Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/6 E. 2022/725 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2021/6 Esas
KARAR NO : 2022/725

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. ……
DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 06/01/2021
KARAR TARİHİ : 30/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacıya ait … plakalı araç ile davalı tarafın sigortalısının sevk ve idaresinde bulunan… Plakalı aracın 04.09.2020 tarihinde çarpışması sonucu meydana gelen maddi hasarlı trafik kazasında müvekkile ait araç maddi hasara uğradığını, kusurun fazlasının davalı tarafın sigortalısına verildiği kazada müvekkilin aracı onarım esnasında değişen ve boyanan parçalar nedeni ile değer kaybına uğradığını, sigorta şirketine bu konuda başvuru yapıldığını ve 4253428 sayılı dosya açıldığını, fakat değer kaybı tazminatının reddedildiğini, davalı … vekili ile yapılan arabuluculuk toplantısında anlaşamama ile sonuçlandığını, meydana gelen kaza nedeniyle değer kaybı zararının hesap edilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalının poliçe kapsamında sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, zorunlu trafik sigortasının bir meblağ sigortası olmayıp bir zarar sigortası olduğunu, söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesi söz konusu olmayıp, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusuru oranında bu gerçek zararın tazmininin esas olduğunu, yeni düzenlemeye göre zarar görenlerin doğrudan dava açma hakkı ortadan kaldırıldığını, dava öncesinde sigorta kuruluşu’na başvuru zorunluluğu getirildiğini, haliye başvurunun tam yapılması gerektiğini, yapılan hasar başvurusunda genel şartlar gereği sunulması zorunlu evraklar sunulmadığını ve davalı şirketçe başvuru sahibine ödeme yapılamadığını, geçerli bir başvuru söz konusu olmadığını, mahkeme huzurunda ikame edilen başvuru anılan dava şartını haiz olmadığından ötürü, ilgili davanın başkaca hiçbir incelemeye gerek duyulmaksızın reddi gerektiğini, motorlu araç kazalarından doğan maddi tazminat taleplerine ilişkin olarak zamanaşımı konusu 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesinde düzenlendiğini, dava konusu trafik kazası anılan zamanaşımı süreleri geçtikten çok sonra açılmış olduğundan zamanaşımı itirazlarımız doğrultusunda davanın reddi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte; davalı şirketin, Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi ve zorunlu mali mesuliyet sigortası (ZMMS) uyarınca, sigortalısının kusuru ile 3. şahıslara verdiği zararı poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğunu, Karayolları Trafik Kanunu’nun 1. maddesi ve Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası uyarınca, sigortalısının kusuru ile 3. kişilere verdiği zararı, yine poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğu da göz önüne alındığında, Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bir bilirkişi ve ayrıca Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesi marifetiyle kusur durumu tespitinin yapılmasının hukuki bir zorunluluk olduğunu, tarafların kusur oranları tespit edilecek ve müvekkilimiz Şirket’in sorumluluğu noktasında tüm gerçekler net bir şekilde ortaya çıkacağını, davacının değer kaybı talebi açısından davalı şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, değer kaybı tespiti aracın kilometresine göre hesaplandığını ve kazaya konu araç kilometresinin 165.000 km’nin üzerinde olması sebebiyle davanın reddi gerektiğini, davacı tarafça, Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/139 E. sayılı dosyası nezdinde meydana gelen trafik kazası neticesinde oluşan değer kaybının tahsili amacıyla dava ikame edildiğini, bu dosya ile birleştirildiğini, davacı tarafça dava ikame edilmeden önce davalı şirkete başvuruda bulunulduğunu, davalı nezdinde hasar dosyası oluşturulduğunu, hasar dosyası kapsamında ekspertiz raporu tanzim ettirildiğini, ekspertiz raporuna göre davacıya ait araçta meydana gelen herhangi bir değer kaybı tespit edilemediğini, kabul anlamına gelmemekle beraber, bir an için söz konusu huzurda görülen davanın haklı olduğu varsayılsa bile, davalı şirketin faizden sorumluluğunun sınırlı olduğunu, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, aleyhimize hüküm kurulması halinde davalı şirketin dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faizle sınırlı olarak sorumlu tutulabileceğini bildirmiş, zamanaşımı def’imiz ve kesin hüküm itirazımız dikkate alınarak haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, dvacıya ait araçta değer kaybına ilişkin herhangi bir hesaplama yapılamayacak olduğundan haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, aleyhe hüküm kurulması halinde dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu tutulmalarına, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin başvurana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; davalının sigortacısı olduğu aracın neden olduğu kazada davacıya ait aracın hasar gördüğü iddiasına dayalı değer kaybı tazminatı istemine ilişkindir
Talep, cevap, davacının sosyo-ekonomik durum araştırması, 04/09/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile davalı … şirketine sigortalı… plakalı araca ait ZMMS poliçe ve hasar dosyasının onaylı-okunaklı bir sureti (varsa hak sahiplerine yapılan bütün ödemeleri gösterir belgeler ile birlikte) ve davacı tarafından hangi tarihte ödeme için başvuru yapıldığına ilişkin evrak, 09/11/2021 tarihli bilirkişi raporu, 01/02/2022 tarihli bilirkişi ek raporu ve 10/05/2022 tarihli bilirkişi ikinci ek raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; öncelikle davanın niteliği gereği özel bir dava şartı olarak düzenlenen arabuluculuk sürecinden tarafların netice alamadıkları anlaşılmıştır.
Tarafların beyan ve iddialarının değerlendirilmesi için dosyamızın kusur ve hasar konusunda rapor düzenlenmek üzere makine mühendisi bilirkişiye tevdi edildiği, 09/11/2021 tarihli bilirkişi raporunun ön rapor niteliğinde olduğu ve bu raporda, dava konusu araçtaki hasarlarla ilgili değişen parçaların neler olduğu, orjinal mi yoksa yan sanayi parçaların mı takıldığı bilgisi dosyada olmadığı için 2. el piyasadaki düşüş miktarı ile ilgili bir değerlendirme yapılamadığı belirtilmiştir.
01/02/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda ise dava konusu araçta daha önce meydana gelen 2 adet kaza hasarları ile ilgili değişen parçaların neler olduğu, orijinal mi yoksa yan sanayi parçaların mı takıldığı bilgisi dosyaya kazandırılmadığı için sadece dava konusu kaza sonucu değişen parçalar ve işçilik toplamı üzerinden yapılan inceleme neticesinde … plakalı araçtaki değer kaybının 12.000,00 TL olacağı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Yukarıda bahsi geçen ek raporu sonrasında mahkememizce Neova Sigorta şirketine müzekkere yazılarak, davacıya ait aracın 08/07/2019 tarihli kaza nedeni düzenlenen 615596 ve 13/04/2019 tarihli kaza nedeni ile düzenlenen 569662 no’lu hasar dosyalarının temin edilmesinin akabinde, alınan 10/05/2022 tarihli bilirkişi ikinci ek raporunda da araçtaki 13.04.2019 ile 08.07.2019 tarihli hasarlarla ilgili dosyaya kazandırılan belgelerden aracın değer kaybına etken olacak arka bagaj kapısının boyanmasından başka herhangi bir duruma rastlanılmadığı, 01.02.2022 tarihinde hazırlanan ek raporda belirtildiği üzere hesap edilmiş olan 12.000,00 TL lik değer kaybında bir değişiklik olmayacağı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı, bilirkişi raporunda tespit edilen 12.000,00 TL dikkate alındığında bakiye kısım için ıslah harcını ikmal ederek ıslah dilekçesini dosyaya ibraz etmiş ve ıslah dilekçesi davalıya tebliğ edilmiştir.
Davalı, davacının ıslah dilekçesine karşı yazılı beyanlarını dosyaya sunmuştur.
Bu nedenlerle; yukarıda bahsi geçen bilirkişi ikinci ek raporu içeriği dikkate alındığında, raporda tespit edilen 12.000,00 TL tutarındaki değer kaybı üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davacıya ait araçta meydana gelen 12.000,00 TL tutarındaki değer kaybına ilişkin meblağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı … şirketinden alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 819,72 TL harçtan peşin alınan 59,30 TL peşin harç ile 204,00 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 263,30 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 59,30 TL başvurma harcı, 59,30 TL peşin harç, 8,50 TL vekalet harcı, 204,00 TL ıslah harcı, 199,00 TL tebligat ve müzekkere gideri, bir bilirkişi ücreti 700,00 TL olmak üzere toplam ‭‭1.230,1‬0‬ TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-6201 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Kullanılmayan gider avansı var ise hükmün kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

30/09/2022

Katip …
E-imzalı.

Hakim …
E-imzalı.