Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/217 E. 2021/350 K. 02.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/217 Esas
KARAR NO : 2021/350

HAKİM :… …
KATİP : … …

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVALI : … – … …
VEKİLİ : Av. … -….

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/04/2021
KARAR TARİHİ : 02/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA :
Davacı vekili, müvekkilin savunma sanayiinde faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, davalının ise elektronik mühendisi olduğunu, 15/07/2015 tarihinde müvekkil şirkette “İleri Arge Müdürü” olarak göreve başladığını, ancak rekabete aykırı, doğruluk ve dürüstlükle bağdaşmayan eylemlerinin tespiti üzerine hizmet sözleşmesinin 26/01/2021 tarihinde haklı nedenle fesh edildiğini, davalının görevi gereği müvekkili şirketin ihtiyaç duyduğu hassas ve kritik teknolojik ürünlerin (sensörler, optik teknolojiler vs.) geliştirilmesinden, kalifikasyonundan, revizyonundan ve bunların projelendirilip patentlenmesinden emri altındaki diğer …-GE mühendislerinin başı olarak bizzat sorumlu kılındığını, davalı hakkında son dönemde rakip firmalara müvekkili şirketin ticari sırlarını izinsiz biçimde verdiği, bu işlemler karşılığında kurmuş olduğu danışmanlık firması üzerinden haksız menfaat elde ettiği yönünde duyumlar alındığını, bu doğrultuda şirket bünyesindeki çalışma odasında 25/01/2021 tarihinde inceleme yapıldığını, icelenen dokümanlar arasında bulunan bir dosya içinde muhtelif fatura ve yazışmalar elde edildiğini, davalınin hizmet sözleşmesinin 10/h – 10/i maddeleriyle, TBK-444 vd. ve TTK-55 maddeleri hilafına rekabet yasağı hükümlerini çiğnediğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespit edildiğini, davalının … Sensör firmasının gizli ortağı olduğunu, bu firmanın ticari süreçlerinde bizzat yer aldığını bu firmaya kesilen faturalarda irtibat kişisi olarak kendisine yer verildiğini, yabancı firmalara … Sensör firması üzerinden distribütörlük için yapılan müracaatlarda kendisini … Sensör firmasının ortağı olarak lanse ettiğini , davalının hem danışmanlık hizmeti verdiği hem de gizli ortağı olduğu … Sensör firmasının ise müvekkili şirketin rakibi konumundaki “… Teknolojileri San. Tic. A.Ş.”ne toplam 72.147,39-TL’lik satış faturası kestiğini, müvekkil şirketin “infilak bastırma ve otomatik yangın söndürme sistemleri” alanında ülkemizin tek ve dünyadaki sayılı üretici firmalardan birisi olup, Davalının da müvekkili şirketin “İleri …-GE Müdürü” olarak müvekkili nezdinde “gizli” kategoride olan bu teknolojilerin geliştirilmesinden bizzat sorumlu ve yetkili kılındığını, diğer yandan “… Sistemleri San. Tic. A.Ş.” nin ise yakın tarihte savunma sanayi alanında aralarında “infilak bastırma ve yangın söndürme sistemleri” de olmak üzere muhtelif ekipmanları pazarlamak üzere kurulduğunu ve piyasada yer edinmeye çalışan müvekkili şirkete rakip bir firma olduğunu, Müvekkili şirketin sözkonusu sensör ve camları yurtdışından satın alabilmek için sınırlı sayıdaki yabancı üretici firmayla temasa geçtiğini, bu firmalara zaman zaman kendi teknolojisini ve müşteri potansiyeli ile ticari sırlarını aktardığını, davalı bakımından ele geçen belgelere göre kendi adına ve/veya gizli ortağı olduğu … Sensör firması adına anılan üreticilerle temasa geçerek aynı ürünleri ithal ettiğini ve rakip … firmasına sattığını, davalı bu şekilde müvekkili şirkette çalıştığı dönemde rekabeti ihlal edici eylemlerde bulunduğunu belirterek davanın kabulü ile TBK-446/2 maddesi ve hizmet sözleşmesinin 10/h ve 10/i maddelerine istinaden 18 yaş üstü net asgari ücretin 10 katı tutarındaki toplam 25.575,90-TL cezanın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini,davalının rekabet yasağına aykırı ve haksız rekabet niteliğindeki eylem ve davranışları sonucu elde ettiği menfaatlerin bilirkişi kanalıyla hesaplanarak şimdilik 1.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte TTK-56/1/e son cümlesine istinaden müvekkil zararı olarak müvekkiline tazminini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili, davanın görevli mahkemede açılmadığını belirterek görev nedeniyle davanın usulden reddini ve ayrıca esas bakımınan da davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA GEREKÇE :
Dava, haksız rekabetten kaynaklı ceza şart alacağı ve tazminat istemlerine ilişkindir.
6098 sayılı TBK’nın 444. maddesi, “Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir. Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.” hükmünü içermektedir.
Madde metninde açıkça “…akdin sona ermesinden sonra…” sözcükleriyle ifade edildiği üzere, TBK’nın 444. maddesinde düzenlenen rekabet yasağı, hizmet akdi sona erdikten sonra hüküm doğurur ve hizmet akdi sona erdikten sonra yapılmaması gereken davranışlara ilişkindir. Hizmet akdinin devamı sırasında meydana gelen bir sadakatsizlik, ister bir sözleşme ile düzenlensin ister yasayla düzenlensin, iş mahkemesinde görülecek bir davanın konusunu oluşturacaktır.( (HGK’nun 29.02.2012 tarih ve 2011/11-781 Esas, 2012/109 Karar, 09/03/2016 tarih ve 2014/11-866 Esas 2016/289 Karar sayılı ilamları)
Somut olayda, yukarıdaki özetten anlaşılacağı üzere davacı , davalının davacı şirketle hizmet ilişkisi devam ederken dava dışı başka bir rakip firmayı kurduğunu, ayrıca başkaca bir rakip firmaya da bilgi aktardığını, bu suretle taraflar arasında düzenlenen rekabet yasağı sözleşmelerine aykırı davrandığını, bu eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürmüş, diğer deyişle davalının haksız rekabete yol açtığı bildirilen eylemlerinin davalının davacı şirkette hizmet akdi ile çalıştığı sırada başladığı iddia edilmiştir. Dava dilekçesinde anlatılan tüm olaylar ve sunulan deliller de hizmet akdinin sona erdirildiği 26/01/2021 tarihinden önceye isabet etmektedir. Buna göre ; taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin devam ettiği zaman dilimi içinde davalının rekabet yasağına aykırı hareket ettiğinin iddia edildiği somut uyuşmazlık bakımından görevli mahkeme İş Mahkemeleridir. Nitekim Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin 06/12/2017 tarih , 2016/3381 Esas 2017/6936 Karar sayılı ilamında da aynı hususlara yer verilmiştir. (Emsal kabul edilen diğer Yargıtay ilamları: Yargıtay 11. HD, 2016/2873 Esas, 2016/3692 K. sayılı karar, Yargıtay 11. HD, 2014/16022 Esas, 2015/1405 K. sayılı karar,)
Görevle ilgili BAM kararları da bu doğrultudadır. (Emsal karar: Ankara BAM 20. HD, 2019/1285 Esas, 2021/488 K. sayılı karar)
Dosya içerisinde toplanan tüm deliller, tarafların iddia ve savunmaları, ve diğer belgelerin incelenmesinde taraflar arasındaki uyuşmazlığın, hizmet ilişkisinin devam ettiği döneme ilişkin olduğu, eş anlatımla, hizmet ilişkisinden kaynaklandığı bu haliyle davanın ticari bir dava olmadığı, açılan davada İş Mahkemesinin görevli olduğu sonucuna varılmış ve davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle (HMK 114/1-c, 115/2) usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. .
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmaya Ankara İş Mahkemesinin görevli olması nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu sebebi ile USULDN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesinden itibaren tarafların 2 hafta içerisinde müracaatı halinde dosyanın görevli Ankara Nöbetçi İş Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi gereğince yargılama giderlerine görevli mahkemece karar verilmesine,
4- Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. md.gereğince bir karar verilmesine,
Dair taraf vekillerini yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 02/06/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır