Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/28 E. 2021/393 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/697 Esas
KARAR NO : 2021/366
HAKİM :… …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … ….
DAVALI : …

VEKİLİ : Av. … –

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/12/2020
KARAR TARİHİ : 31/05/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :
Davacı vekili, davalının 23/02/2005 tarihinde arsa sahipleri ile Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi Ve Kat Ve Daire Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzaladığını ve işbu sözleşmeye dayalı olarak davalının sözleşme konusu arsanın inşaatına dair plan, proje, teknik şartname ve ruhsata uygun olarak anahtar teslimini taahhüt ettiğini, sözleşmenin 16. maddesinde de açıkça belirtildiği üzere “arsa sahiplerinin sözleşme konusu arsasını ve bu arsa üzerine yapılacak yapılarını tümüyle veya kısmen üçüncü kişilere devir edebileceklerini ve bu haldeki müteahhidin bu sözleşme ile yükümlükleri bakımından yeni maliklere karşı sorumlu olacağı”nın açıkça belirtildiğini, davalının sözleşmenin 9. maddesinde yer verilen anahtar teslim borcunu tam ve eksiksiz bir şekilde ifa etmediğini, iskan raporunun alınmasının davalı tarafından yerine getirilmesi gereken bir husus iken davalı adı geçen sözleşmeye konu inşaatın iskan raporunu almadığını, bu eksikliğin davacı tarafından tamamlandığını ve müvekkili tarafından 17.678,58 ödeme yapıldığını, herhangi bir ödeme de bulunmayan davalı aleyhine Ankara … İcra Dairesi’nde 2020/8899 E. Sayılı dosya ile takip yapıldığını, davalı tarafın yapılan takibe de itiraz ettiğini, yapılan itirazın haksız olduğunu belirterek davanın kabülü ile davalının itirazının iptali ile takibin devamına, haksız ve kötü niyetli itiraz eden davalıların itiraz konusu alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA GEREKÇE :
Dava, itirazın iptali davası olup, davadaki uyuşmazlığın, davalı tarafça ödenmesi kararlaştırılan iskan masraflarının davalı tarafça yerine getirilmemesi üzerine davacı tarafça ödenmesi üzerine, ödenen bu miktarın tahsili amacıyla davalı aleyhine yapılan takibe davalının vaki itirazının iptali konularına ilişkin olduğu anlaşıldı.
Celp edilen kayıtlar ile tarafların sunduğu bilgi ve belgelerin yapılan incelemesinde, davalının ticaret sicil kaydının bulunmadığı tespit edilmiştir.
Vergi dairesinden gelen müzekkere yanıtına göre de davalının 2013 yılından sonra vergi mükellefiyetinin olmadığı anlaşılmıştır.
Ticaret sicil ve vergi dairesinden gelen bilgilere göre davacının tacir olmadığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK m. 5/1. fıkra hükmünde yapılan düzenleme uyarınca, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın Asliye Ticaret Mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir. Bu hükme göre ticaret mahkemelerinin görev alanı ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleridir. Ticari faaliyetleri ilgilendiren bütün davalar ticari dava değildir. Ticaret mahkemeleri ayrı bir yargı kolu oluşturmayıp, asliye hukuk mahkemelerine göre ihtisas mahkemeleridir. Bu nedenle kanun koyucu yapılan düzenleme ile ticari işlerle ilgili bütün davaları değil sadece uzmanlık gerektiren ve kanunda açıkça gösterilen hususlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda ticaret mahkemesinin görevli olacağını kabul etmiştir.
Ticari davalar; mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletme ile ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Doktrindeki yerleşik uygulama bu yöndedir.
A- Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
B- Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK 4/1. maddesinde yapılan düzenlemeye göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. 6102 sayılı m. TTK 19/2 fıkrası uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez.
C- Taraflardan sadece birinin ticari işletmesi ile ilgili olması durumunda ticari dava kabul edilen davalar kanunda açıkça düzenlenmiştir. Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır.
Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda uyuşmazlık, kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davalıya yüklenen iskan masraflarının davalı tarafça ödenmediği iddiasına dayalı olup, bu nevi davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme bulunmamaktadır.
O halde, eldeki davanın ticari dava olarak kabulü ve asliye ticaret mahkemesi’nin görevli olması için uyuşmazlık konusu işin her iki tarafın birden ticari işletmesi ile ilgili olması ve her iki tarafın da tacir olması zorunludur. Davalı bakımından yapılan araştırmada davalının tacir olmadığı anlaşılmış, davalı tacir olmadığından görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olmadığı sonucuna varılmıştır.
Mahkemelerin görevi ancak kanunla belirlenir (HMK m.1). Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden sayıldığından yargılamanın her aşamasında mahkeme tarafından re’sen nazara alınması gerekir (HMK 20,114,115). Görev konusunda taraflar için kazanılmış hak doğmaz ve yeni bir kanunla kabul edilen görev kuralları kanunda aksine düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe de etkilidir (HGK 14.04.2004 tarih 2004/19-218 Esas 2004/221 sayılı kararı).
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, tarafların iddia ve savunmaları, ve diğer belgelerin incelenmesinde taraflar arasındaki uyuşmazlığın, iskan masraflarının ödenmesine yönelik yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davalının 6102 sayılı TTK 12 maddesi kapsamında kalan tacir olmadığı ve kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklar da mutlak ticari dava sayılmadığından açılan bu davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle (HMK 114/1-c, 115/2) davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmaya Ankara Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olması nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu sebebi ile usulden reddine,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren tarafların 2 hafta içerisinde müracaatı halinde dosyanın görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerine görevli mahkemece karar verilmesine,
4- Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. md.gereğince bir karar verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 31/05/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır