Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/313 E. 2021/623 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/313 Esas
KARAR NO : 2021/623

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … -T.C.: …
VEKİLİ : Av. … ….
DAVALI : … – ……
VEKİLİ : Av. … ….

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2021
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ayıplı Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili Av. … müvekkili davacının 13/04/2018 tarihinde davalı Şirketten …plakalı MAN marka çekiciyi yük taşıma/nakliye ticaretinde kullanılmak üzere 87.000,00-TL bedel ile satın aldığını, çekiciyi kullanmaya başlamasından sonra aracın defalarca arızalandığını, birçok kez tamirat gördüğünü, müvekkilinin daha sonra yaptığı araştırma üzerine aracın daha önce yandığını ve sonradan tamir edilerek kendisinden bu durum saklanarak kendisine satışının gerçekleştirildiğini öğrendiğini, talebine rağmen müvekkilinin zararının karşılanmadığını, gizli ayıp nedeni ile kullanılamaz hale gelen aracın çekici belgeli olarak yok fiyatına satıldığını, müvekkilinin hem aracındaki değer kaybı hem de yaptığı ticarette araçtaki arızaların tamiri hem de bu aşamada aracı kullanamaması nedeni ile büyük zarara uğradığını beyanla fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla 10,00-TL’nin davalı Şirketten ticari faizi ve yargılama giderleri ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Davalı vekili Av. … sunduğu cevap dilekçesinde özetle; dava konusu aracın satış bedelinin 87.500,00-TL değil; noter satış sözleşmesinde belirtildiği üzere 64.500,00-TL olduğunu, araçtaki herhangi bir ayıbın müvekkili tarafından davalıdan gizlenmediğini, araca ait Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi kayıtlarında aracın 16/04/2018 tarihindeki kaza nedeni ile hasar kaydının mevcut olduğunu, müvekkilinin davacının kusuru ile satıştan sonra araçta meydana gelen değer kaybından sorumluluğunun bulunmadığını, araçtaki ayıp nedeni ile aracın yapılan tamirinin neler olduğu ve ayıptan kaynaklandığının ispat yükünün davacıya ait olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
-Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezi cevabi yazısı.
-ATO, Esnaf ve Sanatklarlar Odası ile Vergi Dairesi müzekkere cevapları.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ayıplı araç satımı nedeni ile uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davacı vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyamızda somut uyuşmazlığın parasal miktarı ile davacının gerçek kişi olması nedeni ile öncelikle Mahkememizin davaya bakmaya görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda, bilindiği üzere 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nun 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.
Ticari davalar ise; aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın sözkonusu düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Bu bağlamda, ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır.Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Nispi ticari davalar ise; her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre; bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Üçüncü grup ticari davalar ise; yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
Bu bilgiler ışığında dosyamıza Kızılbey Vergi Dairesi Başkanlığı ile Ankara Ticaret ve Esnaf Odasından gönderilen cevabi müzekkerelerden; davalının tacir olarak değil; esnaf olarak sicil kaydının mevcut olduğu, bu durumda ise; dava konusu uyuşmazlığın çözümünde Mahkememizin değil; Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan gerekçelerle; Mahkememiz yönünden göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 115. m. gereğince dava şartı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2-)HMK 20.m. gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içerisinde bulunulması halinde dosyanın davaya bakmaya görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi takdirde davanın açılmamış sayılacağının davacıya ihtarına, (ihtarat yapıldı)
3-)Yargılama giderlerinin davaya bakmaya görevli Mahkeme tarafından değerlendirilmesine, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi halinde HMK 331/2.m. gereğince talep halinde yargılama giderlerinin Mahkememiz tarafından karara bağlanmasına,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 30/09/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır