşıldığından davalı vekilinin görev itirazının reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Taraf delilleri toplandıktan sonra dosyamızda aldırılan bilirkişi raporunda özetle; Davacı tarafın asıl taşıyıcı olarak, alt taşıyıcılar ve adına varış adresinde teslimat hizmetlerini sunan kuruluşun kusuru nedeni ile oluşan hasarlardan sorumlu olduğu, davalı tarafın sağlam olarak teslim almış olduğu gönderileri, kendisi ve alt taşıyıcıları ve adına hizmet sunan kuruluşların gerekli özeni göstermemiş olması nedeni ile oluşan hasarlardan sorumlu olduğu, Hasarlanan ürünlerin değerinin Euro 2.089.00 olduğu, Uluslararası Posta Birliği kuralları çerçevesinde, davalı tarafın hasarlanan, gönderilere ait taşıma bedeli olan 3.075.14 TL yi davacıya iade etmesi gerektiği mütalaa olunmuştur.
Bilindiği üzere; 6100 sayılı TTK.’nın 852. Maddesinde “Deniz, demir ve hava yoluyla taşıma ile posta idaresine ilişkin özel hükümler saklıdır.” Hükmü yer almaktadır. Bu nedenle davalı tarafın Posta ve Telgraf Teşkilatı A. Ş olması nedeniyle bu uyuşmazlıkta 6475 sayılı Posta Kanunu, posta idaresinin yayınlamış olduğu prosedürler ve Türkiye’nin taraf olduğu Posta Konvansiyonu hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerekmektedir.
6475 sayılı Posta Hizmetleri Kanununun tanımlar başlıklı 3 /ü maddesinde “Posta kolisi veya kargosu: Hizmet sağlayıcısı aracılığıyla yollanan ve kapsamında haberleşme niteliği taşıyan yazılar bulunmayan en fazla otuz kilogram ağırlığa veya üç yüz desimetreküp hacme sahip her türlü maddeyi,” şeklinde hüküm yer almaktadır. Uyuşmazlığa konu gönderilere ait evraklarda da sevk edilen gönderilerin tamamının ilgili maddede de belirtildiği üzere 30 Kg dan daha az olduğu anlaşılmaktadır.
İş bu uyuşmazlık konusu gönderilerin, davalı tarafından teslim alınması sonrasında varış ülkesine taşımalarını anlaşma yapmış olduğu alt taşıyıcısı olan Türk Hava Yollarına yaptırmış olması ve varış ülkesinde teslimat ile ilgili hizmetlerinin de davalının adına varış ülke operatörü tarafından üstlenilmesi nedeni ile yapılan bu taşımada davalı taraf asıl taşıyıcı konumundadır. Bu nedenl , alt taşıyıcıların hata ve gönderilerin hasarlanması veya kaybından da asıl taşıyıcı olan davalı sorumlu olacaktır.
Posta ve Kargo Hizmetleri İşletme Prosedürünün 9.10.3 maddesinde “Evrensel posta hizmeti kapsamında olanlar da dahil kolay kırılabilen veya eksik ve yetersiz ambalaj edilen yahut tabiatı gereğince kolayca bozulabilecek veya hasara uğrayabilecek fena koku yayabilecek maddeler; taşıma esnasında oluşabilecek zarar ve ziyanın göndericinin sorumluluğunda olduğuna dair taahhütname alınmak suretiyle kabul edilir.” düzenlemesi yer almaktadır. Ancak dosya içeriğindeki evraklardan böyle bir taahhütnamenin alınmadığı anlaşılmıştır.
Posta ve Kargo Hizmetleri İşletme Prosedürünün 5.11.1 maddesinde “Haberleşme gönderileri hariç diğer gönderiler genel kural olarak kapsamları gönderici huzurunda kontrol edilerek kabul edilir.” hükmü yer almakta, 5.48.1 maddesinde ise “Özel olarak ambalaj edilmesi gereken maddeler ve bunların ambalaj şekilleri aşağıda belirtilmiştir. a) Cam eşya veya kolay kırılabilir diğer eşyalar; taşıma sırasında birbirine veya kutunun iç kenarlarına sürtünmesini veya çarpmasını önleyecek tarzda, içlerine kağıt, talaş veya benzeri koruyucu maddeler doldurulmuş ve beslenmiş olarak madenden, tahtadan, dayanıklı plastik maddeden veya sağlam karton kutularla ambalaj edilir. 5.44.4 Posta kolileri veya posta kargoları ile kargoların kabul edilebilmesi için, ambalajının gönderi kapsamının ağırlığına, niteliğine ve taşıma şekline uygun, içindeki maddeyi baskıdan koruyacak, elden ele geçmeler sırasında kapsamını bozmayacak ve içinden herhangi bir şey düşmeyecek, sızmayacak veya çıkarılamayacak, kişileri yaralamayacak, canlı sağlığını tehdit etmeyecek, diğer gönderilere zarar vermeyecek, hasara uğratmayacak ve müdahale edilmiş izlenimi bırakmayacak şekilde kapatılmış ve ambalaj edilmiş olması gerekir.”
Yukarıda ifade edilen davalı taraf işletme prosedürleri dikkate alındığında, davalı taraf taşınmak üzere teslim alınan gönderilerin ambalajlarının uygun ve yeterli düzeyde oldukları ile içeriklerinin de tespit edilerek teslim alındığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Posta Hizmetleri Kanununun 3 / d maddesinde “Değer konulmuş veya sigortalı gönderi: Kaybı, çalınması veya hasara uğraması hâlinde gönderici tarafından kabulde beyan edilen değere kadar tazminat istenebilen gönderiyi” tanımlamaktadır. Dosyada mevcut evrakların incelenmesinde Türkiye’den Fransaya sevk edilen gönderilerin değer belirtilmeden taşınmak üzere davalı tarafa teslim edildiği anlaşılmaktadır. Bu hususta ilgili yine işletme prosedürünün 5.21.8. maddesinde “Değer konulmuş veya sigortalı özel hizmetini içeren bir gönderinin kaybolması, çalınması veya hasarı halinde, konulmuş olan değeri geçmemek şartıyla, hasar veya eksiklik derecesinde tazminat ödenir. Ödenecek tazminatın tespitinde, gönderinin kabul edildiği yerdeki ve zamandaki gerçek değeri, hasar halinde ise uğradığı zarar derecesi göz önünde bulundurulur. PTT gönderinin içindeki eşyanın postaya verildiği zaman konmuş olan değerden daha az değerde olduğunu ispat ederse, bu eşyanın gerçek değerine göre tazminat ödenir.” Hükmü yer almaktadır.
Değinilen yasal düzenlemeler ve toplanan deliller ışığında tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu gönderilerin davalı taşıyıcıya davacı gönderici tarafından alıcısına gönderilmek üzere tesliminden sonra taşıma sırasında hasarlandığı sabit olup davalı tarafın sağlam olarak teslim almış olduğu gönderileri, kendisi ve alt taşıyıcıları ve adına hizmet sunan kuruluşların gerekli özeni göstermemiş olması nedeni ile oluşan hasarlardan sorumlu olduğunun kabulü ile bilirkişi raporunda hesaplanan tazminat bedelinden davalının hukuken sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Açıklanan gerekçelerle; davanın kısmen kabulü ile dava konusu 2.089,00 Euro alacağının 22/02/2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki Türk Lirası karşılığının davalıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca; Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 2018/3143 esas 2019/689 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere yabancı paranın tahsili amacıyla açılan davalarda vekalet ücreti ve yargılama giderinin yabancı paranın dava açıldığı tarihteki TL karşılığına göre, ancak hüküm tarihindeki tarife hükümleri dikkate alınarak hesaplama yapılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen Kabulü ile davacının 2.089,00 Euro alacağının 22/02/2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki Türk Lirası karşılığının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Alınması gereken 2.205,25TL harçtan peşin alınan 1.040,88 TL harcın düşümü ile kalan 1.164,37TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-1.040,88 TL Peşin, 11,50 TL vekalet ve 80,70 TL başvuru harcı olarak alınan 1.133,08 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacının dosya, pul, davetiye, yazışma ve bilirkişi ücreti olarak sarf ettiği 1.293,75 TL’nin haklılık oranına göre hesaplanan 685,25 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen kısım yönünden A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/09/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸