Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/160 E. 2022/115 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/160 Esas
KARAR NO : 2022/115

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. … -…
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … …
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali (OSB Genel Kurul Kararının İptali)
DAVA TARİHİ : 17/03/2021
KARAR TARİHİ : 23/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali (OSB Genel Kurul Kararının İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı … bölgesinin 18/02/2021 tarihli Genel Kurul toplantısında oyçokluğu ile alınan 10 no’lu karar ile Ankara İvedik Organize OSB’nin şirket kurması, varolan şirketlere ortak olması ve ortak şirket kurmasına karar verildiğini, ancak sözkonusu kararın kötüniyetli olarak alındığını ve kurulacağı veya ortak olunacağı kabul edilen Şirketlerin hangi amaca hizmet edeceği, kurulan ve kurulması planlanan şirketlerde kimlerin ne şekilde yarar sağlayacağının belirtilmediğini beyanla bahse konu genel kurul kararının iptaline ve öncelikle icrasının tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Davalı vekili sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiğini, dava konusu genel kurul toplantısında alınan kararın OSB Kanunu ile Uygulama Yönetmeliğine uygun olduğunu, davacının iddiasının soyut ve hukuki temelden yoksun olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
-Genel kurul toplantı tutanağı ve hazirun cetveli
-Bilirkişi raporu
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, organize sanayi bölgesi genel kararının iptlali istemine ilişkindir.
Davacı vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyamıza celp edilen Genel kurul toplantı tutanağı ve hazirun cetveli ile muhalefet şerhi incelenmiş, davalı … Bölgesinin (OSB) 18/02/2021 tarihinde yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan dava konusu 10 no’lu karar ile davalı … OSB’ye ortak şirket kurabilmesi konusunda izin verildiği ve bu konudaki işlemleri başlatmak ve sonuçlandırmak üzere Yönetim Kuruluna yetki verildiği, sözkonusu kararın yapılan oylama sonucunda 1 red oyuna karşılık oy çokluğu ile kabul edildiği, davacının muhalefet şerhinin genel kurul toplantı tutanağına yansıtılmadığı ancak davalının dosyamıza gönderdiği Genel kurul toplantı tutanağı ekinde yer aldığı , işbu davanın 17/03/2021 tarihinde 4562 sayılı OSB Kanununun 25. maddesinin genel kurul toplantı esas ve kuralları için yönetmeliğe yaptığı atıf gereğince OSB Uygulama yönetmeliğinin 34. maddesinin 1. fıkrası gereğince toplantıyı izleyen günden itibaren 1 aylık hak düşürücü süre içerisine açıldığı anlaşılmıştır.
Taraf delilleri toplandıktan sonra dosyamızda alınan bilirkişi raporunda özetle; dava konusu karar, davalı Ankara …’nin genel kurulunda alınan 10 numaralı genel kurul kararı olup bir OSB genel kurul kararının iptal edilebilmesi için “Öncelikle kanun, yönetmelik, kuruluş protokolü ve ana sözleşmede belirtilen hususlar ve iyi niyet esaslarına aykırı ” olduğunun ortaya konulmuş olmasının zorunlu olduğunu, Organize Sanayi Bölgeleri Yönetmeliğinde faaliyet alanında mevcut bir şirkete ortak olma ve şirket kurma işlemlerinin OSB’lerin menfaatlerine hizmet etmesi için gerekli bazı ek önlemler alındığını, kurulacak şirket sözleşmesinde, yönetim ve hisse çoğunluğunun OSB’lerde kalacağı ve bu hükmün değiştirilemeyeceği hususuna yer verilmesinin zorunlu kılındığını, Bakanlık izni alınacağının öngörüldüğünü, genel kurula bırakılan söz konusu yetkinin (şirket kurma veya şirkete ortağa olma yetkisinin) hukuka ve dürüstlük kuralına aykırı olarak kullanılıp kullanılmayacağı, ancak işlem yapıldığında ortaya çıkacağını, genel kurul kararına dayanılarak şirket kurma işlemi yapan organın özen yükümlülüğünün ihlali ve sorumluluk ilkeleri ile ilgili bir husus olduğunu, yetki verilen organın “OSB dışındaki bir amaca hizmet edecek ya da OSB dışı kişilere yarar sağlanacak” şekilde işlem yapması halinde sorumluluk esaslarının işletilebileceğini, salt Yönetmelik’teki yetkinin kullanılması ve genel kurulun Yönetmelik’te zaten tanınmış olan bir yetkiyi kullanmasına izin verilmiş olmasının kötüniyetin varlığını ispat için yeterli olmadığını, kötüniyetin varlığını ispata elverişli bir kanıtın mevcut olmadığı mütalaa edilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, rapor içeriği dosya kapsamındaki verilere uygun ve denetime elverişli görülmekle yeniden rapor alınmasına gerek görülmemiştir.
Davalı taraf, 4562 sayılı Kanun hükümlerine tabi olup uyuşmazlığın niteliği de dikkate alındığında öncelikle bahse konu Kanun ve Yönetmelik hükümlerinin irdelenmesi gerekmektedir.
Bu bağlamda, 4562 Sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun 1. Maddesinde “Bu Kanunun amacı organize sanayi bölgelerinin kuruluş, yapım ve işletilmesi esaslarını düzenlemektir. “2. Maddesinde” Bu Kanun, organize sanayi bölgelerinin ve üst kuruluşlarının oluşumunu, organlarını, işleyişini, yönetim ve denetimini düzenleyen hükümler ile bunlarla ilgili kişi ve kuruluşların görev, yetki ve sorumluluklarını belirleyen hükümleri kapsar.” düzenlemeleri ile, kanunun amaç ve kapsamı belirlenmiştir. Aynı yasanın 3. Maddesinde ise OSB’nin tanımı, “Organize Sanayi Bölgeleri (OSB): Sanayinin uygun görülen alanlarda yapılanmasını sağlamak, çarpık sanayileşme ve çevre sorunlarını önlemek, kentleşmeyi yönlendirmek, kaynakları rasyonel kullanmak, bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanmak, sanayi türlerinin belirli bir plan dahilinde yerleştirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla; sınırları tasdik edilmiş arazi parçalarının imar planlarındaki oranlar dahilinde gerekli idari, sosyal ve teknik altyapı alanları ile küçük imalat ve tamirat, ticaret, eğitim ve sağlık alanları, teknoloji geliştirme bölgeleri ile donatılıp planlı bir şekilde ve belirli sistemler dahilinde sanayi için tahsis edilmesiyle oluşturulan ve bu Kanun hükümlerine göre işletilen mal ve hizmet üretim bölgeleri ” şeklinde yapılmıştır.

4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu (RG. 15/4/2000, Sayı : 24021), m. 3.h hükmüne göre: “Organize Sanayi Bölgesi (OSB): Sanayinin uygun görülen alanlarda yapılanmasını sağlamak, çarpık sanayileşme ve çevre sorunlarını önlemek, kentleşmeyi yönlendirmek, kaynakları rasyonel kullanmak, bilgi ve bilişim teknolojilerinden yararlanmak, sanayi türlerinin belirli bir plan dâhilinde yerleştirilmesi ve geliştirilmesi amacıyla, sınırları tasdik edilmiş arazi parçalarının imar planlarındaki oranlar dâhilinde gerekli ortak kullanım alanları, hizmet ve destek alanları ve teknoloji geliştirme bölgeleri ile donatılıp planlı bir şekilde ve belirli sistemler dâhilinde sanayi için tahsis edilmesiyle oluşturulan ve bu Kanun hükümlerine göre kurulan, planlanan ve işletilen, kaynak kullanımında verimliliği hedefleyen mal ve hizmet üretim bölgelerini ” ifade etmektedir.
Aynı Kanunun 4562 sayılı Kanun m. 5 hükmüne göre: “OSB, müteşebbis heyetin veya genel kurulun vereceği karar üzerine yönetim kurulunun başvurusu üzerine Bakanlıkça verilen kamu yararı kararı ve sınırları belirlenmiş yetki çerçevesinde kamulaştırma işlemleri yaptırabilen bir özel hukuk tüzel kişiliğidir.”
OSB’lerin nitelikleri ise 5. Madde de, ” (Değişik: 4/7/2012-6353/20 md.) OSB, müteşebbis heyetin veya genel kurulun vereceği karar üzerine yönetim kurulunun başvurusu üzerine Bakanlıkça verilen kamu yararı kararı ve sınırları belirlenmiş yetki çerçevesinde kamulaştırma işlemleri (…)(1) yaptırabilen bir özel hukuk tüzel kişiliğidir. (Ek cümle : 20/2/2014-6525/21 md.)…” şeklinde belirtilmiştir.
Konu ile ilgili olarak 02/02/2019 tarih ve 30764 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe konulan Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği’nin 65/2.maddesinde ise; “OSB’ler, faaliyetleri için anonim şirket kurabilir ya da kurulu bir anonim şirkete ortak olabilir. Şirket sözleşmesinde, yönetim ve hisse çoğunluğunun OSB’lerde kalacağı ve bu hükmün değiştirilemeyeceği hususuna yer verilir. (Ek cümleler:RG-3/7/2020-31174) Ayrıca, OSB’lerin Bakanlığın iznini alarak kurdukları anonim şirketler, yatırımcının yazılı talebine istinaden OSB mülkiyetindeki parseller de dâhil olmak üzere OSB içinde yer alan sanayi parselleri ve hizmet destek alanında bulunan parsellerin üst yapılı veya üst yapısız alışına, satışına, kiralanmasına ve üst hakkı kurulmasına ilişkin işlem tesis edebilirler. OSB’lerin kuracağı şirketler, katılımcı hak ve yükümlülüklerine sahiptir. Bu şirketlerin ana sözleşmesinde, hisselerin tamamının OSB’lerde kalacağı ve bu hükmün değiştirilemeyeceği hususuna yer verilir. Bakanlık, OSB’lerin kuracağı anonim şirketin ana sözleşmesi, ortaklık yapısı, işleyişi, faaliyetleri ve diğer hususları hazırlayacağı usul ve esaslar ile belirlemeye yetkilidir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu bilgiler ışığında yapılan yargılama ve dosya kapsamı değerlendirildiğinde ise; davacının dava konusu Genel kurul toplantısında alınan davalı OSB’ye şirket kurma konusunda yetki verilmesine ilişkin kararın iptalini talep ettiği, bu durumda alınan kararın yasa, ana sözleşme ve iyiniyet kuralına aykırılılığını iddia ve kanıtlamakla yükümlü olduğu, yukarıda değinilen kanun ve yönetmelik hükümleri kapsamında davalı OSB’nin faaliyet alanı ile ilgili olarak kuruluş amacı çerçevesinde şirket kurmasına veya daha önce kurulmuş olan şirketlere ortak olmasında yasal engel bulunmadığı, diğer taraftan davacı tarafından bahse konu genel kurul kararının iyiniyet kuralına ve ana sözleşmeye aykırılığı konusunda bir delil de sunulmadığı, diğer taraftan genel kurul kararında şirkete ortak olma yönünde verilen yetkinin yönetim kurulu tarafından OSB Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği hükümlerine aykırı olarak kullanılması durumunda uygulanması gereken yaptırımların yönetim kurulu üyelerinin hukuki ve cezai sorumluluğuna ilişkin olup bu hususun şirkete ortaklığın henüz gerçekleşmediği aşamada başlıbaşına kararın iptalini gerektiren bir olgu olarak değerlendirilemeyeceği, durumda ise; davacının dava konusu genel kurul kararının iptali koşullarının varlığını kanıtlayamadığı kanaatine varılmakla; haklılığı kanıtlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı maktu 80,70-TL olup peşin yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40-TL harcın davacıdan alınarak Maliye Hazinesine gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendileri üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacılara İADESİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yasa yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 23/02/2022

Başkan …
e-imza

Üye …
e-imza

Üye …
e-imza

Katip …
e-imza