Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/582 E. 2022/62 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/582 Esas – 2022/62
T.C.
ANKARA TÜRK MİLLETİ ADINA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/582 Esas
KARAR NO : 2022/62
HAKİM : ……
KATİP :….
DAVACI :….
DAVACI :…..
DAVALI : …..
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/10/2015
KARAR TARİHİ : 03/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacılar vekili, müvekkillerinin murisinin davalı sigorta şirketine sigortalı aracın 26.09.2014 tarihinde karıştığı trafik kazasında vefat ettiğini ve davacıların destekten yoksun kaldıklarını belirterek şimdilik her bir davacı için 2.500,00 TL olmak üzere toplam 5.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 08.11.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı baba … yönünden 95.065,93 TL, davalı anne … yönünden 133.889,37 TL olmak üzere toplam 228.955,30 TL olarak dava değerini ıslah etmiştir.
CEVAP :
Davalı Sigorta vekili, yetkili mahkemenin…. Ticaret Mahkemesi olduğunu, kusur durumunun ve destekten yoksunluğun bilirkişi raporu ile belirlenmesi gerektiğini, olayda hatır taşıması hususunun değerlendirilmesi gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
BİRLEŞEN ANKARA ….. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2018/186 E.
DAVA :
Davacı vekili, 26/09/2014 tarihinde, davalının sigortacısı olduğu aracın karıştığı trafik kazası sonucu araçta bulunan müvekkillerinin oğlu olan …’ın vefat ettiğini, müvekkillerinin çocuklarının desteğinden yoksun kaldığını belirterek müvekkili … için 19.522,35 TL, müvekkili … için 19.522,35 TL olmak üzere toplam 39.044,70 TL destekten yoksun kalma tazminatının asıl dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline, dosyanın Ankara ….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/658 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, ek dava ile ileri sürülen taleplerin zamanaşımına uğradığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte bilirkişi tarafından davacıların zararının 254.552,58 TL olarak hesaplandığını, davacı yanın asıl davayı 228.955,30 TL üzerinden ıslah ettiğini, bu halde rapor ile ıslah arasındaki farkın 25.597,28 TL olduğunu, ancak davacı yan 39.044,70 TL’lik ek dava açtığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE :
Asıl ve birleşen dava ZMMS poliçesinden kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı şirkete yazılan müzekkere ile poliçe dosya kapsamına alınmış olup, hasar dosyası ve ödemenin olmadığı bildirilmiştir.
SGK’ya yazılan müzekkerelere verilen cevaplarda olay nedeniyle davacıya herhangi bir gelir ve aylık bağlanmadığı bildirilmiştir.
Emniyete yazılan müzekkereye verilen cevapta davacıların murisinin ekonomik durumuna dair bir bilgi edinilmiştir.
Davacılara ait nüfus kayıt ve aile tablosu dosya kapsamına alınmış olup, mirasçı olarak yalnızca davacıların kaldığı anlaşılmıştır.
Davacıların murisinin vefatı nedeniyle kanuni mirasçılarına 73.148,00 TL İçişleri Bakanlığı tarafından ödeme yapıldığı bildirilmiş olup, ödemeya ait dekont fotokopisinin incelenmesinden tüm ödemenin davacı …’a yapıldığı anlaşılmıştır.
Emniyet Genel Müdürlüğü Nakdi Tazminat Komisyonu kararı ile 73.148,00 TL nakdi tazminatın ödenmesine karar verilmiş olup, ödenen bu miktarın ne kadarının maddi ne kadarının manevi zarara yönelik olduğuna dair bir ayrım yapılmadığı bildirilmiştir.
Mahkememizce 25.09.2017 tarihli ara karar ile anılan müzekkere cevabı da dikkate alınarak, destek …’ın yakınları için Nakdi Tazminat Ödenmesine İlişkin Kanun gereğince ödenen nakdi tazminatın, davacı baba İsmail için 20.000,00 TL sinin, davacı anne Semahat için 20.000,00 TL sinin, manevi tazminat, geriye kalan miktarın maddi tazminat olarak kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizin 05/04/2018 tarih 2015/658 Esas 2018/278 sayılı kararı ile; Aktüer bilirkişinin %100 kusur esasına göre hesaplama yaptığını belirttiği rapora ve davacıların talep arttırım dilekçesine göre asıl davanın kabulü ile davacı … yönünden 95.065,93 TL, davalı … yönünden 133.889,37 TL olmak üzere, 228.955,30 TL tazminatın 06/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, birleşen davanın ise kısmen kabulü ile dava … yönünden 10.046,64 TL, davacı Anne … yönünden 15.550,64 TL olmak üzere toplam 25.597,28 TL nin asıl dava tarihi olan 06/10/2015 tarihinden itibaren davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından istinaf edilmiştir.
Ankara 26. Bölge Adliye Mahkemesinin 17/09/2020 tarihli kararı ile “Davalının kazanın meydana gelmesindeki kusur durumunu kabul etmemiş olmasına, kaza tespit tutanağında da, araç sürücüsünün kusursuz olduğunun belirtilmiş ve kazanında araçtan kaynaklanan bir sebepten ileri geldiğine ilişkin tespit bulunmamasına göre, mahkemece davanın çözümünde etkili olacak, meydana gelen olaya ilişkin adli yahut idari soruşturma evrağı, ceza davası açılmış ise dava dosyası dosya içerisine kazandırılarak, gelen dosya ve evrak çerçevesinde kusur bilirkişisinden alınacak kusur raporu sonucuna göre karar verilmesi gerektiği” belirtilerek mahkememizin kararı kaldırılmıştır
Ankara ….. Bölge Adliye Mahkemesinin 17/09/2020 tarihli kaldırma kararı dikkate alınarak dava konusu trafik kazasının oluşumunda kaza sırasındaki yol durumu ve kaza öncesinde yolun üzerinde bulunduğu tespit edilen ve kaza tespit tutanağında bahse konu molozun kazanın oluşumuna etkisi de dikkate alındığında; dava dışı sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunup bulunmadığının tespiti için gerekli araştırmalar yapılarak yeniden rapor alınmıştır.
Kusur Bilirkişisi …. tarafından hazırlanan 02.6.2021 tarihli raporda; Zırhlı Araç Sürücüsü polis memuru …’IN, 5 polis arkadaşıyla seyri sırasında; seyrettiği taşıt yolunda aydınlatmanın olmayışı yanında gün durumunun gece oluşu ve yine sevk ve idaresindeki zırhlı aracın ön tarafının tamamen olacak saldırılara karşı korkulukla kapatılmış olması ve yine görüş mesafesinin çok kısa ve dar olmasına bağlı ivedi olarak görev yerine seyri sırasında, yoldaki balçık ve kaygan moloz zeminine aracının takılarak direksiyon hakimiyetinin kaybolması sonucu aracının devrilerek ters duruşa trafik kazasının oluşumunda; 2918 sayılı karayolları trafik kanun ve yönetmelik maddelerine göre diğer raporlarla olduğu gibi en ufak bir kusur izafesinin söz konusu olmayacağı görüş ve kanaatiyle Tamamen Kusursuz Olduğu, yolun yapımından ve bakımından sorumlu olan kuruluş yetkililerinin; trafik kaza tespit tutanağını düzenleyen trafik görevlilerince tespit edilen moloz malzemeyi olacak olan kazaları önlemek için yoldan kaldırmamalarına bağlı hizmet kusurları nedeniyle 2918 sayılı karayolları trafik kanununun 13,13-c maddelerine riayetsizlikleri nedeniyle Tamamen % 100 ( YÜZDE-YÜZ) Oranında Kusurlu Oldukları mütalaa edilmiştir.
Taraf vekillerinin itiraz dilekçeleri doğrultusunda dosyamızın tekrar kusur yönünden incelenmesi için 3 kişilik KGM trafik fen heyetinde görevli makine mühendislerinden oluşturulacak kusur bilirkişi heyetine tevdi edilmiş. Mahkememizce de benimsenen 14/9/2021 tarihli kusur bilirkişi heyeti raporunda özetle; Dosyasında …. plaka sayılı aracın son bir yıl içinde yapılan bakımlarında fren ve disk vb. emniyet sistemlerinin bakımlarının yapılmadığına dair herhangi bir belge bulunmadığından aracın bakımının yapılmadığı şeklinde araç malikine kusur atfedilmesi uygun bulunmadığını, yol sathında yolu kaygan hale getiren balçık artıklarının varlığı ile dosya kapsamında fotoğraf vb. somut bir belge bulunmadığından yolun bakımında sorumlu kuruluşa kusur atfedilmesinin uygun bulunmadığını, olayın meydana geldiği Nur Caddesi üzerinde sağa tehlikeli viraj levhası bulunduğu, olay saati itibariyle havanın karanlık olduğu, yolda aydınlatmanın bulunmadığı, 2X3,50 metre genişliğinde yol şerit çizgileri mevcut asfalt zeminli yolda dört tekerden çekişli araç ile seyretmekte olan sürücü … idaresindeki araç ile ulusal güvenlik gereği verilen emir ve talimatlara uygun olarak yanındaki …, …. ve …’IN ile birlikte ülkemizin güvenliği ve asayişine yapılan hain saldırılara karşı diğer ekip arkadaşlarını korumak amacıyla o andaki psikoloji ile aracını yol sathında tutmayı başaramadığı mütalaa edilmiştir.
Dava konusu trafik kazasının gerçekleştiği 26/09/2014 tarihinde … Emniyet Müdürlüğü’nde terörle mücadelede görevli personel tarafından kullanılan … plakalı zırhlı aracın 2013 ve 2014 yıllarında yapılan yıllık muayene ve teknik bakım ve onarımlarının yapıldığı 2/12/2021 tarihli … Emniyet Müdürlüğünden gelen cevap yazısından anlaşılmıştır.
Mahkememiz’ce re’sen seçilen aktüer bilirkişisiden alınan 24/12/2021 tarihli raporda ise; davacı anne …’ın talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminat tutarının %62 pay oranı ile 167.175,30 TL olduğu, davacı baba …’ın talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminat tutarının %38 pay oranı ile 100.824,70 TL olduğu, davacı tarafın davalı sigorta şirketinden dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülerek (taleple bağlılık ilkesi gereği) tazminat talebinde bulunabileceği mütalaa edilmiştir.
Bu bağlamda, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre; açılan davanın trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olduğu, toplanan deliller ve Mahkememiz’ce de benimsenen 14/9/2021 tarihli kusur bilirkişi heyeti raporu ve benimsenen aktüer bilirkişi raporuna göre davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep edebileceği, bu bağlamda yukarıda anılan ilkeler gözetilerek dosyamıza sunulan aktüer bilirkişi raporu doğrultusunda mahkememizce verilen ilk hüküm davalı sigorta şirketi tarafından istinaf edilmiş olduğu hususu da gözetilerek Mahkememizce 05/04/2018 tarihli kararımızda verilen toplam tazminat miktarı, ıslah dilekçesi dikkate alınarak mahkemizce Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda araştırma yapılmış alınan kusur raporunda olayda 2918 Sayılı Yasanın 86. Maddesinde düzenlenen “İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.” şeklindeki kurtuluş karinesine ilişkin şartların oluşmadığı anlaşılmış bir önceki hükmümüzdeki toplam tazminat miktarı aşılmamak üzere asıl dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütülebileceği anlaşıldığından davanın kabulüne dair takdiren aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM/Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Asıl davanın KABULÜ ile davacı baba … yönünden 87.003,01 TL, davalı anne … yönünden 141.952,29 TL olmak üzere toplam 228.955,30 TL’nin dava tarihi 06.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
2- Birleşen davanın KISMEN KABULÜ İLE davacı baba … yönünden 9.726,96 TL, davalı anne … yönünden 15.870,32 TL olmak üzere toplam 25.597,28 TL’nin asıl dava tarihi 06.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
3-a) Asıl dava yönünden alınması gereken 15.639,94 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL ile ıslah ile alınan 764,92 TL harcın düşümü ile kalan 14.847,32 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
b) Birleşen dava yönünden alınması gereken 1.748,55 TL harçtan peşin alınan 133,36 TL harcın düşümü ile kalan 1.615,19 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
4- a) Asıl davada peşin ve başvuru harcı ile ıslah harcı olarak alınan 820,32 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
b) Birleşen davada peşin ve başvuru harcı olarak alınan 169,26 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
5-Asıl ve birleşen davada davacının dosya, pul, davetiye, yazışma ve bilirkişi ücreti olarak sarf ettiği 5.922,50 TL’nin haklılık oranına göre 5.626,38 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6- a) Asıl davada A.A.Ü.T. uyarınca 24.476,87 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Birleşen davada A.A.Ü.T. uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Birleşen davada A.A.Ü.T. uyarınca 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, davacılar vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 03/02/2022

Katip ….
e-imza

Hakim …..
e-imza