Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/680 E. 2021/367 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/680 Esas – 2021/367
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/680 Esas
KARAR NO : 2021/367
HAKİM :….
KATİP ….

DAVACI :….
VEKİLİ : Av….
DAVALI ….
VEKİLİ : Av…..

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/12/2020
KARAR TARİHİ : 31/05/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili, müvekkili tarafından işletilen köprü ve otoyoldan davalıya ait aracın ihlalli geçişleri nedeniyle ödenmeyen geçiş ücreti ile yasadan kaynaklanan para cezalarının tahsili amacıyla müvekkilinin Ankara ….. İcra Müdürlüğü’nün 2018/9640 E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının takibe haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, mahkememizin yetkisine itiraz etmiş, ve esas bakımından da davanın reddini istemiştir.
Ayrıca İcra dosyasına yaptığı itiraz sırasında icra dairesinin yetkisine de itiraz ederek yetkili icra dairesinin Gaziosmanpaşa İstanbul İcra dairesi olduğunu iddia etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı şirket tarafından işletilen köprü ve otoyoldan davalıya ait aracın ihlalli geçişleri nedeniyle doğan ve yasal süresi içerisinde ödenmeyen geçiş tutarları ve yasadan kaynaklı para cezası bedellerinin tahsili amacıyla başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Davalı taraf, yapılan takipte icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiştir. Bu sebeple, öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın değerlendirilmesi elzemdir.
İcra Dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olmayıp, alacaklının yetkisiz bir icra dairesinde takip yapması halinde, icra dairesi kendiliğinden yetkisizliğini gözetemeyeceği için borçlunun itiraz yolu ile bunu ileri sürmesi gerekir.
Davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine itiraz etmesi durumunda 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenmelidir.
2004 sayılı İİK’nun 50. maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. 6100 sayılı HMK’nun 6. maddesi, aksine bir hüküm olmadıkça, her davanın, açıldığı tarihte davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinde görüleceğini öngörmektedir. Bu hükme göre, genel yetkili mahkeme davalının ikametgahı mahkemesidir.
İlamsız icrada yetki hususunda da aynı hüküm geçerlidir. Bu durumda, ilamsız icrada genel yetkili icra dairesi HMK.nun 6. maddesi gereği borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki icra dairesidir.
Öte yandan, HMK’nun 10. maddesine göre, itirazın iptali davasına konu alacak sözleşmeden kaynaklanıyorsa dava, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. Borcun ifa yeri Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesine göre tayin edilmelidir. Bu hükme göre borcun ifa yeri açık veya örtülü olarak belirlenmişse dava belirlenen bu yer mahkemesinde açılabilir. Borcun ifa yeri sözleşmeden açık veya örtülü olarak anlaşılamıyorsa ve borç bir miktar paradan ibaretse alacaklının ödeme zamanındaki ikamet mahkemesinde dava açılabilir.
Davanın dayanağını oluşturan 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5. maddesi “4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. (Mülga ikinci ve üçüncü cümle: 16/5/2018-7144/18 md.).” hükmünü içermektedir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde,
Az yukarıda da ifade edildiği gibi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89/1-1 bendi gereğince; para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Takip ve dava konusu olan geçiş ücretinden kaynaklanan tutar ile birlikte para cezasının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenecek para borçlarından biri olarak kabul etmek mümkün değildir. Zira, 6001 sayılı Kanun’un 30/5.maddesinde, sadece geçiş ücreti değil aynı zamanda geçiş ücretinin dört katı tutarında para cezası öngörülmüştür. Para cezasından kaynaklanan bir borcun Türk Borçlar Kanunu’nun 89.maddesinde düzenlenen borçlardan olmadığı açıktır. Bu sebeple anılan hükmün eldeki davada uygulanma olanağı yoktur. (Konuyla ilgili emsal kabul edilen BAM kararları da bu doğrultudadır. Emsal karar; Ankara BAM 25. Hukuk Dairesi, 03/02/2021 Tarih, 2019/2361 Esas, 2021/181 K. sayılı karar)
Bu doğrultuda, dosyadaki bilgi ve belgelere göre Somut olayda, davalı borçlunun ikametgahının İstanbul olduğu ve ihlalli geçişten kaynaklanan para cezasına konu eylemin gerçekleştirildiği yerin de Ankara yargı çevresinin dışında olduğu (İstanbul Avrupa Yakası) anlaşılmaktadır. Bu durumda, yetkili icra dairesi davalının ikametgahının bulunduğu İstanbul ya da ihlalli geçişten kaynaklanan para cezasına konu eylemin gerçekleştiği yerdir. Davalının Ankara icra dairesinin yetkili olmadığına, yetkili icra dairesinin kendi seçimine göre de…icra dairesi olduğuna dair icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazı usul ve yasaya uygundur.
Yukarıda anlatılan nedenlerle, davanın dayanağı takibin yetkili icra dairesinde yapılmaması, davalının süresinde, takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş olması, hususları birlikte değerlendirildiğinde yetkili icra dairesinde usulüne uygun bir icra takibinin bulunmadığı, geçersiz takibe dayalı olarak eldeki davanın açıldığı sonucuna varılarak davanın bu nedenle usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. (Emsal kabul edilen diğer karar; Ankara BAM ….. Hukuk Dairesi, 03/02/2021 Tarih, 2019/2329 Esas, 2021/180 K. sayılı karar, )

HÜKÜM : Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1- Yetkili İcra Dairesinde usulüne uygun bir icra takibi bulunmadığından geçersiz takibe dayalı olarak açılan itirazın iptali davasının reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçtan düşümü ile kalan 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4- Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden AAÜTuyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretini davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/05/2021

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır