Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/83 E. 2021/261 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/83 Esas
KARAR NO : 2021/261

###
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/02/2021
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE İSTEK :
Davacılar vekili Av. … sunduğu dava dilekçesinde özetle; 23/12/2019 tarihinde davalı … şirketine kaza tarihi itibariyle ZMMS poliçesi ile sigortalı olan ….plakalı aracın müvekkili davacının kullandığı araca çarpması şeklinde gerçekleşen trafik kazası sonucunda müvekkilinin ayağının kırıldığını ve müvekkilinin maluliyetinin oluştuğunu ve tedavi gideri yapmak zorunda kaldığını beyanla HMK 107.m. gereğince değer artırım hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00-TL sürekli, ayrı ayrı 50,00-TL geçiçi işgöremezlik ve bakıcı gideri ile SGK tarafından karşılanmayan tedavi gideri olmak üzere toplam 250,00-TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ve yargılama giderleri ile birlikte ve değer artırım talep hakları saklı kalmak kaydıyla davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı … vekili Av. … sunduğu cevap dilekçesinde özetle; …. sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmaya müvekkili Şirketin yerleşim yeri itibariyle yargı çevresi içerisinde yer aldığı İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkili Şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe teminat limiti ile sınırlı olduğunu, müvekkilinin tedavi gideri ve geçiçi işgöremezlik tazminatı talebinden hukuken sorumlu olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, trafik kazasından doğan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyamızda davalı yan vekili tarafından yasal süresinde sunulan cevap dilekçesinde yetkisizlik itirazı ileri sürülmekle; öncelikle sözkonusu itirazın usule ve dosya kapsamına uygun olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bilindiği üzere; 6100 Sayılı HMK ‘nun 6/1.maddesinde; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişiliğin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” hükmü yer almaktadır.
Trafik kazası aynı zamanda haksız fiil teşkil eden bir eylem olduğundan 6100 Sayılı HMK’nun 16.maddesinde ise; “Haksız fiilden doğan davalarda haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesidir yetkilidir” hükmü yer almaktadır.
Konu ile ilgili olarak 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunun 110. maddesinde yer alan yetki kuralında ise; “Motorlu araç kazalardan dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar sigortacının merkez veya şubesinin, veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinin birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” hükmü ile sigortanın merkez ve şubeleri, sigorta sözleşmesini yapan acenta veya kazanın meydana geldiği yerin yetkili kabul edilmiş, İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel şartlarında da aynı hüküm tekrar edilmiştir.
Bir davada birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa davacı bu mahkemelerden birinde dava açma hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa o zaman seçme hakkı davalı tarafa geçmektedir. (aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 23/09/2013 tarih 2013/9042 Esas 2013/12620 Karar)
Somut olayda yukarıda belirtilen yetki kuralları tek tek değerlendirildiğinde; öncelikle HMK’nun 6.maddesi gereğince davalı … şirketinin yerleşim yerinin dosyada mevcut vekaletnameye göre; yerleşim yerinin Sarıyer/İstanbul olduğu anlaşılmıştır.
Bu bağlamda, değinilen yetki kuralları ışığında dosya kapsamına göre; davalı … şirketinin HMK’nın 6. maddesi bağlamında ticaret sicilinde kayıtlı yerleşim yerinin İstanbul Adliyesi yargı çevresinde olduğu tartışmasızdır.
Yine, haksız fiile ilişkin olarak 6100 Sayılı HMK’nın 16. maddesinde yer alan haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi kuralı dikkate alındığında ise; dosyada mevcut kaza tespit tutanağına göre trafik kazası Şanlıurfa ili sınırları içerisinde meydana geldiği anlaşılmakla, kazanın meydana geldiği yer itibariyle yetkili mahkeme ise; Şanlıurfa Mahkemeleridir.
Dava dilekçesine ve ekindeki vekaletnameye göre davacının yerleşim yeri Palandöken//Erzurum olup bu yetki kurallarına göre de davaya bakmaya yetkili Mahkeme; Erzurum Mahkemeleridir.
Diğer taraftan, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110/2. maddesinde düzenlenen yetki kuralı bağlamında dosyamız içerisine duruşmada sunulan ZMMS poliçesi incelendiğinde de; poliçeyi tanzim eden acentenin Şanlıurfa ilinde olduğu görülmekte olup bu yetki kuralı çerçevesinde de Mahkememizin davaya bakmaya yetkili olmadığı ortadadır.
Bu açıklamalardan sonra şubenin bulunduğu yer veya sigorta şirketinin bölge müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu iddia edilebilir ise de; Yukarıda açıklandığı üzere gerek şube gerekse acenteye ilişkin hükümler TTK ve diğer özel kanunlarda açıkça düzenlenmiş olup yasada düzenlenmeyen görev ve yetkilerinin ne olduğu, hangi bölgede bulunduğu bilinmeyen veya varsa adresi, ancak internet üzerinden yapılacak arama ile bulunabilecek, bölge müdürlüğünün bulunduğu yerin yasada düzenlenen şube ve acenteye kıyasla yetkili olarak kabul edilmesi Anayasanın 142. maddesinde düzenlenen mahkemelerin görev ve yetkilerinin ancak kanunla düzenleneceğine ilişkin Anayasa hükmüne açıkça aykırıdır.
Nitekim, konu ile ilgili olarak Yargıtay Hukuk genel Kurulunun 14.03.2018 tarih 2017/17-1092 E- 2018/463 K. sayılı sigorta şirketlerinin bölge müdürlüklerinin bulunduğu yer mahkemelerinin yetkisi ile ilgili olan ilamında da aynı tespitlere yer verilerek başlıbaşına sigorta şirketinin bölge müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemelerinin davaya bakmaya yetkili mahkeme olarak kabul edilemeyeceği sonucuna varılmıştır .
Bu bağlamda, yukarıda değinilen dolayısıyla yukarıda anlatılan yasal hükümlere ve kanunda belirlenen yetki kurallarına göre: davacının yerleşim yeri ile kazanın meydana geldiği yer ile acenteyi düzenleyen yer yetki kurallarına göre yetkili mahkemenin Şanlıurfa ve Erzurum Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemeleri, davalı tüzel kişi sigorta şirketinin yerleşim yeri yetki kuralına göre ise; yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle dava konusu uyuşmazlıkta, 2918 sayılı KTK.nın 110. maddesi ile HMK.nın 14/1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde dava konusu uyuşmazlığın davalının Ankara’da bulunan şubesinin işleminden kaynaklanan bir uyuşmazlık olduğu da iddia ve ispat edilemediğinden, sigorta şirketinin her şubesinin bulunduğu yer Mahkemesinin yetkili olarak kabul edilemeyeceği, davacının kanun ile belirlenen tüm yetki kurallarına uymadan tüm bu yetki kuralları bertaraf edilerek kanunen belirlenen yetkili mahkemelerden hiçbirinde dava açmadığı anlaşılmakla; davalı tarafın yasal süresinde ve usulüne yetki itirazının kabulü ile seçim hakkı davalıya geçtiğinden, davalının seçtiği yer olan İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili Mahkeme olduğu sonucuna varılmakla; davanın yetkiye ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin davaya bakmaya yetkisizliği nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 116/1-a maddesi ile 114/2 m.delaletiyle HMK.115/1 m.gereğince davanın yetkiye ilişkin dava şartı yokluğu gözetilerek USULDEN REDDİNE,
2- HMK 20.m. gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde talepte bulunulması halinde dava dosyasının davaya bakmaya yetkili İstanbul Nöb. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının davacı vekiline ihtarına, (ihtar edildi)
3-Yargılama giderlerinin yetkili Mahkeme tarafından değerlendirilerek karara bağlanmasına, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde HMK 331/2.m. gereğince yargılama giderlerinin dosya üzerinden Mahkememiz’ce karara bağlanmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK’nın 6763 sayılı Kanun ile değişik 341 ve 345.m. gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır