Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/561 E. 2022/168 K. 10.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/561 Esas
KARAR NO : 2022/168
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACILAR : 1- … – …
2- … – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – … …
3- … – … …
4- … – … …
VEKİLİ : Av. … -…

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/09/2021
KARAR TARİHİ : 10/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/03/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE İSTEK :
Davacılar vekili dilekçesinde özetle; müvekkilleri aleyhine Ankara … Müdürlüğü’nün 2018/8447 sayılı dosyasından kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlatıldığını, bu icra takibinin alacaklısı olan …’in vefat etmiş olduğunu ve mirasçıları olan davalılar tarafından alacaklı sıfatıyla icra dosyasının takip edildiğini, davaya konu olan senet (icra takip dosyası) gerçek bir borç ilişkisini ihtiva etmediğini, iş bu senedin borçluları, davacı müvekkiller baba ve oğul olduğunu, senedin alacaklısı merhum … ise o tarihlerde müvekkil davacıların dünürü ve kayınpederi olma durumunda olduğunu, davacı müvekkil …’in oğlu diğer davacı … boşanma davası devam ettiği için senet alacaklısı merhum … ‘in kızı (davalılardan …) ile resmi olarak evlenememiş ve boşanma davasının uzaması resmi nikah işlem sürecini uzatıldığını, davaya konu olan ve gerçek bir borç ilişkisini ihtiva etmeyen senedin düzenleme tarihi 29.04.2017 tarihi olup, davacı müvekkil …’in oğlu diğer davacı müvekkil … ile senet alacaklısı merhum …’in kızı davalılardan … arasında anlaşmazlık çıkınca, düzenleme tarihinden 1 yıldan fazla bir süre sonra iş bu senet 16.07.2018 tarihinde icraya konulduğunu, davaya konu senet taraflar arasındaki dünürlük ,aile kurma düşüncesi nedeniyle senet alacaklısı merhum …’in ısrarlı talebiyle ve müvekkillerinin iyiniyetli olarak verdiklerini, karşı tarafın işbu senet halk diliyle ifade edecek olursak bir nevi başlık parası olarak algılandığı için tahsil yoluna gidildiğini, başlık parası hukuken geçerli bir borç ilişkisini ortaya çıkarmadığını ileri sürerek, davaya konu icra takibinin dayanağı senedin hukuken geçerli bir borç ilişkine dayanmaması, kamu düzenine ,ahlaka,kişilik haklarına aykırı niteliği ortada iken sırf davacı … ve davalı …’in kavgalı şekilde ayrılması nedeniyle icraya konulmasının açıkca kötüniyeti ortaya koyduğunu, bu nedenle takip miktarının % 20 sinden az olmamak üzere davalıların müştereken kötüniyet tazminatına mahkum edilmelerini, davaya konu senet, Ankara … Müdürlüğü’nün 2018/8447 sayılı dosyası ile icraya konulmasına müteakip müvekkil davacının maaşına haciz konulmuş bugüne kadar kesintiler yapıldığını, davalılar hukuken geçerli bir borç ilişkisine dayanmayan senet nedeniyle haksız olarak müvekkil davacı … aleyhine sebepsiz zenginleştiğini, dava açtığımız tarihe kadar müvekkil davacı …’den yapılan kesintilerin icra müdürlüğüne müzekkere yazılarak hesaplanmasını ve istirdat davası görülerek tarafımıza geri ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Davalılar vekili dilekçesinde özetle; icra takibinin dayanağı belgenin İİK. nun 68/1 maddesindeki kayıtsız şartsız mücerret borç ikrarını içeren senet olduğunu, senet nitelikleri itibariyle kambiyo senedi vasfında bulunmakta olup davacılar tarafından imzalanan bu senedin tartışmaya açılmasına olanak bulunmadığını, kendine has özelliği olan borç senedine taraf olmayı davacılar kabul etmediğini, senet üzerinde görülen miktar borçlunun üzerinde olup tahsili lazım geldiğini, İspat yükü davacıda olup, İİK.169/a maddesinde belirtilen belgelerle de borca itiraz ispatlanamamış, senedin ödendiğine dair bir bilgi, belge de sunulmadığını, davacıların diğer beyan ve delillerini de kabul etmediğini ve tanık dinlenmesine muvafakat etmediklerini, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLER
Ankara … Müdürlüğü’nün 2018/8447 sayılı dosyası
Ankara … Mahkemesi’nin 01.12.2020 kesinleşme tarihli 2019/404 E. 2019/644 K.sayılı ilamı
Batman …Asliye Ceza Mahkemesi 2019/776 E. 2020/431 K. Sayılı dosyası ilamı
Batman …Asliye Ceza Mahkemesi 2018/543 E. 2019/2489 K. Sayılı dosyası ilamı
Ankara …Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/913 E. 2019/1028 K. Sayılı dosyası ilamı
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2018/145484 Sor. nolu dosyası
DELİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Davalı Asil … duruşmada, babasının böyle bir para alacağı olmadığını, dava konusu senet verilme olayının ailelerinde adet olduğunu, düğünden önce nikahsız evlilik olduğu için söz konusu açık senet alındığını belirtmiştir.
Davalı Asil … duruşmada, babalarının borç para verdiği için söz konusu senet alındığını, kız kardeşi olan Davalı …’in söylemlerinin hatalı olduğunu, kendisi şahitlik yapması için para talebinde bulunduğunu, kabul etmediği için karşı tarafla anlaştığını, bugün karşı tarafla anlaştığı için böyle bir beyanda bulunduğunu davalı … ile 10 yıldır görüşmediklerini belirtmiştir.
Davalı … duruşmada, kızı … ile 10 yıldır görüşmediklerini, olay öncesinde evlerinin satıldığını parasını daha sonra davacı olan eski damadına verdiklerini bunun karşılığında da senet aldıklarını, şahitlik yapması için davalı … para talebinde bulunduğunu, kabul etmedikleri için karşı tarafla anlaştığını, bugün o nedenle bu şekilde beyanda bulunduğunu belirtmiştir.
İddia, savunma, deliller ve tüm dosya kapsamından; dava, kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Davanın yasal dayanağı İİK.nun 72.maddesi olup, borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Menfi tespit davalarında kural olarak ispat yükü davacıya aittir. Talep halinde ve yasal şartların bulunması durumunda ayrıca inkâr tazminatına hükmedilir.
Davacılar, ahlak ve adaba aykırı olan senedin geçersiz olması nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve ödedikleri kesintilerin istirdatına karar verilmesi için eldeki davayı açmıştır. Davalı taraf senede karşı tanık dinlenemeyeceğini öne sürerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Dava, niteliği itibarıyla menfi tespit talebine ilişkin olduğundan ispat yükü davacıdadır. Davacı senetten dolayı borçlu olmadığını, senedin ahlak ve adaba aykırı bir amaca ulaşmak için düzenlendiğini ve geçersiz olduğunu kanıtlamak zorundadır.
Davaya konu icra takibine konu senet davalıların mirasbırakanı lehine düzenlenmiş olup, davalılar kıymetli evrağa mündemiç olan hakkı, miras hukuku prensipleri gereği elbirliği mülkiyeti çerçevesinde kullandıklarından, icra takibinde alacaklı yanda maddi anlamda mecburi takip arkadaşı konumundadır (ATALI, Murat/ERMENEK, İbrahim, ERDOĞAN, Ersin; İcra ve İflâs Hukuku, 4. Baskı, Ankara, 2021, s. 88). Bunun yanında, davalı alacaklılar açısından senede konu olan hak bölünemediğinden ve hakkın elbirliği mülkiyeti çerçevesinde birlikte kullanılması sonucu, aynı zamanda menfi tespit davasında, davalı yanda maddi anlamda mecburi dava arkadaşlığı da söz konusudur.
Maddi anlamda zorunlu dava arkadaşlarının yapmış oldukları taraf usul işlemlerinin diğerlerine etkisinin somut olayda değerlendirilmesi gereklidir. Genel kabul gören görüş, dava konusu hak üzerinde tasarruf sonucunu doğuracak işlemler (feragat, kabul ve sulh) ile vakıaların ikrarının (HMK, m. 188), bütün dava arkadaşları tarafından birlikte gerçekleştirilmesi gereklidir (ATALI, Murat/ERMENEK, İbrahim/ERDOĞAN, Ersin; Medeni Usul Hukuku, 4. Baskı, Ankara, 2021, s. 238).
Bu açıklamalar ışığında, davalılardan Asil …’in ‘’babasının böyle bir para alacağı olmadığını, dava konusu senet verilme olayının ailelerinde adet olduğunu, düğünden önce nikahsız evlilik olduğu için söz konusu açık senet alındığı’’ şeklinde beyanının diğer davalılarca ayrıca ve açıkça kabul edilmemesi sonucu, tasarruf niteliğindeki ikrarı içerir beyanın maddi anlamda zorunlu dava arkadaşı olan davalıların tümü tarafından yapılmamış olması karşısında sonuca etkili olmadığı ve diğer davalılara sirayet etmediği değerlendirilmiştir. Senedin veriliş gayesinin farklı olduğunu belirterek ispat yükü üzerinde olan davacının vakıasını mevcut deliller ile ispat edememesi ve yemin deliline de ayrıca ve açıkça dayanmamış olması karşısında yemin delili hatırlatılmamış, dava açmasında kötniyeti ispat edilemediğinden davalılar lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmemiş, davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM; gerekçeli yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalılar vekilinin tazminat talebinin reddine
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 4.269,38 TL harcın düşümü ile arta kalan 4.188,68TL harcın istek halinde davacılara iadesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
4-Davalılar kendilerini vekille temsil ettiğinden A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 25.950,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılara ödenmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 10/03/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸