Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/520 E. 2022/253 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/520 Esas
KARAR NO : 2022/253

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … -…

DAVA : Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
DAVA TARİHİ : 03/07/2014
KARAR TARİHİ : 31/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/04/2022

Mahkememizin yukarıdaki esasına kayden açılan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili Av…. … sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan 2013 yılı içerisinde ticari cari kredi kullandığını, müvekkiline ait hesapların daha sonra incelenmesi sırasında davalı bankanın müvekkilinden çeşitli tarihlerde komisyon, BSMV, kredi tahsis ve değerlendirme ücreti adı altında farklı miktarlarda kesintiler yaptığını, ancak kredi sözleşmesinin imzalanması sırasında ya da sonrasında müvekkilinden tahsil edilen bu bedellere ilişkin herhangi bir görüşme ya da bildirimde bulunulmadığını, bu nedenle sözkonusu kesintlerin hukuken haksız şart niteliğinde olduğunu beyanla fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla 11.176,59-TL kesinti alacağının ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kesintilerin davacı ile müvekkili arasında imzalanan kredi sözleşmeleri uyarınca yapıldığını, sözleşmenin 83. maddesinde bu hususun açıkça kararlaştırıldığını, davacının tacir olduğunu, öte yandan müvekkilinin TTK’nun 22.madde uyarınca ücret isteyebileceğini beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER :
1-Taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi ve ekleri.
2-Dava konusu kesintilere ait bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi uyarınca davacıdan hukuka aykırı olarak tahsil edildiği ileri sürülen komisyon, BSMV, kredi tahsis ve değerleme ücreti kesinti alacağının davalı bankadan istirdaden tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 16/11/2015 tarihli kararında; iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında 19/02/2013 tarihinde 2.000.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin 9.19 maddesine göre geri ödeme tablosunda davalının davacıya kullandıracağı taksitli ticari krediler ile ilgili olarak tahsil edeceği her türlü faiz, komisyon ve tüm masrafları açıkça belirtmesi gerektiği, ibraz edilen geri ödeme planında taksit tutarı, anapara, faiz ve BSMV tutarları mevcut olmakla birlikte komisyon veya masraf alındığına dair herhangi bir ibare, miktar bulunmadığı, geri ödeme planının sözleşmenin eki olduğu, sözleşme hükümlerinin TBK 20/1. maddesinde tanımlanan genel işlem koşulları niteliği taşıdığı, davalı her ne kadar yaptığı iş karşılığı ücret talep edebilir ise de alınan masraflar karşılığı hangi işlemi yaptığı ve bunun miktarını açıklamak zorunda olduğu, davalının davacıdan 2013 yılı içerisinde parça parça olmak üzere toplam 13.710,36 TL komisyon, komsiyon BSMV’si adı altında kesintiler yaptığı, bu kesintilerin haksız olup dürüstlük kuralına da aykırı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, taleple bağlı kalınarak 11.176,59 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsiline karar verilmiştir.
Mahkememiz 16/11/2015 tarihli kararının davalının vâki temyiz başvurusu üzerine Yargıtay ….H.D. Başkanlığı’nın 23/01/2018 tarih, 2016/13088E., 2018/563K. sayılı ilamı ile genel işlem şartları yönünden denetim yapılması gerektiğinden bahisle bozulmakla Mahkememiz’ce usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, bozma ilamı doğrultusunda genel işlem koşulları denetimi yapıldığı, taraflar arasındaki sözleşmenin 83. maddesinde yer alan hükmün davalı banka tarafından tek taraflı olarak düzenlenen, davacı yanın içeriğine müdahale etme imkanı bulunmadığı ve davalı banka ile müzakere etmeden kabul etmek durumunda olduğu bir sözleşme hükmü olduğu, bu niteliği itibariyle genel işlem koşulu niteliğinde bulunduğu, bu nedenle anılan hükmün 6098 sayılı TBK’nın 21. maddesi delaletiyle uygulanması gereken 22. maddesine göre yazılmamış sayılması gerektiğinden, bankanın yaptığı kesintilerin açıkça hukuki dayanaktan yoksun hale geldiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememiz 09/01/2020 tarihli kararının davalının vâki temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 11.H.D. Başkanlığı’nın 21/06/2021 tarih, 2020/6689E., 2021/5231K. sayılı ilamı ile davalı banka tarafından sözleşmenin imzalanmasından önce davacıya bilgilendirme formu verilmiş olup, davacının imzasını havi bilgilendirme formunda, genel kredi sözleşmesinin 6. maddesinin banka tarafından alınacak masraflara ilişkin olduğu ve aleyhe hükümler içerdiği belirtildiğini, bilgilendirme formunda atıf yapılan genel kredi sözleşmesinin 6.1 maddesi ise, bankanın genel kredi sözleşmesinin ekinde yer alan kredi komisyon listesinde belirtilen oranlarda komisyon alabileceği hükmünü haiz olduğunu, sözleşme ekinde, “Ticari Kredi Komisyonları” başlığını taşıyan ve banka tarafından alınacak masrafların gösterildiği bir liste olduğu ve listenin davacı şirketin imzasını taşıdığı görüldüğünü, Bu hale göre, belirtilen sözleşme hükmünün taraflar arasında müzakere edilerek sözleşmeye konulduğunun kabulü gerektiği, bu itibarla, mahkemece, bilirkişi incelemesi yaptırılarak, bankanın tahsil ettiği masrafların sözleşme ekindeki listeyle uyumlu olup olmadığının denetlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmakla Mahkememiz’ce usul ve yasaya uygun bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce bozma ilamına uyularak alınan bilirkişi raporunda ise; davacının iade talebine konu ettiği tutarlardan, 842,42TL, 359,45TL, 377,88 TL, 7,46 TL’nin 7,08 TL, 1.314,90 TL’nin 1.248,79 TL, 1.250,77 TL’nin 1.187,88 TL, davacı şirkete kullandırılmış olan borçlu cari hesap kredilerinin %5’ine denk gelen BSMV tutarlarından ibaret olduğu, söz konusu %5 oranının yasa ile belirlenmiş bir oran olduğu ve taraflar arasında akdedile sözleşmenin 5.2. maddesi uyarınca davacı şirkete yansıtıldığı belirlendiğini, iade talebine konu tutarlardan, 7.50TL, 1.322,25TL, 1.257,75TL, borçlu cari hesap şeklinde kullandırılan krediler için her 3 ayda bir hesaplanan faiz tutarına esas adat üzerinden % 2 oranında tahakkuk ettirilen komisyon tutarı olup, bu oran sözleşme eki liste ile uyumlu olduğunu, borçlu cari hesap şeklinde kullandırılan kredilerden her 3 ayda bir tahakkuk eden faizle birlikte faize esas adat rakamı üzerinden ayrıca genelde % 2 oranına denk gelecek şekilde komisyon tahakkuk ve tahsil edilmesi uygulaması, istisnasız tüm Bankalarda uygulama alanı bulan, bu bağlamda Bankacılık sektöründe yerleşik hale gelmiş bir ticari teamül olduğunu, iade talebine konu tutarlardan Taksitli Ticari Kredi Komisyonu davacı şirkete 27.11.2013 tarihinde 500.000,00 TL tutarında taksitli ticari kredi kullandırıldığını, sözleşme eki listeye göre taksitli ticari krediler için % 2 oranında komisyon alınacağı düzenlendiğini, sözleşme eki listede yer alan orana göre yapılması gereken kesinti tutarı ( 500.000,00 * 0,02=) 10.000,00 TL olması gerekirken yapılan kesinti tutarı kredinin ( 400,00/500.000=) %0,08 (onbinde 8) olarak gerçekleştirildiğini, buna göre, taksitli ticari kredi için yapılan kesinti sözleşme eki listede belirtilen oranla uyumlu olduğunu, kredi tahsis ve değerlendirme ücreti, sözleşme eki listede limit üzerinden devresel ( her 3 ayda bir) % 2.50 oranında Kredi Tahsis ve Değerlendirme Ücreti tahsil edileceği öngörüldüğünü, davacı şirkete açılan kredi limiti 2.000.000,00 TL olup buna göre her 3 ayda bir tahsili gereken Kredi Tahsis ve Değerlendirme Ücreti ( 2.000.000,00 * 0,025=) 50.000,00 TL olup, tahsil edilen Kredi Tahsis ve Değerlendirme Ücreti toplamı ( 790 + 1500 +1500) 3.790 TL’dir. Bu tutar ise, kredi limitinin (3.790,00/2.000.000,00=) 0,001895’ine denk gelmektedir. Buna göre, yapılan kredi tahsis ve değerlendirme ücreti sözleşme eki listede yer alan oranın altında gerçekleştiği mülaa edilmiştir.
Bu bağlamda, toplanan deliller ve Yargıtay bozma ilamı ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı Şirket ile davalı arasında 19/02/2013 tarihinde 2.000.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesi akdedildiği, davalı bankanın davacı kredi borçlusundan dava konusu toplam 13.710,36 TL komisyon, komsiyonun BSMV’si adı altında kesinti alacaklarını tahsil ettiği sabit ve dosya kapsamında çekişmesizdir.
Bilindiği üzere; genel işlem şartları, sözleşme taraflarından birinin, ileride kuracağı sözleşmelerde karşı âkidine değiştirmeden kabul edilmek üzere sunma niyetiyle, önceden, tek yanlı olarak saptadığı sözleşme koşullarıdır. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere, genel işlem şartlarının varlığını kabul edebilmek için bazı unsurların gerçekleşmiş olması aranır. Genel işlem şartları kural olarak bir sözleşmenin içeriğini düzenlemek üzere hazırlanırlar ve bu faaliyet tek taraflı olarak sözleşmenin kurulmasından önce gerçekleşir. Amaç, birden fazla sözleşme ilişkisinde kullanılacak şartları saptamak ve bunları karşı âkidin müdahalesine imkan tanımadan bir kül olarak sözleşmeye dahil etmektir. Bu şartların nasıl hazırlandığı, kağıda dökülüp dökülmediği, yazı türü, metnin sözleşme metnine dahil olup olmadığı gibi hususlar genel işlem şartı nitelendirmesi açısından önem taşımaz. Genel işlem şartlarının varlığını kabul edebilmek için karşı âkidin bunların içeriğine etki edememiş olması gerekir.
Konu ile ilgili olarak 6098 sayılı TBK’nın 21.m. gereğince; “Karşı tarafın menfaatine aykırı genel işlem koşullarının sözleşmenin kapsamına girmesi, sözleşmenin yapılması sırasında düzenleyenin karşı tarafa, bu koşulların varlığı hakkında açıkça bilgi verip, bunların içeriğini öğrenme imkânı sağlamasına ve karşı tarafın da bu koşulları kabul etmesine bağlıdır. Aksi takdirde, genel işlem koşulları yazılmamış sayılır.”
6098 sayılı TBK’nın 22.maddesine göre; ” Sözleşmenin yazılmamış sayılan genel işlem koşulları dışındaki hükümleri geçerliliğini korur. Bu durumda düzenleyen, yazılmamış sayılan koşullar olmasaydı diğer hükümlerle sözleşmeyi yapmayacak olduğunu ileri süremez.”
Aynı Kanunun Madde 23.maddesine göre ise; “Genel işlem koşullarında yer alan bir hüküm, açık ve anlaşılır değilse veya birden çok anlama geliyorsa, düzenleyenin aleyhine ve karşı tarafın lehine yorumlanır.”
Yine, TBK’nın 25.m. gereğince; “Genel işlem koşullarına, dürüstlük kurallarına aykırı olarak, karşı tarafın aleyhine veya onun durumunu ağırlaştırıcı nitelikte hükümler konulamaz.”
Değinilen yasal düzenlemeler bağlamında Taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi imzalanmasından önce davalı banka tarafından davacıya bilgilendirme formu verilmiş olup, davacının imzasını havi bilgilendirme formunda, genel kredi sözleşmesinin 6. maddesinin banka tarafından alınacak masraflara ilişkin olduğu ve aleyhe hükümler içerdiği belirtilmiştir. Bilgilendirme formunda atıf yapılan genel kredi sözleşmesinin 6.1 maddesi ise, bankanın genel kredi sözleşmesinin ekinde yer alan kredi komisyon listesinde belirtilen oranlarda komisyon alabileceği hükmünü haizdir. Sözleşme ekinde, “Ticari Kredi Komisyonları” başlığını taşıyan ve banka tarafından alınacak masrafların gösterildiği bir liste olduğu ve listenin davacı şirketin imzasını taşıdığı görülmüştür. Bu açıklamalar çerçevesinde belirtilen genel kredi sözleşme hükmünün genel işlem koşulu niteliğinde olmadığı taraflar arasında müzakere edilerek sözleşmeye konulduğunun kabulü gerekir.
Az yukarıda açıklanan açıklamalar çerçevesinde sözleşme ekinde, “Ticari Kredi Komisyonları” başlığını taşıyan ve banka tarafından alınacak masrafların gösterildiği bir liste olduğu ve listenin davacı şirketin imzasını taşıması nedeniyle genel kredi sözleşmesinde yer alan düzenlemenin davacının sözleşme imzalamadan önce bilgilendirilmiş olması nedeniyle genel işlem koşulu niteliğinde olmadığı taraflar arasında müzakere edilerek sözleşmeye konulduğu, bu kapsamda alınan bilirkişi raporunda da davalı tarafından yapılan kesintilerin sözleşme eki listede yer alan oranlarla uyumlu olması sebebiyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin alınan 190,90 TL harcın düşümü ile fazladan alınan 110,20 TL harcın istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak davacıya iadesine,
4-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/03/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸