Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/174 E. 2022/728 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2021/174 Esas
KARAR NO : 2022/728

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … –
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 31/12/2010

BİRLEŞEN 6. ATM’NİN 2010/806 ESAS SAYILI DOSYASINDA

DAVACI : … –
VEKİLİ…
DAVALI :…
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 31/12/2010
KARAR TARİHİ : 30/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı arasında kargo taşıma ilişkisi olduğunu, davacı tarafından davalıya ait eşyaların farklı tarihlerde taşındığını, taşıma bedeli faturalarının davalı tarafından ödenmediğini, 26.975,23 TL alacağın tahsili için …19. İcra Müdürlüğü’nün 2010/11346 Esas sayılı icra dosyası ile takip yapıldığını, takibin davalının itirazı ile durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline takibin asıl alacak üzerinden devamına ve inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen …6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/806 Esas sayılı dosyasında davacı vekili, aynı hukuki nedene dayalı olarak davalı hakkında 13.181,15 TL alacağın tahsili için …7. İcra Müdürlüğü’nün 2010/12074 Esas sayılı icra dosyası ile takip yapıldığını, takibin davalının itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin asıl alacak üzerinden devamına ve inkar tazminatına
CEVAP:
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, yetki itirazında bulunarak, davacının taşıma sırasında eşyalara verdiği zarar nedeniyle Mart, Nisan, Mayıs 2010 tarihlerinde yapılan ekspertiz incelemesine göre 24.853,62 TL hasar bedelinin, taşıma ücretinden mahsup edildiğini ve bakiye 1.670,00 TL’nin icra dosyasına ödendiğini, borcu bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada müvekkilinin … Kayseri Organize Acente Müdürlüğü firması ile taşıma sözleşmesi yapıldığını, davacıya borcu bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
DELİLLER:
-Taşıma sözleşmesi,
-…19. İcra Müdürlüğü’nün 2010/11346 saylı icra dosyası,
-…7. İcra Müdürlüğü’nün 2010/12074 sayılı icra dosyası
-Hasar tespit makbuzu, faturalar,
-Bilirkişi raporu.
-Yemin
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava, davacı şirket ile davalı arasındaki taşıma sözleşmesinden kaynaklanan taşıma bedeli alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Asıl davada dava konusu olan, davacı tarafından düzenlenmiş 26.05.2010 tarihli cari hesap alacağı 14.148,47 TL ve 04.06.2010 tarihli 12.237,60 TL cari hesap alacağının icra takibine konu edildiği, birleşen davada 30.06.2010, 17.06.2010 ve yine 17.06.2010 tarihli taşımalara dayalı toplam 13.135,80 TL alacağın icra takibine konu edildiği, davalı borçlunun icra takibine yetki itirazında bulunduğu, taşınan maldaki hasar nedeni ile taşıma alacağından mahsup edildiğinde müvekkilinin borçlu bulunmadığını belirttiği görülmüştür.
Davacı fatura edilen taşıma ücreti alacağına dayalı olarak takip yapmış olup, para alacağı nedeni ile davacı alacaklı yerleşim yeri olan Ankara’nın 818 sayılı BK 73. maddesi gereğince icra dairesi ve mahkememiz için yetkili olduğu kabul edilmiştir.
Taşıma hizmetinin verildiği ve taşıma alacağı doğduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalı yanca, taşınan mallardaki taşıma sırasında meydana gelen hasar nedeni ile hasar bedelinin taşıma bedelinden mahsup edildiği savunulmuştur. Davalı iddiasını HMK’nun 190. maddesi gereğince bu iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür.
Davalı şirket defterleri üzerinde yapılan incelemede, davalı defterlerinin kapanış kaydı bulunmadığı, davacı adına tutulan hesapta alacak ve borç bakiyesi gözükmeyip 18.06.2010 tarihli 4 adet hasar bedeli faturası toplam tutarı 24.853,62 TL’nin kayıtlı olduğu belirtilmiştir.
Davacı şirket defterleri üzerinde yapılan incelemede defterlerin açılış ve kapanış kayıtlarının bulunduğu, 09.11.2010 yılı itibariyle davalıdan 35.389,01 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu belirtilmiştir.
Davalı yanca delil olarak dayanılan hasar tespit belgeleri davacı tarafından kabul edilmediği gibi tespiti yapan firma konusunda da tarafların anlaşmalarına dair bir delil sunulmamıştır.
Mahkememizce iddiasını kanıtlamakla yükümlü olan davalı tarafa yemin teklif edilmiş, davalı tarafın davacıya yemin teklifi üzerine talimatla, “tarafların hasar bedelinin alacaktan mahsubu konusunda taraflar arasında anlaşma yapıp yapmadığı” hususunda yemini yaptırılan davacı şirket yetkilisi, kayıt ve belgeleri incelediğinde böyle bir anlaşma olmadığını gördüğünü, bu konuda bilgisi olmadığını, yemin etmeyeceğini beyan etmiştir.
HMK’nın 228 ve 229. maddelerine uygun olarak, davacıya yemin davetiyesi gönderilmiş ve şirket yetkilisi yeminden kaçınmıştır. Bu nedenle davalı tarafça, taşıma bedelinden hasar bedelinin mahsubu sonucunda davacının bakiye alacağı kalmadığı hususunun davalı tarafça kanıtlandığı kabul edilerek, asıl dava ve birleşen davanın reddine dair mahkememizce 27/11/2015 tarihinde karar verilmiştir.
Verilen bu karara karşı gidilen yasa yolu incelemesi neticesinde; mahkememiz kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 14/10/2020 tarih, 2018/5618 Esas -2020/4127 Karar sayılı ilamı ile “…Bir davada ileri sürülen maddi vakıayı ispat yükü kendisine düşün taraf, o vakıayı başka türlü ispat edemezse, delil listesinde dayanmış olmak koşuluyla HMK 225 vd. md. uyarınca ispat için son çare olarak karşı tarafa yemin teklif edebilir. Yemin teklifi için ileri sürülen maddi vakıanın karşı taraftan kaynaklandığı iddia olunmalıdır. Koşullarına uygun şekilde yemin teklifi halinde, karşı taraf ya yemini eda, ya da yemini iade (ret) edebilir. Yemin davetiyesinin, yemin teklif edilen gerçek veya tüzel kişinin bizzat kendisine çıkartılması ve usulüne uygun bir biçimde tebliği zorunludur. Yemin teklif eden tarafın hazırladığı yemin metni mahkemeye bir teklif niteliğindedir. Yemin teklif eden taraf, hangi vakıa hakkında yemin teklif ettiğini bildirir; yemin konusunu (sorusunu) ise hakim tespit eder. Yemin sorusu mahkemece resen ve özenli bir şekilde düzenlenip yemin teklif eden tarafa yemin sorusunun ispat etmek istediği vakıaya uygun olduğu yönünde beyanı alındıktan sonra, yemin konusunun duruşma tutanağına yazılması ve okunarak yemin teklif edene imza ettirilmesi uygun olur. Bundan sonra hakim, yemin şeklini okuyup, yemin metnini okuyup, yalan yere yeminin sonuçları konusunda gerekli ihtaratı yapar. Yemin edecek taraf, yemin konusunun yeterli açıklıkta olmadığını ileri sürerse, hakim, karşı tarafın görüşünü aldıktan sonra derhal bu konuda kararını verir ve gerekirse yemin metnini tekrar düzenler. Hakim, HMK 233/4.maddesindeki şekle uygun olarak yemin yaptırdıktan sonra, yemin eden tarafın ifadesini dinleyip aynen tutanağa geçer ve yazılanları yüksek sesle okuyup yemin eden tarafa yeminininde ısrar edip etmediğini sorar. Yemin edenin beyanında ısrar etmesi halinde bu beyan da tutanağa geçerildikten sonra imzası alınmasıyla birlikte yemin tamam olur. Yemin davetiyesinin, yemin teklif edilen gerçek veya tüzel kişinin bizzat kendisine çıkartılması ve usulüne uygun bir biçimde tebliği zorunlu ise de, talimat mahkemesince yemin davetiyesi davalı şirketin tüzel kişiliği yerine davalı şirketin temsilcisi sıfatıyla Temel Nazlı’ya çıkarılması doğru olmamıştır. Ayrıca, TTK m. 371/3’de temsil yetkisinin sınırlandırılması düzenlenmiştir. Somut olayda davacı şirketi temsile yetkile kişilere ilişkin olarak, sunulan imza sirkülerine göre, 50.000.- TL’ye kadar olan işlemlerin 1. Grup D sınıfı imza yetkililerinden herhangi biri ile birlikte 2. Grup D sınıfı imza yetkililerinden herhangi birinin müşterek imzaları ile gerçekleştirileceği belirtilmiştir. Bu durumda, yemin eda ettirilmek istenilen ve 2. Grup D sınıfı imza yetkilisi olduğu anlaşılan Temel Nazlı’nın, yemin edası sırasında şirketi tek başına temsile yetkili olup olmadığı hususunda bir değerlendirme yapılmaksızın bu kişiye yemin ettirilmesi yerinde olmamıştır. Somut olayda mahkemece, davalı şirket yetkilisine yukarıda izah olunduğu üzere HMK 225 vd. maddelerinde gösterilen merasime uygun şekilde yemin davetiyesi gönderilmemiş, gelen kişinin yemine yetkili olup olmadığı kontrol edilmeksizin ve yemin metnine yönelik itirazları değerlendirilmeksizin yemine zorlanmış olup, duruşmaya gelen Temel Nazlı’nın kontrol edilmeyen metin uyarınca yemin etup olmadığı kontrol edilmeksizin ve yemin metnine yönelik itirazları değerlendirilmeksizin yemine zorlanmış olup, duruşmaya gelen Temel Nazlı’nın kontrol edilmeyen metin uyarınca yemin etmeyeceğine yönelik beyanının yeminden kaçınma olarak değerlendirilmesi doğru olmamış ve bu nedenle hükmün temyiz eden davacı taraf yararına bozulmasını gerektirmiştir.. ” gerekçesi ile bozulmuştur.
Bozma sonrası yukarıda yazılı esas numarasına kaydı yapılan işbu dosyanın yapılan yargılaması kapsamında; usul ve yasaya uygun bulunmakla Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 14/10/2020 tarih, 2018/5618 Esas -2020/4127 Karar sayılı ilamına uyulmasına karar verilmiştir.

Mahkememizce uyulan bozma ilamı doğrultusunda, davacı şirketin yetkilileri olduğu anlaşılan Ümit Mağat ve Ersin Erinç’in adreslerine göre yemin edası için mahal mahkemelerine talimat yazılmıştır.
Her iki temsilci de mahkememizce mahal mahkemelerine yazılan talimat kapsamında, “…4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/381 Esas sayılı dosyasında davalı tarafın 24.851,62 TL tutarında hasar bedelinin taşıma bedelinden mahsubu konusunda ve bu dosya ile birleşen …6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/806 Esas sayılı dosyasında 17.570,49 TL hasar bedelinin taşıma bedeli alacağından mahsubu ile alacak-borç kalmadığı noktasında taraflar arasında bir anlaşma yapılmadığı, davalı tarafın iddia ettiği, hasar bedelinin taşıma alacağından mahsup edildiğinin … Yurtiçi ve Yurtdışı Taşaımacılık AŞ tarafından kabul edilmediğine dair namusum, şerefim, kutsal saydığım bütün inanç ve değerler üzerine yemin ediyorum” şeklindeki yemin metni uyarınca yeminlerini eda etmişlerdir.
Bu nedenlerle; davacının asıl dava ve birleşen dosya kapsamında, yemin deliline dayalı olarak yapılan yemin edası ile davalarını ispatladığı anlaşılmakla; asıl dava ve birleşen davanın ayrı ayrı kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Asıl dosya bakımından;
Davanın KABULÜ İLE;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine …7. İcra Müdürlüğü’nün 2010/11346 E. sayılı takip dosyasıyla yapılan takibe davalının vaki itirazının iptali ile takibin 26.523,56 TL asıl alacak üzerinden takip talebindeki koşullarla devamına,
2-Hükmolunan alacağın %20si üzerinden hesaplanan 5.304,71 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 1.811,82 TL harçtan peşin alınan 17,15 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.794,67 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 17,15 TL başvurma harcı, 259,10 TL peşin harç, 2,75 TL vekalet harcı, tebligat ve müzekkere gideri 439,2‬0 TL, bilirkişi ücreti 1.490,00 TL olmak üzere toplam 2.208,2‬0 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan posta ve müzekkere gideri 47,30 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider avansı var ise hükmün kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iadesine,
Birleşen …6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/806 Esas sayılı dosya bakımından;
Davanın KABULÜ İLE;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine …7. İcra Müdürlüğü’nün 2010/12074 E. sayılı takip dosyasıyla yapılan takibe davalının vaki itirazının iptali ile takibin 13.135,80 TL asıl alacak üzerinden takip talebindeki koşullarla devamına,
2-Hükmolunan alacağın %20si üzerinden hesaplanan 2.627,16 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 897,31 TL harçtan peşin alınan 129,20 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 768,11‬ TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 17,15 TL Başvurma harcı, 129,20 TL Peşin harç, 2,75 TL Vekalet harcı, tebligat gideri 50,00 TL olmak üzere toplam 199,1‬0 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Kullanılmayan gider avansı var ise hükmün kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iadesine,

Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/09/2022

Katip …
E-imzalı.

Hakim …
E-imzalı.