Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/530 E. 2022/29 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/530 Esas
KARAR NO : 2022/29
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : Menfi Tespit (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/09/2021
KARAR TARİHİ : 20/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/01/2012

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkil … ile davalı arasında taşınmazın yapımı hususunda bir sözleşme imzaladıklarını, bu sözleşme gereği müvekkilin işinin karşılığı olarak 167.000 TL ödeneceğinin belirlendiği, bu kapsamda davalı tarafından müvekkile 26.07.2020 tarihinde 18.000 TL, 05.08.2020 tarihinde 22.000 TL ödeme yapıldığını, Ardından sözleşmede müvekkilin eşi olan …’a ait ıban numarasına çeşitli zamanlarda toplamda 78.160,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin kendi üzerine düşen edimlerini yerine getirdiğini, müvekkilin davalıdan 48.840,00 TL alacağı bulunmasına rağmen, davalı tarafından müvekkil … aleyhine Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/9997 E. Sayılı 30.000 TL bedelli kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, bahse konu senetin müvekkil tarafından iş sahibine teminat olarak verildiğini, müvekkilin eşi … aleyhine başlatılan Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün 2021/9999 E. Sayılı icra dosyası ile başaltılan icra takibi eksik yapılan işler nedeniyle başlatıldığı iddia edilmiş ve müvekkil tarafından 46.820,00 TL ödemek suretiyle kapatıldığını, davalı tarafından iddia edildiği gibi eksik yapılan işlerden ötürü halihazırda Ankara … İcra Müdürlüğü’nün 2021/9999 E. Sayılı icra dosyası ile takip başlatılıp tahsilat yapılmışken iş sahibine güvence olarak verilen senedin icra takibine konu edilmesi tamamen kötü niyet göstergesi olduğunu, İş bu sebeple müvekkillerin davalıya herhangi bir borcunun olmadığının tespiti, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun başlatılan icra takibinin iptali ile davalının % 20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatı ödemesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Davalı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacıyı köy çevresinde birçok kişinin evini güzel bir şekilde yapması nedeniyle müteahhit olarak kabul ederek, dava dilekçesindeki ekteki sözleşmeyi imzaladıklarını, müvekkilimin maddi durumu iyi olduğundan her ne kadar yapım işi anahtar teslim olarak anlaşılsa da davacının talepleri ve müvekkilimin de iyi niyeti dolayısıyla müvekkilim parça parça davacıya ödeyeceği miktarları iş devam ederken direkt muhataplarına ödendiğini, müvekkil tarafımıza davacı ve eşinin imzaladığı dava dilekçesi ekindeki sözleşmeye dayanarak ilamsız takip yapmamızı ve davacının imzaladığı senedi icraya koymamızı talimat vermiş ve Ankara ….İcra Müdürlüğü 2021/9997 ve 2021/9999 esas sayılı icra takipleri yapılmış olup 2021/9999 dosyasını davacı taraf ödeyerek kapattığını, fakat sözleşmeye dayalı davaya konu takip henüz devam etmekte olduğunu, bu takibe devam etmelerinin sebebi de hem müvekkilin yaptığı ödemeler hem de davacının müvekkilin evinin %70ini yapıp yarıda bırakması olduğunu, bu nedenle haksız yere menfi tespit davası açan davacı hakkında borç miktarının %20sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesi ve davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
İnşaat sözleşmesi,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kambiyo senedine dayalı icra takibi nedeni ile menfi tespit istemine lişkindir.
Davacı vekili duruşmada bahse konu teminat senedinin eser sözleşmesi kapsamında verildiğini belirterek dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili de duruşmada icra takibine konu senedin eser sözleşmesinin teminatı olarak alındığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesinde yer alan maddi ve hukuki olgular dikkate alındığında; dava konusu menfi tespit istemine dayanak ve icra takibine konu edilen bononun taraflar arasındaki eser sözleşmesi ilişkisi nedeni ile dosyamız davacısı borçlu tarafından tanzim edilerek davalıya verildiği çekişmesizdir.
Bu bağlamda, öncelikle davanın her aşamasında re’sen de gözetilmesi gereken görev olgusunun değerlendirilmesi gerekmektedir
Bilindiği üzere; 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun 6. maddesi ve 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, genel görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Asliye ticaret mahkemeleri ise; özel mahkeme niteliğindedir.
01.07.2012 tarihnde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5’inci maddelerinde ticari dava düzenlenmiş olup TTK’nın 4. maddesine göre bir davanın ticarî dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin tarafların her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunu veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesince bakılacağı yönünde bir düzenleme bulunması (mutlak ticari dava olması) gereklidir. Aynı Kanun’un 5’inci maddesinde ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği ve Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin de görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/II. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticarî iş sayılan işin, diğeri için de ticarî iş sayılması, davanın niteliğini ticarî hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticarî dava sayılan davalar haricinde, ticarî davayı ticarî iş esasına göre değil, ticarî işletme esasına göre belirlemiş olup işin ticarî nitelikte olması veya sayılması, davanın ticari dava olarak kabulü için yeterli değildir.
Bu bilgiler ışığında tüm dosya kapsamı ve tarafların iddia ve savunmaları birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu bononun illetten mücerret olarak düzenlenmediği, aksine taraflar arasındaki temel borç ilişkisi niteliğindeki eser sözleşmesi kapsamında tanzim edilerek davalıya verildiği sabittir. Diğer taraftan, davanın taraflarının tacir olduğu ve bononun tarafların ticari işletmelerini ilgilendiren bir borç nedeni ile düzenlendiği yönünde bir iddia ve delil dosyamızda mevcut bulunmamaktadır. Nitekim tarafların tacir sıfatının araştırılması için Esnaf ve Sanatkarlar Odası, Ticaret Odası ile Vergi dairesine yazılan müzekkerelere gelen cevaplardan da anlaşılacağı üzere tarafların tacir olmadığı da net olarak anlaşılmıştır. Bu durumda, tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre somut uyuşmazlıkta Mahkememiz görev alanında olan nispi ya da mutlak nitelikteki bir ticari dava mevcut olmadığından, davada görevli mahkeme, Asliye Ticaret Mahkemesi değil, genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesidir.
Açıklanan nedenlerle; emsal nitelikteki Yargıtay …H.D. Başkanlığı’nın 02/06/2015 tarih, 2015/3985E.-8195K. ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlığı’nın ….H.D. Başkanlığı’nın 04/02/2021 tarih, 2018/3245E.,2021/197K. sayılı ilamları da gözetildiğinde davaya bakmaya Mahkememizin değil; Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşılmakla; göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c.m. delaleti ile 115/2 .m. gereğince davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115. m. gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2-)HMK 20.m. gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde bulunulması halinde dosyanın davaya bakmaya görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının davacı vekiline ihtarına, (ihtarat yapıldı)
3-)Yargılama giderlerinin davaya bakmaya görevli Mahkeme tarafından değerlendirilmesine, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde HMK 331/2.m. gereğince talep halinde yargılama giderlerinin Mahkememiz tarafından karara bağlanmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/01/2012

Katip …
¸

Hakim …
¸