Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/96 E. 2022/970 K. 09.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/96 Esas – 2022/970
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
YARGILAMA YETKİSİNİ KULLANAN MAHKEMEMİZCE VERİLEN KARAR

ESAS NO : 2020/96 Esas
KARAR NO : 2022/970

HAKİM :…
KATİP :….

DAVACI …
DAVALI …
DAVA : Alacak (İnanç Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/04/2018
KARAR TARİHİ : 09/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/01/2023

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, davacı ile davalı arasında 10.03.2017 tarihli inanç sözleşmesi gereğince birlikte kurdukları şirkette davacının çalışması karşılığı ücreti, şirket sermayesinin % 51’i, şirket adına davacının yaptığı prim ödemeleri, sermaye payının şimdilik 86.075,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalının cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava taraflar arasında düzenlenmiş inanç sözleşmesi başlıklı sözleşme uyarınca, davacı ile davalının ortak oldukları şirkette, davacı diş hekiminin şahsi emeği, davalının sermayesi ile kurulan şirkette, davacıya yapılacak ödemelerin davalı tarafından ödeneceğinin hükme bağlandığı görülmektedir.
Uyuşmazlığın Ticaret Mahkemesi görev alanına girebilmesi için tarafların tacir olması ya da mutlak ticari dava olması gerekmektedir. Her ne kadar davacı ve davalı şirket ortakları ise de, davacı ile davalı inanç sözleşmesi düzenlemek suretiyle TTK’da yer alan hükümler dışında özel hükümler getiren bir sözleşme düzenlemiş olup, sözleşme hükümlerinin geçerliliği doğrultusunda uyuşmazlığın çözümünde kullanılması gerekmektedir. Bu nedenle şirket ile ortağı arasında bir uyuşmazlık içermeyen ve her iki tarafın tacir olmadığı davada uyuşmazlığın çözüm yerinin Asliye Ticaret Mahkemesi olmadığına dair mahkememizce 05/07/2019 tarihinde karar verilmiştir.
Verilen bu karara karşı gidilen yasa yolu incelemesi neticesinde mahkememiz kararı …Bölge Adliye Mahkemesi 13 HD’nin 19/12/2019 tarih 2019/1920 Esas-2019/1950 Karar sayılı ilamı ile “….Dosya kapsamından, davacı ve davalının şirket ortağı olduğu, davacı ile davalının aralarında imzaladıkları inanç sözleşmesi gereği bir şirket kurduğu, şirketin kapatılmasına karar verildiği, sözleşme gereği davacının davalıdan %51’lik pay bedelinin geri ödenmesini talep ettiği, uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesini ilgilendirdiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davanın Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerektiğinin kabulü ile….” gerekçesi ile kesin olarak kaldırılmıştır.
İstinaf incelemesi sonrası yukarıda yazılı esas numarasına kaydı yapılan işbu dosyanın yürütülen yargılaması kapsamında;
Dava, “Davacı ile davalı arasındaki inanç sözleşmesi gereği kurulan şirkette davacının diş hekimi ve ortak olarak yer aldığı, davacıya maaş ödemesi ve prim alacağı yapılmadığı gibi şirket adına yapılan ödemelerin kendisine ödenmediği sözleşme gereğince cezai şart ve sermaye payı alacağının da ödenmediği iddiasına dayalı alacak” istemine ilişkindir.
Talep, 10/03/2017 tarihli inanç sözleşmesi, ticari defterler, yapılan bilirkişi incelemesi sonucu dosyaya ibraz edilen 24/04/2021 tarihli kök ve 03/11/2022 tarihli bilirkişi heyeti ek raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; 24/04/2021 tarihli raporda, davacının, davalı ile Etident Ağız ve Diş Sağlığı A.Ş’yi kurduğu ve %51 hisseye sahip görünmekte ise de esasen bu şirketin kuruluşu için diş hekiminin %51 hisseye sahip olması gerektiğinden davacının %51 ‘lik hissesinin görünürde olduğu ve maaş +primle çalıştığının anlaşıldığı, davacının son 6 aylık toplam 54.000,00 TL maaşını alamadığı belirtilmiş olup, davalı tarafın bu hususta ödeme belgesine rastlanmadığı, davacının davalı adına toplamda 25.062,64 TL ödemiş olduğu, bu ödemenin %20’sinin 5.012,53 TL olarak hesaplandığı tespit edilmiştir.
Davalının mernis adresine, davaya dayanak inanç sözleşmesi konusunda isticvap edileceği ve bilirkişi incelemesine esas olmak üzere ticari defterlerin bulunduğu yere yönelik beyanda bulunması için çıkarılan ihtaratlı davetiyenin 29/04/2022 tarihinde tebliğ edildiği ancak davalının ticari defterlerin bulunduğu adres ve şirket yetkilisinin iletişim bilgilerini bildirmediği anlaşılmıştır.
Davalının kendisine çıkarılan ihtaratlı isticvap davetiyesine rağmen mazeret bildirmeden duruşmaya katılmaması nedeni ile davaya dayanak inanç sözleşmesini, HMK-171. madde uyarınca kabul ettiği sonucuna varılmıştır.
24/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda, davacının son 6 aylık maaşı tutarında hesap hatası olduğu görülmekle, bu hatanın düzeltilmesi için temin edilen 03/11/2022 tarihli ek raporda, şirketin kuruluşu 0/03/2017 tarihinden şirketin kapatılma tarihi olan 07/03/2018 tarihine kadar 1 yıl geçtiği kabul edildiği takdirde ilk 6 ay için 6.000×6=36.000 TL ikinci 6 ay için ise alınması gereken maaş tutarının 8.000×6=48.000 TL olduğu hesaplanmış, yapılan düzeltme sonrası davacının ilk 6 aylık maaş tutarı 36.000 TL son 6 aylık maaşı 48.000 TL olup, davacının 54.000 TL maaş olduğunu beyan ettiği, davalının maaş ödemelerine ilişkin herhangi bir belge ibraz edemediği, davacının davalı adına 25.062,64 TL ödemiş olduğu, bu ödemenin %20’sinin ise 5.012,53 TL olarak hesaplandığı bildirilmiştir.
Yukarıda içeriği açıklanan hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi ek raporu gözetildiğinde, davacının dava konusu ettiği toplam 86.075,00 TL alacak tutarından 54.000 TL maaş alacağı ve 5.012,53 TL cezai şart alacağı kalemlerine ilişkin tutarlar yönünden davanın kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin prim alacağı talebi yönünden ise davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile 54.000,00 TL maaş ve 5.012,53 TL cezai şart tutarının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alınması gerekli 4.031,14 TL harçtan peşin alınan 1.469,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.561,19 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanıp takdir edilen 9.442,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olarak 35,90 TL Başvurma harcı, 1.469,95 TL Peşin harç, 5,20 TL Vekalet harcı, 323,7‬0 TL tebligat ve müzekkere gideri, iki bilirkişi ücreti 2.400,00 TL olmak üzere toplam 4.234,75‬ TL’nin kabul ve red oranı dikkate alınarak 2.902,92 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan masrafın davacı üzerinde bırakılmasına,

4- Kullanılmayan gider avansı var ise hükmün kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde …Bölge Adliye Mahkemelerinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/12/2022

Katip …
E-imza

Hakim…
E-imza