Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/418 E. 2022/851 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/418 Esas – 2022/851
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/418 Esas
KARAR NO : 2022/851

HAKİM :…
KATİP : …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : …
Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/07/2021
KARAR TARİHİ : 08/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
1-Davacı vekili, 13/07/2021 tarihli dava dilekçesinde; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, ticari ilişkinin Corona Virüs salgını döneminde başladığını, Mart 2020 başından itibaren Corana Virüs vakıalarının ülkemizde de görülmeye başlanması üzerine salgınla mücadele kapsamında devlet tarafından ilgili tedbirlerin alınmaya başlandığını, salgın nedeniyle ülkemizin ihtiyacı olana maske ve tulumun üretilmesi ve tedarik edilmesi amacıyla köklü tekstil firmalarına çağrıda bulunulduğunu, bu kapsamda sağlık otoritesinin çağrı ve daveti üzerine davalı ile 25.03.2020 tarihinde 15 maddeden ibaret mal alım sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşme uyarınca müvekkili şirketin, davalı şirkete standartları belirlenmiş özellik ve sayıda üç katlı yüz maskesi ve koruyucu tulumu bir bedel karşılığında vermeyi, davalı şirketin ise aldığı malların bedelini belirli süre ve koşullar içerisinde ödemeyi taahhüt ettiğini, davacı şirketin sözleşmenin tüm gereklerini yerine getirdiğini, 03.04.2020-22.04.2020 tarihleri arasında 1.059.000 adet maskenin ve 165.825 adet koruyucu tulumun sözleşme uyarınca teslim edildiğini, davalı şirkete bu süre içerisinde ürünlerin bedeli olarak 5.126.328,00 TL tutarında fatura kesildiğini, ürünleri teslim alan ve faturalara da itiraz etmeyen davalı şirketin sözleşme uyarınca haftalık olarak ödeme yapması gerekirken ödemeyi yapmadığını, Müvekkil Şirketin, mali yapısını bozan miktardaki alacağını tahsil amacıyla davalıyla yaptığı görüşmelerden bir sonuç alamadığını, bu görüşmelerde taraflar arasında 04.05.2020 tarihli ihracat izni karşılığında bir mutabakat olduğunu ve bu mutabakat uyarınca müvekkili şirketin alacağından feragat ettiğini, mutabakatname başlığını taşıyan belge incelendiğinde işbu belgenin müvekkili şirketin bilgisi dışında düzenlendiğini ve şirketi temsil sıfatıyla mutabakatnameye imza atan kişinin şirketi temsil etme sıfatının ve yetkisinin bulunmadığını, davalı şirket ile yapılan görüşmelerden bir sonuç alınamaması üzerine 21.10.2020 tarihinde davalı şirkete başvurularak, gösterilen mutabakatın şirket ile bir ilgisinin bulunmadığı belirtilerek sözleşme uyarınca ödeme yapılmasının talep edildiğini, bu talep üzerine davalı şirketin…. Noterliğinin 27.10.2020 Tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle davacı şirketin tarafı bulunmadığı mutabakatı gerekçe göstererek ihracat izni karşılığında sözleşme uyarınca ödenmesi gereken alacağa karşılık belirli tutarda maske ve tulum ihracatı izni verdiğini, bir kısım maske ve tulumun ihraç edildiğini, halen belirli sayıda maske ve tulumun ihraç edilme hakkı bulunduğunu, davalının bu tutumunun hem T.T.K. 20/2 maddesine hem de M.K. 2/1 maddesine aykırı olduğunu belirterek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00.TL nın 21.10.2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
2-Davalı vekili, 05/08/2021 tarihli cevap dilekçesinde; kesin hüküm nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini zira… … Mahkemesinde… Esas numarası üzerinden açılan dava ile eldeki davanın aynı olduğunu, anılan mahkemece hukuki yarar yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verildiğini ve bu kararın kesinleştiğini, davanın esası yönünden ise 22/04/2020 tarihi itibariyle davacı da dâhil olmak üzere bütün üretici ve tacirlerle yapılan mal alım sözleşmelerinin fesih bildirimlerinin müvekkili şirket tarafından gönderildiğini, sözleşmenin sona erdiği tarih itibariyle, davacı tarafından müvekkili şirkete 1.059.000 adet cerrahi maske, 165.825 adet ise koruyucu tulum teslim edildiğini ve bu teslimatlara karşılık olarak müvekkili şirket adına 03/04/2020-22/04/2020 tarihleri arasında 5.126.328,00 TL tutarında fatura düzenlendiğini, ilgili tebliğ uyarınca koruyucu sağlık ekipmanlarının ihracatı izninin Sağlık Bakanlığının bağlı kuruluşu olan … ön iznine tabi kılındığını, bu çerçevede, Taraflar arasında imzalanan sözleşmede telli cerrahi maskenin birim fiyatı KDV hariç 0,80 Türk Lirası, koruyucu tulumun ise birim fiyatı ise KDV hariç 24,00 Türk Lirası olarak belirlendiğini, sözleşmenin fesih tarihi itibariyle yukarıda zikredilen ürünlerin ihracatının Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ön iznine tabi olması, ön izin bildiriminin müvekkili şirket ve … tarafından yurt dışı satış fiyatlarının ülkemizdeki fiyattan çok daha yüksek olması sebebiyle davacı tarafın bakiye alacaklarına karşılık ihracat izni alabilmek adına müvekkil şirket tarafından …Kurumuna bildirimde bulunulmasını talep ettiğini, Davacının ihracat izin bildirimi talebi üzerine, Taraflar arasındaki alacak/borç ilişkisinin sonlandırılması için müvekkili şirket tarafından 30/04/2020 tarihinde 5.026.327,99-TL tutarında,…numaralı ve …numaralı, e-fatura türündeki fiyat farkı faturaları düzenlenerek davacıya iletildiğini, davacı tarafından söz konusu faturalara yasal süresinde herhangi bir itiraz yapılmadığını ve hatta kabul edilerek ticari defter kayıtlarına işlendiğini,04/05/2020 tarihinde taraflar arasında imzalanan mutabakatname ile tarafların birbirlerini gayrikabili rücu olarak ibra ettiklerini, mutabakatnameyi davacı adına ve davacı kaşesi altında imzalayan şirket temsilcisi …nun ise 07/05/2020 tarihinde davacı şirkete ait kurumsal e-posta adresinden, müvekkil şirketin kurumsal e-posta adresine gönderdiğini ,e-posta ile davacı şirket nam ve hesabına imzaladığı mutabakatname örneğininin paylaşıldığını, Taraflar arasında imzalanan 04/05/2020 tarihli mutabakatname sonrası, davacı tarafından TİTCK sistemi üzerinden;
04/05/2020 tarihinde 6.000 adet koruyucu tulum,
04/05/2020 tarihinde 300 adet koruyucu tulum,
04/05/2020 tarihinde 130.000 adet koruyucu maske,
05/05/2020 tarihinde 20.000 koruyucu tulum,
05/05/2020 tarihinde 100.000 koruyucu maske,
05/05/2020 tarihinde 5.000 koruyucu tulum,
07/05/2020 tarihinde 35.000 adet koruyucu maske,
07/05/2020 tarihinde 40.000 adet koruyucu maske
için ihracat izni başvurularının yapıldığını ve bu başvuruların müvekkili şirket tarafından kabul edilerek 04/05/2020-07/05/2020 tarihleri arasında 31.300 adet koruyucu tulum, 305.000 adet ise 3 katlı maske için … ön izin verilmesi için bildirimde bulunulduğunu,-Davacı tarafından müvekkil şirkete yapılan başvurular sonrasında davacının İhracat Sorumlusu olan … isimli yetkilisi tarafından kurumsal e-posta adresinden davalı şirket kurumsal e-posta adreslerine birçok defa mail gönderildiğini ve yapılan başvuruların onaylanması talep edilerek ihracat süreçlerinin bizzat şirket tarafından takip edildiğini, 2020 yılı içinde davacı şirket de dahil olmak üzere bütün koruyucu ekipman üreticileri, tacirleri ile yapılan mutabakatlar kapsamında henüz talep edilmemiş ihracat izinlerinin bildiriminin topluca yapıldığını, bu kapsamda; 14/12/2020 tarihinde … resmi yazı yazılarak davacının mutabakatname kapsamında hak kazandığı bakiye 754.000 cerrahi maske, 466.175 adet koruyucu tulum için ön izin verilmesi talep edildiğini,bu süreçlerden yaklaşık 5 ay sonra, müvekkili şirket tarafından 21/10/2020 tarihinde tebellüğ edilen bila tarihli yazı ile davacı tarafın, mutabakatnamenin bilgileri dışında akdedildiğini iddia ettiğini, Davacının işbu eylemlerine ilişkin olarak… Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, dava dilekçesinde belirttiği mutabakatnameden haberdar olunmadığı yönündeki iddiaların kurgudan ibaret olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE :
3- Dava; alacak davası olup, davadaki uyuşmazlığın, taraflar arasında yapılan mal alım sözleşmesine istinaden davacının sözleşme kapsamında edimlerini yerine getirdiği ve malları teslim ettiği halde bakiye alacağın bulunup bulumadığı ve yapıldığı belirtilen mutabakatnamenin davacı alacağını ortadan kaldırıp kaldırmadığı konularına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
4- Mahkememizce alınan taraf defter ve kayıtlarını inceleme konusu yapan bilirkişi raporlarında taraf ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve davacı kayıtlarında davalıya ait her hangi bir borç veya alacak bakiyesinin bulunmadığı, davalı kayıtlarında davacıya ait her hangi bir borç veya alacak bakiyesinin bulunmadığı hususları mahkememize bildirilmiştir.
Hal böyle iken;
5- Davacı vekili, 18/10/2022 tarihinde davasını ıslah etmiştir.
Davacı vekili bu dilekçesinde; taraflar arasında sözleşme imzalandığını, müvekkili şirketin sözleşme hükümlerine uygun hareket ederek belirlenen tür ve sayıda ürünü istenilen sürede davalı şirkete teslim ettiğini, müvekkili şirketin teslim ettiği ürünler karşılığında fatura düzenlediğini davalı şirketin 22/04/2022 tarihli yazısı ile 25/03/2020 tarihli sözleşmeyi feshettiğini, davalı şirketin teslim edilen ürünlerin bedelinden yalnızca 100.000,00TL ödediğini, davalı şirketin alacağı olan bakiye bedelin müvekkili şirkete ödemediğini müvekkil şirketin bakiye alacağı yönünden davalı şirketin ihracat izni içeren mutabakatname önerdiğini, 04/05/2020 tarihli mutabakatname uyarınca müvekkil şirketin ihracat izni bildirimlerinin az bir kısmının yapılarak müvekkilinin bu ürünler yönünden ihracat onayı aldığını, kalan kısım için bütün taleplere rağmen davalı şirketin ihracat ön izin bildiriminde bulunmadığını, mutabakatın imzalandığı tarihten 7 ayı aşkın bir zaman geçmesinin ardından davalı şirketin ihracat ön izni için bildirimde bulunduğunu, davalı şirketin geç bildirimi nedeniyle müvekkil şirketin zarara uğradığını üçüncü taraflarla yapacağı sözleşmelerle elde edeceği kardan mahrum kaldığını belirterek davanın kabulü ile davacı şirketin uğradığı zarar ve mahrum kaldığı kar için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 10.000,00TL’nin temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
6- Davalı vekili, davacı vekilinin ıslah dilekçesine yönelik sunmuş olduğu 04/11/2022 tarihli dilekçesinde; davacının iyiniyet ve dürüst davranma ilkelerine uygun hareket etmediğini, ıslahın kötü niyetli olduğunu, ıslah yolu ile maddi hukuk işlemlerinin düzeltilmesinin mümkün olmadığını, açık bir irade beyanı ile kabul edilen hususların ıslah yolu ile değiştirilemeyeceğini, davacının ıslah ile ikrarı neticesinde taraflar arasında imzalanan mutabakatı kabul ettiğini ve bununla birlikte mesnetsiz yeni bir talep sonucu oluşturduğunu, ıslaha kadar tüm aşamalarda müvekkili şirket ile olan mutabakat sürecini inkar ederek bilgileri olmadığını ileri sürmekte iken gelinen aşamada ise bu mutabakat metninden en başından beri haberleri olduğunu beyan ederek tazminat talebinde bulunduğunu, dava sebebi ya da talep sonucunun değiştirilebileceği konusunda tereddüt olmamakla birlikte davacının maddi gerçeği de değiştirdiğini, bu sebeple kötü niyetli olduğu açık olan ıslah talebinin reddi gerektiğini, davacının islah dilekçesinde müvekkili şirket nezdinde bulunan 754.000 cerrahi maske, 466.175 adet koruyucu tulum izinlerinin …’na iletilmediğini iddia ettiğini, ava süresince davacı tarafın hiçbir şekilde bu yönde bir beyanı olmadığını, ilk kez davanın ıslahı ile ileri sürüldüğünü, ancak davalı şirketin mutabakat metni kapsamındaki görevinin karşı tarafın ihracat izni kapsamındaki taleplerine ön onay vermek olduğunu, TİTCK tarafından ihracat izinlerinin 04 Mart 2020 tarihli ve 31058 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “İhracı Yasak Ve Ön İzne Bağlı Mallara İlişkin Tebliğ (İhracat: 96/31)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ kapsamında yürütüldüğünü, tebliğ kapsamında olan ürünler için ihracat beyannamesinde beyan edilecek miktar doğrultusunda yalnızca o ihracat beyannamesine esas olarak işlem yapılabilmekte olup her beyanname için ayrı bir başvuru yapılması gerektiğini, davacı tarafından TİTCK sistemi üzerinden;
04/05/2020 tarihinde 6.000 adet koruyucu tulum,
04/05/2020 tarihinde 300 adet koruyucu tulum,
04/05/2020 tarihinde 130.000 adet koruyucu maske,
05/05/2020 tarihinde 20.000 koruyucu tulum,
05/05/2020 tarihinde 100.000 koruyucu maske,
05/05/2020 tarihinde 5.000 koruyucu tulum,
07/05/2020 tarihinde 35.000 adet koruyucu maske,
07/05/2020 tarihinde 40.000 adet koruyucu maske,
için ihracat izni başvuruları yapıldığını, ve bu başvuruların davalı şirket tarafından kabul edilerek 04/05/2020-07/05/2020 tarihleri arasında 31.300 adet koruyucu tulum, 305.000 adet ise 3 katlı maske için …ön izin verilmesi için bildirimde bulunulduğunu, hal böyle iken, yargılama süresince hiçbir şekilde ihracat izinleri için ön izin verilmesini talep ettiğini iddia etmeyen davacının ıslah dilekçesi ile ileri sürdüğü mesnetsiz iddianın tamamen yargılama sürecini uzatmak ve aleyhe çıkacak sonucu ötelemek amacına dayalı olduğunu, ancak davalı şirketin davacı adına ön ihracat izni verebilmesi için öncelikle davacı tarafın … sistemi üzerinden ihracat başvuru talebinde bulunması gerektiğini, ihracat izinlerinin tamamının davacı tarafın talebi üzerine müvekkili şirket tarafından onaylandığını, bu taleplerin haricinde ise herhangi bir ihracat taleplerinin olmadığını, dosya kapsamında yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde belgelendiği üzere taraflar karşılıklı faturalaşma sürecinin gerçekleştiğini ve bilirkişi tarafından davacı yanın müvekkili şirketten herhangi bir hak ve alacağı olmadığının ortaya konulduğunu savunarak Kötüniyetli ıslah talebinin REDDİ ile dosya tekemmül etmiş olduğundan davanın REDDİNE, ıslah talebinin kabulü halinde işbu ıslaha cevap ve davaya cevap dilekçesi doğrultusunda davanın REDDİNE, davacı hakkında HMK’nun 329 uncu maddesi hükümlerinin uygulanmasına karar verilmesini istemiştir.
7- Davacı vekili, 6100 sayılı HMK ‘nun 176 maddesi vd uyarınca ve aynı yasanın 180. Maddesi uyarınca davasını tamamen ıslah etmiştir ve ıslah usule uygun yapılmıştır. Her ne kadar davalı vekili , ıslah yolu ile maddi hukuk işlemlerinin düzeltilmesinin mümkün olmadığını, açık bir irade beyanı ile kabul edilen hususların ıslah yolu ile değiştirilemeyeceğini, dava sebebi ya da talep sonucunun değiştirilebileceği konusunda tereddüt olmamakla birlikte davacının maddi gerçeği de değiştirdiğini, bu sebeple kötü niyetli olduğu açık olan ıslah talebinin reddi gerektiğini savunmuşsa da; davacının davasının temelini oluşturan maddi vakıaları ıslah yolu ile değiştirip genişletmesi, talep sonucunu rakam olarak arttırması, talep sonucunun yanına yeni kalemler ilave etmesi veya eskisinin yerine yeni bir talebi ikame etmesi mümkün olup, davacı vekili ıslahı ile dayandığı maddi vakıaları değiştirmiştir ve bu durum da usule uygundur.
8- Ancak; 04.03.2020 tarih 31058 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “İhracı Yasak ve Ön İzne Bağlı Mallara İlişkin Tebliğ (İhracat:96/31)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ile Kişisel Koruyucu Donanım kapsamında piyasaya arz edilen “Koruyucu Maske (Gaz, Toz ve Radyoaktif Toz Filtreli Maskeler)”, “Tulum (Koruyucu İş Elbisesi)”,” ile Tıbbi Cihaz Yönetmeliği kapsamında piyasaya arz edilen“Tıbbi ve Cerrahi Mas ke” ve “Tıbbi Steril/Nonsteril Eldiven” in ihracatının Türkiye Tıbbi Cihaz ve İlaç Kurumu başkanlığının ön iznine bağlandığı görülmektedir.
9- Bu kapsamda, taraflar arasında yapılan mutabakat hükümlerine göre davalı şirketin 04/05/2020-07/05/2020 tarihleri arasında 31.300 koruyucu tulum ve 305.000 adet koruyucu maske için …Kurumuna ön izin verilmesi için bildirimde bulunduğu görülmekte ve bu miktarlar bakımından, taraflar arasında, bildirimde bulunulduğuna ilişkin bir uyuşmazlık da yoktur. 754.000 cerrahi maske ve 466.175 adet koruyucu maske için ön izin bildiriminde bulunulmadığı iddiasına gelince;
10-Dosya içerisinde bulunan 04/05/2020 ila 07/05/2020 tarihleri arasında yapılan mail yazışmaları ile cevap dilekçesinin 9 nolu ekindeki tablo birlikte değerlendirildiğinde; davalı şirketin davacı için ön ihracat izni verebilmesi için öncelikle davacı tarafın …sistemi üzerinden ihracat başvuru talebinde bulunması gerektiği ve davacının 31.300 koruyucu tulum ve 305.000 adet koruyucu maske için bu yolu izlemekle birlikte 754.000 cerrahi maske ve 466.175 adet koruyucu maske için ihracat başvurusunda bulunmadığı, davalıya gönderilen 21/10/2020 tarihli 5.126.328,00 TL nin nakit olarak ödenmesini içeren talebine istinaden davalı tarafça 15/12/2020 tarihli ön izin verilmesi talebinin Cihaz Kurumuna yapıldığı görüldüğünden maskeler için ihracat başvurusunda bulunmayan davacının oluştuğu iddia edilen zararın davalıdan tahsilini isteyemeyeceği kanaatine varılmış ve ispat olunamayan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70 TL harçtan peşin yatırılan 187,83 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 107,13 TL harcın istek halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3- Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 9.200 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile… Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/11/2022

KATİP..e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.