Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/85 E. 2021/349 K. 26.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/85 Esas – 2021/349
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/85 Esas
KARAR NO : 2021/349

DAVA : İtirazın İptali (Karz Akdinden Kaynaklanan Alacak)
DAVA TARİHİ : 08/02/2021
KARAR TARİHİ : 26/05/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Karz Akdinden Kaynaklanan Alacak) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
İDDİA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … ile müvekkilinin aile dostu olup uzun yıllar ailece görüştüklerine, davalı …’in kuracakları güneş enerjisi santrali projesine müvekkilini dahil etmek istediğini, bunun için toplam 675.000 EURO göndermesi gerektiğini belirttiklerini, peşinat olarak 320.000 EURO’ya tekabül edecek şekilde Epotek Ltd. Şti.’ne 20.01.2016 tarihinde 140.000,00 TL, 21.01.2016 tarihinde 50.000,00 TL ve …’e 08.01.2016 tarihinde 810.000,000 TL olmak üzere toplam 1.000.000,00 TL’nin banka havalesiyle gönderildiğini, davalı tarafından gönderilen elektronik iletide belirtildiği ve şifahen bildirildiği üzere talep edilen ilk ödemenin yapılmasının akabinde 8-10 ay gibi bir süre sonunda projenin faal duruma geleceği belirtildiğini, ancak aradan geçen zamana rağmen projenin faaliyete geçmediğini, müvekkilinin ısrarla işlemlerin tamamlanmasını her şeyin resmiyete dökülmesini istemesi üzerine davalı … ve dava dışı … tarafından kendisine bir sözleşme imzalatılmaya çalışıldığını ve bu sözleşme ile şirkete ortak olabilmesi için ayrıca 1.500.000,00 Amerikan Dolarının daha ödemesi gerektiğinin belirtildiğini, müvekkili tarafından gönderilen paraların ve devamındaki işlemlerin kendisini yanıltmak için düzenlenmiş bir oyun olduğunu anlaşıldığını, bunun üzerine müvekkilinin …’e ve firmasına gönderdiği 320.000,00 EURO’nun iadesini talep ettiğini ancak iadenin yapılmadığını, davalılara gönderilen ihtarname ile 7 günlük süre içinde de ödeme yapılmasının istendiğini buna rağmen müvekkiline bir ödeme yapılmadığını, davalılar hakkında … Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile takibe geçildiğini, davalıların borca ve ferilerine itiraz ettiğini belirterek davalıların ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına ve davacı yararına %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talebinde bulunduğu görülmüştür.
SAVUNMA :
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle görevli mahkemede açılmadığını, esas incelemeye girmeden davanın reddinin gerektiğini, davacı ile gerek müvekkili …, gerek ise müvekkili şirket arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, müvekkilinin sadece davacı ve dava dışı … arasında kurulmuş adi ortaklık ilişkisindeki para transferine hatıra binaen aracılık ettiğini, bu nedenle söz konusu uyuşmazlığın davacı ile dava dışı … arasında kurulduğunu ve fakat müvekkillerin dahil olmadığı adi ortaklık ilişkisinin tasfiyesine yönelik olduğunun anlaşıldığını, her iki olasılıkta da görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olmadığın asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, taraf teşkilinin sağlanmadığını, adi ortaklığın feshi ve tasfiye istemine ilişkin olduğunu davanın iddia edilen tüm ortaklara yöneltilmesi gerektiğini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte adi ortaklıkta taahhüt edilen sermayenin doğrudan iadesi şeklinde bir müessese bulunmayıp ancak fesih ve tasfiye sonucuna göre iadesinin söz konusu olabileceğini, davacının adi ortaklık için koyduğunu iddia ettiği katkı payının iadesini öncesinde ortaklığın feshini ve tasfiyesini talep etmeden ve bu hususta bir karar verilip mahkemece var ise alacak belirlenmeden doğrudan icra takibi yoluyla tahsili cihetine gitmesi usulsüz olduğunu, alacağın likit niteliğinde olmadığından icra inkar tazminatı talebinin haksız olduğunu, temerrüt söz konusu olmadığı için miktar ve oran olarak faiz talebinin de yerinde olmadığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini ve takibin haksız ve kötüniyetli olduğundan müvekkiller lehine takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE :
Dava, davacının davalı tarafından kurulacak güneş enerji santrali projesine ortak yapılacağı vaadiyle davalı tarafa para gönderdiği ancak kurulan şirkete ortak yapılmadığı gibi projenin yapılmadığı bu nedenle ödediği paranın tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali konularına ilişkin olduğu anlaşıldı.
… Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası celb edilmiş yapılan incelemede; alacaklı ….borçluları …, …, … Enerji İnşaat İthalat ve İhracat Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, …. Uluslararası İthalat ihracat Mimarlık Mühendislik İnşaat Taahhüt Sanayi Ticaret Limited Şirketi aleyhine 1.015.500,00 TL alacak için icra takibi yapıldığı, borçluların itirazı üzerine takibin durduğu, davacının bir yıllık yasal süre içerisinde derdest itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Ticaret sicil müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta davacının şahıs veya şirket ortağı olarak kaydının bulunmadığı belirtilmiştir.
Vergi dairesine yazılan müzekkereye verilen cevapta davacı …’ın vergi mükellefi olmadığının belirtildiği anlaşılmıştır.
TTK.’nın 4.maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu iş her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK.’nın ve diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir. TTK.19/2 maddesi uyarınca taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmez. Çünkü TTK.’na göre ticari dava ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlenmiş olup işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. TTK.’nın 5.maddesi uyarınca ticari davalar asliye ticaret mahkemesince görülerek karara bağlanır. Bu düzenleme gereğince asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki eski TTK’daki düzenlemeden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir.
Olayımızda davacı gerçek kişi olup tacir veya tacir sayılan kişilerden olmadığından TTK 5.maddesi uyarınca açılan dava ticaret mahkemesinin görevi kapsamında bulunmamaktadır. Davacı tacir sıfatını haiz olmadığından asliye hukuk mahkemesi davaya bakmakla görevlidir. Bu nedenle açılan dava asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiğinden davanın HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmaya Ankara Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu sebebi ile usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren tarafların 2 hafta içerisinde müracaatı halinde dosyanın görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,
3-HMK 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerine görevli mahkemece karar verilmesine,
4- Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. md.gereğince bir karar verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/05/2021