Emsal Mahkeme Kararı Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/556 E. 2021/232 K. 26.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/556 Esas – 2021/232
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/556 Esas
KARAR NO : 2021/232

DAVA : Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/11/2020
KARAR TARİHİ : 26/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili, taraflar arasındaki kargo taşımacılığı, ticari vekillik sözleşmesi uyarınca davacının davalı adına gelen ve giden kargoları taşıdığı buna karşılık davalı tarafından 31/07/2019 tarihli ve 21/01/2020 tarihli fatura bedelleri ödenmediği gibi kargo dağıtımında kullanılan araçların tüm giderlerinin davalı adına fatura edilmesi nedeniyle davacı tarafından gider olarak gösterilememesi nedeniyle zarar gördüğünü ileri sürerek şimdilik 500,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, davacının arabuluculuk talebinin hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak olarak yapıldığı buna karşılık arabuluculuk görüşmesinde farklı uyuşmazlık konusu üzerinden arabuluculuk toplantısı olduğu bu nedenle tutanağın taraflarınca imzalanmadığını savunarak öncelikle dava şartı yokluğundan davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında imzalanan kargo taşımacılığı ticari vekillik sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 114/1 maddesinin birinci fıkrasında, tüm davalar bakımından geçerlilik taşıyan dava şartlarının neler olduğu hususu hükme bağlanmış, aynı kanunun 114/2 maddesinde ise, diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir.
7155 Sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.” hükmü uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiştir.
Öte yandan; zorunlu arabuluculuğa başvurulması halinde sürecin ne şekilde işleyeceği 6325 Sayılı Yasanın 18/A maddesinde düzenlenmiş olup, dava şartı olarak arabuluculuk başlıklı 18/A-2. maddesinin ilk cümlesi “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır.” hükmünü, son cümlesi “Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” hükmünü taşımaktadır.
Davalı tarafça dava konusu uyuşmazlığın arabuluculuk görüşmesinde tartışılmadığı bu nedenle tutanağın imzalanmadığı savunulmuştur. Arabuluculuk tutanağı, ilk oturum tutanağının incelenmesinde ilk oturumda uyuşmazlığın ticari vekillik sözleşmesi kapsamında uyuşmazlıktan doğan alacak talebi konularında ihtilafın çözümlenmesi amacıyla görüşme yapıldığı, davalı vekili tarafından uyuşmazlığın hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacak olduğu itirazını öne sürerek imzadan imtina ettiği belirtilmiştir. Bu tutanak karşısında dava konusu uyuşmazlığı taraflar arasında düzenlenen ” Kargo Taşımacılığı Ticari Vekillik Sözleşmesi “‘nden kaynaklanıp kaynaklanmadığı ve dava dilekçesinde konu edilen iki adet fatura bedeli ile KDV ödemesinden kaynaklanan davacı zararının taraflar arasında arabuluculuk konusu olup olmadığı uyuşmazlığın bu kapsamda tanımlanarak somutlaştırıldığı ve giderilmeye çalışıldığı konusunda belirlilik içermemektedir. Bu nedenle zorunlu arabuluculuk şartının yerine getirildiği kabul edilemeyeceğinden, TTK’nın 5/A ve 6325 Sayılı Arabuluculuk Kanunun 18/A-2 maddesi göndermesi ile HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:
1-Davanın geçerli bir arabuluculuk görüşmesi ve tutanağı olmadığından usulden reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 54,40 TL harçtan düşümü ile kalan 4,90 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-A.A.Ü.T. uyarınca belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde verilecek dilekçe ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/03/2021