Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/611 E. 2022/75 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/611 Esas – 2022/75
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/611 Esas
KARAR NO : 2022/75
HAKİM : …..
KATİP :….
DAVACI : …..
DAVALI : …..
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/11/2020
KARAR TARİHİ : 10/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacı müvekkilinin “…” adlı özel konaklama tesis sınıfında faaliyet gösterdiğini, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından verilmiş olan Turizm İşletmesi Belgesi mevcut olduğunu, davacı şirketin, davalı kuruma 3066666 no ile su abonesi olduğunu, otelin su faturalarında ücretlendirmenin yüksek tarifeden yapıldığı, ücretlendirmenin hukuka aykırı olduğu, 2634 sayılı Turizm Teşvik Kanunu’nun 16. maddesi “Turizm belgeli yatırım ve işletmeler elektrik, gaz ve su ücretlerinin o bölgedeki sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden öderler şeklinde düzenlendiğini, müvekkilinin T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığından verilmiş Turizm İştetme Belgesi mevcut olduğundan su faturalarına sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğünden ücretlendirme yapılması gerektiği, Yerleşik Yargıtay İçtihatlarına ve Mahkeme kararlarına göre; “davacının turizm yatırım teşvik belgesinin kapsamında sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden faturalandırılması gerektiği, bunun aksine hizmeti faturalandıran davalı şirketten bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak belirtilen fazla tahsilatların iadesi hususundaki talebin kabulü gerektiği sonuç ve kanaatiyle” şeklinde davanın kabulüne karar verildiğini, birebir aynı konuda emsal nitelikteki T.C. Konya ….. Asliye Ticaret Mah. 2016/371 Esas, 2016/368 Karar ve 26.05.2016 karar tarihli davanın kabulüne ilişkin kararı, Yargıtay ….. HD 2016/16934 Esas 2018/4660 K. sayılı kararı ile onanmış, davalının yapmış olduğu karar düzeltme talebi de Yargıtay ….. HD. 2018/5151 E.2019/482 K. sayılı karar düzeltme talebinin reddine dair karar ile red edildiğini, Sonuç olarak; Belirsiz alacak davalarının kabulüyle şirketin talepte hakkı olduğu miktarın tam olarak tespitiyle, fazlaya ilişkin talep dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL alacağın ileride tespit edilecek alacak miktarının tamamının ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep edilmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 2634 sayılı kanunun 16. maddesine göre Turizm İşletme Belgesi olan aboneliklere indirimli tarife üzerinden tahakkuk yapıldığını, arıcak 4736 sayılı Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Ürettikleri Mal ve Hizmet Tarifeleri İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 1. Maddesi “kamu kürüm ve kuruluşları tarafından üretilen mal ve hizmetlerde herhangi bir indirim yapılamayacağı” şeklinde hüküm altına alındığından 2634 sayılı Turizm Kanunu’nun 16. maddesine göre yapılan ücretsiz ve indirimli tarife uygulamalarına yeni kanunun Ek fıkrasında “Bu kanunun yayımı tarihinden önce beşinci fıkrada belirtilen kanunlar dışında, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik, genelge ve benzeri düzenleyici işlemler ile diğer idari işlemlerle tesis edilmiş bulunan ücretsiz veya indirimli tarife uygulamalarına 31.12.2001 tarihinden itibaren son verilir.” denildiğinden, 31.12.2001 tarihinde son verildiğini, yine aynı kanunda “Cumhurbaşkanı (Bakanlar kurulu) birinci fıkra hükmünden muaf tutulacak kişi veya kurumları tespit etmeye yetkilidir. denilerek, ücretsiz ve indirimli tarife uygulanabilecek kişi veya kurumları belirleme yetkisi verildiğini, 4736 sayılı kanunun yürürlüğe girilmesi ile birlikte elektrik, gaz ve su tüketimleri ile ilgili Turizm Teşvik Kanunu’nun 16. maddesi ile uygulanan indirimli tarife uygulamalarının tamamen kaldırıldığı, Nitekim elektrik abonelikleri ile itgili Bakanlar Kurulu 2002/4100 sayılı Kararı ile düzenleme yapılarak 8.01.2002 tarihli ve 4736 sayılı Kanunun 1 inci maddesinin birinci fıkrası hükmünden muaf tutulması ve uygulama esaslarının düzenlenmesine ilişkin ekli Karar’ın yürürlüğe konulması ile 4736 sayılı kanunun 1. maddesinin birinci fıkrasından muaf tutulacak düzenlemelere yer verildiğini, Bakanlar Kurulunun aldığı bu karar ile kanunun kendisine vermiş olduğu yetkiyi kullanarak 4736 sayı kanunun 1. Maddesi gereğince kaldırılmış olan Turizm Teşvik Kanunun 16. maddesi kapsamında elektrik abonelerine uygulanan indirimli tarife uygulamasının yeniden getirildiğini, su ve gaz abonelerinin ne bu karar ile ne de daha sonra almış olduğu bir karar ile indirimli tarife uygulaması kapsamına sokulmadığını, bu nedenlerle su aboneliklerine Turizm Teşvik Kanununun 16. maddesine göre indirimli tarife uygulanmasının mümkün olmadığını, işbu davanın öncelikle zaman aşımından, ilaveten davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLER :
1-Su aboneliği Sözleşmesi,
2-Davacı tarafından tahakkuk edilen ve davalı tarafından ödenen su faturaları,
3-Ödeme belgeleri,
4-Bilirkişi raporu
5-Tüm dosya münderecatı,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKÎ NİTELENDİRME :
Dava, taraflar arasındaki Su Aboneliği Sözleşmesi kapsamında davalıya fazladan ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.
İhtilaf, davacı tarafından yapılan ödemenin istirdadının gerekip gerekmediği, noktasındadır.
Taraf vekillerinin iradeleri tutanaklara yansıtılmış, deliller toplanmış, bilirkişi görüşü alınmıştır.
Deliller toplandıktan sonra dosyamız konusunda uzman bilirkişiye verilerek rapor alınmış, bilirkişi İbrahim Ütübey tarafından tanzim edilen 13/10/2021 tarihli raporda; davacı … Otomotiv A.Ş.’ın işletmesinde sanayi veya mesken tarifelerinden en düşük olan tarife üzerinden fahakkuk yapılması gerektiği görüş ve kanaatine varması durumunda, davacının davalı … Genel Md.’nden talep edebileceği tutarın kdv dahil 320.532,50 TL olacağının bildirildiği anlaşılmıştır. Davacı vekili 01/12/2021 tarihli talep arttırım dilekçesi ile talebini bu oranda yükseltip harcını ikmal etmiş, davacının talep arttırım dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmiştir.
Davalı zamanaşımı def’inde bulunmuş ise de; alacak, sözleşmeye dayandığından ve BK m.146 gereğince “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabi” olduğundan, zamanaşımı def’i yerinde görülmemiştir.
Mahkememizce toplanan delillerin ele alınarak yapılan değerlendirmesinde; taraflar arasında su aboneliğine dayalı hukuki ilişkinin varlığı konusunda ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın alınan suyun ücretlendirme tarifesi ile ilgili olduğu mahkememizce tespit edilmiş, davacı tarafın Anonim şirket olduğu, davalı …’nin eylemininde ticari nitelikte olduğu, dava konusu uyuşmazlığın taraflar arasındaki ticari işten kaynaklandığı, TTK.m 4-5 maddesi uyarınca Ticaret Mahkemeleri görevli olduğu anlaşılmış, davanın süresinde açıldığı kanaatiyle toplanan deliller esastan ele alınarak yapılan değerlendirmesinde; Davacının “…. ” isimli otel için 19.12.2014 tarih 15751 sayılı turizm işletme belgesine haiz olduğu, mahkememizin bu konuda yazmış olduğu müzekkeresine 09/12/2020 tarih 939527 sayılı yazı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım İşletmelere Genel Müdürlüğü tarafından cevap verildiği görülmüştür. Mahkememizce üzerinde durulması gereken hususun davalı tarafın savunmasında belirttiği 4736 sayılı yasanın 1. maddesinin; 2634 sayılı Turizm Teşfik Kanununun 16. maddesini kapsayıp kapsamadığıdır.
Davalı idare yukarıda açıklanan yasa dahilinde indirimli tarife yerine ticarethane tarifesinden uygulama yapmıştır. Dava hukuki niteliği itibariyle su abonesi uyarınca indirimli tarifeden tahakkuk ettirilmesi gerekirken ticarethane abonesi olarak tahakkuk ettirilen fatura bedelleri nedeniyle fazla ödemelerin istirdatı isteğine ilişkindir. Mahkememizce 4736 sayılı kanunun 1. maddesindeki düzenlemenin kamusal planlar ve beklentilere erişimi olanaksız hale getirecek şekilde yorumlanmaması gerektiği, ülkedeki makro ekonomik çerçeveyi oluşturan planların uygulamacıları çoğunlukla kamu kurum ve kuruluşları olduğunun gözden uzak tutulmaması gerektiği, bu çerçevede kamu kurum ve kuruluşlarına bir kısım yükümlülükler getirilmesinin amacının ülkenin ekonomik yönden gelişimini sağlamayı amaçladığının bilinen bir gerçek olduğu, bu nedenle 4736 sayılı yasanın 1. maddesinde yer alan “… İş yerleri ve kamu kurum ve kuruluşlarınca üretilen mal ve hizmet bedellerinde işletmecilik gereği yapılması gereken indirimler hariç herhangi bir kişi veya kuruma ücretsiz ve indirimli tarife uygulanamaz” hükmünün dönemsel olarak kamuya yüklenen ve tahdidi olarak tasnif edilemeyen gereksiz ve yükümlülüklerin kaldırılmasının ve kamudaki verimliliğin artırılmasına yönelik olduğu, turizm yatırım teşvik belgesi kapsamında 2634 sayılı yasanın 16. maddesinde yapılan düzenlemenin istisnai ve özel bir düzenleme olduğu nazara alındığında özel hukuk hükümlerine tabi davalı kamu tüzel kişisinin indirimli tarifenin 2001 yılında tamamen kaldırıldığına ilişkin savunmasının yerinde olmadığı, davacının turizm yatırım teşvik belgesinin kapsamında sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden faturalandırılması gerektiği, Turizm Teşvik Kanunu 16. Mad. Elektrik, havagazı ve su ücretleri” Turizm belgeli yatırım ve işletmeler elektrik, gaz ve su ücretlerini o bölgedeki sanayi ve meskenlere uygulanan tarifelerden en düşüğü üzerinden öderler.” hükmü ile dosya içindeki Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin kararları, Danıştay kararları ve Ticaret Mahkemesi kararları uyarınca indirimli tarife üzerinden tahakkuk yapılmasının gerektiği, davalı tarafından indirimli tarifeden tahakkuk yapılmadığı görülmüş olup faturaların indirimli tarifeden yapılması halinde tahakkuk etmesi gereken dönem faturaları ve davacı tarafından fazla yapılan ödemeler bilirkişi raporu ile hesaplanarak gösterilmiş, raporda ayrıntılı olarak belirtilen fazla tahsilatların iadesi hususundaki talebin kabulü gerektiği sonuç ve kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın ıslah da dikkate alınarak KABULÜ ile;
1.000,00 TL alacağın 27/11/2020 dava tarihinden itibaren ve 319.532,50 TL’nin ise ıslah tarihi olan 01/12/2021 tarihiden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 21.895,58 TL karar ve ilâm harcından, peşin alınan 54,40 TL harç ile ıslah harcı olarak yatırılan 5.456,82 TL harç toplamı 5.511,22 TL’nin çıkartılarak, eksik 16.384,36 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Arabulucu ücreti olarak yatırılan 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükteki AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 30.887,28-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç, 5.456,82 TL ıslah harcı, 977,70-TL Posta/Tebligat/Bilirkişi gideri olmak üzere toplam 6.543,32-TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.10/02/2022

Katip ….
e-imza

Hakim ….
e-imza