Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/457 E. 2021/677 K. 19.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/457 Esas
KARAR NO : 2021/677

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALILAR : 1- … – … …
2- … – … …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/12/2020
KARAR TARİHİ : 19/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, müvekkili şirketin Volkswagen markasının satış ve satış sonrası hizmet faaliyetlerini yürüttüğünü, davalılardan … adına kayıtlı olan … plaka sayılı aracın diğer davalı … tarafından 17.09.2020 tarihinde onarım şikayeti ile müvekkil şirket yetkili servisine getirildiğini, müvekkili şirket tarafından söz konusu aracın onarımına başlanmış ve bu onarım süresince onarılan aracın yerine geçmek üzere müvekkil şirket tarafından Geçici Araç Tahsis Sözleşmesi ile dava konusu … plaka sayılı benzinli Volkswagen marka Golf model araç 5689 kmde iken davalılara tahsis edildiğini, davalı Araç Sahibinin adına kayıtlı aracın onarımı tamamlandıktan sonra 19.09.2020 tarihinde kendisine bilgi verilmiş ve davalı araç kullanıcısının sı 19.09.2020 tarihinde kendi aracını teslim alarak, ikame aracı müvekkiline teslim ettiğini ancak yapılan kontroller sonucu aracın tavan kaplamasının yerinden çıktığı ve sol tarafta kırık benzeri izlerin olduğu ayrıca aracın çalıştırılır çalıştırılmaz “start stop hata” uyarısı verdiğini, motorun sarsıntılı bir şekilde çalıştığını, egzosundan çıkan gazın farklı olduğunun tespit edildiğini ,müvekkili şirket adına kayıtlı araçta meydana gelen zarar ve değer kaybının tahsili hususunda davalılara yapılan sözlü başvurulardan bir sonuç alınamadığını bunun üzerine Ankara … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/101 D. İş sayılı dosyası aracılığıyla dava konusu araç üzerinde yapılan inceleme neticesinde belirlenmiş olan değer kaybı ve araç onarımına ilişkin fatura bedeli ile delil tespit davasına ilişkin yargılama giderlerine ilişkin toplam 44.872,50-TLnin davalılardan tahsili için Ankara …Müdürlüğü nezdinde 2020/9479 E. Sayılı ilamsız icra takibi başlatıldığını ancak davalı tarafın takibe haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davalı borçluların haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin devamına, davalı borçluların % 20’den az almanak kaydıyla icra inkârinatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalılar vekili, müvekkillerine ikame araç olarak tahsis edilen, … plakalı benzinli …marka aracı sözleşme şartlarına uygun olarak 17.09.2020 aracı eksiksiz ve sağlam olarak yetkililere teslim ettiğini, davacının teslim işinin öğle arasına denk geldiğini ve müvekkillerinin kontrol işlemlerinin tamamlanmasını beklemeden hemen kendi aracını aldığını iddialarının gerçeği yansıtmadığını, teslimden sonra ise tamir için bıraktığı aracını yetkililer aracılığıyla aldıklarını, kurumsal firmaların ticari hayatın olağan akışına göre öğle arasında da açık olması gerektiğini, müvekkillerine ikame edilen aracın ı 17.09.2020-19.09.2020 tarihleri arasında kullanıldığını, 18.09.2020 tarihinde ise ikame aracın özelliğiyle uyuşan 50,00-TL tutarında daha benzini bitmemişken iyiniyetli olarak bir defa benzin aldıklarını, 18.09.2020 tarihinde farklı akaryakıt almadıklarını, bu yönüyle davacı yanın farklı yakıt alınması iddiaları gerçek dışı olup haksız ve kötü niyetli olduğunun sabit olduğunu belirterek haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli itirazın iptali davasının reddine, haksız ve kötü niyetli takip yapan davacı-alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA GEREKÇE :
Dava, davacı tarafından davalılara tahsis edildiği belirtilen ikame araçta davalıların kusuru ile oluştuğu iddia edilen hasar ve değer kaybının davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Celp edilen kayıtlar ile tarafların sunduğu bilgi ve belgelerin yapılan incelemesinde, davalılardan … ın ticaret sicil kaydının ve vergi kaydının bulunmadığı diğer davalı … nin ise dava dışı bir şirketin yetkilisi olduğu, kendisinin tacir olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca vergi dairesinden gelen yazı cevabına göre de bu davalının işletme hesabına göre defter tuttuğu belirlenmiştir.
Ticaret sicil ve vergi dairesinden gelen bilgilere göre davalıların tacir olmadığı, davalı …’ın, dava dışı şirketin yetkilisi olduğu, kendisinin tacir olmadığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK m. 5/1. fıkra hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
A- Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
B- Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6102 sayılı m. TTK 19/2 fıkrası uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez.
C- Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda uyuşmazlık, davacı tarafça davalılara tahsis edilen ikame araçta meydana gelen hasar ve değer kaybından kaynaklanmakta olup, bu nevi bir alacak davasının ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve asliye ticaret mahkemesi’nin görevli olması için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması ve her iki tarafın da tacir olması zorunludur. Davalılar bakımından yapılan araştırmada davalıların tacir olmadığı anlaşılmış, davalılar tacir olmadığından görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olmadığı sonucuna varılmıştır.
Mahkemelerin görevi ancak kanunla belirlenir (HMK m.1). Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden sayıldığından yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115)
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, tarafların iddia ve savunmaları, ve diğer belgelerin incelenmesinde taraflar arasındaki uyuşmazlığın, araçta meydana gelen hasar ve değer kaybından kaynaklandığı, davalıların 6102 sayılı TTK 12 maddesi kapsamında kalan tacir olmadığı ve araç değer kaybı ve hasar bedelinin tahsiline dair alacak taleplerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar da mutlak ticari dava sayılmadığından açılan bu davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle (HMK 114/1-c, 115/2) davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmaya Ankara Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu sebebi ile usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren tarafların 2 hafta içerisinde müracaatı halinde dosyanın görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerine görevli mahkemece karar verilmesine,
4- Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. md.gereğince bir karar verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 19/10/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır