Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/643 E. 2022/846 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/643 Esas – 2022/846
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/643 Esas
KARAR NO : 2022/846

HAKİM : …
KATİP : ….

DAVACI …..
DAVALI :…..

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2020
KARAR TARİHİ : 03/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili dilekçesinde özetle; -Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında 03.10.2016 tarihinde Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, sözleşme 29.08.2019 tarihinde karşılıklı olarak feshedildiğini, taraflar 29.08.2019 tarihinde “Fesih Protokolü ve İbraname” sözleşmesi düzenleyip imza altına aldıklarını Bu protokolde, sözleşmenin karşılıklı olarak feshedileceği ve birbirlerini karşılıklı olarak ibra edeceklerini kararlaştırıldığını, özel Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi’nde belirtilen edimler müvekkil tarafından gereği gibi yerine getirilmesine rağmen, davalı şirketçe halen ödenmemiş bulunan 33.907,11 TL. bakiye bulunduğunu, müvekkil şirket tarafından bugüne kadar defalarca talep edilmesine rağmen halen müvekkile ödeme yapılmadığını, davalı şirket, yükümlülüklerini yerine getirmemiş, bu sebeple davalı şirket aleyhine …22. İcra Müdürlüğü’nün 2020/3221 E. Sayılı dosyası ile 10.03.2020 tarihinde icra takibi başlatıldığını, davalı şirket tarafından borca itiraz edilmiş ve icra müdürlüğünce takip durdurulduğunu, müvekkilin talebi üzerine itirazın iptali davası değil, alacak davası açılması yolu tercih edildiğini, davalı şirketin müvekkilin alacağını engellemek amacıyla icra takibine itirazda bulunduğunu, davalı şirketin itirazında haksız olduğu tutarın %20′ sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini beyan ederek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere; 33.907,11- TL.’ nin 31.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline; davalı şirketin itirazında haksız olduğu tutarın %20′ sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket talepleri zamanaşımına uğramış olduğundan, davanın öncelikle zamanaşımından reddi gerektiğini, Müvekkil şirket ile davacı şirket arasında 03.10.2016 tarihinde Özel Güvenlik Hizmetleri sözleşmesi imzalanmış olup; bu sözleşme konusu iş çerçevesinde işveren müvekkil şirket tarafından yüklenici davacı şirketin alacaklarından, sözleşme konusu işin ifası sırasında üçüncü kişilere verecekleri zararlar ile çalıştırdıkları işçiler nedeni ile yatırılmayan SGK primleri ile ödenmeyen işçi alacaklarına teminat teşkil etmesi açısından teminat kesintisi yapıldığını, her ne kadar, taraflar arasındaki 03.10.2016 tarihli sözleşme 29.08.2019 tarihinde karşılıklı olarak feshedilmiş ise de; davacı şirket tarafından sözleşme konusu iş nedeni ile ödenmediğini iddia ettikleri ücret ve diğer alacakları nedeni ile davacı şirket işçilerinden; Zeynel ŞAHİN tarafından Konya 2. İş Mah. E:2018/1275 sayılı dosyası ile, Abdurrahman KELEŞ tarafından Konya 2. İş Mah. E:2019/1992 sayılı dosyası ile, Zeynel ŞAHİN tarafından Konya 2. İş Mah. E:2020/371 sayılı dosyası ile, Alacak davası, Selmani AFŞAR tarafından Konya 1. İş Mah. E:2020/1707 sayılı dosyası ile işe iade davaları açıldığını bu davalar halen devam etmekte olup bu davalar sonucunda davacı şirket adına müvekkil şirketin bir ödeme yapmaya mahkum edilip edilmeyeceği bu aşamada belli olmadığını, müvekkil şirket ile davacı şirket işçileri arasında devam etmekte olan davalar sonuçlanmadan veya işçiler tarafından müvekkil şirkete ibraname verilmeden müvekkil şirketin davacı şirkete nakdi teminat iadesi yapması mümkün olmadığını, teminatın iadesinden sonra müvekkil şirketin davacı şirket adına bir ödeme yapmak zorunda kalması halinde müvekkil şirketin bu ödemeleri davacı şirketten iade alıp alamayacağı belli olmadığından bu alacaklar teminatsız hale geleceğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
…22. İcra Müdürlüğü’nün 2020/3221 E. Sayılı dosyası,
03.10.2016 tarihli Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesi,
29.08.2019 tarihli “Fesih Protokolü ve İbraname” sözleşmesi,
Bilirkişi raporları,
GEREKÇE :
Dava, davacı yüklenici Şirket tarafından davalı Şirkete sunulduğu ileri sürülen özel güvenlik hizmeti sonrasında düzenlenen fesih ve ibraname gereğince ödenmesi gereken nakit teminat bedelinin tahsiline ilişkin alacak ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
…22. İcra Dairesinin 2020/3221 E. sayılı dosyasının incelenmesinde; Dündar Özel Güvenlik Hizmetleri Limited Şirketi vekili müvekkilinin YDA İnşaat Sanayi Ticaret Anonim Şirketi nden alacağı olan 33.907,99 TLnin tahsili amacıyla 11.03.2020 tarihinde başlattığı takibe ilişkin ödeme emrinin takip borçlusuna tebliğini müteakip, takip borçlusu vekili 23.06.2020 tarihli takibe itiraz dilekçesinde; takip dayanağı olduğu bildirilen sözleşmede yer alan hükümler, alacaklı olduğunu iddia eden firma tarafından imzalanan hakedişler/hakediş kapakları, firmanın işçileri tarafından müvekkili şirket aleyhine açılan ve halen derdest olan iş davaları gereğince, dosyada alacaklı olarak görünen firmanın müvekkili şirket nezdinde muaccel hale gelmiş hiçbir hak ve alacağı bulunmadığını, müvekkilinin alacaklıya muaccel hale gelmiş borcu bulunmadığından takibin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla takibe konu borca, faize, faiz oranına ve tüm ferilerine itirazı üzerine İcra Dairesince 26.06.2020 tarihinde, borca, faize ve yetkiye itiraz talepleri kabul edilerek takibin durdurulmasına karar verilmiş olduğu tespit edilmiştir.
Davacı ticari defterlerini inceleyen bilirkişi Kemal Tahir ÖZKAN tarafından sunulmuş 08.04.2022 tarihli Bilirkişi Raporunda özetle; İncelemesi yapılan ticari defterlerden 2017, 2018 ve 2019 yılı ticari defterlerin açılış tasdiklerinin süresi içerisinde yapıldığı kapanış tasdikinin süresi içerisinde notere GÖRÜLDÜ ibaresi ile yaptırıldığı, 2016 yılı ticari defterlerinin Vergi Denetim Kurulunda olduğu beyan edildiğinden ve tarafıma ibraz edilmediğinden defterleri asılları üzerinden tespiti yapılamamış ancak defter fotokopileri üzerinden tespitler yapılabilmiş olup 2017, 2018 ve 2019 yılı defterlerinin TTK ve VUK hükümlerine uygun tutulduğu kendi lehine delil olarak kullanabileceği, davacının toplam 44 adet fatura tutarı toplamı 3.370.282,90 TL, Dönem sonu 31.12.2019 tarihi itibari ile davacı şirketin davalı YDA İNŞAAT SAN. VE TİC. A.Ş. 34.049,14 TL alacaklı olduğu mütalaa olunmuştur.
Davalı ticari defterlerini inceleyen S.M.M.M. Zeliha ÖZKAN BAĞ tarafından sunulmuş 20.12.2021 tarihli Bilirkişi raporunda özetle; Davalının incelenen ihtilafa konu 2016, 2017, 2018 ve 2019 yılma ait defterlerin T.T.K. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulduğu, açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, defter sonuçlarının birbiri ile ve ilgili belgelerle uyum arz ettiği, defterlerin delil niteliği taşıdığı, Taraflar arası ticari ilişkinin 01.05.2016 tarihinde davacının düzenlemiş olduğu fatura ile başladığı, •01.05.2016 ile 31.08.2019 tarihleri arası davacının düzenlemiş olduğu 44 adet fatura tutarı toplamı 3.370.283,43 TL davalının borcu oluştuğu, Davalının yapmış olduğu (2.435.093,64 TL + 141,99 TL Gönderilen Havale + 192.918,95 TL Çek Karşılığı Ödeme + 708.221,74 TL Taşeron SGK Ödeme) Toplam: 3.336.376,32 TL’ nin düşümü sonucu, Davalının defter kayıtlarında 31.12.2019 tarihinde; davacıdan yapılan Nakit Teminat Kesinti tutarı 33.907,11 TL davacıya borç bakiyesinin mevcut olduğu mütalaa olunmuştur.
Taraf ticari defterleri incelendikten sonra alınan bilirkişi raporunda özetle; dava tarihi itibariyle davalı lehine muaccel hale gelmiş bir rücu alacağı bulunmadığı ve taraflar arasındaki sözleşmede teminat kesintisine ilişkin bir düzenleme yer almadığı ve ayrıca 29.08.2019 tarihli fesih protokolünde de kesintilerin iade edileceği de kararlaştırıldığından davacının davalıdan talep edebileceği alacağın 33.907,11 TL olarak hesaplandığı mütalaa olunmuştur.
Dava; davacı ile davalı arasındaki 03.10.2016 tarihli Özel Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi uyarınca davacıdan kesilen 33.907,11 TL nakit teminatın davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin 29.08.2019 tarihli protokol ile karşılıklı sona erdirilmesi üzerine davalıdan tahsili talebidir.
Davacı, özel güvenlik hizmetleri sözleşmesindeki tüm edimlerini yerine getirdiğini, 29.08.2019 tarihli protokol ile kendisine alacaklarının ödeneceğinin kararlaştırıldığını, buna rağmen ödeme yapılmadığını ileri sürmektedir.
Davalı ise, Zeynel ŞAHİNin Konya 2. İş Mah. E:2018/1275 sayılı dosyası ile, Abdurrahman KELEŞin Konya 2. İş Mah. E:2019/1992 sayılı dosyası ile, Zeynel ŞAHİNin Konya 2. İş Mah. E:2020/371 sayılı dosyası ile alacak davası açtıklarını, Selmani AFŞARın Konya 1. İş Mah. E:2020/1707 sayılı dosyası ile işe iade davası açtığını, bu davaların halen devam ettiğini, bu davalar sonucunda davacı şirket adına davalının ödeme yapmaya mahkûm edilip edilmeyeceğinin belli olmadığını, bu davalar sonuçlanmadan veya işçiler tarafından davalıya ibraname verilmeden davalının davacıya nakdi teminat iadesi yapmasının mümkün olmadığını, ayrıca teminatların iade edilebilmesi için SGK ve Vergi Dairesi gibi kurumlardan alınacak borcu yoktur yazısı gerektiğini, davacının böyle bir yazı da sunmadığını, bu nedenle nakit teminatın iade koşullarının oluşmadığını ileri sürmektedir.
Davacı ile davalı arasındaki 03.10.2016 tarihli Özel Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi incelendiğinde, sözleşmede nakit veya gayri nakit herhangi bir teminat düzenlemesine yer verilmediği, davacının davalıya bu işin ifasından kaynaklı bir borcunun olması halinde bu borcu teminat altına alan herhangi bir düzenlemeye yer verilmediği görülmüştür. Ancak buna rağmen, yani taraflar arasındaki sözleşmede herhangi bir teminat veya nakit teminat düzenlemesi yer almadığı halde, davalının davacıya ödediği aylık bedellerden bir miktar nakit kesinti yaparak ödeme yaptığı, bu şekilde sözleşmede yazılı olarak yer almadığı halde fiili bir nakit teminat kesintisi yapıla geldiği anlaşılmaktadır.
Davacı ile davalı arasında işin feshi ve tasfiyesi üzerine imzalanan 29.08.2019 tarihli Protokolde, nakit teminat kesintisinin davalı uhdesinde tutulmaya devam edileceği yolunda bir hükme yer verilmediği gibi “Yüklenicinin … 29.919,01 TL nakit teminat alacağı ve Yüklenicinin 01.08.2019 tarihi ile 31.08.2019 tarihleri arası vermiş olduğu Özel Güvenlik Hizmetleri bedeli olan tutarın ve bu tutar içindeki nakit teminatın en geç 31.09.2019 tarihine kadar ödenmesi koşulu ile tarafların sözleşmeden kaynaklı birbirlerinden herhangi bir alacağı bulunmadığını beyan eder, taraflar birbirlerine karşı her türlü dava ve talep haklarından feragat etmiş olacaklarını, sözleşmenin feshinden dolayı herhangi bir tazminat ve benzeri talepte bulunmayacaklarını ve birbirlerini gayri kabili rücu olarak ibra ettiklerini kabul beyan ve taahhüt etmişlerdir” şeklinde düzenlemenin de yer aldığı görülmektedir.
Davalının ödeme yapmadan önceki aşamada davacıya karşı doğacak muhtemel rücu alacağını (yani henüz bir rücu alacağı muaccel hale gelmeden önce) garanti altına almak amacıyla kesinti yapabilmesi için ise, sözleşmede bu yönde ayrıca ve açıkça bu bir hüküm bulunması gerekmektedir.
Davacı ile davalı arasındaki özel güvenlik hizmetleri sözleşmesinde bu yönde herhangi bir hüküm tespit edilemediği gibi davacı ile davalı arasında imzalanan 29.08.2019 tarihli fesih protokolünde de nakit teminat kesintileri de dâhil olmak üzere cari hesap bakiyesinin davacıya ödeneceği kararlaştırılmıştır. Nakit teminat kesintisi olarak davalı uhdesinde tutulmakta olan ve davacıya ödenmemiş olan bedelin 33.907,11 TL olduğu konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı gibi tarafların defter kayıtları da bu yönde mutabıktır.
Tüm bu açıklamalar çerçevesinde davalı lehine muaccel hale gelmiş bir rücu alacağı bulunmadığı ve taraflar arasındaki sözleşmede teminat kesintisine ilişkin bir düzenleme yer almadığı ve ayrıca 29.08.2019 tarihli fesih protokolünde de kesintilerin iade edileceği de kararlaştırıldığından davacının davalıdan 33.907,11 TL’nin protokolde belirtilen 31.09.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep edebileceği anlaşıldığından davanın kabulüne, davanın alacak davası olması dikkate alınarak icra inkar tazminatı isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile 33.907,11 TL alacağın 31/09/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 2.316,19TL nispi karar ve ilam harcı için peşin alınan 579,05-TL harcın mahsubu ile noksan olan 1.737,15-TL harcın davalıdan alınarak Maliye Hazinesine gelir kaydına,
4-Arabulucu ücreti olarak yatırılan 1.320.00 TL ücretin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince 9.200,00 -TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Bu dava kapsamında davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 579,05 TL peşin harç ile 4.058,50- TL posta/tebligat/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 4.691,95 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile …Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/11/2022

Katip ….
¸

Hakim ….
¸