Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/422 E. 2021/860 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/422 Esas
KARAR NO : 2021/860
HAKİM : … …
KATİP : … …
DAVACILAR : 1- … – …
2- … – …
VEKİLİ : Av. … -….
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 14/07/2021
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/12/2021
Mahkememize açılan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkillerinin aleyhine davalı tarafından Ankara … dairesinin 2019/529 esas sayılı dosyasında taraf olmadıkları sözleşme dayanak gösterilerek takip yapıldığını, sözleşmenin taraflarının …Ltd.Şti.,…. ile … olduğunu, yalnızca devir nedeniyle teminat olarak alacaklıya verilen senette müvekkillerinin kefil olduğunu, davalı tarafın işbu davaya konu olan icra takibine, müvekkillerce teminat olarak düzenlenen senedi değil de satış protokolünü dayanak yapması tamamen kötü niyetinin bir ürünü olup, bu minvalde başlatılan icra takibi de haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, söz konusu senet müvekkiller tarafından ödendiğini, dolayısıyla bedeli ödenen senet aslı davalının kendisin de olmadığından, kötü niyetle ve mükerrer tahsilat kastıyla hareket edilerek alacaklı yanca başlatılan ilamsız takibe de müvekkillerce haklı olarak itiraz ettiklerini, Ankara… Ticaret Mahkemesinin 2019/497 Esas sayılı dosyası üzerinden Ankara … Müdürlüğünün 2019/529 Esas sayılı icra dosyası yönünden fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla 40.000 TL tutar üzerinden borçlu olmadıklarının tespiti talepli menfi tespit davası açtıklarını ve bu davanın kabulle sonuçlandığını ancak hali hazırda iş bu davanın kesinleşmediğini, şimdi de anılan aynı icra dosyası üzerinden bakiye bedel yönünden borçlu olmadığımızın tespitini istediklerini, öncelikle Ankara … İcra Müdürlüğü 2019/529 Esas sayılı icra dosyasının tedbiren teminatsız olarak durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini, anılan icra takip dosyası incelendiğinde de görüleceği üzere hali hazırda borç miktarı tahsil harcı hariç 206.288,26 TL olup , Ankara… Ticaret Mahkemesinde açtığımız ve taleple bağlılık ilkesi 40.000 TL yönünden borçlu olmadığımızın tespiti kararı da gözetilerek ferileri ile birlikte kalan bakiye 166.289 TL üzerinden borçlu olmadığımızın tespitini ve kötüniyetli alacaklı aleyhine alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Ankara… Ticaret Mahkemesinin 08/07/2021 tarih ve 2019/497 Esas, 2021/484 Karar sayılı kararının kesinleşmesinin bekletici mesele sayılmasını, kararı istinaf edeceklerini, dava şartı itirazlarının bulunduğunu, davacıların bu davada arabuluculuk başvurusu yapmadan dava açamayacaklarını, icra takibinde senede değil, ayrıca ve açıkça el yazılı satış ptotokolüne dayandıklarını, davacıların temel borç ilişkisine dayalı takipte, ödeme belgesi, makbuz, banka dekontu veya senet iade belgesi, hiçbir belgesi olmadığını, temel borç ilişkisinde ödeme itirazını davacı borçlular ispat etmesi gerekmekte olup ispat yükünün davacılarda olduğunu, davacı borçluların davasının usulden ve esastan reddine, bu dava konusu alacağın % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacı borçlulardan alınarak davalıya verilmesini talep etmişlerdir.
DELİLLER :
Ankara …icra dairesinin 2019/529 esas sayılı dosyası uyap üzerinden getirtilmiş, incelenmiştir.
Davaya konu sözleşme incelenmiştir.
DELİL DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İİK’nın 72. maddesinde düzenlenen icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Davacı borçlular, senet bedelinin ödenmesi sebebiyle senedin iade edildiğini belirtmiş, davalı alacaklı ise senedin zayi olması sebebiyle temel iç hukuki ilişkiye dayanarak ilamsız icra yoluyla icra takibi başlattığını savunmuş ve davanın reddini istemiştir.
Dosya kapsamında aslı bulunmayan ancak fotokopisi bulunan ve taraflar arasında çekişmesiz olan 27/03/2018 keşide, 01/09/2018 vade tarihli 129.000 TL bedelli bononun keşidecisinin davacılardan …, aval verenin ise davacılardan … olduğu, senet lehdarının ise, davalı … olduğu görülmüştür. Taraflar arasında çekişmesiz olan “satış protokolü” isimli dosyada fotokopisi bulunan belgenin incelenmesinde; …LTD ŞTİ isimli şirketin 01/03/2018 tarihli noterlik satışı ile davalı …’dan davadışı … isimli kişiye 129.000 TL bedeli ile devredildiği, devir bedeli olan 129.000 TL’ye ilişkin 01/09/2018 tarihli keşidecileri davacı borçlular…’nin olduğu senet alındığı ve bononun dava dışı Feride’nin borcuna karşılıklı davalı alacaklı …’ye verildiğini konu olan sözleşme olduğu görülmüştür. Satış protokolü başlıklı sözleşmede her ne kadar borçlu olarak görünen …’nun imzası bulunmasa da davacı borçulardan…’nin (müteselsil borçlu olarak) ayrı ayrı imzalarının bulunduğu, yine davalı alacaklı Özkan’ında alacaklı olarak imzasının bulunduğu anlaşılmıştır.
Protokole dayanak verilen 01/09/2018 vade tarihli bono aslının dosya kapsamında bulunmadığı, alacaklının senedin zayi olduğunu iddia ederek temel hukuki ilişkiye dayanarak icra takibinde bulunduğu, davacı borçluların ise senet bedelinin ödenmesine istinaden senedin kendilerine geri iade edildiğini belirttikleri anlaşılmıştır.
Kıymetli evrak niteliğindeki bononun borçluya iadesi, makbuz hükmünde olup ödemeye karine teşkil ettiği izahtan varestedir. Ancak, senet aslının dosya kapsamında bulunmaması sebebiyle uyuşmazlığın senedin veriliş gayesini içeren temel iç hukuki ilişkiye göre çözümlenmesi gerekmektedir. Davalı alacaklı senedin ziya uğradığını belirterek temel iç hukuki ilişkiye dayanmış, yukarıda belirtilen satış protokolü başlıklı ve davacı borçluların imzasını içeren adi senet niteliğindeki belge ile temel iç hukuki ilişkiyi ispat etmiştir. Buna karşılık davacı borçlular ödeme savunmasında bulunarak, HMK’nın 190/1. maddesi gereğince ispat yükünü üzerlerine almışlardır. Davacı borçlular senet aslının kendilerine iade edildiğini ve ödeme yaptıklarını belirtmelerine rağmen 6100 sayılı HMK’nın 200. maddesi gereğince adi senet niteliğindeki satış protokolü isimli senede karşı aynı kuvvet ve mahiyete haiz başka bir delil sunmadıkları gibi, senedin kendilerine iade edildiğine ilişkin ispat faaliyetini gerçekleştirememiş, bununla birlikte açıkça yemin deliline de dayanmamışlardır.
Kaldı ki Yargıtay …. Hukuk Dairesinin emsal yerleşik kararlarında da menfi tespit davasının kısmi dava olarak açılmasının mümkün olmadığı kabul edilmektedir (Yargıtay …hukuk Dairesinin 2017/1440 Esas 2019/2507 Karar, 2017/2989 Esas-2019/798 Karar). Bu itibarla davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davanın menfi tespit davası niteliğinde olması sebebiyle TTK’nın 5/A ve Arabuluculuk Kanunun 18/A maddeleri gereğince zorunlu arabuluculuk dava şartına tabi olmadığı, ayrıca davacının bu davada arabuluculuk başvurusu yapmadığı, davacıların başka bir dava nedeniyle düzenlenmiş olan arabuluculuk tutanağını dosyamıza sunduğu gözetilerek zorunlu arabuluculuk ücretine hükmedilmemiş, yine icra takibinin ihtiyati tedbir ile durmaması ve icra veznesindeki paranın da alacaklıya ödenmemesine ilişkin tedbir kararının icra edilmemiş olması karşısında, davalının kötüniyet tazminatı talebinin şartları da oluşmadığından reddine karar verilmiş aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-Davacıların davasının ayrı ayrı reddine,
2-Davalının kötüniyet tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Alınması gerekli karar ve ilam harcı maktu 59,30-TL olup, peşin yatırılan 2.839,81-TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.780,51-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya İADESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince 19.747,46 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/12/2021

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza