Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/609 E. 2022/549 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/609 Esas – 2022/549
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/609 Esas
KARAR NO : 2022/549
HAKİM …
KATİP : …

DAVACILAR :…
DAVALI :…
VEKİLİ :…
KAYYIM : …

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/12/2012
KARAR TARİHİ : 23/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacılar vekili; müvekkillerinin desteği İrfan’ın kullandığı motosiklete davalı nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigortalı aracın çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında hayatını kaybettiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı eş Sabire için 400 TL, anne ve baba ile çocuklar için ayrı ayrı 100 TL destekten yoksun kalma tazminatının 05.12.2012 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsilini talep etmiş, 23.09.2013 tarihinde harcını tamamlamak suretiyle taleplerini davacı Sabire için 112.832,34 TL, İsa için 20.138,63 TL, Fadime için 11.634,81 TL, Serkan için 9.054,97 TL, Neslihan için 6.708,49 TL, Fadime için 16.002,67 TL, Yakup için 8.797,39 TL’ye yükseltmiştir.
CEVAP :
Davalı sigorta şirketi vekili, davanın reddini savunmuştur.
GEREKÇE :
Dava ZMMS poliçesinden kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı isteminden ibarettir.
Mahkememizce 22/10/2013 tarihinde davanın kabulü ile, davacı Sabire için 112.832,34 TL, İsa için 20.138,63 TL, Fadime için 11.634,81 TL, Serkan için 9.054,97 TL, Neslihan için 6.708,49 TL, Fadime için 16.002,67 TL, Yakup için 8.797,39 TL tazminatın 05.12.2012 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyiz edilmişdir.
Yargıtay 17. HD. nin 23/02/2016 tarih 2014/5760 E. 2016/2124 K. sayılı kararı ile sair temyiz itirazlarının reddi ile “Dava; davacılar murisinin ölümü nedeni ile 6098 sayılı TBK.’nun 53. maddesi gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. 818 sayılı BK.’nun “ceza hukuku ile medeni hukuk arasında münasebet” başlıklı 53. maddesi: “Hakim, kusur olup olmadığına, yahut haksız fiilin failinin temyiz kudretine haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamiyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararıyla da mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez.” hükmünü içermektedir. Hukuk hâkiminin kural olarak ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı olmadığı ancak aynı olay nedeniyle ceza yargılamasında hükme dayanak alınan maddi olgularla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusunda tamamen bağlı olacağı gerek öğreti gerekse de yargısal uygulamada istikrarla kabul edilmektedir. Hal böyle olunca, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır (HGK, 24.12.2014 gün ve 2014/4-846 E., 2014/1091K). Mahkemece kusur yönünden yargılama sırasında alınan ve kazada, davalıya sigortalı aracın dava dışı sürücüsünün %100 oranında kusurlu, müteveffanın ise kusursuz olduğunu bildiren bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, davaya konu kaza ile ilgili olarak … Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/355-2013/135 sayılı dosyasında, taksirle ölüme neden olmak suçundan davalıya sigortalı aracın sürücüsü Mehmet hakkında açılan kamu davasının yargılaması sırasında Adli Tıp Kurumundan alınan rapora göre sanık sürücünün olayda tali, müteveffanın ise asli kusurlu olduğunun belirlendiği, mahkemece bu rapor benimsenerek sanığın mahkumiyetine karar verildiği ve hükmün temyizi üzerine… 12. Ceza Dairesinin 02.03.2015 tarihli ilamıyla onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda; yukarıda anılan yasa hükmü uyarınca hukuk hakimi ceza mahkemesince belirlenen kusur oranıyla bağlı değil ise de; yargılama sırasında makine mühendisi bilirkişiden alınan ve mahkemece benimsenen bilirkişi raporu ile yukarıda anılan ceza yargılaması sırasında alınan Adli Tıp Kurumu raporunda belirlenen kusur durumu yönünden çelişki meydana geldiği açıktır. O halde, mahkemece, ceza dosyası getirtilerek, öncelikle ceza yargılaması ile eldeki davada kusur yönünden meydana gelen çelişkilerin giderilmesi yönünden dosyanın İTÜ veya Karayolları Trafik Fen Heyeti gibi kuruluşlardan oluşturulacak yeni bir uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile ceza dosyasında alınan Adli Tıp Kurumu raporu ile eldeki davada alınan bilirkişi raporu birlikte irdelenerek, tüm dosya kapsamı ile oluş şekline göre tarafların olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ve meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Davalı sigorta şirketi, motosiklet kullanan desteğin kask takmadığı, bu nedenle müterafik kusurlu olduğunu savunmuştur. Desteğin, ölüm nedeni itibariyle kaza sırasında zararın artmasını önleyecek güvenlik tedbiri olan kask takıp takmadığı, takmamış ise bu durumun müterafik kusur oluşturup oluşturmayacağının, yine ceza dosyasındaki bu husustaki maddi olgular da gözetilerek, 818 sayılı BK.’nun 44. maddesi (6098 sayılı TBK. Md. 52) uyarınca tazminattan makul oranda indirim gerekip gerekmediğinin tartışılması ve sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamı doğrultusunda İTÜ’den alınan bilirkişi raporunda davacıların miras bırakanı, plakasız motosikletin kazada vefat eden sürücüsü İrfan Yiğitçe’nin %60, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı araç sürücüsünün %40 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.
06.04.2018 tarihli ek aktüerya bilirkişi raporunda her ne kadar hükme en yakın tarihteki veriler esas alınarak hesaplama yapılması gerekir ise de mahkemece 22.10.2013 tarihli karar davacılar vekili tarafından temyiz edilmediğinden hesaplamanın hükme dayanak yapılan rapor tarihindeki veriler esas alınarak yapıldığı, kusur indirimi dışında yapılacak hesaplama aynı olacağından o hesaplama üzerinden kusur indirimi esas alınarak davacı Sabire için 45.132,94 TL, davacı Neslihan için 2.683,40 TL, davacı Serkan için 3.621,99 TL, davacı Fadime için 4.653,92 TL, davacı İsa için 8.055,45 TL, davacı anne Fadime yönünden 6.401,07 TL, davacı baba Yakup yönünden 3.518,96 TL olmak üzere toplam 74.067,73 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebileceği bildirilmiştir.
Mahkememizce 05/07/2018 tarihli kararı ile davacıların davasının kısmen kabulü ile davacı Sabire için 45.132,94 TL, davacı Neslihan için 2.683,40 TL, davacı Serkan için 3.621,99 TL, davacı Fadime için 4.653,92 TL, davacı İsa için 8.055,45 TL, davacı anne Fadime yönünden 6.401,07 TL, davacı baba Yakup yönünden 3.518,96 TL olmak üzere toplam 74.067,73 TL’nin 05/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay … Hukuk Dairesinin 22/10/2020 tarihli 2019/1949 E. 2020/6055 sayılı kararı ile “6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 52. (818 sayılı BK 44.) maddesi gereğince sürücü murisin kask durumundan dolayı müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı ve tazminattan Dairemiz uygulamalarına göre %20 oranında indirim yapılıp yapılmaması gerektiği hususları tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi için hükmün bozulmasına” karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamı doğrultusunda dosya Adli Tıp Uzmanı bilirkişiye sevk edilerek rapor alınmış. Söz konusu raporda özetle; …’nin, ,,, Cumhuriyet Başsavcılığı Soruşturma Bürosu’nun 01.11.2012 tarih ve 2012 / 1670 Soruşturma Numaralı evrakında ve … Cumhuriyet Başsavcılığı Soruşturma Bürosu’nun 2012 / 1651 Numaralı Olay Yeri Tespit Tutanağında motosiklet kaskına dair bir belge tespit edilemediği, otopsi raporunda saçlı deri tepe kısmında travmaya bağlı flep tarzı derin yaranın, yüz bölgesinde ki kesilerin meydana geldiği, uygun standartlarda bir kaskın murusin kaza sırasında koruyucu ekipman (kask) kullanmadığı kanaatine varılmış olmakla birlikte, …’nin, olay sırasında uygun standartlarda koruyucu ekipman (kask) kullanmış olsa bile kafa bölgesine şiddetli bir travmaya bağlı gelişen kafa tabanı kırığının kask’a rağmen, ölümüne yol açan multiple vücut travması ve kırıkları ile birlikte ölüm nedenlerinden biri olabileceği sonuç ve kanaatine varıldığı mütalaa edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde 30/10/2011 tarihinde … plaka sayılı kamyonet ile davacıların desteğinin sevk ve idaresinde olan plakasız motosikletin karıştığı trafik kazası sonucu desteğin vefat ettiği, … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğu, plakasız motosikletin kazada vefat eden sürücüsü İrfan Yiğitçe’nin %60, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalı araç sürücüsünün %40 oranında kusurlu olduğu, kazada vefat eden sürücüsü …’nin, olay sırasında uygun standartlarda koruyucu ekipman (kask) kullanmış olsa bile kafa bölgesine şiddetli bir travmaya bağlı gelişen kafa tabanı kırığının kask’a rağmen, ölümüne yol açan multiple vücut travması ve kırıkları ile birlikte ölüm nedenlerinden biri olabileceği anlaşıldığından müterafik kusur indirimi yapılmamış olup, denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporundaki hesaplama sonucunda davacı Sabire için 45.132,94 TL, davacı Neslihan için 2.683,40 TL, davacı Serkan için 3.621,99 TL, davacı Fadime için 4.653,92 TL, davacı İsa için 8.055,45 TL, davacı anne Fadime yönünden 6.401,07 TL, davacı baba Yakup yönünden 3.518,96 TL olmak üzere toplam 74.067,73 TL destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebileceği, davalının 2918 sayılı yasanın 99.m.uyarınca 05/12/2012 tarihinde tererrüde düştüğü saptanmakla ticari nitelik taşıyan araçtan dolayı avans faizi uygulanması gerektiği anlaşılmış olup, davanın kısmen kabulüne dair takdiren aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-Davacıların davasının KISMEN KABULÜ ile,
Davacı Sabire için 45.132,94 TL, davacı Neslihan için 2.683,40 TL, davacı Serkan için 3.621,99 TL, davacı Fadime için 4.653,92 TL, davacı İsa için 8.055,45 TL, davacı anne Fadime yönünden 6.401,07 TL, davacı baba Yakup yönünden 3.518,96 TL olmak üzere toplam 74.067,73 TL’nin 05/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara verilmesine,
2-Alınması gereken 5.059,56 TL harçtan peşin ve ıslah ile alınan 650,20 TL harcın düşümü ile kalan 4.409,36 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Peşin ve başvuru ile ıslah harcı olarak alınan 671,35 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davacının dosya, pul, davetiye, yazışma ve bilirkişi ücreti olarak sarf ettiği 4.916,65 TL’nin haklılık oranına göre 1.977,33TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. uyarınca 14.504,65 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde…’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/06/2022
Katip …
¸

Hakim …
¸