Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/475 E. 2022/1011 K. 23.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.

4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2021/475 Esas
KARAR NO : 2022/1011

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : 2- … – … …
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/08/2021
KARAR TARİHİ : 23/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 13/08/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle, dava dışı iflas nedeniyle tasfiye halindeki … Nolu dosyası ile 143.482,61 TL’lik kambiyo senetlerine (çek, poliçe ve emre muharrer senet) özgü haciz yolu ile icra takibi başlattığını, bu dönemde müvekkilinin, eski eşi ile boşanma sürecinde olduğunu ve adresine yapılan tebligatların, eşi ile ayrı yaşamaları sebebiyle o adreste bulunmadığından kendisine ulaşmadığını, bu nedenle 5 günlük itiraz süresini kaçırdıklarını, 19.03.2018 tarihinde dosya alacağının, … tarafından temlik alındığını, dosyaya yenileme talebi gönderildiğini ve 20.03.2018 tarihinde dosyanın 2018/3498 yeni Esas numarasına kaydedildiğini, alacaklının, 28.06.2018 tarihli talep dilekçesi ile müvekkilinın çalışmakta olduğu İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Mesleki ve Teknik Eğitim Okulları olan işverenine maaş haczi konulmasını talep ettiğini ve buna binaen müvekkilinin maaşına haciz konulduğunu, birden çok icra dosyası ile ilgili kesinti olduğundan, … sayılı dosyasının 5.sırada olduğu bilgisi verildiğini, nihayetinde, 2021 yılının Mayıs ayında müvekkilinin maaşından … dosyası nedeniyle yapılan kesintinin ardından, müvekkilinin bu icra dosyasından haberdar olduğunu, müvekkilimin maaş haklarından yapılan kesintilerin halen devam ettiğini, …VARLIK YÖNETİMİ A.Ş, … sayılı dosyasında alacaklı sıfatında olduğunu, 16 Mayıs 2020 CUMARTESİ tarihli ve 31129 Nolu Resmi Gazetede görüleceği üzere, tüm hak, alacak, borç ve yükümlülükleriyle … VARLIK YÖNETİMİ A.Ş.’ye devir olması sebebiyle,… Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmelik kapsamında Şirket Faaliyet İzninin iptal edilmesi ile terkin edildiğini, … YÖNETİMİ A.Ş’nin tüm hak, alacak, borç ve yükümlülükleriyle … Ş.’ye devir edildiğini, müvekkili aleyhinde yapılan takibe dayanak 01/12/1999 düzenlenme tarihli, 14.11.2008 vade tarihli bono çıplak gözle incelendiğinde ilk olarak görüldüğü üzere, bononun tutar kısmına rakamla ”250.000.000” yazılmışken, yazıyla ”ikiyüzellimilyar” yazıldığını ancak bononun rakamla yazılan kısmına, sonradan oynama yapılarak üç sıfır ilave edildiğini, 250.000 rakamından sonra YTL yazısı varken, YTL’nin 3 sıfır ilavesi ile 250.000.000 haline dönüştürülmüş olduğunun açıkça görüldüğünü, … sayılı dosyasında da belgeler içerisinde yer alan, diğer takip borçlularından … tarafından yapılan borca itiraz ve şikayeti neticesinde görülen,.. 25.10.2011 tarihli kararında da takibe dayanak bonoda tahrifat yapıldığının tespit edildiğini, mahkememiz tarafından yapılacak olan incelemelerde ve bilirkişi tespitinde de senette yapılmış olan tahrifatın açıkça görüleceğini, senedin bedeli olarak gözüken borcun bugün tedavülde olan paraya göre 0,25 kuruşa tekabül etmekte olup bu miktar için 9 yıl sonrasına bono düzenlenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, takibe dayanak senedin rakam ile yazılan bedelinin tahrifat öncesindeki halinin ”250.000 YTL” olduğunu ancak bononun düzenlenme tarihi 01/12/1999 olup bu tarihte YTL’nin geçerli bir para birimi olmadığını, YTL düzenlemesinin, 2005 senesi sonrasında yapıldığını, 1999 yılında düzenlenen bir senedin para cinsinin, 6 sene sonra bedelden altı sıfır atılarak değişeceğinin, YTL olarak yazılacağının bilinmesinin imkan dahilinde olmadığını, bu husustan iki adet sonuç doğduğunu, senedin rakamla yazılan bedel hanesi ”250.000” iken ”YTL” yazılmak suretiyle daha önce de tahrifata uğratıldığını, bu bedelin TL değerinin, tedavülde olan para değerine göre 0,25 TL (25 kuruşa) tekabül ettiğini, senedin rakamla yazılan tutarının ilk halinde ”YTL” yazılmasının imkansız olduğunu, senedin ilk halinde rakamla yazılan bedel kısmı ”250.000”, yazıyla yazılan bedel kısmının ise ”ikiyüzellimilyar” olarak görüldüğünü, bunun şu anlama geldiğini, yapılan tahrifatlar öncesinde de sonrasında da yazı ve rakamın birbirleri ile örtüşmediğini ve bu durumun senedi hükümsüz kıldığını, HMK’nun 207. maddesi hükmü gereğince, senet üzerinde yapılan değişikliklerin geçerli olabilmesi için, düzenleyen tarafından imza veya paraf edilmek suretiyle onaylanması gerektiğini, bu nedenle senette tahrifatın mevcut olduğunun açık olduğunu, … 5. İcra Müdürlüğü’nün 2018/3498 E. sayılı dosyasında müvekkilinin maaşından 2021 Mayıs ayından itibaren her ay kesinti yapılmaya devam edildiğini, işbu davanın yargılaması sürecinde de müvekkilinin öğretmenlik maaşından yapılacak kesintiler devam edeceğinden ve bu durumun, müvekkilinin günlük hayatına ve ekonomik salahiyetine karşı büyük bir tehlike arz ettiğinden, mahkememizden dava kesinleşinceye kadar icra takibinin durdurulması hususunda 6100 sayılı HMK gereğince teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etme zarureti doğduğunu, 6100 sayılı HMK’nın 209/1. maddesine göre: ”Adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamayacaktır”. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, HMK. m.209’un uygulanması bakımından senedin kambiyo senedi olup olmaması arasında bir fark gözetmemekte ve sahtelik iddiası ya da davasının varlığında HMK. M.209/1 hükmü gereği sahteliği iddia olunan senede dayanılarak başlatılmış olan icra takibinin de (TEMİNATSIZ OLARAK) kendiliğinden duracağına yönelik kararlar verdiğini, davalıların kötüniyetli ve haksız olarak müvekkili aleyhinde başlattığı icra takibi sebebiyle %40 (yüzde kırk) oranında kötüniyet tazminatı talep ettiklerini, 6352 sayılı ”Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava Ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun” 02.07.2012 tarihinde kabul edilerek, 05.07.2012 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Her ne kadar bahsi geçen Kanun 15. Maddesi ile 2004 sayılı Kanunun 72 nci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “yüzde kırktan” ibaresi “yüzde yirmiden” ve beşinci fıkrasında yer alan “yüzde kırkından” ibaresi “yüzde yirmisinden” olarak değiştirilmiş olsa da Yargıtay kararları gereği kötüniyet tazminatı oranına, takibin ilk açıldığı tarih gözetilerek hükmedilmesi gerektiğini, davaya konu icra takibi dosyası, her ne kadar yenileme talebi üzerine 2018/3498 Esas numarasına kaydedilmiş olsa da yenileme öncesinde ilk defa takibe başlandığında … 5. İcra Müdürlüğü’nde 2011/7786 Esas Numarasına kaydedildiğini, bu dosyanın açılış tarihinin 27.04.2011 olup, bu tarih 6352 sayılı Kanunun öncesine tekabül ettiğini, menfi tespit davasını kazanan borçlu lehine tazminata karar verilebilmesi için, borçluyu dava açmaya zorlayan icra takibinde alacaklının haksız ve kötü niyetli olması gerektiğini, takibin haksızlığının, alacaklının hiç ya da talep ettiği miktarda bir alacağı bulunmadığı hâlde icra takibine girişmesi hâlinde söz konusu olduğunu, madde metninde yer alan kötü niyetin ise alacaklının haksız olduğunu bildiği hâlde sırf borçluyu zarara uğratmak amacıyla takibe girişmesi hâlinde gerçekleştiğini, senet üzerindeki tahrifatın mahkememiz tarafından da tespit edildiğinde görüleceği üzere, müvekkili bakımından tahrifatlı senetle takibe girişilmesi, takibe devam edilmesi, müvekkil hakkında maaş haczi gerçekleştirilmesi, takipteki haksızlığın ve kötüniyetliliğin açıkça göstergesi olduğunu, Yukarıda sayılan nedenlerle, tahrifat yapılmış bir senede dayanılarak başlatılan takip nedeniyle zarara uğrayan müvekkili …’in, mahkememizce tahrifat hususunda delillerin toplanarak, konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla rapor alınarak 143.482,61 TL üzerinden başlatılan takip dayanağı bono nedeniyle davalı taraflara borçlu olmadığının tespiti ve müvekkilim yönünden takibin iptali, müvekkilinin ağır hak kaybına neden olan maaş ödemelerine konulan maaş hacizlerinin kesintilerinin durdurulması için dava kesinleşinceye dek icra takibinin durdurulması hususunda teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi, haksız ve kötü niyetli olarak bedel hanesinde tahrifat yapılmış bonoya dayanarak müvekkilim aleyhinde takipte bulunan ve müvekkilinin maaş haklarına haciz işlemlerini sürdüren davalı taraflar aleyhinde %40 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesi için mahkememize başvuru zaruretimiz doğduğunu, Takibe Konu Senedin Tahrifatlı Olduğuna İlişkin Somut Delillerinin Varlığı Sebebiyle Teminatsız Olarak İhtiyati Tedbir Kararı Verilmesine, … 5. İcra Müdürlüğünün 2018/3498 Esas (2011/7786 Esas) sayılı takip dosyasında takibe dayanak 01/12/1999 düzenlenme tarihli, 14.11.2008 vade tarihli Senedin Tahrifatlı Olduğunun Tespiti ile, Takip Bakımından Müvekkilimin Davalı Taraflara Borçlu Olmadığının Tespiti ve Müvekkilim … Yönünden Takibin İptaline, İcra Takibinin Haksız Ve Kötü Niyetle Yapılması Sebebiyle %40 Oranında Kötüniyet Tazminatının davalılardan alınmasına, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı taraflara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … Varlık A.Ş vekili bila tarihli cevap dilekçesinde özetle, müvekkili ile dava dışı tasfiye halindeki Asya Katılım Bankası A.Ş arasında imzalanmış olan temlik sözleşmesi uyarınca … 5. İcra Müdürlüğü’nün 2018/3498 E. (2011/7786 Eski Esas) sayılı dosyası üzerinden icra takibi açılmış olup usuli işlemler yapıldıktan sonra dosyanın müvekkile temlik edildiğini, dosyanın müvekkile temlik edildiğine ilişkin temlik ve ekleri icra dosyası içerisinde mevcut olduğunu, müvekkilinin alacaklı olduğu … 5. İcra Müdürlüğü’nün 2018/3498 E. sayılı icra dosyasında kambiyo takibine konu senet incelendiğinde, dava konusu senette tahrifat olmadığının ortaya çıkacağını ayrıca dava konusu senette yazı ile rakam arasında farklılık olması halinde yazıya itibar edileceğinin ortada olduğunu, dava konusu senette ise rakam ile yazılan miktar ile yazı ile yazılan miktar arasında davacı yanın iddia ettiği gibi bir farklılık olmadığını, kaldı ki, senette yazı ile yazılan kısma itibar edileceğinin yerleşik Yargıtay uygulaması ile sabit olduğunu, davacının senette tahrifat yapıldığı iddiasını ilk takip açılışında ileri sürmemiş olup, takibin devamı süresince de bu konuya ilişkin herhangi bir dava açmadığını, senedin takibe konulmasından ve üzerinden bu kadar zaman geçtikten sonra huzurdaki davanın açıldığını, bu kadar zaman sonra dava açılması ve davanın geç açılması ve senede karşı itiraz edilmemesinin gerekçeleri hukuken kabul edilebilir olmadığından, davacının hakkını kötü niyetli olarak kullandığını ve kötü niyetin kanunen korunmayacağını, bu nedenle açılan davaya karşı zaman aşımı def’inde bulunduklarını, davanın usulen reddine karar verilmesini talep ettiklerini, dava konusu senette yazı ile yazılan kısım açıkça görüleceği üzere “İKİ YÜZ ELLİ MİLYAR” olarak yazılmış olup, senet üzerinden açılan icra takibinde talep edilen tutarın buna uygun olup, senette yazıya itibar edilerek yazı ile rakam arasında dava konusu olayda herhangi farklılık olmamasına rağmen huzurdaki davanın ikame edildiğini, dava konusu senette yazı ile rakam arasında farklılık bulunmamakta olup bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle beraber dava konusu senette tahrifat yapıldığına ilişkin iddia değerlendirildiğinde, davaya dayanak yapılan … 11. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2011/649 E ve 2011/924 K sayılı ilamında belirtildiği üzere rakama itibar edilmesi halinde alacak miktarının 0,25 TL olacağı, Yerleşik Yargıtay uygulaması gereğince 0,25 TL alacak için temlik eden bankanın senet alması hayatın olağan akışına uygun olmadığını, zira 0,25 TL lik senet için senet alınması düz mantıkla bakıldığında senet masrafını bile karşılamayacak tutar olup, senet alınma ihtimali bulunmadığını, bu nedenle hayatın olağan akışına aykırı bir miktarda senet alınması söz konusu olamayacağından dava konusu olayda yazıya itibar edilerek davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, dava konusu ile aynı nitelikteki Yargıtay kararlarına bakılacak olursa dava konusu senedin … 11. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2011/649 E ve 2011/924 K sayılı ilamında belirtildiği üzere, rakama itibar edilmesi halinde alacak miktarının 0,25 TL olacağı belirtilmesi hususundan yola çıkarak, davacının temlik eden bankaya olan borçlarının gerçek miktarının 0,25 TL olamayacağı, temlik eden kurumun davacı ve dava dışı borçlulara kullandırdığı krediler için senet almış olduğu bu nedenle senet miktarının yazı ile yazılan “İKİYÜZELLİMİLYAR” TL olduğu değerlendirilerek, davacının davasının reddine karar verilmesini talep ettiklerini, temlik eden bankaya müzekkere yazılarak kredi belgelerinin talep edilmesi halinde borç miktarının ortaya çıkacağını, bu nedenle davacı ve senet üzerinde imzası bulunan kişilerin gerçek borcunun bulunduğunun ortaya çıkacağını, zira bu belgelerin temlik eden bankadan celp edildiğinde, davacının gerçek bir borcunun bulunduğu, takip talebinde talep edilen miktarın gerçek borca ilişkin olduğunun da ortaya çıkacağını ayrıca senette tahrifat yapıldığı iddiasına sığınarak gerçek borcunu gizlemeye çalışan davacının asıl kötü niyetli olduğunun belirleneceğini, dava konusu olayda davacı yan tarafından senette tahrifat yapıldığını bu nedenle borçlu olmadıklarının tespitini talep ettiklerini, öncelikle ve önemle belirtmek gerekir ki davacının ve senette imzası bulunan diğer kişiler temlik eden bankanın kredi müşterisi olup kredi sözleşmelerine istinaden krediler kullandırılmış olup bu krediler nedeniyle davacı ve diğer borçlulardan alacağı olduğunu, kredi belgeleri celp edildiğinde, alacağın bulunduğunun ayrıca ortaya çıkacağını, davacı ve diğer borçluların temlik eden bankaya ve temlik alan müvekkile borcu bulunmakta olup, borcun ödendiğine ilişkin herhangi belge de sunulmadığını ancak senette tahrifat iddiası ile borçtan kurtulmayı kanunun korumayacağı ortada olduğunu, davacının hukuk sistemini kötü niyetli kullanarak dava konusu borçtan kurtulmak istediğini, bu nedenle senet miktarının yazı ile yazılan “İKİYÜZELLİMİLYAR” TL olduğu değerlendirilerek davanın reddinin gerektiğini, davacı yanın kötü niyet tazminatı talebinin kabulünün mümkün olmadığını, zira temlik eden banka ve müvekkilinin dava konusu olayda herhangi kötü niyetinin bulunmasının söz konusu olmadığını, zira müvekkilinin davacı kişiyi tanımamakta olup, temlik almış olduğu alacağını tahsil etmekten başka herhangi amacı bulunmadığını, kurumsal olarak çalışan müvekkili firmanın davacıya karşı en ufak kötü niyeti bulunmayacağı gibi alacağını almak dışında başka bir amacı da bulunmadığını, müvekkiline karşı dava açılması yukarıda belirtilen ve Yerleşik yargıtay uygulamasına göre kabul edildiği üzere haksız bir dava açılması sebebiyle davacı yandan %40 dan aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatı taleplerinin bulunduğunu, davacının icra takibinin durdurulmasına ilişkin taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini, zira mahkememizce bu şekilde bir karar verilmesi müvekkilinin uzunca yıllardır alamadığı alacağına kavuşmasını engelleyecek ve mağduriyetinin artmasına sebep olacağını, bu nedenle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep ettiklerini, yukarıda açıkladığımız nedenler, hukuki sebepler ve mahkememizce resen tespit edilecek nedenler doğrultusunda, kötü niyetli ve haksız olarak açılan davanın reddine karar verilmesini, davacının haksız olarak icra takibine karşı menfi tespit davası açması nedeniyle davacı aleyhine kendi lehlerine %40 dan az olmamak üzere icra-inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, ” Davacının avalist olarak imzaladığı bononun bedelinin yazı ve rakamı farklı miktarlara ilişkin olmakla birlikte rakamla yazılan kısımda tahrifat yapıldığı iddiaısına dayalı, davacının bonoya dayalı borçlu olmadığının tespitine, takibin davacı yönünden iptaline karar verilmesi ” istemine ilişkindir.
Talep, cevap, … 5. İcra Müdürlüğü’nün 2018/3498 Esas sayılı icra takip dosyası, … 11. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2011/649 Esas sayılı dosyası, yapılan bilirkişi incelemesi sonucu dosyaya ibraz edilen 02/12/2022 tarihli rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava konusu icra takibine dayanak bonoda rakam ve yazı ile yazılan kısımlarda uyumsuzluk olması nedeni ile bonoda tahrifat olup olmadığına ilişkin adli belge inceleme uzmanı tarafından yapılan inceleme sonucu dosyaya ibraz edilen 02/12/2022 tarihli rapora göre, dava konusu, borçlusu ” … BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİK SAN TİC. LTD. ŞTİ” ” …, … ve alacaklısı “… olarak düzenlenmiş 01.12.1999 tanzim ve 14.11.2008 ödeme tarihli rakamla “250.000.000” yazıyla “İKİ YÜZ ELLİ MİLYAR” TL’lik senedin ilk tanzimi esnasında rakamla değer gösterilen hanesine “=250.000 YTL= ” yazıldığı, bilahare bahse konu hanede bulunan “YTL” yazıları üzerinde benzer mürekkepli kalemle “000” rakamları yazılması suretiyle inceleme konusu senedin rakamla değer gösterilen hanesinin “=250.000 YTL=” den tahrifen “=250.000.000=” e dönüştürüldüğü sonucuna varıldığı, bununla birlikte yazıyla değer gösterilen hanesinde tahrifat tespit edilmemiş olup, rakamla değer gösterilen hanedeki ibarelerle aynı/benzer mürekkepli kalemle tek seferde ” İKİ YÜZ ELLİ MİLYAR ” yazıldığı sonucuna varıldığı tespit edilmiştir.
Öncelikle senedin rakam ve yazı ile yazılı kısımları arasında farklılık olması halinde yazı ile yazılı kısma itibar edilmesi gerektiği gerek doktrin gerekse yerleşik içtihatlar ile sabit olmakla birlikte, bu durumun rakam ile yazılı kısımda tahrifat olmaması halinde geçerli olacağı da bilinmektedir.
Nitekim somut olayda mahkememizce yaptırılan hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu değerlendirilen bilirkişi raporuna göre senedin rakam ile yazılı kısmında bulunan “YTL” ibaresi üzerine daha sonra farklı bir mürekkepli kalem ile tahrifen ” 000″ yazıldığı tespit edilmiş olup, bu hali ile senetteki yazı kısmına itibar edilemeyecek ve senedin rakam ile yazılı kısmında tahrifat öncesi hali ile geçerli sayılması gerekecektir. (bkz. Yargıtay … Karar sayılı ilamı; “…. Somut olayda, dayanak bononun rakamla değer belirten bölümünde tahrifat yapıldığı bilirkişi raporuyla saptandığına göre, bononun yazı ile değer belirten bölümüne itibar edilmesi mümkün değildir. Mahkeme tarafından yapılan bilirkişi raporuna göre takibe konu senedin rakamla yazılı bedel kısmının tahrifat öncesinde 11.500 TL olduğu anlaşıldığına göre senedin bir miktarlık kısmının geçerli olduğunun kabulü gerekir.” )
Bu durumda da YTL ibaresinin 2005 yılından sonra kullanılmaya başlanması senedin bu durumda 250.000 YTL’nin değerinin 6 sıfır atılmış hali ile 0,25 TL’ye tekabül edeceği dikkate alındığında, bu miktar üzerinden icra takibinin geçerli olması gerektiği ciheti ile davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; dava konusu … Esas sayılı takip dosyasında takibe dayanak bono nedeni ile davacının davalıya 143.479,75 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine
2-Davacının koşulları oluşmayan davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talebinin REDDİNE,
3-Alınması gerekli 9.801,10 TL harçtan peşin alınan 2.450,28 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.350, 82 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanıp takdir edilen 22.521,96 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanıp takdir edilen 0,25 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 59,30 TL Başvurma harcı, 2.450,28 TL Peşin harç, 8,50 TL Vekalet harcı, 223,5‬0 TL posta ve müzekkere gideri, bir bilirkişi ücreti 1.000,00 TL olmak üzere toplam ‭3.741,58‬ TL’nin kabul ve red oranı dikkate alınarak 3.741,20 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-HMK 333 maddesi gereğince yatırılan gider avansından kalanın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/12/2022

Katip …
E-imza

Hakim …
E-imza