Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/671 E. 2022/857 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/671 Esas – 2022/857
TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ

T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/671 Esas
KARAR NO : 2022/857

BAŞKAN : …
ÜYE :…
ÜYE : …
KATİP : …

DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2-….
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 3- …
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/12/2020
KARAR TARİHİ : 09/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda;
Dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
İDDİA VE İSTEK :
Davacı vekili Av….sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili Şirket aleyhine … E. sayılı takip dosyasında takip dayanağının 04/01/2017 tanzim tarihli, 30/12/2019 vadeli 2.000.000,00-TL bedelli bono olduğunu, müvekkili şirket adına senedi düzenleyen ve şirket adına imzalayanın şirketin eski yetkilisi davalı… olduğunu, senette alacaklı görünenin davalı …, ciro yoluyla senedi devralan ve icra takibine başlatanın ise davalı… olduğunu, …un şirketi temsil ve ilzam yetkisinin 22/05/2007 tarihinde sona ermiş olduğunu, adı geçenin yetki süresi içinde şirket adına 04/01/2017 tanzim tarihli 2.000.000,00- TL’lik bononun şirket kayıtlarında mevcut olmadığını, her ne kadar bononun …’un yetki süresinde düzenlendiği görünse de bononun sonradan düzenlenmiş olmasına rağmen geçmişe dönük tarih atılarak şirket adına davalı …tarafından imzalanmış olduğunu, davalı Veysel’in yetki süresinin sona ermesinden sonra müvekkili şirketi temsilen senet düzenlemesi mümkün olmadığı halde tanzim tarihinde hile yaparak sanki yetki süresi içerisinde düzenlemiş gibi göstererek imzaladığı, bu senedin sahte olması nedeniyle hiçbir şekilde müvekkili şirketi bağlamayacağını, 6102 sayılı TTK’nın 677. maddesi gereği; borçlanmaya ehil olmayan kişi tarafından imzalanan senet “geçersiz” olacağından, 04/01/2017 tanzim tarihli senedin müvekkili şirketi bağlamayacağını, ayrıca müvekkili şirket ile davalı/alacaklı… arasında hiçbir hukuki ve ticari ilişki bulunmaması nedeniyle, bu şekilde bir bono düzenlenmesinin hiçbir dayanağı da bulunmadığını, takip dayanağı bono’nun geçmişe dönük bir tanzim tarihi atılarak eski şirket yetkilisi … tarafından imzalanmış olduğunu ve ekte sundukları 26/05/2017 tarihli “İbra Sözleşmesi, yine bu sözleşmeye ekli “borç listesi”nin müvekkili şirketin ticari defterlerinin incelenmesiyle ortaya çıkacağını, özellikle 26/05/2017 tarihli “İbra Sözleşmesi’nde …’un sözleşme tarihi itibariyle; şirket kayıtlarında görünmeyen hiçbir borç yapmadığını gayrikabili rücu olarak kabul, beyan ve taahhüt ettiğini beyanla fazlaya dair her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla öncelikle ihtiyati tedbir kararı verilerek davaya konu 04/01/2017 tanzim tarihli senedin yetkisiz kişi tarafından sonradan düzenlenen ”sahte” ve “geçersiz” bir senet olduğunun tespitine,… E. Sayılı icra takibi dayanağı, 04/01/2017 tanzim tarihli, 30/12/2019 vadeli ve 2.000.000,00-TL bedelli “sahte” ve “geçersiz” senedin iptaline, İİK 72.m. uyarınca aleyhe başlatılan…E. Sayılı icra takip dosyası kapsamında müvekkil şirketin “borçlu olmadığının” tespiti ile icra takibinin iptaline, haksız ve kötü niyetle takip başlatılması nedeniyle lehlerine asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA :
Davalılardan …sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının, icra takibine konu edilen kambiyo evrakındaki imzanın şirket yetkilisine ait olduğunu, ancak şirket yetkilisinin şirketi devretmeden önceki tanzim tarihini sonradan yazarak şirketi borçlandırdığı ve bu çerçevede gerçek bir borç ilişkisinin olmadığı ve bu borç senedinin şirket kayıtlarında olmadığı iddiası ile huzurdaki davayı açmış olduğunu, uyuşmazlığın esası hakkında beyanda bulunmadan önce davacının gerek müvekkili gerekse diğer davalı … hakkında oluşturmaya çalıştığı bu kişiler yurt dışına kaçmıştır gibi gerçek dışı beyanına ilişkin olarak beyanda bulunma zaruretinin hâsıl olduğunu, davacının gayesinin gerek müvekkili gerekse diğer davalı aleyhinde bir algı oluşturmaktan ibaret olduğunu, müvekkili… ve diğer dayalı …’un hem İsviçre hem de Türk vatandaşı olduklarını, uluslararası yatırım danışmanlığı yaptıklarını, dosyada mevcut İbraname başlıklı sözleşmede dahi …’un adresinin … olduğu, müvekkili…’un adresinin ise yine İsviçre olduğunun görüleceğini, davacının, müvekkili ve diğer davalı aleyhine oluşturmaya çalıştığı algının tamamen kötü niyete dayandığını, davacının, şirketin eski ortakları ile şirket arasındaki Nisbi Sözleşme İlişkisine taraf olmayan müvekkilinin taraf olmadığı bir ilişkiye sokmaya çalıştığını, davacının müvekkili…ile arasında hukuki ilişki bulunmadığına dair beyanın gerçeği yansıtmadığını, davacı şirket kayıtlarının müvekkili açısından muteber olmadığını, tutarların şirket kayıtlarında olup, olmamasının müvekkilini ilgilendirmediğini, kambiyo ilişkisi ile ilgili olarak … T. 16.04.2019 tarihli karar hükmü belirtildikten sonra, davacı şirket yetkilisinin imzaladığı evraka ilişkin imzasını ikrar etmiş olduğunu, şirket yetkilisinin dayanılan belge ile diğer kişilere ilişkin nisbi savunma sebeplerinin, kambiyo hukuku bakımından cirantalara ve hamile karşı ileri sürülemeyeceğini, mevcut evrakın sahte değil gerçek olduğu beyanla hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile kötü niyetli davacının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı … vekili ise sunduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde icra takibine konu 04/01/2017 tanzim tarihli ve 2.000.000,000-TL bedelli bononun … tarafından geçmişe dönük olarak kendi yetkili olduğu süre içerisinde imzalamış gibi gösterildiğinin iddia edildiğini, ancak davacının dava dilekçesinde sahtelik iddiasını ispat edecek hiçbir delil sunmamış olduğunu, ıspat yükünün tamamen davacıya ait olduğunu, davacının 04.01.2017 tarihinde tanzim edilen ve davalı … tarafından imzalanan senedin geçmişe dönük olarak imzalandığı yönündeki iddiaların her hangi bir dayanağı bulunmadığı gibi bu iddiaların tamamen kötü niyetli olduğunu, TTK hükümleri uyarınca borçlanmaya ehil kişi tarafından düzenlenen senet geçerli olacağından 04/01/2017 tanzim tarihli bononun davacı şirketi bağlayacağını, dava konusu bononun lehdarı …’un müvekkiline ciro etmiş olduğunu, müvekkilinin iyiniyetli üçüncü kişi olması nedeniyle davacı şirket ile diğer davalılar asındaki hukuki ilişkiyi bilmesine imkân bulunmadığını, dava konusu senedin davacı Şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmamasının onu hükümden düşürmeyeceği gibi geçerliliğine de halel getirmeyeceğini, .. Başkanlığı’nın 06/11/2014 tarihli, …Karar sayılı ilamının da bu yönde olduğunu beyanla davacının haksız davasının reddi ile davacının %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Diğer davalı …’a dava dilekçesi ve tensip zaptı 7201 sayılı Kanunun 25/a.m. uyarınca yurt dışı adresinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde davalı yan duruşmalara katılmadığı gibi kendisini vekil ile de temsil ettirmemiştir.
DELİLLER :
-İbra Sözleşmesi
– … E. sayılı takip dosyası
-Bilirkişi raporu
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, kambiyo senedine dayalı icra takibi nedeni ile borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili duruşmada dava dilekçesini aynen tekrar ile istemi gibi karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyamız arasına örneği celp edilen … E. sayılı takip dosyası incelendiğinde; dava konusu borçlu olunmadığının tespiti talep edilen 04/01/2017 tanzim, 30/12/2019 ödeme tarihli ve 2.000.000,00-TL bedelli bonoya dayalı olarak dosyamız davalısı takip alacaklısı … tarafından dosyamız davacısı Şirket aleyhine başlatılan ilamsız icra takibi olduğu, bononun lehdarının davalı …, cirantasının davalı… ve diğer davalı …’ın ise; senedin yetkili hamili olduğu, takibe vâki davalı takip borçlularının itirazı üzerine yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı Şirkete ait ticaret sicil kaydı celp edilerek incelenmiş, davacı Şirketin 26/03/2015 tarihinde yapılan Genel Kurul toplantısında alınan karar gereğince 3 yıl süre ile davalı … ile …’n münferiden temsile yetkilendirildikleri, 22/04/2015 tarihli Yönetim Kurulu kararı ile…’ın Şirket Yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiğini, davalı …’un Yönetim Kurulu Başkanlığı’na atandığı ve münferiden temsile yetkili kılındığı saptanmıştır.
Taraf delilleri toplandıktan sonra dosyamızda davacı Şirketin ticari defterleri inceletilerek rapor temin edilmiştir.
Dosyamıza sunulan bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirket ticari defterleri ayrıntılı ve anlaşılır şekilde tutulmuş olmakla birlikte, şirket hisse devirleri sonucunda yapılması gereken muhasebe kayıtlarının süresi içinde yapılmamış olması nedeniyle defterlerin mevzuat hükümlerine uygun olarak tutulmamış olduğu, dava konusu icra takibine dayanak 04/01/2017 düzenleme, 30/12/2019 ödeme vadeli senetle ilgili davacı şirket ticari defterlerinde her hangi bir kaydın mevcut olmaması, davalı … ile … arasında imzalanmış İbra Protokolünde söz konusu senede ilişkin herhangi bir beyanın yer almaması…ve …’un tüm hisselerini ayrı ayrı 25.000.000,00 USD bedel karşılığı dava dışı ….’ye devrettikleri ve …’un …aracılığı ile …. ile …’e keşide ettiği 24/07/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamede yer alan hususlar birlikte değerlendirildiğinde, hisse devir tarihinde ve takip eden (2018 ve 2019) yıllarda şirket kayıtlarına intikal etmemiş olan 04/01/2017 düzenleme 30/12/2019 ödeme tarihli 2.000.000,00-TL tutarlı senet nedeniyle davacı şirketin davalı …’a borçlu olmayacağı mütalaa edilmiştir.
Bu bağlamda, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dosyamızda davacı tarafından dava konusu bononun davacı Şirketin önceki yetkili temsilcisi olan davalı … tarafından temsil yetkisinin bulunmadığı dönemde geçmiş tanzim tarihi atılarak ve sahte olarak düzenlendiği ileri sürülmesine rağmen sözkonusu iddiayı kanıtlar nitelikte TTK 687.m. bağlamında herhangi bir belge ve delil sunulmadığı, yine davacının iddiasına dayanak…E. sayılı dosyasında yargılama konusu ve davalı … hakkında nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan mahkumiyet kararına dayanak bononun işbu dava konusu bonodan farklı olup maddi olgu tespiti yönünden dosyamızda hukuken bağlayıcı nitelik taşımadığı, dosyada mevcut ve davacı ile dava dışı …arasında imzalanan 26/05/2017 tarihli ibra sözleşmesi ile tarafların ayrı ayrı % 50 oranında hissesine sahip oldukları davacı Şirketin hisselerini….’ye toplam 50.000.000,00 USD bedelle sattıkları ve anılan sözleşmenin 4.maddesinde davalı …’un şirket kayıtlarında görünmeyen herhangi bir borç ve taahhütte bulunmadığını belirttiği anlaşılmakta ise de; sözkonusu taahhüdün sözleşmede davalı …’un akidi konumundaki dava dışı… lehine hukuki sonuç doğurabileceği, bu nedenle de davalı …’u sadece akidine karşı taahhüdü ile bağlı ve ihlali halinde sözleşmede öngörülen cezai şart tahakkukundan sorumlu olduğu, dava konusu bononun davalı …’un bahse konu taahhüdü kapsamında değerlendirilmesine hukuken olanak bulunmadığı gibi açıklanan nedenlerle değinilen taahhüdün dava konusu bononun geçerliğini ortadan kaldıran ve bonoyu hükümden düşüren bir olgu olarak da değerlendirilemeyeceği kanaatine varılmakla; dava konusu icra takibinde takip alacaklısı sıfatı bulunmadığı husumet yöneltildiği anlaşılan davalılar… aleyhine açılan davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d.m. delaleti ile 115/2.m. gereğince taraf ehliyetine ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine, diğer davalı … aleyhine açılan davanın ise; haklılığı kanıtlanamadığından reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek ve hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılardan… aleyhine açılan davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d.m. delaleti ile 115/2.m. gereğince taraf ehliyetine ilişkin dava şartı yokluğu sebebiyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Diğer davalı … aleyhine açılan davanın REDDİNE,

3-Alınması gerekli karar ve ilam harcı olup maktu 80,70-TL olup davacı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davacıdan alınarak Maliye Hazinesine gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan giderlerin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılardan…kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince maktu 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
6-Davalılardan…kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince maktu 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak anılan davalıya verilmesine,
7-HMK 333.m. gereğince artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; davacı vekili ile … haricindeki davalıların vekillerinin yüzüne karşı, davalı …’un yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile… Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/11/2022