Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/570 E. 2021/215 K. 26.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/570 Esas
KARAR NO : 2021/215

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/11/2020
KARAR TARİHİ : 26/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında satıma ilişkin ticari ilişki bulunduğunu, bu ilişkiden kaynaklı fatura bedelelrinin ödenmemesi üzerine müvekkilinin … Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi yaptığını, davalının takibe haksız itirazı ile takibin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, davacıya borçlarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
NİTELEME:
Dava, cari hesap alacağından kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davalı taraf, yapılan takipte icra dairesinin yetkisine ve borca itiraz etmiş olup, sonra açılan eldeki davada da, mahkememizin yetkisine itiraz etmiştir. Bu sebeple, öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın değerlendirilmesi elzemdir.
İcra Dairesinin yetkisi kamu düzenine ilişkin olmayıp, alacaklının yetkisiz bir icra dairesinde takip yapması halinde, icra dairesi kendiliğinden yetkisizliğini gözetemeyeceği için borçlunun itiraz yolu ile bunu ileri sürmesi gerekir.
Davalı borçlunun icra dairesinin yetkisine itiraz etmesi durumunda 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 50. maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenmelidir.
2004 sayılı İİK’nun 50. maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. 6100 sayılı HMK’nun 6. maddesi, aksine bir hüküm olmadıkça, her davanın, açıldığı tarihte davalının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinde görüleceğini öngörmektedir. Bu hükme göre, genel yetkili mahkeme davalının ikametgahı mahkemesidir.
İlamsız icrada yetki hususunda da aynı hüküm geçerlidir. Bu durumda, ilamsız icrada genel yetkili icra dairesi HMK.nun 6. maddesi gereği borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki icra dairesidir.
Öte yandan, HMK’nun 10. maddesine göre, itirazın iptali davasına konu alacak sözleşmeden kaynaklanıyorsa dava, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. Borcun ifa yeri Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesine göre tayin edilmelidir. Bu hükme göre borcun ifa yeri açık veya örtülü olarak belirlenmişse dava belirlenen bu yer mahkemesinde açılabilir. Borcun ifa yeri sözleşmeden açık veya örtülü olarak anlaşılamıyorsa ve borç bir miktar paradan ibaretse alacaklının ödeme zamanındaki ikamet mahkemesinde dava açılabilir.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde, takibin konusunun cari hesap ekstresi ve faturalar olduğu, davalının cevap dilekçesinde davacı ile aralarında olan ticari ilişkiyi inkar ettiği, bu doğrultuda somut olayda,TBK 89. madde hükmünün uygulanmasının mümkün olmadığı görülmektedir.
Davalı yanca takibe itiraz dilekçesinde açıkça icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ve yetkili icra dairesinin İstanbul İcra Müdürlüğü olduğu bildirilmiştir.
Yukarıda anlatılan nedenlerle, davanın dayanağı takibin yetkili icra dairesinde yapılmaması, davalının süresinde, takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş olması, genel yetkili davalının ikametgahının bulunduğu yer icra dairesinde icra takibinin yapılması gerektiği hususları birlikte değerlendirildiğinde yetkili icra dairesinde usulüne uygun bir icra takibinin bulunmadığı, geçersiz takibe dayalı olarak eldeki davanın açıldığı sonucuna varılarak davanın bu nedenle usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Açıklanan gerekçeye ve dosya kapsamına göre;
1-Yetkili icra dairesinde usulüne uygun bir takip dosyası bulunmadığından icra dairesinin yetkisizliği sebebiyle davanın USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 704,61 TL harçtan düşümü ile fazla alınan 645,31 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-…Ü.T. uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 26/03/2021

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır