Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/583 Esas
KARAR NO : 2022/250
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
DAVACILAR …
DAVALI : … – …
FERİ MÜDAHİL : …
VEKİLİ : Av. … –
…
DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının Butlanı ve İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 06/10/2021
KARAR TARİHİ : 30/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının Butlanı ve İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin 17/09/2021 tarihli genel kurul toplantısında Ankara …Ticaret Mahkemesinin 14/07/2021 tarih, 2021/187 Esas, 2021/536 Karar sayılı kararı ile Şirketin 2019 yılı olağan genel kurulu toplantısının yapılmasına ilişkin olarak kayyım tayin edildiğini, kararda tayin edilen kayyıma kararda belirtilen gündem ile genel kurul toplantısı çağrısını yapmak ve toplantının icrasını müteakiben gerekli tescil ve ilan işlemlerini yaptırmak üzere yetki verildiğini ancak gündemde yer almasına rağmen belirtilen genel kurul toplantısında yönetim kuruluna üye seçiminin yapılmadığını, davacının yönetim kurulu üyeliğinden azledildiğini ve A grubu pay sahiplerinin esas sözleşmeden kaynaklanan aday önermeye ilişkin imtiyazlar ihlal edilerek önerilen adayların yönetim kuruluna seçilmediğini ve şirkette yönetim kurulu üye tamsayısının esas sözleşmede öngörülen 5 kişiden aşağı düşmesi sebebiyle şirkette organ boşluğu oluştuğunu, toplantı gündeminde yer alan bir gündem maddesinin görüşülmemesi hakkında karar alınacağı düşünüldüğü takdirde bu kararın oy birliği ile alınması gerektiğini, toplantıda genel kurul çoğunluğu tarafından bir üyenin azline yönelik irade ortaya konulurken o kişinin yerine yeni bir üye seçmekten imtina edilmesinin dürüstlük kuralının ihlali olduğunu beyanla dava konusu genel kurul toplantısında alınan (8) numaralı bentteki yönetim kurulu üyesi seçilmemesine, A grubu pay sahiplerinin aday önermeye ilişkin imtiyaz haklarının ihlal edilmesine ilişkin kararın iptali öncelikle icrasının durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı şirkete dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı şirket cevap dilekçesi sunmadığı gibi kendisini vekil ile de temsil ettirmemiştir.
Fer’i müdahale talep eden sunduğu dilekçesinde özetle; müvekkili Şirketin davalı Şirketin % 51 oranında hissedarı olduğunu, HMK 66.maddesi gereğince pay sahibi sıfatıyla davaya feri müdahalede hukuki yararının bulunduğunu beyanla feri müdahale talebinin kabulünü talep etmiştir.
DELİLLER :
-Davalı Şirketin 17/09/2021 tarihli Genel Kurul toplantı tutanağı ve hazirun cetveli
-Ticaret sicil kaydı
-Bilirkişi raporu
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı Şirketin genel kurul toplantısında alınan tüm kararların batıl olduğunun tespiti aksi takdirde terdiden genel kurul toplantısında alınan (8) no’lu yönetim kurulu üyesi seçilmemesine , A grubu pay sahiplerinin aday önermeye ilişkin imtiyaz hakkının ihlal edilmesine ilişkin kararın iptaline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyamız arasına celp edilen davalı Şirkete ait ticaret sicil kaydının incelenmesinde; dosyamız davacılarından …’un 03/07/2019-28/03/2020 tarihine kadar genel müdür olarak şirketi temsile iç yönergede belirtilen şekilde ve sınırlı olarak yetkilendirildiği şirket ortakları olan … ile… şirketi aynı tarihler arasındaki dönemde Şirket müştereken temsil ve ilzama yetkilendirildikleri anlaşılmıştır.
Dosyamız arasına sunulan Ankara …ATM’nin 14/07/2021 tarihli, 2021/187E., 2021/536K. sayılı davalı Şirket 2019 yılına ait genel kurul toplantısına çağrı kararı gereğince dava konusu Olağan Genel kurul toplantısının yapıldığı, öncesinde toplantının gündeminin görevlendirilen kayyım tarafından oluşturularak 25.08.2021 tarih ve 10395 sayılı TTSG’de ilan edildiği sunulan bilgi ve belgelerden saptanmıştır.
Dosyamızda taraf delilleri toplandıktan sonra ticaret mevzuatı alanında nitelikli hesaplama konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmış, dosyamıza sunulan bilirkişi raporunda özetle; Dava konusu olayda davacı pay sahibi … AŞ’nin davalı şirketle aynı işletme konusunda faaliyet gösterdiği ve rekabet içinde bulunduğu anlaşıldığından, bu pay sahibinin adaylığının reddinin haklı sebep teşkil ettiği şeklinde bir değerlendirme yapılabileceği, oybirliği ile karar alma şartının toplantı gündeminde yer alan bir maddenin gündemden çıkarılmasında değil; gündemde olmayan bir hususun gündeme alınarak görüşülmesinde uygulanacağı, Davacı …’un Yönetim kurulu üyesi olarak kendi ibrasına ilişkin olarak oy kullanmadığı, davacının ibrasının 258.750 olumlu oya karşılık 360.000 olumsuz oy ile reddedildiğini, Şirketin diğer yönetim kurulu üyeleri olan dava dışı … …’in ise, 265.000 olumsuz oya karşın 360.000 olumlu oyla ibra edildikleri, TTK’nin 407/2 maddesi gereğince murahhas üyelerin ve denetçinin genel kurula katılmamasının başlı başına iptal sebebi sayılamayacağı, Somut olayda yönetim kurulunun toplanabilmesi için dört Üyenin hazır olması ve hazır bulunanların çoğunluğunun o yönde karar vermesi yeterlidir. Dava konusu olayda dört yönetim kurulu üyesi görev başmda bulunduğundan, toplantı yeter sayısı için zorunlu olan “dört Üye” şartının sağlandığı , bu nedenle de dava konusu genel kurul toplantısında alınan kararların geçersizliğine yol açan bir hukuka aykırılığın bulunmadığı mütalaa edilmiştir.
Dosyamıza sunulan bilirkişi raporu taraf denetimine elverişli ve dosya kapsamına uygun görülmekle yeniden rapor alınmasına gerek görülmemiştir.
Bilindiği üzere; TTK 408/2.b m. Gereğince; “Çeşitli hükümlerde öngörülmüş bulunan devredilemez görevler ve yetkiler saklı kalmak üzere, genel kurula ait aşağıdaki görevler ve yetkiler devredilemez: … b) Yönetim kurulu üyelerinin seçimi, … ve görevden alınmaları”.
TTK m. 364 hükmüne göre ise: “Yönetim kurulu üyeleri, esas sözleşmeyle atanmış olsalar dahi, gündemde ilgili bir maddenin bulunması veya gündemde madde bulunmasa bile haklı bir sebebin varlığı hâlinde, genel kurul kararıyla her zaman görevden alınabilirler.”.
Bu bağlamda, yapılan yargılama ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı Şirket ortakları tarafından davalı Şirket genel kurul toplantısında alınan kararların batıl olduğunun tespiti ve aksi takdirde 8 no’lu bentteki kararın iptali istemi ile dava açılmış ise de; dosyamıza sunulan ve Mahkememiz’ce de benimsenen bilirkişi raporu da gözetildiğinde davacının iddialarının haklılığını kanıtlayamadığı, zira TTK m. 407’de belirtilen en az bir yönetim kurulu üyesinin toplantıya katılma yükümlülüğünün bakanlık temsilcisinin toplantıya katılma yükümlülüğünden farklı olarak düzen hükmü niteliğinde olduğu, öğretide dc anılan hükmün düzen hükmü niteliğinde olduğu, buna uyulmamasının toplantının geçerliliğini etkilemeyeceği kabul edildiği, (bkz. Pulaşlı, Haşan: Şirketler Hukuku Şerhi, C. 1,3. Baskı, s. 917), nitekim Yargıtay … Hukuk Dairesi de, 18.06.2018 tarih ve E. 2016/12403, K. 2018/4469 sayılı kararında aynı hususun kabul edildiği, Görev Sûreleri 27.03*2022 Tarihinde Sona Erecek Olan (O Aşamada Henüz Yönetim Kurula Üyeliğinde Boşluk Oluşmamışken kendileri yerine seçim yapılmamasının şirkette görevi devam eden 4 yönetim kurulu üyesinin varlığı da gözetildiğinde ana sözleşme hükümleri gereğince organ boşluğu oluşturmayacağı, bu nedenle de alınan kararın başlıbaşına kararın hukuka aykırılığını ve geçersizliğinin kabulü gerektirmediği , 8 no’lu gündem maddesi ile davacı pay sahibi … AŞ’nin boşalan Yönetim kurulu üyeliğine aday gösterilmesi üzerine adaylığının reddi kararının da … A.Ş.’nin davalı şirketle aynı işletme konusunda faaliyet gösterdiği ve rekabet içinde bulunduğu dikkate alındığında; davalı Şirketin hak ve menfaatleri ile ana sözleşme hükümlerine de uygun olduğu , bu itibarla da dava konusu genel kurul kararları birlikte değerlendirildiğinde sözkonusu kararların butlan veya iptalini gerektiren geçersizliği sebeplerinin kanıtlanamadığı anlaşılmakla; haklılığı kanıtlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı maktu 80,70-TL davacı tarafından peşin yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40-TL harcın davacıdan alınarak Maliye Hazinesine gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince maktu 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; davacı vekili ile feri müdahil vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/03/2022
Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza